
Sabah okula kızlarla birlikte girdik dersin başlamasına daha 20 dakika vardı. Kantinde çayımızı içerken Burcu konuya girdi;
"E mine hanım noldu bizim oğlan işi?"
" Kim? " diye sorduğum anda Burcu'nun tavlamamı istediği çocuk elinde kağıt kalemle önümüzden geçiyordu.
"Şunu çocuğu diyorumm işte çalışmalara ne zaman başlayacaksın?"
Çocuk önümüzden geçerken etrafa bakındım herkesin gözü onun üstündeydi. Bütün kızları bıraksan dibine düşecekti. Onda ki havaysa kimse yok. Geçerken göz ucuyla bile bana bakmadı. Bu durum beni iyice hırslandırdı. Genelde o çocuk yerine ben yürürken bana bakarlardı. Şimdi başkasında bu manzarayı görmek açıkcası biraz kanıma dokundu.
Ben düşüncelere dalmış bakınırken bir kaç öğretmen çocuğun yanına gelip gülümseyerek onunla bir şeyler konuştu. Bir kaç öğretmen dediğimde bana şu tokat atan müdür ve sınıftan atan öğretmende dahildi buna.
"Vay be bunların yüzü güler miydi?"
"Sorma vallahi bu çocukta şeytan tüyü var heralde 7 den 70 e herkes çocuğa bayılıyor."
Burcu cümlesini bitirdiği an Ceren geldi masaya, " kızlar nasılsınızz?" Diye sordu. İyi keyfi yerindeydi. Atlatmış olmalı yaşadığı tacizi...
" iyiyiz Cerencim sen nasılsınn?"
"Bende iyiyim."
Minik bir sessizliğin ardından, " Ya Ceren şu lavuk varya.."
Diyerek kaşımla çocuğu işaret ettim. Ceren hızla işaret ettiğim yere bakıp bana döndü.
" Evet ne olmuş ona?"
" Nedir bu çocuğun olayı?"
" Ya bende tam anlamadım ama çok efendi çok ahlaklı diyorlar. Bir de sanırım biraz ünlüymüş."
" Nerenin ünlüsüymüş pardon?"
" Edebiyatta ünlü, yani bu edebiyatcılar okuldaki hocalar her söyleşiye bununla gidiyorlar. Bazı gösterilerden önce teklif de alıyormuş sunuculuk şiir okuma vs her nane var sanırım işte o yüzdende tüm hocaların göz bebeği."
" Vay be ondan bu cakalar demek ki."
" Sanırım ondan e bir de herkes totosunu kaldırınca böyle iyice egosu binbeşyüz yani."
"Okulda filan veya genel de rutin olarak gittiği her hangi bir yerler var mı?"
"Bir sorun mu var?"
" Yok yok merak öylesine soruyorum."
" He tamam bir sorun yoksa iyi... edebiyat bölümünde doğal olarak yani okuldaki edebiyat klübünde başkanmış bir de genelde kütüphanelerde takılıyormuş."
" Ay şovcu ya... Neyse tamam güzelim sagol..."
Ceren gittikten sonra Aslı ve Burcu bana gülerek döndü.
" Evet şimdi ki planın nedir Mine Hanım?"
" Kalkın bakalım edebiyat klübüne üye olmaya gidiyoruz..."
Edebiyat klübün hangi sınıfta olduğunu öğrendikten sonra sakin adımlarla sınıfa vardık. Etrafa bakındım çocuk yoktu.
" E Mine şimdi ne yapacağız?"
"Ben önce birini bulup adını öğreniyimde dur bakalım.."
Etrafa iyice göz gezdirip en mülayim gözüken tipi gözüme kestirip yanına yaklaştım. Yaklaşırken hatırladım o çocuğun hep yanında dolanan arkadaşıydı bu iyi yere denk geldim. Ben ona yaklaşırken biraz tedirgindi.
" Merhabalarr" dedim gülümseyerek.
"Merhaba " dedi ciddi bir tavırla.
" Ya ben bu klübe kayıt olmak istiyorum da heralde başkanı falan varmış o kayıt alıyormuş doğru mu?"
Gayet kibar tatlı ve güzeldim. Çocukta gevşedi.
"Ha evet ama şuan burada yok."
" Nasıl kayıt olacağım peki? Sende numarası falan vardır heralde ver istersen irtibata geçeyim yada bilemedim ki simdi..."
" yok numarasını ona sormadan veremem ama hep okulda zaten illa ki bulursunuz veya sosyal medyadan bulun olmadı..."
(Ya sabır ya ver işte numarasını."
" Hm öyle diyorsun... iyi peki sosyal medyadan bulayım madem.. İsmi soy ismi nedir?"
"Mustafa Ali Toprak.."
Çocuğun suratına ablak gibi bakakaldım. Nefesim boğazımda kilitlendi sanki. Geri geri bir kaç adım attım. Kızlar kapıda beni bekliyordu. Arkamı döndüğüm gibi kapıdan çıktım. Hızlı adımlarla lavaboya gidip elime yüzüme su çarptım. Kendime gelmeye çalışıyordum.
" Hey Mine ne oluyoruz? Ne bu halin ne dedi o çocuk sana?"
Aynadan kızlara baktığımda bir damla göz yaşı döküldü gözümden...
" çocuk.. yani çocuğun ismini söyledi."
" Yani.. neymiş ismi?"
Derin bir nefes aldım başımı yere eğerek fısıldadım.
" Mustafa Ali Toprak'mış..."
"Ne!" Diye bir çığlık koparttılar tuvalette.. herkes bize dönmüş bakıyordu. Hızla herkesi tuvaletten çıkarttılar. Aslı yanıma gelip önce sım sıkı sarıldı. Peşine Burcuda sarıldı.
" Mine bunu yapmak zorunda değilsin boşver.. yani boşverelim iddiayı.."
Cevap vermeden etrafa bakındım.
"Mine sana söylüyorum bitti bu iş burada tamam mı ? Mustafa senin için ne kadar değerliydi biliyorum. Ve şimdi yani adı soy adı bile aynı her ismini duyduğunda kaldıramayacaksın Mine. Gel boşverelim arkadaşım bırak umrumda değil benim tamam sen kazandın tamam mı bitirelim mi?"
Derin bir nefes daha aldım.
"Hayır. Asıl şimdi başlıyoruz."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![Sümeyye Sarı / Ben Mafyanın Kendisiyim [ Yarı Texting] / Hayır. Asıl şimdi başlıyoruz!](https://cdn.kitappad.com/image/img_thump/1/kralice7-ben-mafyanin-kendisiyim-yari-texting-759.jpg)
| 49.4k Okunma |
3.4k Oy |
0 Takip |
94 Bölümlü Kitap |