1. Bölüm

1. Bölüm KAN VE KAYIP

Selen Karadağ
kitaplarda_hayat

 

 

BÖLÜM 1

“Onunla tekrardan ilk defa tanışmayı mı seçerdin yoksa onu hiç tanımamış olmayı mı?”

 

Son dersin ortalarında matematik hocasın çözdürdüğü mistik sorulardan sıkılmış tüm sınıf isyana başlıyoruz, yine ve yine. “Evet, gençler matematik sınavının tarihi yaklaşıyor iyi çalışın ayrıca ödev birinci fasikülün tamamı çünkü sınav bu konulardan ibaret. Son on dakikamız kaldı serbestsiniz.” Her şey bundan sonra başladı…

“Ayça bugün çok huzursuzum sanki bir şeyler olacak gibi hissediyorum.” “Pelin sus! Senin altıcı hissin kuvvetli ama bugün bir şey olmayacak. Yeterince beynim yandı lütfen sus.” evet yine başladık bir yandan kendimi bir şey olmayacağına inandırmaya çalışıyorum ama bir yandan da Pelin’in hislerine güveniyorum. “Hocam tuvalete gidebilir miyim?”Pelin sürekli son ders tuvalete gider niye bilmiyorum ama bana hiç söylemedi. “Git Pelin ama hızlı dön temizlik yapılmaya başlandıysa mümkünse geri gel.” “Tamam hocam.” Bu sözlerin ardından tam beş dakika geçti ama Pelin gelmedi. Matematik hocasından izin aldım ve ben de tuvalete gittim.

“Pelin ne yedin be kızım beş dakikadır gel… Pelin! Pelin!” o gördüğüm manzarayı hiçbir zaman unutamayacağım. Çığlığı bastıktan sonra toparlanmaya çalışsam bile yapamadım ve son sürat sınıfa koştum. “Hocam! Pelin!” “Ayça ne oldu! İyi misin? Pelin nerede?” “Hocam pelin bıçaklanmış!” tüm sınıfın korkudan nutku tutulmuştu. Tam o sırada kapı büyük bir hızla açıldı ve bir ses! Silahın içinden çıkan kurşun matematik hocasının tam göğsünden içeri girdi ve evet kan üstüne kan!” “Herkese merhaba gençler, kendimizi size tanıtmaya gerek yok zaten anlamışsınızdır aranızdan bir kişiyi alıp çıkacağız” Ne? Ne dedi o? “Evet sarışın, gel buraya” Sarışın? Ben? HAYIR ÖLMEK İSTEMİYORUM! “Peki sen bilirsin” ve tam o sırada bir mermi sevgilim Alper’in göğsünü delip geçmiş, oluk oluk kan akıyordu “Alper!”

“Sana gel demiştim. Evet, şimdi geliyor musun yoksa seni biz alalım mı?” bu sözleri duymuştum ama aklım ve gözlerim Alper’deydi. “Tam-a-m tamam geliyorum” dedim ve o anda her şey karadı. Hayatımda çok sevdiğim kişiler belki de benim yüzümden hayatını kaybetmişti. Aslında ben de ölmek ve onların yanına gitmek istiyordum ama öyle olmadı. “Ooo sarışın uyanmış. Günaydın.” “Ne-nerdeyim ben?” “Sakin, sadece kaçırıldın ve üç tane katilin arsında bir harabede kalıyorsun.” “SADECE Mİ? DAHA NE OLABİLİR? BENİ NEDEN ÖLDÜRMEDİN? ONLARIN YANINA GİTMEK İSTİYORUM! BENİ DE ÖLDÜR! AİLEMİ BENDEN ÇALDILAR BENİ DE BU HAYATTAN ÇAL!” gözyaşlarım gözlerimden sicim sicim akıyordu. Ağlamamı durduramıyordum çünkü söylediğim her şey gerçekti. Ailem ben küçükken beni terk etmişti. Yetiştirme yurdunda beni sahiplenen ailem bıçaklı saldırıya uğramıştı ve ben bu hayatta Pelin ve Alper ile kalmıştım. Onlar benim ailemdi ve ben ailemi kaybetmiştim. Ben annemim ölümünü kendi gözlerimle gördüm ben anneme; “Kızın başaracak anne sana söz veriyorum. İyileştireceğim seni, yaşatacağım!” diye söz verdim ama tutamadım.

“Kendine gel! Ve sana bir şey söyleyeyim mi? Anneni ve babanı öldürende bendim!” “NE? NE DEDİN SEN!” “Aden sus!” o sırada annemi öldürdüğünü öğrendiğim adamın adının Aden olduğunu öğrendim ama ben hala geçirdiğim şokun etkisindeyim.

Çünkü Aden benim kardeşimdi. Evet, o beni yurttan sahiplenen ailemin çoçuğuydu. Onunla hep iyi anlaşırdım ama şimdi… “Aden?” “ Ta kendisi. Kardeşin” “SUS! Sen benim kardeşim olamazsın, o böyle bir şey yapamaz!” o sırada adını bilmediğim bir adam geldi ve benim bağlı olduğum sandalyeden çözdü, Aden’i başka bir odaya aldı ve yanıma dizlerinin üstüne çöktü. Bu adam nedense bana güven veriyordu. Bir diğeri de yanıma geldi sandalyeyi çekti ve oturdu. Ben yere düşmüş kendime hakim olamıyor, çığlıklar içerisinde ağlıyordum. “ O herif benim ailemi benden aldı. O adam yaşamayı hak etmiyor. Benim sevdiğim vardı, ben gönlümü ona vermiştim. Belki gelecekte evlenecektik. Benim dostum vardı, beni canı pahasına koruyabilecek bir kardeş. Ama ne oldu? Onları, canımdan çok sevdiklerimi kaybettim” bu isyanlarım onları üzdü mü bilmiyorum ama bana açıklama yapmaya başladılar.

“Adım Anıl. Bunu sana söylediğimi duyarsa büyük ihtimalle benim kafama sıkar ama ben de burada zorla tutuluyorum. Evet, silah tutuyorum ama birinin canını o zorlamadıkça almam. Sana elimden geldikçe yardım etmeye çalışacağım.” “Sen bana yardım edemezsin ben hayatımı kaybettim. Ben ailemi kaybettim, ben aslında yaşamıyorum ama sırf bu adamın kafasına sıkmak için yaşayacağım. Annemi, babamı, sevgilimi, dostumu yaşatamadım ama onlar için yaşayacağım. Beni şuan diri tutan öfke, nefret ve intikam. Ben amacıma ulaşmadan bu dünyadan gitmeyeceğim!” “Tamam, seni anlıyorum sevdiklerini kaybettin ama sakin olmaya çalış” bunu söyleyen de adını hala söylemeyen diğer adamdı.

Ama bu adamın siması bana tanıdık geliyor. “Adın ne? Çünkü seni bir yerden tanıyo… Hakan?” o anda aklımda bir şimşek çaktı “Özür dilerim” dedi gözyaşlarını tutamayarak “Çok özür dilerim, abi-abimi öldürmek bende istemedim ama zorundaydım. Yoksa o pislik hem beni hem de abimi öldürecekti!” “Hakan bunu bana ve abine nasıl-nasıl yap-ya-yaparsın?” Bunlar benim ya üç ya da dördüncü şokumdan sonra söylediğim son sözlerdi.

 

21 Aralık 2012

“Abla çok güzel olmuşsun!” “Teşekkür ederim ablasının birtanesi” Aden ablasını aynı bir yıldıza benzetmişti. Ablasını gülüşü, kalbi… ablası onun her şeyiydi. Ama bilmiyordu ki yıldızlarda bir süre sonra parlaklığını yitirmeye, sönmeye ve ölmeye başlardı. Bir insanla yıldız düşman olur mu? Ama oldular işte.

 

 

 

Bölüm : 28.10.2024 22:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...