7. Bölüm

4.SEVDA

Zeynep
kitty_zeyno

2009 Mardin

 

Hilal Mardin'in hafif soğumaya başlayan mahalesinde hoplayıp zıplıyordu. Bugün Mardin'de ki 6. Ayıydı. Mardin'e gelir gelmez arkadaş ortamı kurmuştu. Ama annesi Azize Sultan öyle değildi. Mardin'e ilk geldiğinde içinde hüzün vardı. Burada kendini güvende hissetmiyordu. Göğsünün ortasında bir ağrı vardı her geçen gün daha da ağrıyordu. Hele ki bugün, bugün göğsünde ki ağrının haddi hesabı yoktu. Özellikle de eşi Cevdet her göreve gittiğinde ağrısı katlanarak artıyordu. İstemiyordu. Burası ona yabancıydı. Ama bunu eşine yansıtıp onu da üzmek istemiyordu.

Azize kahvaltı masasında önünde ki zeytinle dakikalardır bakışıyordu. Cevdet Azize'nin içini biliyordu, Azize her ne kadar mutlu gibi gözükmeye çalışsa da kendini ele veriyordu. Cevdet Azize'ye doğru döndü. Eşi bunu fark etmişti, o da yönünü Cevdet'e doğru döndürmüştü.

Önce duruşunu dikleştirdi, çünkü kocasının karşısında asla boynu bükük kalmazdı, kalamazdı.

Ardından ne oldu der gibi baktı. Cevdet Azize'nin duruşunu dikleştirdiğini görünce yine hayran kalmadı değil.

" Sultan'ım, " Dedi, Azize'ye Sultan'ım demek çok hoşuna gidiyordu.

" Efendim, Binbaşı" Dedi Azize,

" Azize Sultan, burada komşulardan senin canını sıkan biri var mı? "

" Hayır, neden olsun ki? " Dedi Azize, Cevdet'in bir şeyler fark ettiğini anlamıştı. Bu yüzden anlamamış gibi yapıyordu.

" Hem ben kızımla ve oğlumla çok mutlu, huzurluyum. " Dedi karnında ki bebeği eliyle severek. Azize 5 aylık hamileydi. Bebeğin erkek olacağını duyunca çok mutlu olmuştu. Bu hayatta hep bir erkek çocuğa sahip olmak istiyordu. Çünkü eğer Cevdet'in başına bir şey gelirse Hilal ile kendisini koruyup kollayan erkeklik yapan bir yabancıya ihtiyaç duymak istemiyordu, kendi evladının ona bakmasını istiyordu.

Bu sırada Cevdet'in telefonu çaldı. Kim diye baktı.

Enver Albay

Büyük ihtimalle görev vardı. Diye telefonu açtı.

" Emredin komutanım! " Dedi gür sesiyle.

" Bimbaşı Cevdet! Hızlı bir şekilde askeriyeye geliyorsun!" Dedi Enver Albay gür sesiyle.

" Emredersiniz komutanım. " Dedi Cevdet.

" Gelirken dikkat et asker teröristler pusu kurdu. " Dedi ve karşı taraftan yanıt bile beklemeden telefonu kapattı.

Azize korku ve meraklı gözler ile Cevdet'e bakıyordu, göğsünde ki ağrı daha da şiddetlenmişti.

" Azize, benim askeriyeye gitmem gerek. Pusu kurmuşlar. " Dedi ve Azize yanıt veremeden hızlıca odasına doğru koşar adımlar ile gitti. Azize de karnını tutarak hızlı adımlar ile Cevdet'in yanına gitti. Cevdet, hızlı bir şekilde üzerine askeri kamuflajını giyiyordu. Cevdet üstüne asker kamuflajını hızlı bir şekilde geçirirken Azize Cevdet'in ellerinden tuttu. Cevdet duraksadı.

" Cevdet, nolur gitmesen bu sefer, " Dedi Azize yalvarır bir şekilde.

" Olmaz Azize olmaz, gitmem gerek. " Dedi Cevdet.

" Bak Cevdet göğsümde kaç gündür bitmek bilmeyen bir ağrı var. Bugün göğsümde ki ağrı daha da şiddetlendi. Lütfen, gitme. " Dedi Azize yalvararak, artık burada çok bunalmıştı.

Cevdet, üzgün bir şekilde Azize'ye baktı. Azize'nin ellerini yavaşça kendine doğru çekti ve iki elinide öptü.

" Azize Sultan'ım, diyorum ya Albay aradı demek ki önemli bir konu. " Dedi ve karısı Azize Sultan'ın alnına bir buse kondurdu. Sonra eğildi, karnına da minik ama anlamlı bir buse kondurdu.

" Gidiyorum, Sultan'ım. " Dedi Cevdet duruşunu dikleştirerek.

" Ama bu gidişimin, birde dönüşü olacaktır. Bunu unutma" Dedi ve vicdanı sızlasada duş kapıya doğru ilerledi. Kapı kulpunu sıkuca kavradı. Düşündü,

Karısıyla olan onlarca iyi kötü anılarını,

Kızı Hilal'in inatçılığını,

Yeni doğacak olan oğlunun ona benzeyip benzemeyeceğini,

Ama sadece düşündü.

Son kez arkasını dönüp bakacaktı ama bakamadı eğer baksaydı vicdanı el vermezdi ve gidemezdi.

Sıkıca kavradığı kapıyı sertçe açtı. Konu vatansa ölmeyi yeğlerdi. Ayağına botlarını giydi. Kapıyı da yavaşça kapattı.

Merdivenlerden hızlıca indi. Kızının şen kahkahalarını duydu ve bir kere daha vicdanı sızladı.

Dış kapıyı açınca mahallenin tüm çocukları ona döndü.

Hilal ise anlamıştı babası göreve gidiyordu. Elinde ki topu rastgele bir yere attı. Koşarak babasının kucağına atladı. Babasını önce sol yanağını sonra sağ yanağını en sonda alnından öptü. Babası da aynı şekilde onu öptü.

" Yaşlı Kurt, göreve mi gidiyor? "

" Evet, yaşlı kurt göreve gidiyor. Son kez de kızına sarılıp öpmek istiyor. " Dedi ve Hilal'i bir kez daha öptü.

" Peki yaşlı kurt yarın ki doğum günümde gelebilecek mi? "

" Evet, yaşlı kurt yarın ki doğum gününe gelebilecek. " Dedi ama buna kendisi bile inanmamıştı.

Sonra Hilal'i kucağından indirdi. Vedalaştı.

Bundan sonrası Allah'a emanetti.

Cevdet, dikkatli bir şekilde askeriyeye doğru ilerliyordu. Ara sokakları tercih etmişti çünkü elinde silah vardı ve kimsenin canını tehlikeye atmak istemiyordu.

Askeriyeye yaklaşmıştı. Etrafa göz gezdirdi. Askeriyenin hemen yanı başında bekleyen simsiyah giyinmiş teröristleri gördü. Zaman kaybetmenin bir anlamı yoktu. Bu yüzden ikisini de öldürdü.

Dikkatli bir şekilde askeriyenin kapısına gitti. Kapıda nöbetçi asker yoktu. Etrafta da hiç asker yoktu. Askeriyenin içine girecekken bir silah sesi koptu. Cevdet arkasına döndü. Tam arkasında Albay Sami'yi gördü. Rize'de ki Albaydı bu. Onun tayinini Mardin'e çıkaran. Eli sırtına gitti. Elinin üzerinden oluk oluk akan kanı hissetti.

Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekken yere yığıldı. Son sözlerini şehadet getirerek söylemek istiyordu.

" Eşhedü enne ilahe illal- " Dedi ve gerisi gelmedi. Gözlerini bir daha açmamak üzere kapadı.

O gün toplam 8 şehit oldu.

Haberlerde 8 şehit oldu yazdı.

O 8 şehit olan askerlerin evine birer birer ateş düştü ama 1 ay sonra her şey unutuldu. Herkes kendi hayatına devam etti.

Oğlu ve kızı şehit olan anne, babalar hariç...

 

Selam canlar, evet bu bölüm Cevdet'in şehit olma sahnesiydi. Umarım beğenmişsinizdir.

 

Oy ve yorum atmayı unutma aaa,!!!!!!!

 

 

Bölüm : 30.12.2024 03:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Zeynep / BİTMEK BİLMEYEN SEVDA / 4.SEVDA
Zeynep
BİTMEK BİLMEYEN SEVDA

417 Okunma

51 Oy

0 Takip
6
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...