64. Bölüm

🚘

Sümeyye Sarı
kralice7

Bir saat daha sohbet etmemizin ardından eve gitmek üzere kalktık. Çantamı aldığımda etrafa bakındım…

“ E burası ne olacak?”

“ Halledecekler…”

“ Kimler?”

“ Birkaç tanıdığımı ayarladım, onlar toplayacak buraları… Hadi gel geçelim biz” dedi elini bana uzatarak. “ Peki tamam.” Diyerek bana uzattığı elini tutup ona yaklaştım. Elini bırakıp koluna girdim. Böylesi daha iyiydi…

Taksiden indiğimiz yere doğru ilerliyorduk. Aslında evdeki arabaların bir tanesiyle gelebilirdim. Babam geçtiğimiz haftalarda ehliyetimi çıkarttırmıştı ama o zaman insanların gözüne gerçekten batıyordum ve dikkatli olmaya çalışılıyordum.

Tam otoparkın oraya vardığımızda Mustafa arabasını işaret ederek, “ Kabul edersen seni ben bırakayım.” Dedi…

işaret ettiği yöne doğru döndüm. Siyah bir Jeep’i vardı… Bir Mustafa’ya bir arabaya baktım. Tedirginliğimi anlamış olacaktı ki açıklama yaptı, “ Araba babamın… Yani birlikte kullanıyoruz…”

Devam etti ; “ Ben liseye bir yıl geç yazıldığım için de ehliyetim zaten bayağıdır var… Yaşım tutuyor yahu korkma” diye gülmeye başladı… Bende gülüyordum…

“ Pekala tamam…” Diyerek arabaya doğru yürümeye başladım. Normalde asla kimsenin arabasına binmezdim. Mustafa’ya neden bu kadar inisiyatif gösteriyordum bilmiyorum… Kalbim bana zarar vermeyeceğine emin olduğu için belki de…

Ama yine hiç yapmadığım bir şeyi aşk uğruna tak diye yapamam. Bu onun ilk arabasına binişim o yüzden kontrol bende olmalıydı…

 

Arabaya yaklaştığımızda şoför koltuğunun olduğu kapıya yöneldim…

“ Müsaade var mı?”

 

Kaşlarını kaldırıp şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Anahtarı gösterip kibarca, tam tutabileceğim şekilde bana doğru attı.

“ Müsaade sizindir hanımefendi…” dedi ve sağ koltuğa oturdu.

 

Arabaya bindiğimizde bana tuhaf tuhaf bakıyordu. “ Sende daha ne numaralar var merak ediyorum doğrusu…” dedi..

“ Demin çıtı pıtı bir şeydin. Sonra bir an psikoloğa dönüştün, şimdi de bu… Sonumuz hayrolsun…” dediğinde ikimizde gülmeye başladık.

 

“ Ehliyetimi sormayacak mısın?” dedim arabayı çalıştırırken…

“ Umurumda bile değil, sen yapıyorsan vardır bir bildiğin.” Dedi aşkla bakan gözleriyle…

“ Bende geç yazıldım, benimde var… Biliyorum merak etmedin bu kısmı ama ben içini rahatlatmak için yine de belirteyim istedim…”

“ Tamam güzelim sıkıntı yok…” dedi avucunu yanağıma koyup, baş parmağıyla yanağımı severken…

 

Birden gazı kökleyerek arabayı kaldırdım. “ Hop hop” Diyerek anında emniyet kemerini taktı. Şansıma otoparktan çıktıktan sonra yol boştu. Gazı iyice alabildim arabaya…

Hızlı bir şekilde ilerlerken, “ vay bu araba harikaaaa ! Gazı nasıl hemen aldı gördün mü?” diye heyecanla konuşmaya başladım. Öyle hızlı gidiyordum ki, tüm bedenimde adrenalini hissediyordum… Mustafa bana cevap vermediği için gözümün ucuyla Mustafa’ya baktım…

“ Hey sana diyoru… Ahahahahah”

Elinin bir tanesiyle koltuğu, diğer eliyle de kapıyı sıkı sıkı tutmuştu.

“ Ya abartmaaa abartmaaa…” dedim biraz frene basıp yavaşlarken…

“ Kızım yüreğime mi indireceksin ya… Ben sakin bir adamım böyle adrenalinler bana göre değil…”

“ Ya he he tabi… Ben kullanıyorum diye böyle tedirgin değilsen, bende bir şey bilmiyorum…”

Mustafa’nın bu haline daha fazla dayanamayıp usulca sağ şeride geçmiştim… Mustafa da sakinleşmiş, ellerini serbest bırakmıştı… Çaktırmadan gülmeye devam ettim…

Sohbet ederek bir süre daha yol gittik. Eve yaklaştığımızda içimi kasvet sarmıştı. Ondan ayrılmak hiç istemiyordum… Bana o kadar iyi geliyordu ki her anımı onunla geçirsem sanki anca yetecekmiş gibiydi… Onunlayken hiçbir şey düşünmeme gerek kalmıyordu. Sorunlarımı unutuyordum, sorumluluklarımı unutuyordum… Bu bana çok iyi geliyordu…

Kapıya geldiğimde frene birden basıp durdum.

“ Geldik mi?” dedi etrafa bakınırken…

“ Evet burası” dedim evi göstererek…

“ He birde kapının dibindeyiz öyle mi? Kızım sen beni dövdürtmek istiyorsun herhalde…”

“ Neden?”

“ Ya annen baban görürse…”

“ Babam televizyonun karşısında pinekliyordur. Araba sesine üşenir kalkmaz. Hem görse bile arkadaşlarımdan birisi derim. Anneme gelince annemin zaten haberi var onda sıkıntı yokta… Bir tek arabana binmemden hoşlanmayabilir o ayrı tabi…”

“ Hm demek babana arkadaşım dersin öyle mi? Seni erkek arkadaşların böyle kapıya kadar rahat bırakabiliyor mu?”

Bir den boş bulunup, “ Evet eve de geliyorlar.” Dedim..

“ Eve geliyorlar.” Diye yineledi beni kaşlarını kaldırmış bir şekilde…

“ Yani ailemde evde oluyor tabi ki, kalabalıkta oluyoruz absürt bir durum söz konusu bile olamaz yani…”

Keyfi bir hayli kaçmıştı. Dışarıya doğru bakıyor, dişlerini sıkıyordu. Dayanamayıp gülmeye başladım.

“ Ne bu kıskanmak mı?”

“ Evet “ dedi yüzüme bakmadan.

“ Ya saçmalama ahahahah” diye sesli gülmeye başladım… “ Neyden kıskanıyorsun anlamıyorum ki, kıskanacak hiçbir durum yok inan…”

“ Sevgilimi kıskanırken de sana sormayacağım herhalde.”

“ Sevgilin miyim ben senin?”

“ Değil misin?”

“ Bilmem bugün bana böyle bir teklifte bulunulmadı…”

“ Aaa!” dedi kahrolmuş bir şekilde… “ Ulan ne öküz insanım onca hazırlık yaptım, güzelliğinden hepsini unuttum ya…”

“ Hehe kıvır kıvır…” Dedim sırıtarak.

Hiç duruşunda ki asilliği bozmadı, ceketini şöyle bir düzeltip biraz dik bir oturuşa geçti. Boğazını temizleyip söze girdi…

“ Eğer müsaadeniz varsa, sevgiliniz olabilir miyim hanımefendi…”

“ Mmm “ diye düşünmeye başladım etrafa bakınarak…

“ Mmm mı?” dedi hayretle… “ He birde düşünüyorsun öyle mi?”

 

“ Bak Mustafa’cım en iyisi şöyle yapalım, ben bu gece iyice bir düşüneyim… Eğer ki sizde yarın beni okulda bulursanız cevabımı size iletirim…”

“ Heee” dedi gülerek… “ Hem cevap bekleyen benim, hem sizi bulacak olanda benim öyle mi Mine Hanım?”

“ Evet öyle Mustafa bey… Yarın beni bulursanız size yardımcı olacağım…” diyerek uzaktan bir öpücük atıp arabadan indim. Ben inerken hala aşık ve şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Hiç arkama bile bakmadan bahçe kapısından içeri girdim. Arabanın içinden şoför koltuğuna geçmiş olacak ki, ben içeri girdiğim an gaza basıp fırladı…

 

Bir saat daha sohbet etmemizin ardından eve gitmek üzere kalktık. Çantamı aldığımda etrafa bakındım…

“ E burası ne olacak?”

“ Halledecekler…”

“ Kimler?”

“ Birkaç tanıdığımı ayarladım, onlar toplayacak buraları… Hadi gel geçelim biz” dedi elini bana uzatarak. “ Peki tamam.” Diyerek bana uzattığı elini tutup ona yaklaştım. Elini bırakıp koluna girdim. Böylesi daha iyiydi…

Taksiden indiğimiz yere doğru ilerliyorduk. Aslında evdeki arabaların bir tanesiyle gelebilirdim. Babam geçtiğimiz haftalarda ehliyetimi çıkarttırmıştı ama o zaman insanların gözüne gerçekten batıyordum ve dikkatli olmaya çalışılıyordum.

Tam otoparkın oraya vardığımızda Mustafa arabasını işaret ederek, “ Kabul edersen seni ben bırakayım.” Dedi…

işaret ettiği yöne doğru döndüm. Siyah bir Jeep’i vardı… Bir Mustafa’ya bir arabaya baktım. Tedirginliğimi anlamış olacaktı ki açıklama yaptı, “ Araba babamın… Yani birlikte kullanıyoruz…”

Devam etti ; “ Ben liseye bir yıl geç yazıldığım için de ehliyetim zaten bayağıdır var… Yaşım tutuyor yahu korkma” diye gülmeye başladı… Bende gülüyordum…

“ Pekala tamam…” Diyerek arabaya doğru yürümeye başladım. Normalde asla kimsenin arabasına binmezdim. Mustafa’ya neden bu kadar inisiyatif gösteriyordum bilmiyorum… Kalbim bana zarar vermeyeceğine emin olduğu için belki de…

Ama yine hiç yapmadığım bir şeyi aşk uğruna tak diye yapamam. Bu onun ilk arabasına binişim o yüzden kontrol bende olmalıydı…

 

Arabaya yaklaştığımızda şoför koltuğunun olduğu kapıya yöneldim…

“ Müsaade var mı?”

 

Kaşlarını kaldırıp şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Anahtarı gösterip kibarca, tam tutabileceğim şekilde bana doğru attı.

“ Müsaade sizindir hanımefendi…” dedi ve sağ koltuğa oturdu.

 

Arabaya bindiğimizde bana tuhaf tuhaf bakıyordu. “ Sende daha ne numaralar var merak ediyorum doğrusu…” dedi..

“ Demin çıtı pıtı bir şeydin. Sonra bir an psikoloğa dönüştün, şimdi de bu… Sonumuz hayrolsun…” dediğinde ikimizde gülmeye başladık.

 

“ Ehliyetimi sormayacak mısın?” dedim arabayı çalıştırırken…

“ Umurumda bile değil, sen yapıyorsan vardır bir bildiğin.” Dedi aşkla bakan gözleriyle…

“ Bende geç yazıldım, benimde var… Biliyorum merak etmedin bu kısmı ama ben içini rahatlatmak için yine de belirteyim istedim…”

“ Tamam güzelim sıkıntı yok…” dedi avucunu yanağıma koyup, baş parmağıyla yanağımı severken…

 

Birden gazı kökleyerek arabayı kaldırdım. “ Hop hop” Diyerek anında emniyet kemerini taktı. Şansıma otoparktan çıktıktan sonra yol boştu. Gazı iyice alabildim arabaya…

Hızlı bir şekilde ilerlerken, “ vay bu araba harikaaaa ! Gazı nasıl hemen aldı gördün mü?” diye heyecanla konuşmaya başladım. Öyle hızlı gidiyordum ki, tüm bedenimde adrenalini hissediyordum… Mustafa bana cevap vermediği için gözümün ucuyla Mustafa’ya baktım…

“ Hey sana diyoru… Ahahahahah”

Elinin bir tanesiyle koltuğu, diğer eliyle de kapıyı sıkı sıkı tutmuştu.

“ Ya abartmaaa abartmaaa…” dedim biraz frene basıp yavaşlarken…

“ Kızım yüreğime mi indireceksin ya… Ben sakin bir adamım böyle adrenalinler bana göre değil…”

“ Ya he he tabi… Ben kullanıyorum diye böyle tedirgin değilsen, bende bir şey bilmiyorum…”

Mustafa’nın bu haline daha fazla dayanamayıp usulca sağ şeride geçmiştim… Mustafa da sakinleşmiş, ellerini serbest bırakmıştı… Çaktırmadan gülmeye devam ettim…

Sohbet ederek bir süre daha yol gittik. Eve yaklaştığımızda içimi kasvet sarmıştı. Ondan ayrılmak hiç istemiyordum… Bana o kadar iyi geliyordu ki her anımı onunla geçirsem sanki anca yetecekmiş gibiydi… Onunlayken hiçbir şey düşünmeme gerek kalmıyordu. Sorunlarımı unutuyordum, sorumluluklarımı unutuyordum… Bu bana çok iyi geliyordu…

Kapıya geldiğimde frene birden basıp durdum.

“ Geldik mi?” dedi etrafa bakınırken…

“ Evet burası” dedim evi göstererek…

“ He birde kapının dibindeyiz öyle mi? Kızım sen beni dövdürtmek istiyorsun herhalde…”

“ Neden?”

“ Ya annen baban görürse…”

“ Babam televizyonun karşısında pinekliyordur. Araba sesine üşenir kalkmaz. Hem görse bile arkadaşlarımdan birisi derim. Anneme gelince annemin zaten haberi var onda sıkıntı yokta… Bir tek arabana binmemden hoşlanmayabilir o ayrı tabi…”

“ Hm demek babana arkadaşım dersin öyle mi? Seni erkek arkadaşların böyle kapıya kadar rahat bırakabiliyor mu?”

Bir den boş bulunup, “ Evet eve de geliyorlar.” Dedim..

“ Eve geliyorlar.” Diye yineledi beni kaşlarını kaldırmış bir şekilde…

“ Yani ailemde evde oluyor tabi ki, kalabalıkta oluyoruz absürt bir durum söz konusu bile olamaz yani…”

Keyfi bir hayli kaçmıştı. Dışarıya doğru bakıyor, dişlerini sıkıyordu. Dayanamayıp gülmeye başladım.

“ Ne bu kıskanmak mı?”

“ Evet “ dedi yüzüme bakmadan.

“ Ya saçmalama ahahahah” diye sesli gülmeye başladım… “ Neyden kıskanıyorsun anlamıyorum ki, kıskanacak hiçbir durum yok inan…”

“ Sevgilimi kıskanırken de sana sormayacağım herhalde.”

“ Sevgilin miyim ben senin?”

“ Değil misin?”

“ Bilmem bugün bana böyle bir teklifte bulunulmadı…”

“ Aaa!” dedi kahrolmuş bir şekilde… “ Ulan ne öküz insanım onca hazırlık yaptım, güzelliğinden hepsini unuttum ya…”

“ Hehe kıvır kıvır…” Dedim sırıtarak.

Hiç duruşunda ki asilliği bozmadı, ceketini şöyle bir düzeltip biraz dik bir oturuşa geçti. Boğazını temizleyip söze girdi…

“ Eğer müsaadeniz varsa, sevgiliniz olabilir miyim hanımefendi…”

“ Mmm “ diye düşünmeye başladım etrafa bakınarak…

“ Mmm mı?” dedi hayretle… “ He birde düşünüyorsun öyle mi?”

 

“ Bak Mustafa’cım en iyisi şöyle yapalım, ben bu gece iyice bir düşüneyim… Eğer ki sizde yarın beni okulda bulursanız cevabımı size iletirim…”

“ Heee” dedi gülerek… “ Hem cevap bekleyen benim, hem sizi bulacak olanda benim öyle mi Mine Hanım?”

“ Evet öyle Mustafa bey… Yarın beni bulursanız size yardımcı olacağım…” diyerek uzaktan bir öpücük atıp arabadan indim. Ben inerken hala aşık ve şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Hiç arkama bile bakmadan bahçe kapısından içeri girdim. Arabanın içinden şoför koltuğuna geçmiş olacak ki, ben içeri girdiğim an gaza basıp fırladı…

Bölüm : 27.01.2025 20:10 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...