3. Bölüm

Serseri kahraman

Sümeyye Sarı
kralice7

Dersin bitmesine dakikalar kala çayımı yudumlarken dün ki kütüphanede indirdiğimiz çocuğu düşündüm. Biraz sert mi saldırdım acaba? Yo hayır acıma yok.. Suçlulukta yok ... Herkes hak ettiğini yaşar bu hayatta... Düşüncelere dalmış çayımdan son yudumu alırken zilin çalmasıyla irkildim. Biraz toparlandım. Ne tesadüftür ki daha kimsenin sınıf kapısı bile açılmamışken dün ki saldırdığım çocuk kantine giriş yaptı. Başımı dikleştirip gözlerine kilitlendim. Beni gördüğü an yerinde durup geri geri adım atmaya başladı.
"Korkma korkma bir şey yapmayacağım." Diyerek sırıtıp yanına yaklaştım. Korkmuş olmalı ki eliyle önüme mesafe koymak istercesine elini hafifçe uzattı. Kaşımı kaldırarak eline bakmamla elini tuttuğum gibi sırtına doğru çevirmem bir oldu.
"Bana bak ben istemedikçe elin kolunla mesafe veya samimiyet kuramazsın bunu bil."

"Ta.. Tamam..."

"Özür diledin mi kızdan?"
"Evet diledim." Derken hafif kekelemesi devam ediyordu.
"İyi birazdan soracağım, hele ki bana yalan söylüyor ol bidahakine daha beterini yaparım."

Başıyla beni onayladıktan sonra kolunu bıraktığım gibi kantinden hızlı adımlarla uzaklaştı. Şerefsiz.
Bir iki dakika sonra kantin kalabalıklaşmaya başladığında cereni aradı gözlerim. Gözlerimi kısarak herkesi süzmeye başladığımda sonunda bulmuştum onu. Sakince yaklaşıp selam verdiğimde birden bana sıkıca sarıldı. Neden sarıldığının farkındaydım bende ona sarıldım.
"Teşekkür ederim" dedi gözleri dolu dolu bakarken.
"Rica ederim lafı bile olmaz... Şey ceren hatırlatıp seni üzmek istemiyorum ama bu lavuk senden özür diledi mi?"
"Evet diledi. Belli ki bayağı korkutmuşsun. Sürekli 'Mineye özür dilediğimi mutlaka söyle mutlaka bidaha asla böyle bir şey olmayacak' deyip durdu."

"iyi güzel" diyerek Cerenin omuzunu sıvazladım. "Bir daha böyle bir şey olacak olursa ki hiç sanmıyorum ben buradayım biliyorsun..."

"Teşekkür ederim " diyerek dolu gözleriyle bir kere daha sarıldı.
Cerenin yanından ayrılırken kendi kendime yine söyleniyordum. Acaba az mı dövdüm şerefsizi. Şimdi bu kızı görünce daha çok avuçlarım kaşındı...

"Yine ne söyleniyorsun kendi kendine deli kız." Diyerek Aslı omuzuma kolunu sardı.
"Bu dün dövdüğüm şerefsizi diyorum acaba az mı dövdüm?"

" kızım ne az dövmesi ya çocuğun burnundan kan geliyordu artık. Elinden almasak belki de öldürcektin. Ayrıca ne yaptı bu çocukta sen bizi kapıya diktin içerde bide teke tek hallettin?"

"Ya bu şerefsiz Cereni okul çıkışı sıkıştırmış. Cerende onu istemediğini söyledikten sonra , yok istiyorsun seninde gönlün var ayağına kızı zorla öpmüş. Tabi Cerende uğradığı taciz karşısında şoka girip hiç bir şey yapamayınca ağlaya ağlaya eve gitmiş. Eve gittiğinde de beni aradı işte. Bende o öfkeyle... Ne biliyim kızım tutamadım kendimi işte ya.. Biliyorsun benim olduğum yerlerde kadınlara bir şey yapılma ihtimali olunca söz konusu ben deliriyorum."

" Biliyorum okulumuzun namıdeğer serseri kahramanı biliyorum." Diyerek yanağımdan bir makas aldı.
İkimiz beraber her zaman ki kantinin en orta , herkesi görebileceğimiz masamıza geçtik.
Bu masada biz olmasakta genelde kimse oturmazdı. Herkes bilirdi bu masa bizim. Ve masa boşsa bile daha gelmemişizdir. Bazen yanlışlıkla oturan olduğunda kantine girdiğimiz an ya kalkardı ya etraftakiler onu kalkması için dürterdi...

Masaya oturduğumuzda yan masadaki çocuklardan birine işaret ettim çay getirmesi için. Daha doğrusu bakışlarımla rica ettim. Sagolsun beni kırmadı ve çayımı masama getirdi. Tam çayımı yudumlarken alalacele Burcu geldi masaya, "Mine kalk müdür seni çağrıyor."
"Hey Allahım ya yine ne oldu?"

" Bilmiyorum ama dün ki şu çocuğu dövdüğünğ kameradan görmüş olabilir mi?"

"Sanmıyorum kütüphanede kamera yok ki.."

" İyide sen ordan çıktıktan sonra çocuk burnu kan olmuş bi şekilde o kapıdan çıkıyor. Koridorda kamera var sonuçta. E artık hocalar aptal değil birine bir şey olsa senden olduklarını anlıyorlar sonuçta."

"Sagol ya tesellisine bittiğim ne iyi insansın. Ayrıca bu gıcık hocada beni şikayet etmiş olabilir ki en büyük olasılık bu. Çünkü bu hep yaptığı şey. Önce dersten atar sonra şikayet eder. Klasik rahat ol biraz"

"Yav oyalanma hadi koş "

" Tamam ya" diyerek çayımdan bir yudum daha alıp hızla yerimden fırladım...

Bölüm : 20.10.2024 05:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...