" Günahların rüzgarı olsaydı yeryüzünde hiç kimse kalmazdı. "
🕯️
Kalbi kırık göğüs kafesinin arasında kalmış bir mahkum. Ve bu mahkum özgürlüğü için bir mücadele verememekte. Çünkü zihninde ölen cesetler onun özgürlüğüne gölge düşürmektedir. Göğüs kafesi boşluğunda bir ağrı vardı sebebiyse içinde çürüyen ruhlardı. Onların varlığının yaydığı karanlıktı. Emira yaşadığı her şeyin gölgesinde saklanarak hayat mücadelesi veriyordu. Kendi yalnızlığınızda boğulup kalmışken birden onu farklı bir dünya kendisine çeker. Ve o dünya da gizemlerle dolu hayatlarla karşılaşacaktır. Geçmiş geleceği olacak, geleceği ise geçmişi. Zaman kavramı yitirilecek ve her şey sonsuz bir zaman dilimi içerisinde var olup zamansız ana hapsolacak.
Her yeni gün dünün acı bir hatırasıdır. Onun acılarından nefes alıp yaşamaktır.
Her yeni gün dünün sancısıdır. Onun yaralarının sızısını sonsuza kadar hissetmektir.
Emira bilinmeyen bir fantastik dünyada gizemli kapıları aralayrak gizemli sırlara ulaşır. Ondan saklanan ve öğrenilmesi istenmeyen sırları keşfeder. Bu sırlar açığa çıkarken yaşamında onu derinden sarsan bir aşk onu bulur. Ama sandığı şeylerin çok farklı olduğu gerçeğiyle yüzleşir.
Aşk, ihanet ve dostluk...
Bu üç kelime onun hayatında büyük bir devrim yaratır.