7. Bölüm

6. Bölüm

Sude doğan
kitaplarvebensude

Geçen kötü günleri bir hafta geride bırakmıştım. Polisler eve gittiğinde sadece bir oyuncak ayı bulmuşlardı o kızın oyuncağıydı. Artık kendimi kötü düşüncelerden atmaya başlamıştım. Her yere yapışık gittiğimiz için korkum az da olsa azalmıştı. Sabah Alarm yerine kuzey ve Nil’in kavgasıyla uyanmıştım. Onları duymazdan gelip hızla lavaboya yöneldim. Ellerimi ve yüzümü soğuk suyla yıkadım. Derin bir nefes alıp odama geçtim. Sarı saçlarımı ilk defa özenle taradım, feri sönmüş mavi gözlerim artık daha iyi durumdaydı. Günden güne iyileşiyordum ama içim de hala az da olsa bir korku vardı.

Kapımın tıklatıldığını fark ettiğim anda konuştum “gel” dememle kuzey’in odama girmesi bir oldu. “Zor kaçtım öldürecekti beni deli” derken bir taraftan kapıyı kapatıyordu. “sensin deli” alt taraftan nil hala seslenirken konuşmaya başladım. “Allah bilir ne yaptın kıza “ Kuzey yatağıma otururken “ya ben bir şey yapmadım kendi kendine sinirleniyor hasta” kuzeyin sahte bir sinirle söyledi şey karşısında kıkırdadım. “Of çok sıkıcısın “ kuzey söylenirken bir taraftan yataktan kalkıp kapıya ilerliyordu. “Çirkin şey” kuzey yapmacık bir şekilde suratını buruştururken kafama vurdu ve kapıya yöneldi. Kafama vurmasıyla birlikte elimdeki tarağı ona fırlattım ama hemen kapıdan dışarı çıktığı için kapıya çarpmıştı. Dolaba yöneldim,kapağı açarak okulda giymek zorunda olduğumuz beyaz gömleği ve bej renginde ki kot şortu çıkardım. Üzerimdeki pijamadan kurtulduğum için rahatlamıştım. Hızlı bir şekilde üstümü değiştirdim. Boy aynama dönüp kendime baktım , zayıflamıştım ama bu pek sorun değildi . Mavi çantamı alıp odadan çıktım.

Merdivenlerden indiğimde kimse yoktu. Hala hazırlanıyorlardı ve saate baktığımda artık çıkmamız gerektiğini anladım. “ Ya arkadaşlar hadi alt tarafı okula hazırlanıyorsunuz , sanki Paris moda haftası, iki satir napıyorsanız!” etrafa seslendiğimde. Merdivenlerde beliren ilk kişi kuzey oldu. “ Sessiz olur musun ne bağrıyorsun geldik iste ölmedin tamam sakin “ kuzey alaycı bir sinirle söyleniyordu. Hiçbir zaman ciddi olamayacaktı. Merdivenlerin başında Nil’i görünce yüzümde bir gülümseme belirdiğinde Nil gülmeye başladı ve elindekileri gösterip “hangisini giyiyim “ diye sordu. “Benle dalgamı geçiyorsun Nil git defol hangisini giyiyorsan giy “ sorduğu şey çorap rengiydi sanki çok önemliymiş gibi. Nil hızla odaya gideceği sırada diğer odadan gelen Aras’a çarptı. “Ya önüne bak Aras ölüyordum az daha” Aras nil’e sırıtıp “merdivenden düşsen en fazla kafan kırılır , dert etme bişey olmaz” aras Nille alay ederken nil ters bir şekilde Aras’a bakıp odaya geçti. Aras merdivenlerden inerek içeri geçti.

Gitmek için son 5 dakikamız kalmıştı. “Ya Nil gel artık valla evde bırakırım kapıyıda üstüne kitlerim” sinirle Nil’e seslendiğimde Aras’ın bakışlarını üstümde hissettim. Nil sonunda aşağı indiğinde çocuklara dödüm. “ Herkes hazır mı?” herkesten onaylayıcı kelimeler duyduktan sonra kapıya yöneldim. Kapı kulpunu tutup açtım . Yere baktığımda korkmuş bir şekilde etrafa baktım. Ayakkabılarım buradaydı , o evden kaçarken ayakkabı giydiğimi hatırlamıyorum. “Bir sonun mu var?” kaşlarımı çatıp Aras’a döndüm “ayakkabılar” dedim elimle işaret ederek. “Korkma sıkıntı yok polisler bırakmıştır evden alıp” içim biraz rahatlamış olsa da hala garipti. “Siz geçi,n geliyorum” çocuklar yürümeye başladığında yerden ayakkabılarımı aldım. O sırada içinden bir kağıt düştü. Ne olduğunu bilmediğim kağıdı aldım ve açtım.

Ne ay aydınlata bilir bu karanlık geceyi

Ne güneş kendisini

Batılabilecek kadar batıldı o karanlığa

Bir eğlence bin felaket demektir belki

Bir kurşun binlerce ölü bekli

Bir sonraki hamle mavi bir çiçek belki

 

Güneş kısmında beni kastetmişti , bu da neyin nesiydi. Dehşete kapılmış bir şekilde etrafta dolandı gözlerim. Bu notu çocuklara göstermeyecektim . Notu cebime atıp koşarak çocuklara yetiştim.

“ah” ayağımı burkmuştum. “ya elis düm düz yol yapacağın tek şey adım atmak düzgün bir şekilde bak böyle” kuzey bana adım atmayı öğretirken bir an onu ciddi bir ifadeyle izlediğimi fark ettim. “Abi ciddi ciddi izliyor” Nil’in dediği şeyden sonra hemen kafamı kaldırdım. Hepsi gülmekten yıkılıyordu. Ciddi manada gülmekten yıkıldılar.

“of ayağımı burktum” bu cümleden önce tam beş kez daha burkmuştum. “Sanki elli santim topukluyla yürüyorsun ya” kuzey yine sinirlenirken Nil hala gülüyordu. “ kemik kalmadı artık kırdın hepsini” kuzeye oflayıp yürümeye devam ettim.

Okulun bahçesinden içeri girdik daha sonrasında okula ve kendi sınıfımıza geçtik. Sınıfa geçer geçmez hoca arkamızdan sınıfa girdi. İşlediğimiz toplam beş ders çok hızlı geçmişti ve şuan tenefüs olduğumuz için koridora çıktık. “Aradan sonra derslere katılmayalım” herkes benle aynı fikirde olduğu için kabul ettiler. Okul koridorunda dolaşırken panoya asılmış bir duyuru gördük. Hepimiz duyuruyu okuyunca birbirimize dönüp aynı anda konuştuk.

“Yıl sonu balosu mu?”

Bu da nerden çıkmıştı.

 

                                                                                        ****

Hissediyorum , nefes aldığımı biliyorum ama ciğerime ulaşamıyordu bu nefes. Baloya gitme diyordu içimde ki o his. “Elis!” alt taraftan kuzeyin seslenişiyle irkilerek yataktan kalktım ve yavaş bir şekilde kapıya doğru yürüyüp kapıyı açtım. Ayağımı burkmamak için yavaş ve dikkatli bir şekilde merdivenleri indim.

Aşağı indiğimde gördüğüm manzaraya çok ta şaşırmamıştım ama az da olsa tereddüt etmiştim.

Nil elinde bardak tutuyor ve kuzeyle kavga ediyordu. “Oğlum ya iki dakika, iki dakika rahat durun.” Diyip yanlarına yaklaşırken arkadan bir el kolumu tuttu “izlemek daha zevkli bence” aras bana göz kırparken bende ona katılıp yanına geçtim.

“ Ya kızım hastamısın” dedi kuzey alayla karısık şekilde.

“Ya kuzey etmişsin odanın içine” Nil artık tahamulü kalmamıs gibi konuşuyordu.

“ Yanlışıkla oldu” dedi kuzey

“Ya nası yanlıslıkla olabilir ya “

Arasa dönüp bu sefer ben konutsum. “Bence durduralım yoksa evimi yıkacak bu”

Hemen kuzeyle nilin arasına girdim. “Tamam yeter bu kadar dram” dedim ve nile döndüm “ nil sakince bırak o bardağı yerine “ ikiside ayrı yönlere giderken konutsum. “tamam hadi bitti yatın şimdi” oflayıp Arasa döndüm Arasla odanın içinde tek kalmıştık. “Bunlar tam dayaklık var ya of sinirlendim şuan” Aras sırıtırken yanıma biraz daha yaklaştı “ sinirlendin mi?”

“Nasıl sinirlenmeyeyim “ kafamı nil ve kuzeyin gittiği odalara doğru çevirip bağırdım “ Birileri evi başıma yıkacak” aras sıkıntılı bir nefes alıp konuşmaya başladı tekrar “Baloya gidecek miyiz gerçekten?” nefes alıp konuştum “ gitmek istemiyorum ama nil ve kuzeyi nasıl durdurcaz bilmiyorum “

“Neyse hadi sen de yat bende yatacağım”

“İyi geceler”

“Sensiz gerçekten iyi mi geceler?”

“Bensiz daha iyi geceler çünkü ben olsaydım gece olmazdı”

 

Beklide gece olduğu için ben vardım

Beklide güneş gecen doğuyordu.

Belki de gece güneşten doğuyordu.

Belki de sabah güneş ayı kapatıyordu.

Gece ayın güneşi kapattığı gibi.

 

                                                                        ****

“Gideceğiz dimi o baloya” nil ve kuzey tam tamına 15. Kez aynı soruyu soruyorlardı .

Patlayacağım yeter artık.

Hay sizin balonuzu sevsinler tamam mı” muhtemelen gidecektik o baloya yoksa ölene kadar bu şeyi tekrar edecekleri. Nil’i bilmem ama kuzey kesin derdi kesin yani. Yanımdaki yastığı alıp boş boş karşı kanepeden duvara bakan Arasın suratına fırlattım. “ Bir şey dermisin sende artık , tek başıma alt edemiyorum” yapmacık bir sinirle söylediklerim karşısında aras hemen konuştu. “Gidelim”.

“Ne?” dün de tam olarak böyle demişti zaten değil mi? Aras’a sen şaka mısın ? gibi bir bakış atıyordum. “hadi elbise bakmaya gidelim” ciddimi bunlar ya “ben gelmıyorum” kuzey bana bakıp. “Maalesef geliyorsun” oflayıp “ gelmiyorum ve gelmeyeceğim” kuzey bir an ayağa kalkıp yanıma geldi ve “ geleceksin” dediği gibi beni kucağına aldı “ ya indir beni!” ne kadar dirensemde o kadar sıkı tutuyordu ki “ aras nil bi yardım mı etseniz ha ne dersiniz canımın içleri” tabii yardım etmeyeceklerdi.

Kuzeye dönup konuştum. “Senden nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim?” başını sallayıp “çoğu kez” dedi. “o zaman bir kez daha duy , senden nefret ediyorum!”

Arkadaki şahıslar gülmekten ölürken ben gayet mutsuzdum. Aras çıkıp arabayı çalıştırırken nil arka koltuğa oturdu. Kuzey de beni arka koltuğa fırlattı ve öne oturdu.

AVM yazısını görünce arabayı park edip hep birlikte arabadan aşağı indik. Sıra sıra mağazaları gezecektik “İlk şurdan başlayalım” Nil’in gösterdiği mağzaya girdik. Ben bana olan rast gele bir elbise alacaktım. Mağaza ya girdiğimizde herkes kendi halinde bakıyordu alacaklarına.

Elbiseler genel olarak çok güzeldi bende rasat gele birini aldım ve arkamı dönüp “Nil bu nasıl?” dediğimde Nil yoktu. “Aras Nil nerde!” diye seslendiğimde kabinlerden birinde olduğunu söyledi. Kafamı çevirdiğimde Kuzey üstünde takim elbisesiyle arasa nasıl olduğunu soruyordu bende hemen araya atladım. Yüzümü buruşturup “Çok kötü yani kötünün kötüsü”

Kuzey bana gülümseyip tekrar arkasını dönüp kabine girdi. Nil kabinden çıktığında üstünde çok güzel siyah bir elbise vardı, saçları ve gözleriyle aşırı güzel gözüküyordu. Yan kabinden çıkan kuzey Nil’e yüzünü buruşturup yan taraftaki koltuğa oturdu. “Aşırı iyi” dediğimde Nil de kendini beğenmişti ve muhtemelen aradığı elbiseyi bulmuştu hemen.

Bende rastgele beyaz bir elbise alıp kabine yöneldim o sırada Aras ta yan kabine giriyordu. Elbiseyi giydiğimde hiç böyle duracağını tahmin etmemiştim beklediğimden çok daha iyiydi . Boyu uzun ve çok zarif bir elbiseydi bana göre. Sarı saçlarım omuzlarımdan dökülürken elbiseye uyum sağlıyordu.

Kabinden çıktığım sırada karşı kabinden Aras çıktı . Üstündeki gayet güzel olmuştu , büyüleyiciydi. Yaklaşık on saniyelik bir bakışmadan sonra kuzey ve Nil’ın olduğu tarafa yöneldik.

“Nasıl olmuş?” tereddütle sorduğum soru karşısında kuzeyin cıvıtmasını beklerken “ Kusursuz görünüyorsun, bir şansım var mı?” kuzey gülerken cevap verdim. “maalesef şansına küs” dediğimde bu sefer ikimizde gülüyorduk. “ay elis çok güzel olmuş al geç” benimde kafama yatıyordu bu fikir direk bunu alacaktım.

Aras’a da yorum yaptıktan sonra herkes son kez ne alacağına baktı ve en sonunda alacaklarımızı belirleyip kasada ödemesini yaptık.

“Eve gidelim” AVM de yürürken hemen eve gitmek istediğimi söyledim. “AH!” kendimi bir an fayanslarla birleşmiş bir şekilde buldum. Geri kalan üç şahıs gülmekten geberiyordu. “Ya ölseydim burada ne yapacaktınız! “ cümlemle beraber artık nefes almadan gülüyorlardı. “Sanırım karşılaşacağın manzara yine bu olurdu” Nil’in cümlesiyle gülmeye devam ettiler.

“İyi gülün bende burada yatma eylemi başlatırım” kuzey alaycı bir bakışla bana bakarak “başlat” dediğinde hala soluksuz gülüyorlardı. “Başladım zaten “ Aras bana bakarak “Başlat bizde sensiz gideriz” dediğinde karınlarını tutarak gülüyorlardı. “Görüşürüz” Nilin cümlesiyle gülerek önüme geçtiler ve birkaç adım yürüdüler. Gelmediğimi görünce aras yanıma geldi. “Tamam kalk hadi gidiyoruz “

“Hayır gelmıyorum unuttuysan şuan eylemdeyim” yatarak kurduğum cümle arasın hoşuna gitmiş gibiydi. “Öyle olsun” Aras hızlı bi şekilde üzerime eğilip beni kucağına aldığında bağırmaya başladım.

“Ya napıyorsun ya bırak eylem yapıyorum”

“Teknik olarak yattığın için eylemin devam ediyor güzelim”

“Hayır Aras ben orda yatma eylemi başlatmıştım, Nefret ediyorum senden”

“Biliyorum”

Oflayıp önüme döndüğümde hala söyleniyordum. Yavaş yavaş otoparka yaklaştığımızda biraz daha yürüdük ve sonunda araba görüş açımıza girdi. Aras arka koltuğu açıp beni hunharca attığında “İki oldu yalnız, iki ,” ben söylenirken araba kapısını sertçe üstüme kapattı “Yavaş!, hem o öyle kırılmaz al direk sök onu sende rahatla bende”

                                                                             ****

 

Eve geldiğimizde hepimiz koltuklada oturup telefonlara bakıyorduk. O sırada üstten bir bildirim geldi.

*Kuzey kişisi temayı Okyanus olarak değiştirdi*

Ne yapacağını bilmeyerek karşımda oturak kuzeye mesaj attım.

Elis:Neden temayı değiştirdin.

Kuzey:Çünkü.

Elis: Çünkü?

Kuzey:Çünkü sen Balinaya benziyorsun

 

Kafamı kaldırıp kuzeye baktığımda o da alaycı bir bakışla bana bakıyordu. Hızlı bir şekilde yan tarafımdaki yastığı alıp kafasına fırlattım . Kafasına gelen yastıkla beraber ikimizde gülüyorduk. Diğerleri bize ne yaşıyor bunlar gibi bakıyordu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 18.12.2024 20:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Sude doğan / BALO :felaketin ilk oyunu / 6. Bölüm
Sude doğan
BALO :felaketin ilk oyunu

49 Okunma

13 Oy

0 Takip
6
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...