35. Bölüm

🫡

Sümeyye Sarı
kralice7

Aslı'yla göz göze geldik. Bir şey yapmam gerekiyordu ama şuan ortaya atılırsam çocuklar durumdan iyice şüphelenip Mustafa'ya garez alacaklardı.

Mustafa'nın gözünde ki öfkeyi görüyordum. Hafif bir gülümsemeyle gelen sinir hali gözüne perdeyi indirmişti bile. Boynunu kıtlatır gibi yaparak hafifçe oynattı. Bu kafa atmaya hazırlanma hareketiydi, bu hareketi nerde görsem tanırım. Hemen Aslı'ya kaş göz yaptım. Aslı birden Mustafa'yla Oğulcan'ın arasına girdi.

"Eeh yeter ama artık hadi bakalım Oğulcan gidiyoruz gel arkadaşım." Diyerek Oğulcan'ın koluna girerek onu çekiştirmeye başladı.

Ama hala ikisi birbirinin gözlerine sert bir şekilde kitlenmiş ayırmıyorlardı.

" E şey Mustafa senin müdürle işin bitti sanırım.."

Sesimi duyduğunda ancak o zaman

Oğulcan'dan gözlerini ayırıp bana doğru baktı.

"Bitti bitti de.. Neyse.." diyerek çekip gitti.

 

Oh diyerek bir nefes verdim. Ve tekrar öfkemi omuzlarıma sırtlanıp Oğulcan'a döndüm.

"Hadi gülüm bekleme yapma nöbetçi masasının başında hadii."

 

Aslı Oğulcanı itekleyerek bulunduğumuz alandan bir şeyler anlatarak uzaklaştırdı.

Bütün hepsi köşeyi dönünce Burcu heyecanla bana döndü.

"Offff kızımm ne yaşandı öylee"

"Ne yaşandı Burcu? İki salak birbirine diklenmeye çalıştı hepsi bu kadar."

"İyi amaa senin içindi!"

" Ben değilim konu, sadece erkeklik egolarını okşamaya çalıştılar hepsi bu."

"Mustafa'ya bir şey olacak diye de korktun ama hadi itiraf et.."

"Hadi çiçeğim bak zil çalıyor, hadi derse git bakalım" diyerek yanağından bir makas alıp onu sınıfa doğru uğurladım.

 

Herkes sınıflarına girdikten sonra Mustafa tekrar nöbetçi masasının önünden geçti. Yüzüme bile bakmamıştı. Aptal herif çok meraklıydım o nemrut suratına sanki. Bir de triplere giriyor.

 

Sinirlerim alt üst olmuştu. Masadan kalkıp kantine doğru yol aldım.

"Demli bir çay versene abi ya.."

 

"Hay hay Mine'cim" diyerek kıymetli kantincimiz muhteşem çayını uzattı. Önce çayı bir güzel kokladım. Sonra bir yudum çektim.

"Abi yapıyorsun bu sporu bee... Oğulcanlar kantine geldiğinde çayın ücretini onlardan alırsın abicim hadi kolay gelsin."

Diyerek çayımı yudumlaya yudumlaya nöbetçi masama geri geldim.

Geldim gelmesinede müdür bey beni kapıda bekliyordu.

 

"Ooo Afiyet olsun Mine hanım güzel mi bari çay?"

 

Bardaktan kafamı geri çektim.

"Güzel hocam yani güzeldir umarım bende size getiriyordum tam... "

 

"Tabi kesin öyledir... Bak Mine sen nöbetçisin öyle bu masada keyif süremezsin. Öyle başına buyruk davranıp kantine gidemezsin."

 

"Nöbetçi olduğum günler karnımı nasıl doyuracağım peki?"

 

" Tenefüste!"

Yere bakıyır gibi yaptım. Mahçupmuşum gibi hissetsin diye..

"Şimdi ver bakayım o elinde ki çayı."

Diyerek elimden çayı kaptı ve bir yudum aldı. Gözüm bardakta kalmıştı. O benim çayımdı kötü herif. Bide nasıl iştahlı içiyor. Ya sabır ya.. Arkasını dönmüş odasına doğru tam giderken sakince bana döndü ve "haftaya bugün yine sen nöbetçi olacaksın."

 

"İyi de hocam benim sıram geçmiş olacak."

 

"Bana cevap verme ben öyle istiyorum. Sakın bahane bulupta gelmemezlik yapma canımı sıkma benim durduk yere."

Odasına girip kapıyı çarptı.

Neneenneenen yaparak yüzümü buruşturup taklidini yaptım. Biliyorum yaptığım çok ayıp ama benimde bi öfkemi atmam lazım yani taş olsa çatlardı aaa yetti be.

 

 

(heyoo lütfen kitabımı ve benim kendi profilimi takip edin size daha çabuk ulaşabileyim😍 )

 

Bölüm : 12.01.2025 15:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...