
Yolda giderken şehirden bayağı uzakta olduğumuzu farkettik. Annemler gerçekten delirmiş olmalıydı. Adamların cebinden aldığım telefonlardan bir tanesiyle hızlıca annemin numarasını çevirdim.
"Kimi arıyorsun?" Diye sordu Mustafa yola dikkatle bakarken...
"Annemleri..."
İki defa çaldıktan sonra telefon açıldı...
"Alo?"
"Mine!" Annem sesli bir çığlığın ardından hüngür hüngür ağlamaya başladı.
"Anne sakin ol, sakin olun ben iyiyim."
Şimdide telefonun diğer ucunda babam vardı.
"Mine nerdesin? Mine kimin bu numara? Kızım konum at bana kızım!"
"Baba şuan şehir dışından, şehir içine girdik sayılır, geldiğimde her şeyi anlatacağım şuan sağlam bir şekilde geliyorum. Size yine her halükarda canlı konum göndereceğim ordan beni takip edin tamam mı? Anneme söyle ağlamasın ben iyiyim."
Arkadan hala annemin sesleri geliyordu. Ama bu sefer Allah'a şükrederek ağlıyordu.
"Kim var yanında güvende misin?"
Mustafa'ya baktım göz ucuyla...
"Güvendeyim baba. Güvendeyim... Bir arkadaşım var, o getiriyor beni zaten... Şimdi kapatıyorum siz takipte kalın."
"Kızım arkadaşın kim? Kapatma gelene kadar açık kalsın telefon."
"Babacım gerçekten sıkıntı yok. Canlı konumdan siz bakın işte istediğin anda bu numaradan ara beni biz sakin bir şekilde geliyoruz."
"Hay Allah'ım aklıma mukayyet ol. Polisi aradınız mı Mine?"
"İlk sizi aradım baba, şimdi onuda arayacağım."
"Tamam ara, çabuk ara..."
Telefonu kapattım.
Mustafa'ya döndüm, "polisi arayıp her şeyi anlatayım mı? Yoksa karakola mı gideriz?"
" Telefonu bana ver." Dedi Mustafa elini bana doğru uzatırken... Avucuna koydum telefonu. Hızlı bir şekilde polisin numarasını çevirdi. Polisler telefonu açtıktan sonra tüm olan biteni bir çırpıda anlattı. Telefonu kapattıktan sonra, telefonu bana uzattı ve polislere konum atmamı istedi. Dediğini yaptıktan sonra, "ne diyorlar?" Diye sordum.
"Konum gönderdiğimiz yere ekiple gideceklermiş ama yinede karakola gelip ifade verin diyorlar."
"Önce bi evdekileri görelim de, onu da yaparız..."
"Bence de ailen çıldırmış olmalı..."
"Çıldırmazlar mı, hele anneannem... Ne haldedir kim bilir..."
"Az kaldı, sabret güzelim... Hepsine kavuşmana çok az kaldı..." dedi dizimde duran elime uzanırken. Bende Mustafa'nın elini sıkıca tutarken hafifçe başım Mustafa'nın omzuna yasladım...
Allah'ım gerçekten bitmişmiydi bu kabus? Kurtulduğuma inanamıyorum... Çok şükür...
Aklıma Mustafa'nın beni nasıl bulduğu geldi. Başımı omzundan kaldırıp, Mustafa'ya doğru döndüm.
"Ayrıca sen beni nasıl buldun?"
" Konumuz bu mu şimdi?" Diyip gülmeye başladı.
"Konumuz tabi ki bu, nasıl oldu onlar mı getirdi seni ne oldu anlat."
"Onlar getirmedi," sözünü kestim. "E Savaş öyle dedi."
"Başlatma şimdi Savaş'ına, onun dediğine ne inanıyorsun sen?"
"Ya tam inanmadım bende arafta kaldım ama sonra seni karşımda görünce seni onlar getirdi sende ellerinden kaçtın zannettim."
"Hayır güzelim."
"E ne anlatsana"
"Ama müsade etmiyorsun ki anlatayım."
"Heh tamam pardon evet sendeyiz."
"Bende sendeyim..." dedi baş parmağıyla yanağımı okşarken...
"Ya.." diyip gülmeye başladım. " ne yapıyorsun konumuz bu mu şuan?"
"Doğru tamam, ben onları takip ederek buldum seni..."
"Bir dakika ama sen vurulmuştun. Nasıl hemen toparlandın böyle?"
"Ben o gün çelik yelek giymiştim."
"Çelik yelek mi?!" Diye birden yükseldim... " Ne alaka neden çelik yelek giydin sen?"
"Bu kısmı daha sonra konuşalım, devam edeyim mi?"
"Evet, lütfen."
"Yelek giymiş olsamda yakın mesafeden ateş edildiği için yine biraz hasar aldım. Beni hastaneye götürdüklerinde bir saate kalmadı kendime geldim zaten ama senin yanımda olmayışından bir tuhaflık olduğunu anladım. Çünkü sana gerçekten bir şey olmamış olsa sen beni o halde asla bırakmazdın."
"Bırakmazdım..."
"Hastanede pansumanım yapışdıktan sonra ben hastaneden çıkıp, geri vurulduğum yere gittim. Her yerde seni aradım durdum. Telefonunu arıyorum açan yok, aklımı oynatacaktım..."
"İnan bende..."
Evden çıkarken aldığım çantanın içinr sigaralarıda doldurmuştum. Çantayı açıp içinden bir paket çıkarttım. Bir dal sigara yakıp Mustafa'ya uzattım. Sonra kendime yeni bir dal daha yaktım.
"Sonra etrafa bakıp kameraların görüş açılarına baktım. Kamera kayıtlarına baktım, ordan arabayı yani plakayı buldum derkeenn araba kameralardan şehir dışında bir yerde kayboluyordu. Belli orman yoluna girmişti. Bende o civara gelip önce uzaktan evi gördüm, tahmin etmiştim o ev olduğunu... Sonrasında uzaklaşıp orman tarafından eve geliyordum ki, zaten o anda da seninle karşılaştık... Ayrıca," dedi göz ucuyla bana bakıp, dudağının kenarıyla gülümserken, " sen ordan nasıl kaçtında biz seninle orda karşılaştık?"
"Meslek sırrı.."
"Bırak şimdi sırrı, dökül bakalım Mine hanım nasıl oldu bu iş?"
"Orayı daha sonra konuşuruz..." dedim sigaramın külünü camdan aşağı atarken. Mustafa bana tuhaf tuhaf bakıyordu.
"Nee? Sen sonra deyince oluyor ben deyince mi olmuyor?"
"Tamam bakalım öyle olsun..." dedi hala yan yan gülümserken...
Başımı koltuğa yasladım ve Mustafa'nın yanağına elimi koyup, yanağını sakince sevmeye başladım. Onu öyle izlerken uyuya kalmıştım...
💫
Uyandığımda bizim evin kapısına yaklaşmıştık.
"Yuh ne ara geldik?"
Mustafa birden sıçrayıp bana baktı. "Kızım ne bağrıyorsun be dalmışım, ödüm koptu."
"Ayy pardon, ne ara geldik yahu ben ne zamandır uyuyorum."
"Valla Mine hanım bindiğiniz an uyudunuz işte en son şimdi..."
"Abart Mustafa, abart.." dedim ikimizde gülerken.
Evin kapısına vardığımız da annemler kapıda dizilmiş beni bekliyordu. Hızlıca indim arabadan önce anneanneme sarıldım. Anneannem saçlarımı sürekli severek ağlıyordu.
"Çok korktum yavrum, çok korktum."
"Biliyorum anneannem, geldim ama bak burdayım hepsi geçti..." tekrar sıkıca sarıldı.
Anneannemi bıraktıktan sonra annemin boynuna sarıldım. Bir fasılda onunla ağlaştık. Peşine babam, teyzem derken artık toparlanmıştık. Arkamı dönüp baktığımda Mustafa ellerini önünde bağlamış, başı eğik bir şekilde bekliyordu.
Babam Mustafa'ya yaklaştı. Hepimiz onlara bakıyorduk.
"Merhaba delikanlı." Diyip elini uzattı.
Mustafa hemen babamın elini sıkıca kavradı ve elini öpmeye yeltendi. Babam elini geri doğru çekip, Mustafa'yı kendine doğru çekip sıkıca sarıldı.
"Teşekkür ederim... kızımı getirdiğin için... teşekkür ederim..."
Hepimiz onlara bakarken usul usul ağlıyorduk. Mustafa'nın gözleri dolmuştu.
"Estağfurullah ne teşekkürü olur mu öyle şey?" Diyerek kekelemeye başladı.
"Olur, olur evladım..." diyerek babam geri çekilip, Mustafa'nın omuzunu sıvazladı.
"Hadi geçin içeri ve bana her şeyi anlatın..." diyerek eliyle kapıyo gösterip, Mustafa'yı içeri buyur etti.
Mustafa göz ucuyla bana baktı. Gözlerimi 'gel' dercesine kırpıştırdım. Mustafa benden onayı aldıktan sonra kapıya doğru yürümeye başladı.
İçeri girdiğimizde hepbirlikte salona geçtik.
Teyzemle annem hızlıca sıcak bir çorba koydular önümüze, "için hadi çocuklar beklemeyin. Önce iyi olun sonra anlatın..."
Ben hızlıca çorbaya daldım ve sıcak sıcak bir güzel içmeye başladım. Bakışlarımı Mustafa'ya çevirdiğimde hala bekliyordu... Babam devraldı sözü, "oğlum çekinme ye lütfen..."
Mustafa usulca kaşığı eline aldı ve olabildiğince kibar bir şekilde yemeğe başladı. Ben çorbamı yarıladıktan sonra Mustafa rahat yesin diye başımızdan geçenleri anlatmaya başladım. İlgi odağı bende olursa oda rahatlıkla yiyebilirdi.
Ben hızlı hızlı bütün her şeyi anlatırken, herkes hep bir anda bir gözleri büyüyor bir küçülüyordu. Ara ara yüksek tepkiler verip birden sakinleşiyorlardı. Babamsa hep aynı sakinlikle dinliyordu.
Mustafa'nın çorbası bittikten sonra benimde anlatacaklarım bitmişti. Annemler soru yağmuruna tuttuğu anda, "hepsine daha sonra cevap vereceğim ama şimdi biz karakola gidip ifade verelim. Şunların tutuklandığına emin olmadan benim içim rahat etmeyecek." Dedim.
"Haklısın kızım, hadi kalkalım..." dedi ve ayaklandı babam.
Babama hızlı bir bakış attım. Benimle karakola geleceğine göre polislik bir olayımız yoktu demek ki. İçim rahatlamıştı, çünkü oraya babamsız gitmek istemiyordum.
Hepbirlikte arabaya geçtik. Mustafayla geldiğimiz arabayı da karakola teslim etmemiz gerektiği için iki araba gitmeye karar verdik.
Annemle ben bizim arabaya, babamla Mustafa da diğer arabaya bindiler ve hep birlikte karakolun yolunu tuttuk.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![Sümeyye Sarı / Ben Mafyanın Kendisiyim [ Yarı Texting] / 🚗🚗](https://cdn.kitappad.com/image/img_thump/1/kralice7-ben-mafyanin-kendisiyim-yari-texting-759.jpg)
| 49.38k Okunma |
3.4k Oy |
0 Takip |
94 Bölümlü Kitap |