17. Bölüm

17.Bölüm{Hasret bize uymamış}

Hülya_Alkc
kutuptayazmisalli

"Az kaldı, gelip alacağım yavrum sizi ordan. Tekrar güzel bir aile olacağız."

Demişti Mahir, elinde duran ve bir gün bile elinden düşürmediği karısı ve oğlunun fotoğraflarına bakarak. Genç adam, bir şey fark etmişti de hiç birlikte oldukları bir fotografları yoktu. Deva pek sevmezdi fotoğraf çekilmeyi.Bu fotoğrafı da habersiz çekmişti Mahir.

 

 

Genç adam,tekrar bir yudum daha aldı içkisinden , ama içkisi bittiğini fark etmişti. Hızla bir Siktir çekip ayağa kalktı, ama takılıp düşmesi bir olmuştu. Sarhoş değildi, o kadar içmemişti belki ama düştüğü yerden kalkmak istemedi. Tavana bakarak, gözlerini yumdu.

Genç kadın, onu sarmalayarak uyuyan kocasının koynuna daha da sokularak, yeni çıkmış hafif kirli sakallarını okşuyordu. Mahir , karısının o narin dokunuşlarını hissettiğinde uyanmıştı bile,fakat gözlerini açmak yerine karısının o baştan çıkarıcı hamlelerini bekledi. Genç kadın çocuk edasında gülerek, hem okşuyor hemde küçük dokunuşlar eşliğinde öpüyordu,sevdiği adamın yüzünü.

Son kez ,öpüp çekileceği esnada Mahir uyanarak, Deva'yı kendine çekmiş ve altına almıştı.

 

"Aaaa!!!!hıh!!"Uyuduğunu sandığı, kocasından beklemediği bu hareket sonucu tiz bir çığlık atmıştı genç kadın.

 

"Şşşş, güzelim sakin ol. " demişti, gülerek, Mahir.

Kendisine gülen kocasına karşı dudak güzen genç kadın,

 

"Ya ,öyle çekilir mi bir anda!. Korktum! Bir daha yaparsan giderim"

 

Mahir,giderim kelimesini duyar duymaz bir anda kalbinde ince bir sızı hissetti. Neydi şimdi bu!!!

 

Bir anda genç adamın agzından zar zor,

" Ben seni yine bulurum ki, istersen çoook uzaklara git, ben yine sonunda ölümde olsa bile gelirim, çeker alırım ordan seni" acı dolu nida ile demişti.

 

Bir süre, öylece birbirlerinin gözlerine kitlenen çiftten ilk sesizliği bozan, Deva olmuştu.

 

"Nereye gitsem öyle mi? " demişti genç kadın.

 

"Öyle tabi, nereye gidersen git"anında cevaplamıştı Mahir, sevdiği kadını.

 

"Ya ölürsem" demişti genç kadın.

 

"Bende ölürüm. Seni o soğuk toprakta nasıl yanlız bırakırım. Sen çok üşürsün orda" demişti sesi çatlayarak.

 

Birden gülmeye başlamıştı.ömrü hayatında bir kez bile gülmeyen kadın. Mahir bu gülüşlerde takılı kalmıştı. İlk kez karısının gülüşlerine şahitlik ediyordu. Ama anlam verememişti bu denli gülmesine. Ama şunu biliyordu ki, bu gülüşler olmadan ölecegini. Hala altında olan , karısının alnından öperek kenara çekilmişti.

 

 

 

Ama bir şey olmuştu. Genç kadın birden kaybolmuştu. Mahir hiddetle kalktı yataktan, etrafına bakındı. Ama kimseler yoktu.

 

"DEVAAA!! NERDESİN?? YAVRUM.

ÇIK NEREYE GİTTİN?,HADİ GEL BANA" demişti ama sâdece demişti. Hiçbir ses seda yoktu. Hatta Mahir'in sesine karşı kimseler gelmemişti bile.

 

Bir anda bahçe'den bir ses duyuldu.

 

"Mahir, beni bul desem de bulamasın.

çünkü senden çok uzaklara gidiyorum. Oğlumuza iyi bakkk Hoşçakal" demiş ve uzun soluklu bir kahkaha sesi yankılanmıştı evin içinde.

 

Genç adam delirmek üzereydi. Önce tüm evi altını üstüne getirdi. Daha sonra dışarı attı kendini, ama kimseler yoktu. Birden ayakları bir sıvıya basmış ve kaymıştı. Mahir hızla ,bakışlarını ayaklarının dibine çevirdi. Kan ,oluk oluk kandı bu. Ama kimin kanı?. Ne bir ses,ne de biri vardı.Sanki yapayalnız, tek başına kalmıştı. Peki, bu seste neydi?beyni kafasından çıkmak istercesine baskı yapıyordu resmen. Genç adam ,acı dolu sesine karşılık bulamayınca, dizlerinin üzerine çökerek ağlamaya başlamıştı. Bagırdı, çagırdı yerleri yumrukladı. Elleri paramparça olana dek. Ama tam o sıra bir el hisseti omzunda . Kafasındaki baskı giderek artıyordu genç adamın. Ne olduğuna bir anlam veremiyordu.

Bir yerlerde ona seslenen biri vardı ama Mahir ona cevap veremiyordu.

 

Yüzüne inen sert tokat ile bağırarak uyanmıştı genç adam. Önce olayın şoku ile bir süre kendine gelememişti. Öylece karşıya bakıyor, tepki vermiyordu. Selim, abisinin bu durumuna çok şaşırmıştı. Abisinin bağırmasına koşarak gelen adam, bu denli bir görüntü beklemiyordu.

 

Selim söze girmişti, "Hadi abi gitme vakti. " demişti.

 

Mahir artık içinde bir yerlerdeki şeylerin pişmanlığı ile ayağa kalktı ve duşa girmek için yukarı çıktı , resmen terden sırılsıklam olmuştu.

 

 

Öylece attı kendini suyun altına. Bir kaç saat falan geçti sansanız da öyle değildi epi topu 20 dk olmuştu. Ama bu 20 dk Mahir'in pişmanlığına yetmişti. Herşeyi bir kenara atıp, hızlıca işi bitirip çıktı duştan. Hemen ne bulduysa geçirdi üzerine, hemen silahını beline yerleştirip indi aşağı.

 

"Hadi Selim!! " demişti gür sesi ile.

 

Selim ise şaşkınlık ile "Tamam abi " demiş peşinden koşarak gitmişti Mahir'in.

 

Mahir ve selim İtalya'ya uçmak için, bindiler uçaga. Mahir'in tek düşüncesi karısı ve oğlu Emir'di..

Selim'in düşüncesi ise abisinin yapacaklarıydı. Onu çok iyi tanıyordu, ama aklından geçenlerden şüpheliydi.

.... 

 

Deva Arslan'dan 1 yıl sonra neler olmuş bakalım...

 

Genç kadın, oğlu ile uyuyorken birinin aniden sarsması ile korkarak uyanmıştı.

 

"Melissa ne oldu?!! Ne bu telaş" demişti panikle bir şeyler arayan, arkadaşına karşi.

 

"Vakit yok Deva!!. Çabuk kalk toparlan gidiyoruz. Soru sorma"demişti telaşla

 

"Nereye dur! "

 

"Bak Deva, eğer Mahir'in seni tekrar yanına almasını istiyorsan kal. Ama ben ,canımdan olamam gidiyorum, geliyorsan gel yoksa ne halin varsa gör"demişti hiddetle.

 

Hemen Deva kendini ve Emir'i hazırlayıp aşağıda onları bekleyen arabaya doğru yol aldılar, Melissa'da şoför koltuğuna binince hemen vakit kaybetmeden yola çıktılar.

 

Emir hala, Deva'nın kucagında uyuyordu. Deva ise hala Mahir'i düşünüyordu. Gelmesi ve onları bulmasi ihtimali onu korkutmaya yetiyordu bile. Bunu fark eden ,Melisa söze girmişti.

 

" korkma!! Artık bizi bulamaz. Güven bana ondan daha iyi hayat yaşatacagım sana."demişti sırıtarak.

 

"Gerçekten mi? Sen hep benim canım olmuştun. Beni asla bu cehenemde terk etmeyeceğini biliyordum, sağol canım arkadaşım. " demişti herşeyden habersiz genç kadın.

 

Yola böyle devam ettiler. Önce bir kaç gün istanbul'dan çıkıp Edirne'de gizli bir evde kalmışlardı. Sahte kimlik ve sahte pasaport ayarlanmıştı Deva ve Emir adına. Bir süre tanınmamak için. Emir sürekli babasını soruyo ve o olmadan uyumak istemiyordu. Bu süreçte, Deva'yı baya zorlamıştı. Artık geçmeyen ağlama sendromları başlamıştı. İnanın bu yüzden, Deva tekrar Mahir'e dönmeyi bile düşündü.

1 ay geçmişti artık, herşey hazırdı. Yurt dışına çıkmak için. Emir'i zar zor ikna ederek hazırlamıştı genç kadın. Deva, keşke büyük olsaydın da herşeyi sana ,açık açık anlatabilseydim yavrum demişti içinden. Hemen toparlanıp havaalanına geldiler. Melissa ,önden giderek işleri haletti.

 

Deva'da, kucagında ağlamaktan mayışıp uyuyan Emir ile uçağa binip oturmuştu koltuğuna.

 

Deva "artık bitti"diyerek son kez bakmıştı ülkesine....

 

2 saatin sonunda,

İtalya'da bir orman evine gelmişlerdi.

Tam korunaklı olması, Deva'ya eski yaşantısını hatırlatı. Her yer Mahir'in korumaları ile doluydu, ve asla dışarı adım atması yasaktı genç kadının.

O günler hatırlayınca, acı bir tebessüm üzerine tek tek dönmüştü inci tanelerini o zümrüt yeşili gözlerinden. Ama herşeyi artık bir kenara bırakıp, yepyeni bir sayfa açması gerekiyordu. Ve yapacaktı da kararlıydı. Kucagında oğlu, ile yeni hayatına ilk adımını attı genç kadın.

 

5 ay geçmişti. Artık Emir alışıyordu, yavaş yavaş babasına çok düşkün oluşu Deva'yı yorsada buna değmişti

Artık Mahir'i çok fazla sormuyordu. Bu da genç kadının işine geliyordu.

 

Deva iyice alışmıştı ortama, ve insanlara.

Konuşmak ,fikir söylemek ,gülmek hata ağlamak ne ağlamak mı? diyeceksiniz. Evet ağlamak, hani şiddet olmadan ağlamak varya insanlar şiddet olmadan da ağlayabilir. Genç kadın tüm duyguları şiddet ve baskı olmadan yaşıyordu. Bu da onun yaşama sevincini harlıyordu. Çok güzel zamanlar geçiriyordu. İlk defa 23 yılık hayatında yaşadıgını hissediyordu.

 

4 ay sonra, Melissa bir Türk arkadaşının Avukatlık bürosunda Deva'ya iş ayarlamıştı. Deva şuanlık asistanlık yapıyordu, genç bir kadın avukata. Emir ise yarı zamanlı kreşe gidiyordu. Bu seferde, annesine ağlama krizleri geçirse de, hemen oyuncaklar ve yeni arkadaşları sayesinde bunuda atlatmıştı küçük çocuk.

 

Günler böyle geçip gidiyordu. Deva artık, kendi ayakları üzerinde duran bir anneydi. Melissa artık pek eve uğramaz olmuştu. Deva arayıp sorsada tersleyip kapatıyordu.

Genç kadın , arkadaşının bu tavırlarına asla bir anlam veremiyordu. Pekte üzerine düşmedi.

 

 

1 yıl sonra....

 

"Ben çıkıyorum geç gelirim. Toplantım var.Çok merak edersen aynı yerde ofisteyim" diyerek çıkmıştı Melissa, genç kadının konuşmasına izin vermeden.

 

Sadece arkasından sesizce "tamam" diyebilmişti. Ama tek merak ettiği şey, Melissa neden ofise bavullarla kaçar gibi gidiyordu. Nerdeyse tüm eşyalarını almıştı.

 

"Bu kızı ,asla anlayamıyorum vallahi"

demiş pek aldırmadan ,yarım bıraktıgı yemek sofrasını toplamaya başlamıştı, genç kadın.

 

"Emir ,hadi balım uyku vakti "

der demez, dudak büzen bir maymuncuk görmesi ile hemen yakalamış yanaklarını uzun uzun öpmüştü.

 

"Hadi annem, dudak büzmek yok. Uyumasan büyüyemsin" demişti Deva.

 

"Ama, anne uyuduğumda rüyamda hep babamı görüyorum. Ne zaman gelecek babam? Çok özledim" demişti küçük çocuk.

 

Ama Deva'nın verecek bir cevabı yoktu. Her zaman ki gibi susmuş ve oğlunu ,koynunda masal anlata anlata uyutmuştu.

 

.... 

 

Genç kadın düşünceler eşiliğinde aşağı inmişti. Ama birden gördüğü kişi ile nutku tutuldu..

 

"SEN".....

 

Devam edecek

... 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayin ✍️

Sınır koymadığım sürekli gelecek anlamına gelmez. Okuyorsunuz madem bir zahmet oy verip yorum yapmanız bu kadar zor olmamalı. Lütfen.

Okuyup gitmek marifet değil üzgünüm.

 

Bölüm : 23.12.2024 16:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...