
.... "Korkma söyle, ne zaman unuttuğunu
Hatta yerimi, kimlerle doldurduğunu
Susma söyle, yeter ki sesini duyayım bana yeter
Bilsem de, şimdi ner'de uyuduğunu
Sancak 🚬

O ,günün üzerinden 1 yıl geçmişti. Şuan oğlum, Emir ile yurtdışındaydım. Mahir'den tamamen kurtulmuştum. Şimdi yeni bir hayat çizmiştik oğlum ve ben. Küçük bir orman evinde kalıyorduk. Melissa bana avukatlık bürosunda iş bulmuştu, sağolsun. Emir'de kreşe gidiyordu. Ama bir şey vardı,Melissa çok değişmişti, eski Melissa değildi sanki. Asla normal bir diyalog kuramıyorduk. Bu yüzden pek uğramazdı eve.
....
Deva'yı bir kenara bırakıp, o gün neler olmuş bakalım..
Şimdi bu nasıl oldu diyeceksiniz..
Flashback... 1 yıl önce o gece...
Genç adam, üzgün ve perişan halde girmişti, karısının tedavi gördüğü odaya. Köpek gibi pişmandı. Ama tek sorun bir türlü, gerçek Mahir'in ipleri eline alamamasıydı.

Genç adam birden, yatağın boş olduğunu görür görmez, hastahaneyi yangın yerine çevirmişti öfkesi ile. Tüm korumaları hastahaneye yığmıştı ama ne kadar çabalasada bir ipucu bulamaması, genç adamı dahada çılgına çeviriyordu. Güvenlik kameraları bozulmuştu, Deva ile ilgilenen doktor ve hemşireler baygın haldeydiler. Genç adam, kafayı yemek üzereydi.
Hızla çıktı ordan, eve geldi. Ama gördüğü bir manzara daha onda, tamemen iplerin kopmasını sağlamıştı.
Evdeki ,korumaların hepsi değişik ve gaddarca bir şekilde öldürülmüştü. Sanki ,bir şeyin yada birinin tüm ahını çıkarırcasına. Evin tüm camları tuzla buz olmuştu. Mahir'in aklına ilk gelen şey ile içeri girdi.
"EMİRRR!!! OĞLUM, NERDESİN? "
demişti ama bir ses yoktu. Genç adam tüm evi aramış ama bulamamıştı oğlunu.
Genç adam dizlerinin üzerine çökmüş bir şekilde, ağlamaya başladı. Tüm sinirini bu şekilde atmak istercesine, yoksa daha kötü şeyler yapabilirdi. O da bunun farkındaydı. Çünkü Mahir asla tek kişi değildi. Bir vücutta çift ruhlu bir adam.
"Not; Çoklu kişilik bozukluğu, kişinin davranışları üzerinde sürekli olarak güce sahip olan iki veya daha fazla farklı kişilik durumuyla kendini gösterir.
Şuan öfkesini azaltmak yerine daha da harlamıştı. Sebebi ilaçlarını alkol ile alması, beyin hücrelerinin karıncalanmasına yol açmıştı. Normal agrı kesici bile değillerdi. Yüksek dozda Benzodiyazepinler ve,yeni düzeyde bir kaç antidepresan.
Genç adamın kafasını esir alan ruhanî sözler durmak bilmiyordu, sürekli ölümden ve öldürmekten bahseden bu sesler Mahir'in , gerçek benliğini unutmasına yetmişti.
Tam, o sırada bir kağıt parçası buldu, yerde. Kağıta şunlar yazıyordu.
📝Mahir Arslan beğendin mi süprizimi?
Ahh!!! Şuan o yüzünü ,o kadar çok görmek isterdim ki anlatamam.
Neyse konuya gelelim.
Öncelikle ağabeyciğim, önce o karını sonra o oğlunu aldım elinden.
Ha kafalarına sıkıcaktım ama vazgeçtim. Çünkü sen zaten baya yıpratmışsın, acıdım. Neyse ama arasanda bulamayacağın bir yere sakladım ikisinide, artık sittin sene bulamasın. Bunu sevdiğim adamı, öldürmeden önce düşünmeliydin.Sen hastasın, bunu kabullen ve tedavi ol.
Belki bir şansın olur, yoksa Deva'yı kaparlar burda haberin olsun.
Seni çoook seven kardeşin
MELİSSA
"Andım olsun,mahvedeceğim seni s*rtük!!! " der demez ayağa kalktı genç adam.
O da biliyordu, şuan Deva ve oğlunu bulamayacağını, ama sabır etmeliydi.
Ve o gün geldiğinde hepsini ateşi ile yakacaktı.
....
3 ay sonra...
"Aaaaa!!! Nerde, nerdeler?"demişti genç adam öfkeli bir ses tonu ile.
"Üzgünüm efendim ama hala bir iz yok. "
"İyice bakın her yere, en saçma yerde olsa bakın. Nerden çıkacakları belli olmaz. "
"Efendim, Hastahaneler, Termaller,otogarlar ,havaalanları Oteller, pansiyonlar, lojmanlar hatta gece kondullara bille baktık. Ama bir ipucu yok"
"Bakmadığınız bir yer olmalı, her yere bakın. Ama bir şey bulun lan!! "
.....
6 ay sonra...
Genç adam bittik bir halde, kaçıncı kadehi oldugunu bilmediği içkisini yudumluyordu. Artık uyku haram olmuştu. 6 aydır karısı ve oğlu ortada yoktu. Ve ilginç bir şekilde, ikinci Mahir'in seside kesilmişti. Genç adam artık bir takım ruhani sesler duymuyordu. Çok ilginçti. O ilaçları kestiğinden beri artık düzeldigini hissediyordu.
Aslında ilginç olan bir şey yoktu. Üst düzeyde farklı bir ilaç verilmişti genç adama , buda bünyesine fazla geliyor ve beyin hücrelerini etkiliyordu. Sinir sistemini alt üst etmesine yetiyordu da diyebiliriz. Ama hala farkında değildi. Şuan tek düşüncesi oğlu ve karısıydı.
10 ay sonra....
"Yok, yok. Hiç bir iz yok s*ktiğimin yerinde. Nerde lan, nerdeler?. " diyerek kükremişti adeta.
"Abi, bak kaç aydır bakmadığımız yer kalmadı acaba."der demez ,bunu diyen sen misin, der gibi üzerine yürümüştü Selim'in.
"Ne acaba lan!!! "
Yakasından tutuğu Selim zar zor konuşarak,"Şey yani, acaba yurtdışında olabilirler mi abi? " demişti
"Ne yurt dışından bahsediyorsun? Deva'nın ve Emir'in pasaportu ve kimlikleri yukarda kasada " diyerek, genç adamın yakasını bırakmıştı.
"Abi, şey emin-"
"Seni ters çevirip düz s*kerim selim"
"Tamam, abi bişey demedim. " demiş ve çıkmıştı salondan.
Mahir'in içine, kurt düşmüştü bir kere. Hemen hızla ,yukarı çalışma odasına girdi. İçinden asla yapamaz, desede korkarak şifreyi girdi.
Kasayı açar açmaz, dumura uğradı. Kasa bomboştu, Pasaport kimlik ve yüklü miktarda dolar ve euro yoktu.
"DEVA!!! "
İçte o zaman tüm korumaların duyacagı şekilde kükremişti, Mahir Arslan.
genç adamın sesine gelen, sağ kolu selim ne olduğunu soramadan.
"O oruspuyu bulun. Oğlumu ve Deva'yı alacağım onun elinden. "
"A..abi af buyur kimi? "
"Lan! Kimi olacak, kardeşim olacak f@hişeyi. Kasanın şifresini, benden başka sadece o biliyordu. Kesin İtalya'daki orman evindeler. Yıllar önce doğum günü hediyesi olarak almıştı babam"
"Peki abi hemen baktırıyorum"
Selim odadan ayrılmıştı. Yalnız kalan genç adam ise,
"Çok az kaldı yavrum , aramıza girenleri tek tek s*kip atıktan sonra kavuşacağız. Beni bekle."
.
.
.
1 yıl sonra...
Eski Mahir'den eser yoktu resmen. Daha acımasız ve gözü dönmüş bir kişilik ile yaşıyordu içinde. Sürekli Deva'yı düşünüyor, ve sırf o kokuyor diye aylarca yatak odasını havalandırmayı bırak, perdeleri bile açmıyordu. Her yerde genç kadının fotoğrafları vardı. Mahir o günden sonra dahada kendini kaptırmıştı. Deva'dan başka bir şey bilmez olmuş. Resmen lâl olmuştu. Aylardır bitirmediği içki çeşitleri kalmamıştı. Ama sürekli genç kadın vardı aklında.
Bazen sinir krizi bile geçirir olmuştu.
Genelde bu semptomlar çok nadir olur, fakat genç adamın bünyesi ilaçlara alışık olduğu için tepki gösteriyordu.
Tam o sırada,Selim salonun ortasına geldiğinde ,abisini yerde bitik şekilde görmeyi beklemiyordu.
"Abiii!! Bulduk"demesi ile,
" Ne?! " demiş ve panikle ayağa kalkmıştı genç adam.
"Nerdeler? , hadi gidelim"
"Dur abi şimdi olmaz. "
"Ne demek olmaz, yürü lan!! "
"Abi, dediğin gibi İtalya'da orman evindeler. Hatta yenge iş bulmuş, çalışıyor. Emir'de kreşe vermişler. Melisa'ya gelirsek, o baya kaptırmış kendini, senin isminle racon kesiyormuş bazı haraç aldığımız yerlere. Ve şey"
"Ney lan!! Söyle selim dura dura anlatma. Yoksa dura dura sikerim seni"
"Tamam abi bişey demedim. Melisa, yengeyi pazarlamak istiyor. "
"NE!! LAN. BENİM KADINIMI,BENİM OLANI. ECDADINI DÜRER BÜKER S*KERİM OĞLUM. "
"abi merak etme, yengenin alıcısı olarak bizden birini gönderdim. Yengenin haberi yok. Kandırıp otele getireceklermiş, daha sonra pazarlık olacakmış. Bu zamana kadar bekleme sebepleri, senin arama emrinin çekmiş olman, buda mafyalarla pazarlık işini kolaylaştırmış. Başından beri melissa'nın tek derdi, senin adındaki tüm serveti üzerine geçirmekmiş, yani Burak iti ile yaptıkları plan buymuş tabi sen o iti oldürene kadar. Tüm planı yaptık akşama yengeyi alıyoruz. "
"Tamam o zaman, görüşelim bakalım. Küçük @ruspu kardeşimle. Hemen özel uçağı ayarla, daha fazla bekleyemem, bir an önce ailemi istiyorum yanımda. " demişti genç adam.
"Anladım abi, 1 saate çıkarız. "
Demiş ve ayrılmıştı salondan.
"Buldum seni Deva Arslan. "
DEVAM EDECEK...
OY KULLANMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN ❤
Bu arada bazen büyük harflerle yazıyorum o hızlı olmamdan kaynaklanıyor. Unutuyorum öyle kalıyor yani emir vermiyorum yada kızmıyorum yanlış anlaşılmasın lütfen...
📝
MAHİR VE DEVA ARSLAN...

| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 40.38k Okunma |
934 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |