5. Bölüm
Emine Göksu / Asena Deniz/Gerçek Ailem / 4. Bölüm

4. Bölüm

Emine Göksu
kitaplar_hayattiir

Oy;20

İyi okumalaaar

 

🦋

"Ben Arslan Demir Dinçkök Deniz Yıldızımın abisiyim"

Arslan Demir mi bu adamın adı niye bu kadar tanıdık anasını cevap vermemi beklemeden adam beni çekti sarıldı ve o an anılar zihnime doluştu

"Abi tıytıy oysam beni yine sever miydin?"

"Severdim abicim"

"Pekii kuş oysam?"

"Yine severdim abicim ben seni ne olursan ol severdim."

"Bende seni çok seviyoyum oymanlayımın kyalı."

fısıldamadan edemedim

"Ormanlarımın kralı. O sen osun"

Kulağımda nefesini hissettim

"Evet o benim Deniz Yıldızım."

Geri çekildim daha doğrusu çekilmek istedim ama bırakmadı.bir süre sonra kendi çekildi o çekilince Bende merdivenlere yöneldim merdivenlere ilk adımımı atmıştım ki

"Dur bakalım küçük hanım hem geceyi dışarıda geçirip hem cezayı atlatıp bu kadar kolay sıyrılamazsın" dedi Çağatay bey

"Benim bir suçum yok Çağatay bey"

"Bunu içeride konuşuruz kızım."

"Ben bunu içeride konuşmak istemiyorum.Sadece size hatam olmadığını söylüyorum Çağatay bey." Dedim

"Kardeşim konuşmak istemiyorsa konuşmayacak baba." Dedi Esmer bomba kafamı ona çevirdim o da zaten bana bakıyordu sonra kafamı Çağatay bey'e çevirdim

"Yukarıya çıkabilirsin Deniz ama sadece şimdilik konu kapanıyor."dedi Çağatay bey

"Ya şu siktiğimin adını kullanmayın artık çıldıracağım en sonunda kaç kere diyeceğim benim adım Lidya ayrıca siz açıklayın bu adam kim"

"Abinim dedi ya Lidya" "Abinim dedi ama kaçıncı benden büyük olan kişi"

"En büyük abin"

"Bilmem hatırlıyormusunuz Çağatay bey ama siz Araf'ı tanıtırken en büyük abin bu dediniz"

"Çünkü o an öyle söylemem gerekiyordu Arslan abinin gelmesiyle sıralama birer birer kaymış oldu" dedi

"Yalan söylediniz yani" sikerlerdi böyle işi Çağatay bey yüzüme bakmakla yetindi bende odaya çıktım balkona geçip koltuklara oturdum ve bir dal sigara yaktım bağımlı yapardı bunlar adamı o sırada telefonuma arama geldi bizimkiler grup aramasına yapıyordu bekletmeden açtım

"Ne yapıyorsunuz gençleeer"dedim

"Sana çok güzel bir haberimiz var Lidya" dedi Sedef.

"Uzatmaları sevmem biliyorsun söyle hadi ne varsa"

"Yakın zamanda oraya geleceğiz burada çok az bir işim kaldı yani en fazla 15 güne oradayııız"dedi Can

 

~4 gün sonra~

Kapım tıklatıldı Esmer bomba gözüktü

"Gelebilirmiyim?"

"Evet"dedim elimdeki sigarayı komodinde söndürdüm ve yatakta oturdum o da geldi ve karşıma oturdu bir süre suratıma baktı ve konuşmaya başladı

"Beni hatırlamıyorsun değil mi"dedi

"Hayır hatırlamıyorum."

"Ama ben seni hatırlıyorum.kardeşimi Deniz Yıldızımı güzelimi hatırlıyorum ve bence sende bir şeyler hatırlıyorsun"dedi

"Hayır hatırlamıyorum"dedim

"Ama ben yalan söyleyince daha çok göz teması kurduğunu hatırlıyorum"dedi

"Hayır ben senin dışında hiçbir şey hatırlamıyorum ki seni bile tam olarak hatırlamıyorum sadece saçma sapan bir kaç anı var ve o anılar da 14 yıl öncesinde kaldı."dedim kafasını salladı

"Nasıl istiyorsan öyle olsun bir şey hatırlamaman sorun değil ama abinin her zaman burada olduğunu hatırlamanı istiyorum"dedi suratına baktım

"Abi Yalın bana bağırdı"

"Çağır o Yalın'ı bana benim yanımda da bağırsın bakayım"

"Yemek hazır olmuş hadi aşağıya inelim"dedi

"Ben inmek istemiyorum"

"Sabahtan beri hiçbir şey yemedin hadi aşağıya itiraz yok"dedi gerçekten de itiraz kabul etmeyen bir ses tonunda söylemişti ayağa kalktı ben de ayağa kalktım ve kapıyı açıp odadan çıktık merdivenleri inmeye başladık yemek odasının kapısına gelince kapıyı açtık ve içeriye girdik bir tek masanın diğer ucu ve o ucun sağ tarafı boştu Arslan Demir başa kurulunca bende sağ tarafına oturmak zorunda kaldım yardımcılardan biri olan 40'lı yaşlarının sonundaki kadın tabaklara yemek doldurmaya başladı Yalın adisi konuştu bunun gözü niye mor lan elinde de sargı gibi bir şey var

"Yemekte ne var?"

"Brokoli var Yalın bey"

"Ben brokoli sevmem ki"dedi Arel Yalın'da ona katıldığını belli eden bir ifade gösterdi

"Başka yemek yok mu?"dedi Barış. ben de sevmezdim brokoli ama yemek seçilmezdi yiyecektik mecbur

"Melek hanım bugün brokoli yapmamızı ve başka yemek pişirmemememizi söyledi" dedi kadın en yakın zamanda adını öğrenmeliydim.

Gözler Melek hanıma döndü

"Ne bakıyorsunuz biraz da sağlıklı beslenin"Savaş ve Yalın kalkmak için hazırlanıyordu ki Çağatay beyden

"Oturun lan yerlerinize biz yiyorsak siz de yiyeceksiniz" diye bir ses yükseldi. Yalın ve Savaş geri yerlerine oturdu

"Yemekleri dağıtmaya başlayabilirsin Sema"dedi Melek hanım ve kadın yemekleri dağıtmaya başladı sonunda kadının adını öğrenmiştim kadın önce Arslan Demir'e verdi yemeği sonra bana Sonra solumdaki Barış'a ve böyle böyle dağıtmaya devam etti tam yemek yemeye başlıyorduk ki Melek hanımın sesi duyuldu

"Aa ay ben kızımı unuttum kızım sen seviyor musun brokoli sevmiyorsan hemen bir şeyler hatırlatırım"

"E ona gelince hazırlatıyorsun bize gelince neden sağlıklı beslenin oluyor"dedi Araf

"Çünkü o benim kızım"dedi Melek hanım sonunda konuşmam gerektiğini düşünerek söze girdim

"Yo Melek hanım gerek yok brokoli yiyorum" normalde çekinmezdim ama masadaki bütün gözler bana dönünce çekinmiştim ve mecburen yiyecektik brokoliyi

"Ne Sen brokoli yiyor musun"dedi Barış

"Evet niye yemeyeyim"dedim

"Ne bileyim pek seven bir tipin yok"

"Seviyorum demedim zaten yerim dedim"

"Sevdiğin yemek olmadı diye kavga çıkarmayacak mısın?"dedi

"Yemek yemektir niye böyle bir şey yapayım ?"dedim

"Hiiç"dedi Barış Çağatay bey'in 'Afiyet olsun'demesiyle yemeğe başladık yemek boyunca Arslan Demir ve Melek hanım dışında herkes sızlanarak yemeğini bitirdi ben de yemeğimi bitirdim ve kalkacakken Çağatay bey

"Lidya odana çıkma lütfen salona geç birlikte oturalım biraz"dedi kabul etmeyecektim ama Lidya ismimi kullandığı için değerli vaktimden 5 dakika ayırabilirdim.

Kafa salladım ve Salona geçtim benden sonra da sırayla hepsi koltuklara oturdu ben 3'lü koltukta oturuyordum sağımda Arslan Demir onun sağında Savaş tekli koltukların birinde Çağatay bey birinde ise Melek hanım vardı karşımdaki 3'lü koltukta ise Yalın Ayaz ve Araf vardı Yalın piçi tam karşıma oturmuştu Barış ve Arel pisliğini ise yere atmışlardı Çağatay bey konuşmaya başladı "Lidya seninle konuşmak istediğim bir konu var" aslında biraz durduktan sonra devam etti "Ben senin soyadının artık Dinçkök olmasını istiyorum yani kanunen benim kızım olmanı istiyorum"

"Çağatay bey ben böyle bir şey istemiyorum kendi soyadımı kullanmaya devam edeceğim"

"Ama ben senin kanunen artık benim kızım olmanı istiyorum zaten 14 yıl geç kaldık daha da vakit geçmesin"

"Sizin 14 yıl geç kalmanız sizin sorununuz Çağatay bey ben kendi soyadımla devam edeceğim" Melek hanım söze girdi

"Lidyacım en azından seni geri bulduğumuz için bir davet gibi birşey düzenlesek lütfen hemen hayır deme seni rahatsız edecek hiç birşey olmayacak herşeyi senin istediğin gibi düzenleriz" Aslında sıcak bakmıyorum bu davet fikrine ama kimlik konusunu daha fazla uzatmamaları için kabul edecektim.

"Peki tamam olabilir ama şu an değil lütfen"

"Benim yarın yurt dışında bir iş yemeğim var annenizle yarın oraya gideceğiz ve 2 gün orada kalacağız biz yurt dışındayken lütfen birbirinizi yemeyin,biz geldikten sonra da bir tarih belirleyebilirsiniz"dedi Çağatay bey.

"Geldikten sonra birlikte halledebiliriz dekorasyonu istersen" dedi Melek hanım

"Melek hanım gerçekten böyle ince işlerden anlayan biri değilim siz hazırlayın ne istiyorsanız bende katılayım olsun bitsin"dedim Melek hanım onayladı bir süre oturduktan sonra Melek hanım ve Çağatay bey erken kalkıp yolculuk yapacakları için yukarıya çıktı karşı koltuktan Ayazın Araf'a fısıldadığını duydum

"Abi annemle babamın yokluğunda bu kız bizi kesmez değil mi"

"Yok oğlum kesmez ya hem abim var salak mısın?"

"Götü kolla bence Araf her an gırtlağına çökebilirim o zaman abin de alamaz elimden"dedim

"Odamın kapısını kilitliyorum merak etme"

"Aaa unuttun mu benim balkondan balkona geçebilme gibi süper yeteneklerim var"

"Unutmuşum ben onu yakın zamanda bir oda değişikliği yapmalıyım Barış canım kardeşim şanslı sensin sana bir şey yapmaz bu manyak"

"Manyak sensin suratsız "

"Ne suratsızlığımı gördün lan"

"Sen benim ne manyaklığımı gördün"

"Ya birde ne manyaklığımı gördün demiyor musun kızım etrafa attığın bakış yeter bir kere"

"Öyle baktırana kadar uğraşmasaydın o zaman"

"Ben bir şey yapmıyorum ki herşeye kısan sensin bir gece 12'de geliyorsun bir gece kızdığın için hiç gelmiyorsun burada sorun çıkartan sensin bence"

"Karşıma geçip bir de diyorsun ki niye kızıyorsun senin bu Orospu kardeşin yalın bana tokat atmak için elini kaldırmasaydı ben gayette efendi efendi evinize gelecektim"konuşurken ayağa kalkmıştım Araf'da gelip karşıma dikildi

"Yalın öyle birşey yapmaz"dedi Arkamda birinin varlığını hissediyordum

"Yaptı işte kardeşin yaptı diyorum birde yalan mı söyleyeceğim"dedim

"Neden olmasın niye yalan söylemeyesin ki geldiğinden beri bir karın ağrısı var zaten çareyi iftira atmakta bulmuş olamaz mısın?" Arkamda duran kişinin eli belime geldi anlamıştım Demirdi bu belimden hafifçe kendine doğru çekti

"Kardeşine inanmıyorsun abine de mi inanmıyorsun Araf"dedi ve kendisiyle beraber beni de dış kapıya yöneltti kapının önüne gelince

"hava serin biraz üstüne bir şey almak ister misin?"dedi üstümde siyah crop ve gri eşofman vardı kafamı hayır anlamında salladım o da kapıyı açtı ve beni de dışarıya çıkarttı arabasında olduğunu düşündüğüm arabanın yanına götürdü ve yolcu koltuğunun kapısını açtı ben bindikten sonra geri kapattı ve önden dolaşıp o da sürücü koltuğuna oturdu sürmeye başladıktan sonra sordum

"Nereye gidiyoruz?"

"Konuşabileceğimiz bir yere"Oturduğum koltuğa biraz daha sindim kardeşine iftira attım sanıp gebertmesin şimdi bu beni bir yandan arabayı sürerken kafasını hafifçe bana çevirdi

"Benden korkuyor musun?"

"Ne münasebet canım ben hiçbir şeyden korkmam"hafifçe tebessüm etti

"Deniiiiz nerdeesiiin"

"Buradayım salak Yalın Korkmuyorum senden abim korur ki beni "

aradan 45 dakika geçtikten sonra yol biraz daha ağaçlık alanlara girmeye başladı Allahım bu sefer gerçekten geliyorum galiba ettiğim küfürler için özür dilerim

"Uykumda falan öldürseydin bari ya ben orman köşelerinde gebermek istemiyorum hem daha tövbe etmemiştim ben"dedim konuşmadan arabayı sürmeye devam etti aradan geçen 5 dakikanın sonunda arabayı durdurdu önüme baktığımda ağzımdan 'oha'diye bir ifade çıktı çünkü aşırı güzel gözüküyordu uçurum gibi bir yerdi ve bütün şehri gösterebilecek görüntüye sahipti arabayı durdurdu ve indi önden dolanıp benim kapımı da açtı ve inmem için kenara çekildi bende indim arabanın barajından 2 tane sandalye çıkardı ve ikisini de açtı oturmam için suratıma baktı ve bende geçip oturdum o da yanımdaki sandalyeye oturduğunda manzarayı izliyordum Bir süre bekledikten sonra konuşmaya başladı

"Bir şeyleri hatırlamadığını biliyorum ama bence biraz da olsa aklında bir şeyler canlanıyordur ben Yalın'ın sana vurmak için elini kaldırdığını biliyordum ki o el inseydi kardeşim demezdim bir yumrukla kurtulamazdı benden sen benim en değerlimdin hala da en değerlimsin ben senden sadece bunu bilmeni istiyorum kardeşim her zaman bir abin var senin yanında sana yalnız hissetmemeni sağlayacak bir abin var sana her zaman inanacak olan abin var ben öyle ince işlerin adamı değilimdir ama sen benim en kıymetlimsin sana bir zarar gelirse eğer o zaman bütün dünya karşısında beni bulur Yalın ile konuştum zaten ve sana eğer bir daha biri böyle bir davranış sergileyecek olursa kimseyi dinlemem seni de alır giderim buralardan tabi sen de istersen" kafamı ona çevirdim galiba sevmiştim bu adamı sanırım da kafamdaki seslerin sahibi bu adamdı. Ben sesimi çıkartmayın o da çıkartmadı sessizliğimizi paylaştık cebimden paketimi çıkarttım ona da uzattım o da aldı o da çakmağını çıkarttı ve ikimizin de sigarasını yaktı sessizce oturmasını arasından yaklaşık 1 saat geçti 'kalkalım mı'diye sordu onaylayınca kalktık sandalyeleri arkaya koydu ona döndüğümde o da bana bakıyordu zaten ve ben de kendimden asla beklemediğim bir şeyi yaptım Arslan Demir'e sarıldım o da bekletmeden bana sarıldı neden sarıldım bilmiyorum ama sarılasım gelmişti işte Çağatay beyden bile daha çok sevmiştim bu adamı biraz sarıldıktan sonra ayrıldı

"Hadi gidelim Deniz Yıldızım"

...

Bölümün sonuna geldiiik biliyorum bölüm biraz geç geldi ama Pazar günü bir yakınımız kaybettim bu sebeple biraz sizi de bekletmiş oldum.

Oy ve yorumlarınızı unutmayıın

Yeni bölümde görüşmek üzereee

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 19.01.2025 14:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...