
Karakola girdiğimizde Mustafa'yla beni hemen ifadeye aldılar. Olan biteni tek tek polislere tekrar anlattım. Artık gerçekten uyumak istiyordum... Kendimi deli gibi yorgun hissediyordum... Yaklaşık iki saate yakın karakoldaydık... İfadelerimizi verdikten sonra bizi serbest bıraktılar. Kapıya çıktığımızda babama döndüm, " ee ne oldu şimdi?"
"Siz yapacağınızı yaptınız, şimdi sıra polislerde kızım. Onları yakaladıklarında bize haber verecekler..."
"Çok uzun sürer mi?"
"Bilmiyorum güzel kızım, bilmiyorum..."
Annem yanıma yaklaşıp sırtımı sıvazlamaya başladı ve sözü devraldı.
"Hadi bakalım gençler, herkes çok yorgun şimdi evlere gitme vakti. İyice bir dinlenin... En kısa zamanda da haber gelecektir inşallah..."
"İnşallah..." dedik sessizce...
"Mustafa seni de evine bırakalım oğlum, güvende olduğuna emin olalım..." dedi annem.
"Teklifiniz için çok teşekkür ederim ama ben kendim gitsem daha doğru olacak. Hem siz de biran önce eve gidip dinlenmiş olursunuz..."
"Olur mu öyle şey? Evine gittiğine emin olalım ki, bizimde içimiz rahat etsin..."
Mustafa mahçup olmaktan yerin dibine girecekti az daha... Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Öyle tatlı gözüküyordu ki, canım sevgilim benim...
"Tamam nasıl isterseniz..." dedi başı eğik bir şekilde...
Hepbirlikte arabaya bindik, Mustafa'yı bırakmak için anneannemlerin bulunduğu mevkiye yaklaşınca muhtemelen babam sık sık neden buralarda olduğumu sezmişti. Dikiz aynasından şöyle bir bakış attıktan sonra tekrar önüne bakmaya devam etti. Mustafa babamın yanında oturuyordu. Gerilmesin diye Mustafa'ya bir kaç soru sorup muhabbet açıyordu. Sokağın başına geldiğimizde, " izninizle ben burada ineyim..." dedi.
"Neresi evin?" Dedi babam etrafa bakarken.
"Şu sokaktan girince hemen orada, burdan sonrasını ben kendim gitsem daha doğru olacaktır... Çok teşekkür ediyorum her şey için... iyi geceler..." dedi kapıyı açarken. Babam ona elini uzattı. Mustafa da sıkıca tuttu ve tokalaşırken, "asıl ben teşekkür ederim oğlum, hayırlı geceler..." dedi babam...
Mustafa gülümseyerek annemede başıyla ufak bir selam verip arabadan indi.
Mustafa sokağı dönene kadar bekledik. Sokağın başından döndüğüne emin olduğumuzda biz de hareket etmeye başladık. Yolda eve gidene kadar annemin omuzunda ufak bir kestirmiştim. Eve vardığımızda yarı baygın bir şekilde odama çıktım. Üstümde ne var ne yok çıkartıp ılık bir duş aldım. Dolabımı açıp saten pijamalarımı çıkarttım...
İşte ait olduğum yerdeyim, evimdeyim... hızlıca pijamalarımı giyip yatağıma yattım. Derin bir nefes vermemin ardından anında uykuya daldım...
💫
Sabah kızların haldır şaldır odaya girmesiyle uyandım, gözlerimi araladığımda Burcu yatağıma oturmuş, Aslı da ayak ucumda durmuş bana bakıyordu.
"Ne oluyor be?"
"Aşkımmm Mine'mm çiçeğimm..." diyerek birden ikiside sarıldılar. Biri bir omzuma diğeri diğer omzuma başını koyup yanıma kıvrıldılar, ikiside belime kolunu atmış, sım sıkı sarılıyordu.
"Çok korktuk sana bir şey oldu diye..." dedi Aslı iyice beni sıkıca sararken...
"Hele ben panikten aklımı oynatacaktım." Dedi Burcu da.
"İyiyim kızlar şimdi daha iyiyim..."
"Hadi kalk kahvaltı yapalım, sonra bize her şeyi anlat."
İkisininde yanaklarına ellerimi koydum, "sizi öyle özledim ki..."
Burcu birden ağlamaya başladı, "bende çok korkunçtu her şey..."
Aslı'nında gözleri dolmuştu ve hiç konuşmuyor sadece sarılıyordu.
"Oo Aslı Hanım siz de mi?" Dedim gülümseyerek.
Aslı grubun en ketumuydu, çok nadir anlarda ağlar, çoğu duygusunu içinde yaşardı. Aslı'yla daha önceden arkadaştık, Burcu aramıza daha sonra katılmıştı. Genelde Aslı'nın bir şeyi varsa bana tek olduğumuzda anlatırdı. O anlarda bile çok zor ağlardı. Birden kolumu sıktı.
"Bende tabi gerizekalı, şaka sanıyorsun aklımız çıktı..."
Gözlerimden bir kaç damla yaş aktı. Aslı'nın en ufak gözünün dolmasına dayanamıyordum, onun canı acısa ben ondan bin beter ağlıyordum.
"Hadii amma ağlaştık kalkalım karnım çok açççç!" Dedim sesimi toparlayıp neşeli bir hale getirip. İkiside aynı anda kalkıp aşağı indiler. Bense elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırlaçadım ve nemlendiricimi sürüp öyle indim. İndiğimde annemle anneannem çoktan sofrayı hazırlamışlardı ve kızlarla sohbet ediyorlardı. Hep birlikte uzun bir kahvaltı yaptık. Muhabbet arası bazen gülüyor bazense gözlerimiz doluyor duruyorduk. Hepsinin çok korktuğunun farkındaydım, her ne kadar belli etmesemde bende birazcık korkmuştum. Onları bir daha görememe ihtimalimden çok korkmuştum...
"Bugün hafta sonu dimi?" Dedim birden muhabbet arası, hepsi aynı anda susup bana baktılar. Onların o korkulu bakışlarını gördüğüm an kendimi tutamayıp gülmeye başladım.
"Korkmayın aklım yerinde, sadece günleri biraz karıştırdım malum telefonumda yok..."
"Hee hayır, pazartesi bugün." Diye yanıtladı Aslı.
Annem ayağa kalkıp yan odaya gitti. Biz sohbete devam ederken elinde bir telefonla içeri girip bana uzattı.
"Sabah baban almış kızım sana bıraktı."
"Aslan babam bee.." diyerek hemen telefonu açtım. Açtım açmasınada Mustafa'ya nasıl ulaşacaktım? Onunda telefonu yoktu, aldıysada numarası yoktu... Neyse sosyal medyadan ulaşırım artık diye düşünerek telefonun kurulumunu yapmaya başladım.
Çok şükür ki kısa sürdü, sosyal medyaları indirmeye başladığım anda Burcu elimden telefonu kaptı, "ver şunu numaramı kaydedeyim."
Aslı da Burcu'nun elinden telefonu alıp, " asıl sen ver telefonu yedekliyim." Dedi. Ben bir ona bir ona bakıyordum. "Ay ne yaparsanız yapın ama yapınn hadii."
Burcu hafifçe kulağıma eğilip, " tamam sakin ol, kavuşcaksın Mustafa'na" diyerek kıkırdamaya başladı.
Kahvaltımız bittiği için annemlerden müsade isteyip kızlarla terasa çıktık. Terasa çıktığımız anda bir sigara yaktım bu sırada Aslı telefonu bana uzattı. "Al arkadaşım halloldu."
"Sağol gülüm, çiçeğim." Diyip hemen sosyal medyama girip Mustafa'ya yazdım.
"Aşkım, birtanem, canım???"
Telefonu kilitleyip masaya koydum.
"Eee anlat hadi her şeyi." Diye Burcu beni dürtmeye başladı.
Derin bir nefes alıp bütün olan biteni özetle anlattım. Kızlar ağzı açık bir şekilde beni dinliyordu.
" Şerefsiz kahpe! O lavuğu polisler bulunca ne olur izin isteyip bir posta hepbirlikte dövelim!" Dedi Aslı öfkeyle.
"Vaaovv Mustafa kahraman gibi geldi kurtardı he seni?" Dedi Burcu heyecanla.
Aslı Burcu'ya dönüp tip tip bakmaya başladı. Bunca olay varken tek takıldığı yerin burası olması Aslı'yı gıcık etmişti anlaşılan. İkisinin o bakışmasını görünce dayanamayıp gülmeye başladım.
Bu sırada telefonuma bir mesaj geldi, Mustafa olmalıydı. Heyecanla açtım mesajı.
" Benden öyle kolay kurtulabileceğini mi sandın?"
Öfkeyle etrafıma baktım. Aslı bir durum olduğunu anlayıp telefonu elimden kapıp, Burcu'yla ikisi telefonda ki mesajı okudu.
"Vay şerefsiz kahpe! Hala yakalanmadı mı bu!"
Aslı'nın elinden telefonu kapıp babamı aradım.
"Baba karakoldan haber yok mu? Bu çocuk bana yine ulaştı, kaç saat oldu hala yakalanmadı mı?"
"Soruşturup arayacağım, evden çıkma." Diyerek telefonu kapattı.
Bu sırada telefona bir mesaj daha geldi. Bu sefer mesaj atan Mustafa'ydı.
"Aşkın mıyım gerçekten?"
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![Sümeyye Sarı / Ben Mafyanın Kendisiyim [ Yarı Texting] / 📞](https://cdn.kitappad.com/image/img_thump/1/kralice7-ben-mafyanin-kendisiyim-yari-texting-759.jpg)
| 49.26k Okunma |
3.4k Oy |
0 Takip |
94 Bölümlü Kitap |