
Eve girdiğimde anneannemi salonda otururken gördüm. Çantamı bıraktığım gibi yanına koşup ona sarıldım. “ Uy canım anneannem ne zaman geldin sen.” Derken yanaklarını sıkmaya başladım.
“ Dur deli kız dur.” Diyerek ellerimi tutup yanaklarımdan öpmeye başladı.
“ Bir iki saat oluyor geleli, asıl sen neredesin bu saate kadar?”
Biraz etrafa bakındım. Annem lavabodaydı babamda televizyon odasında…
“ Sevgilimleydim… Hihihihi”
Elinde tuttuğu şişi ve örgüyü kenara koyup gözlüğünü çıkarttı.
“ Sevgilin? Kimmiş bu sevgilin?”
“ Okuldan bir çocuk anneanne çok yakışıklıııı bir görsen…”
“ Allah Allah demek o kadar yakışıklı ha? “ diyerek gülmeye başladı.
Bu sırada annem elinde birkaç sargı bezi bant ve losyonla içeri girdi.
“ Demek sevgilin Mine Hanım öyle mi?”
“ Şey anne… Bende seni çağıracaktım anlatmak için…”
“ Tabi eminim öyledir.” Diyerek gülmeye başladı. “ Ne zamandan beri sevgilin?”
“ Deminden beri, daha çok yeni… Yani demin teklif etti… “
“ Sende kabul ettin.”
“ Yok daha kabul etmedim, cevabımı yarın söyleyeceğim dedim. Az beklesin…”
“ Hahahah” diye gülmeye başladı annem. Anneanneme dönüp, “ Görüyor musun anne şunun yaptıklarını, bu kız ne zaman büyüyecek?”
Anneannem saçımı severek, “ bırak büyümesin kızım… Bırak hep çocuk kalsın…”
Anneannem bunları söylerken gözlerime derin derin bakıyordu. Aslında aldığım bütün sorumlulukların, çocukken bile hep büyük olmak zorunda olduğumun hepsinin her zaman farkındaydı. Sürekli beni şımartmaya çalışması da bu yüzdendi. Çocuk gibi davranabilmem için elinden geleni yapıyordu. Bense onun yanında her ne kadar çocuklaşabilsem de dışarıda asla bunu başaramıyordum…
Derin bir nefes verdim, “ hadi siz yapın pansumanı” diyerek biraz geri çekildim.
Annem elinde ki losyonu sargı bezine döküp anneannemin karnını açtı.
Anneannem böbrek hastasıydı ve diyalize bağlanıyordu. Artık bu duruma alışık olduğumuz için evde yapıyorduk diyalizini. Karnında küçük bir hortum bağlıydı. Her gün onun etrafına pansuman yapıp, oradan serum takar gibi diyalize bağlanabiliyordu.
Annem pansumanını yaparken kenardan onları izliyordum.
“ Canın acımıyor dimi anneanne…”
“ Yok güzel kızım benim hiçbir şey hissetmiyorum bile…”
Gözlerim dolu dolu olmuş bir şekilde yanağına öpücük kondurup ayağa kalktım.
“ Ben üstümü değiştirip geleceğim.” Diyerek kaçtım salondan.
Anneannemin canının acıma ihtimaline dahi dayanamıyordum. Buna katlanamıyordum… O istese dünyayı önüne serebilirdim. O istese tüm her şeyi onun için yapabilirdim… Ama söz konusu sağlık olunca, kimsenin elinden bir şey gelmiyor… Elimde keşke bir imkan olsa tüm yaralarını sarabilsem, canım benim… Canım…
Odama çıktığımda güzelce makyajımı çıkartıp nemlendiricilerimi sürdüm, siyah saten pijamalarımı giyip telefonumu elime aldım. Mustafa mesaj atmıştı.
“Güzelim her şey yolunda mı? Bir sıkıntı çıkmadı umarım…”
“ Yok yok her şey yolunda.”
“ Bayağı zamandır mesajıma dönmeyince bir şey oldu sandım.”
“ He anneannem bize gelmişte onunla ilgileniyordum.”
“ Tamam şimdi anlaşıldı. Anneannen geldi ve pabucumuz dama atıldı desene…”
“ Hahaha aynen öyle oldu… Neyse ben kaçıyorum yazarım yatarken…”
Diyerek telefonu kilitleyip terasa çıkıp bir sigara yaktım. Bu sırada zil çaldı. Şaşırmıştım, kolumda ki gold rengi olan saatimi düzeltip saate baktım. Saat gece 12’ye geliyordu. Terasın camından aşağı doğru baktığımda gördüğüm şeye inanamayıp gözlerimi ovuşturdum. Bakışlarımı tekrar netledim ve aşağı doğru baktım. Evet evet oydu, bizim okulun müdürü tam da aşağıda duruyordu. Bu saatte?
Sigaramı içmeye devam edip, aşağıyı izlemeye devam ettim. Yine ne oluyordu acaba?
Annemle babam aşağı müdürün yanına indi. Babamın elinde bir poşet vardı ve müdüre uzattı. Müdür çok kibar bir şekilde tebessüm ediyordu. Hayır ne vermiş olabilirler ki bu gaddar müdür bu hale geldi?
Ayak üstü sohbetleri bittikten sonra müdür arabasına binip gitti. Bende sigaramı söndürüp aşağı indim.
“ Anne ne oluyor? Neden gelmiş müdür beyler?”
“ Diyaliz serumundan lazımmış kızım. Bulamamışlar hiçbir yerde, anneannenin de diyalize bağlandığını biliyordu arayıp bizden rica etti.”
“ Kim için lazımmış ki?”
“ Annesi için.”
“ Annesi diyalize mi bağlanıyormuş?”
Üzülmüştüm. İlk defa şu müdüre gerçekten üzülmüştüm…
“ Evet kızım daha önce okula toplantıya geldiğimizde konuşmuştuk. Oradan aklında kalmış, diyalizleri de kalmayınca birkaç serum bizden rica ettiler bizde verdik işte.”
“ Yani normalde başka bir şey olsa ona iyilik yapmayın derdim inan… Ama söz konusu buyken… Ne diyim iyi yapmışsınız…”
Söz konusu anneannem, anneannemin hastalığı, onun acıları gibi acılar olduğu anda akan sular duruyordu benim için.
“ Evet kızım, sağlık bu her şeyden önemli…”
Kendime ve anneanneme bir bardak çay doldurup anneannemin dizinin dibine oturup çayı ona doğru uzattım.
“ Ee anlat bakalım anneanne daha daha ne var ne yok?”
(Bu olayda gerçekten yaşanmıştı müdürü görünce yalvar lan simdi diyesim gelmişti ama söz konusu sağlık olunca akan sular duruyor işte.......)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![Sümeyye Sarı / Ben Mafyanın Kendisiyim [ Yarı Texting] / 🚑](https://cdn.kitappad.com/image/img_thump/1/kralice7-ben-mafyanin-kendisiyim-yari-texting-759.jpg)
| 49.38k Okunma |
3.4k Oy |
0 Takip |
94 Bölümlü Kitap |