1. Bölüm

1.Bölüm(Her başlangıç bir sondur)

Hülya_Alkc
kutuptayazmisalli

 

"Pişman değilim! Sadece dön bak arkana; ne için, nelerden vazgeçtin? Neler dururken, sen neyi seçtin."

 

 

Nazım Hikmet Ran... 🚬

 

 

 

 

♦︎♦︎♦︎♦︎♡♦︎♦︎♦︎♦︎

 

 

"Siz ne dediğinizin farkında mısınız?"

 

Diyerek, öfke ile girdi salona genç kadın.

 

 

"Gayette farkındayız! Salak olma. Zengin adam, bak kaçırırsan el kapar. Sende g*tünün üstüne oturur kalırsın"diyerek pişkin pişkin,kızının sorusunu cevaplamıştı yaşli kadın.

 

 

"Anne bak!! O pislik bana takıntılı sadece. Ya kurtulmaya çalışırken siz burnumun ucuna sokmaya devam ediyorsunuz" demesi ile annesi hemen, karşı çıkarak cevap vermişti.

 

 

"Ne varmış çok seviyorsa, hem Deva diyor ,başka bir şey demiyor. Aptal!!!

 

Biraz bak etrafına, hep aldatılan yada ikinci kadın olanlarla dolu.

 

Salak olma!!! adam sana tapıyor resmen he de evlen, hizmetçiler emrinde hergün istediğin yere git, yatlar katlar diyorum akılsız kızım. "demişti yaşlı kadın.

 

 

"Bende hayır diyorum. Biliyorum asla sevmiyor sadece onu defalarca reddettiğim için saplantı yaptı. " demişti genç kadın ama, bu sefer öfkelenen o değil annesiydi.

 

 

"Bende, babanda evleneceksin diyoruz o kadar!!! " öfkeyle son sözünü söyleyerek , mutfağa geçmişti yaşlı kadın.

 

 

O sırada,Deva çaresizce bir yol ararken telefonuna bir mesaj geldi. Eli ayağına dolaşan genç kız gelen mesaja baktığında, korku tüm bedenini sarmıştı.

 

 

T, gelen mesaj;

 

 

0543****;istediğin yerden engelle yavrum. Elbet bir gün sende beni isteyeceksin ama yanımda durarak. Hazır ol yarın tamamen yanıma alacağım seni DEVA ARSLAN.

 

 

Ecel terleri döken genç kız, ne yapacağını şaşırmıştı. Odanın içinde volta atarken aklına gelen fikirle atı kendini dışarı.

 

 

Bugün tamemen ,kendi istediği için yaşamak istiyordu. İlk defa kendi için bir şey yapmak.

 

 

Dışarda ,hafif bir yağmur yağıyordu. Güneş etrafındaki kara bulutlara inat hafifte olsa kendini gösteriyordu.

 

 

Tıpkı benim gibi diyerek,kapkara bulutların hapsetmeye çalıştıgı beyaz bulutlara hüzünle bakmıştı genç kadın.

 

 

Oysa ,ben kimim ki?dedi içinden ,genç kadın nasıl da bir mahvoluştu bu cümle, baharı bilmeyen Kardelen çiçeği gibi.

 

 

Deva kaya ,18 yaşında

 

Lise ,son sınıf öğrencisi.

 

Bu hayatta bir ailesi olsa da, asla onları aile olarak görmedi.

 

Babası bir kumar ve içki aşığıdır.

 

Annesi ise eşine âdeta tapmakta olan bir köle.

 

 

Ve sırf bir kere gördüğü ve onu takıntı haline getiren sadist bir mafya babası Mahir Arslan vardı tabi.

 

 

En yakın arkadaşının ağabeyi. O gece ögrenmişti. Arkadaşi Melisa'nın doğum günü için gittiği ev onun eviydi. Orda ilk tanışma gerçekleşti. O günden sonra esaret zincirleri geçti genç kadının boynuna.

 

 

____ɪ̇ʟᴋ ᴋᴀʀşıʟᴀşᴍᴀ___

 

 

Ay yerini güneşe bıraktıgında, yeni umutlar ile uyanmıştım. Hüzünle uyuduğum gecenin sabahına...

 

 

Bu akşam ,en yakın arkadaşımın doğum günü vardı.

 

 

Hediyesini almamıştım. Eğer önceden alıp eve koysaydım, babam onu alırdı.

 

 

Melisa'nın ailesi çok zengindi. Ve okuduğumuz okul onun babasınındı.

 

 

Bende, okul çıkışı çalıştıgım işten para biriktirip saat alacaktım. Tabi pahalı bir saat, eğer babam görseydi bozdurur yine içki alırdı.

 

 

Herşeyi boşverip ,çıktım evden zaten varlığım ve yokluğum bırdı bu evde.

 

 

Taksiye binemezdim.O yüzden koşa koşa gidiyordum. Ondan sonra da işe gidip tekrar Melisa'nın partisine gidecektim.

 

 

O dalgınlık ile koşarken, aniden bir fren sesi duymamla yere yığılmam bir oldu.

 

 

Arabadan inen adam, hızlıca yanıma geldi.

 

 

"İyi misiniz hanımefendi, hastahaneye gidelim isterseniz"demişti.

 

 

Benim cevap vermemi beklemeden,

 

Sıkı sıkıya yumduğum gözümü, beni birinin kucağına alması ile açıldı.

 

 

Baktığımda ise beni arabasının arka koltuğuna oturtup hızlıca arabasına binmesi bir oldu. Telaşlıydı baya!!!

 

 

"Şşş....şey aslında İİ... İyim "

 

 

Dikiz aynasından, bana bakması ile iyim desemde, bulanık gören gözüm ile yüzünü seçmeye çalışıyordum.

 

Anlamış olacak ki.

 

 

"İyimi, hıhh önce önünü görmeye çalış sonra iyiyim de küçük kız"

 

 

Cevap vermeye kalmadan, ne zaman geldiğimizi bilmediğim hastahane önünde aniden durdu.

 

 

Hızla inip, beni kucagına alacagı sıra itmek istesemde yapamadım.Çünkü şuan yavaş yavaş bilinç kaybı yaşıyordum. Galiba kafamı baya iyi çarpmıştım.

 

 

En son hatırladıgım beni sedyeye koyup sert sesi ile doktor çagırmasıydı.

 

 

1 saat sonra...

 

 

Yavaş yavaş açtıgım gözümle beyaz tavan ile karşılaşmıştım.

 

Ne, nerdeydim.

 

Hızla doğrulamak isterken ,kolumun ve başımın ağrısı ile yatağa düşmem bir oldu.

 

 

"Ağğğğğ, nalet olsun"

 

 

Dememle , her tarafı dövme ile kaplı güçlü bir elin bedenimi kavraması bir oldu.

 

 

"Şşş, sakin ol. Küçük kız"

 

 

Sert ve bir okadar etki bırakan sesi ile.

 

 

Etkilenmiştim. Allahım kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

 

 

Nerden bilecektim ki, kalbimi böyle atıran adamın, sadist ruhlu oluşu ve beni ölmeden mezara koyacagını.

 

 

"Ne oldu bana"demiştim korku ile.

 

 

"Önemli bir toplantım için ,acelem vardı. Tam kavşakta, sen çıktın önüme. Fazla bir çarpma değildi ,ama dengeni kaybedip kafanı yere çarptın. "diyerek yanıma oturmuştu.

 

 

"Peki birşeyim varmı "demiştim mahçup bir halde, sonuçta benim hatamdı.

 

 

"Merak etme.Tüm testlerin yapıldı sorun yok. Sadece kafanda ufak bir şişlik var, o kadar.Serum bitsin, bırakırım seni küçük kız"diyerek ellerimi tutmuştu, tedirgin olmuş hızla çekmiştim ellerimi.

 

 

"Sağolun efendim. Ama ben giderim zaten çok zahmet verdim. Peki toplantınız ne oldu"demiştim ,konuyu değiştirmek için.

 

 

"Çok soru soruyorsun,küçüğüm."

 

demesi ile dumura uğramıştım.

 

 

Allah'ım sana geliyorum. Adam değil bildiğin insan görünümlü bir robot. Hele o küçük kız değişi, kırmızı başlıklı kızda ki Kurt gibi.

 

 

Gözlerine baktıgım an içime düşen korku ile tedirgin olmuştum.

 

 

Bir süre sonra...

 

 

Serum bitmişti.Doktor nelere dikkat etmemi sıralıyordu.

 

 

Daha sonra, o yabancı adamın arabasına binip , beni evime bırakması için yolla çıktık.

 

 

Hala dikiz aynasından tacizlerine devam ederken,

 

 

"Adım Mahir Arslan. Ya senin küçük kız??!!"demişti.

 

 

"Deva kaya" demiştim kısık sesimle.

 

 

"Deva, demek Deva, ismin güzelmiş

 

küçük kız.Peki okuyo musun?" demişti.

 

 

" Evet, Müjgan Arslan koleji lise son ögrencisiyim"

 

 

Tam ağzını açıp birşey söyleyecekti ki,

 

 

"Herşey için sağolun, ben burda ineyim. Mahallede dedikodu olmasın"diyerek telaşla inmiştim

 

 

Birşey demeden, kafasını salamıştı.

 

 

Ama Deva'nın bilmediği bir şey vardı.

 

Mahir Arslan'ın piskopat sadist bir mafyaydı. Ve bu hikaye burda bitmeyecekti.

 

 

Hızla arabadan inip evime doğru koştum. Eve girer girmez aklıma Melisa geldi.

 

 

Aptal, aptal nasıl unuturum.Hemen hazırlanıp çıktım evden. Bugün işe gidememiştim. Kesin kovulurdum bu sefer. Böyle kendime söve söve,yolu bitirdim.

 

 

Önce saatçiye girip hazırlatıgım hediyeyi aldım.Daha sonra çalıştıgım kafeye yol aldım.O sırada cafenin kapısında bir yazı gördüm.

 

 

Okumak için yaklaştıgım sıra, kafenin kapatıldığı yazıyordu. Ne yani temeli kapatılması da ne demekti. Hemen patronumu aradım.

 

 

"Alo Hasan Bey, ben Deva"

 

 

"Evet Deva, bir sorun mu var?!"

 

 

"Buda sorumu Hasan Bey, kafe tamamen kapatılmış "

 

 

"Ha o'mu evet ya , sabah genç bir iş adamına sattım kafeyi "

 

 

"Ne, ama ben " diyemeden

 

 

"Tamam bu kadar sohbet şimdi kapatmam lazım. Artık buralardan gidiyorum hadi hoşçakal" diyip kapatı.

 

 

Şerefsiz ya ben ne olacaktım. Tek dayanağım bu işti ya offff.

 

 

Çaresizlik içinde, etrafıma bakındım.

 

Allah'ım sen bana yardım et.

 

 

Ne yapacaktım!??...

 

 

Herşeyi bir kenara atıp sonuma doğru gidecektim.

 

 

Neden diye sorularınızı duyar gibiyim.

 

 

Eğer babam işsiz kaldıgımı ögrenirse mahvolurdum. Bu kez kimse kurtaramaz beni elinden.

 

 

Düşüncelerim beynimi kemire kemire yürürken, Melisa'gile geldiğimi bile fark etmemiştim.

 

 

Evin kapısına yaklaştıgım an , korumalardan biri benim önüme geçip niye geldiğimi sordu.

 

 

Allah'ım sanki cumhurbaşkanı koruyorlar bu kadar koruma niye yahu!!.

 

 

Hepside Nemrut gibi .

 

 

"Kimsiniz, ve niye geldiniz"

 

 

"Ne, ya abi çok uzatmada, aç geçiyim tüm gün başıma gelmeyen kalmadı. "

 

Resmen adamın yüzüne çemkirmiştim.

 

 

"Git burdan küçük kız, başıma bela olma, hadi!! " demişti.

 

 

"Bana bak, sürekli her gören Küçük kız deyip duruyo valla çakarım bir tane görürsün küçük kızı, ben Melisa Arslan'ın arkadaşıyım. Doğum günü için geldim " tek solukta dediğim şey ile dona kaldı.

 

 

Tam bir şey diyordu ki. Melisa çıktı dışarı, korumayı uyarıp beni içeri aldı.

 

 

"Sen ,onlara bakma benim pek arkadaşım yok!!olsa bile hiçbir zaman evime çagırmam ,ailemin altın kuralıdır"

 

 

"Ne yani parti yok mu? Hani dedin ya partime gel diye".

 

 

" canım biz sabah kutladık ama karşıdaki büyük kafede "

 

 

"Ne!!!! Ben salakmıyım kızım ,bana evde dedin ama ya of. Ben gidiyorum "

 

 

Tam gidiyorum ki kolumdan tutup,

 

 

"Ya saçmalama,sen en yakın arkadaşımsın. Onlar sadece param için yanımda ,sence evime alırmıyım aç gözlüleri"

 

 

"Tamam canım arkadaşım ama şimdi ne yapacağız"

 

 

"Ya içerde bizimkiler ve en sevdiğim knk senle doğum günümü kutlayacağım"

 

 

Cevap bile vermemi beklemeden beni içeri sürükledi.

 

 

Bir süre sonra yemekler yenmiş, pasta kesilmişti.

 

 

Ailesi, Melisa'ya hediyelerini verirken. Aklıma ,benim hiç doğum günümü kutlamadığım geldi aklıma. Annem hatırlasa bile babam yüzünden ,pastayı geçtim kuru bir kutlu olsunu çok görürdü.

 

 

Hediye faslı bana geldiğinde, aldığım paketini hemen uzattım.

 

 

İçtenlikle ,gülümseyerek açtı paketi. Galiba ,tek yüzümü güldüğü şey şu hayatta arkadaşım Melisa'ydı.

 

 

Beni, her zaman hor gören Annem ve babamı geçtim. Herşeyimdi ,Canım arkadaşım.

 

 

"Deva, ama buuu çok pahalı sen" sözünü keserek,

 

 

"Bu ayın ve diğer aylarda biriktirdiğim paramla aldım. Ama değdi "demiştim.

 

 

"Ya! kızım saçma sapan konuşma, zaten yardım etmemi istemiyorsun. Birde maaşınla, bana ne almışsın. Ben biliyorum seni ek mesai de yapmışsındır. " demişti sitemle.

 

 

"Yani, ama bir önemi yok. Sana değer canım arkadaşım. Ama artık bir işim yok " diye eklenmiştim.

 

 

"Ne kovuldun mu!!?? Eğer öyle bir şey varsa mahvederim o piç patronunu, ben uyarmıştım para ndan mı kesiyo yoksa kovdu mu!!??."

 

 

"İkiside değil. Cafe'yi satmiş birine de. Bir dakika sen yoksa, bana zam yapmasını sen mi istedin??.Bende diyorum bu, neden bu kadar iyi davranıyo bana"

 

 

"Evet bendim. Ne yani yığınla iş veriyo bide kuş kadar maaş olmaz. Kıyamam sana. "

 

 

Sıkı sıkıya sarıldım. Şu hayatta babamın ve annemin yapması gereken herşeyi Melisa sayesinde görüyordum. Okul da bile ezdirmiyordu beni sağolsun.

 

 

Oturduk, konuştuk.Bir süre sonra, saatin geç olduğunu fark edip eve gitmek için çıkarken kapıda sabah ki adamı gördüm.

 

 

Melisa'nın abii diyerek boynuna atlaması ile dumura ugradım.

 

 

Ne yani, o Mahir Arslan bu Mahir Arslan'mıydı.

 

 

Düşüncelerden sıyrılıp , onlara doğru baktığımda . Sabah ki sert ve keskin bakışları ile bana baktığını gördüm.

 

 

Sanki kitlenmiş gibi.Melisa oluşan sesizliği bozarak.

 

 

"Abi, şey sen demiştin ya. Eve,Sadece en yakın ve güvendiğin bir arkadaşını çagırabilirsin diye. Bende Deva'yı çağırdım. "

 

 

"Anladım.Gidiyordu galiba " demiş ve sabah ki cüretkar bakışlarına devam ediyordu.

 

 

"Evet abi, Deva'yı evine bırakması için bizim şoförü çağıracaktım bende"

 

 

"Gerek yok ben bırakırım"demişti tuhaf bir şekilde.

 

 

"OLMAZ!!!" demiştim, o an ki sitres ile.

 

 

"Niye küçük kız? " diyerek yüzünde bu halime karşi,küçük bir sırıtma eklemişti.

 

 

Hey Allah'ım ya sabahtan beri önüne gelen küçük kız deyip duruyo valla katil olucam.

 

 

Derin nefes alarak,

 

 

"Gerek yok ben kendim gide-"

 

 

Diyemeden kolumdan tutup beni arabaya doğru sürüklemesi bir oldu.

 

 

Arkamızdan Melisa'nın sesi geliyordu. Ama beynim şuan ne olduğunu anlamadıgı için sese odaklanamıyordum.

 

 

Beni arabaya bindirip, kendide sürücü koltuğuna oturdu.

 

 

"Ya sen ne yaptıgını sanıyorsun!!?? "

 

 

Cevap beklerken, hala yola odaklanmış bir şekilde tepkisiz kaldı.

 

 

"Sana diyorum. Durdur arabayı inicem.

 

Kime diyorum, manyak dur ya dur. "

 

 

Birden hızını artırdı. Ne olduğunu anlamadan,

 

 

"MANYAK HA, SEN MANYAK GÖRMEMİŞSİN!!!

 

USLU DUR!!!ACIMAM KÜÇÜK KIZ!!!

 

BEN BİR ŞEY İSTİYOR YADA DİYORSAM O HER ZAMAN OLUR!! BUNU O AKLINA SOK!! " diyerek,

 

 

Bağırmasının ardından korkumdan, yol boyu susmuştum.

 

 

Sadist piskopat,bir daha karşılaşmayız umarım, diyerek dualar ediyordum içimden.....

 

 

O GECEDEN SONRA, TÜM HAYATIM DEĞİŞMİŞTİ.

 

 

SÜREKLİ BENİ RAHATSIZ EDİYOR, OKULUMA GELİP BENİ KONUŞTUGUM KİŞİLER YÜZÜNDEN SORGULUYORDU.

 

 

BİR SÜRE SONRA, NE BİR ÇEVREM NE BİR ARKADAŞ ORTAMIM KALMIŞTI.

 

 

OKULDA ÖGRETMENLER DAHİ BENİ GÖRDÜKLERİ YERDE YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİYORDU.

 

 

MEZUN OLMUŞTUM.

 

İŞ İÇİN BAŞVURUSU YAPTIĞIM YERLER ADIMI DUYAR DUYMAZ YÜZÜME KAPATIYORDU.

 

 

ÇÜNKÜ MAHİR ARSLAN HEPSİNİ TEHDİT EDİYORDU.

 

 

BABAM VE ANNEME GELİRSEK, BOL KESEDEN O SADİST PİSKOPATIN VERDİĞİ PARALARLA GÜNÜNÜ GÜN EDİYORDU.

 

 

ŞEREFSİZLER.

 

 

MELİSA'YA GELİRSEK, BENİ BİR ÇOK KEZ PİSKOPAT ABİSİNDEN KURTARMAYA ÇALIŞTI.

 

 

AMA MAHİR BUNU ÖGRENİNCE, ONU TEMELİ AMERİKA'YA GÖNDERDİ.

 

 

ARTIK NE GÖRÜŞEBİLİYOR NEDE KONUŞABİLİYORDUM.

 

 

TÜM HAYATIMI MAHVETMİŞTİ.

 

 

HER YOLU DENEDİM, YURT DIŞINA KAÇMAYI BİLE AMA HEP YAKALANDIM.

 

 

ŞİMDİ İSE AİLE DEMEYE BİN ŞAHİT İSTEYEN MAHLUKATLARLA BÜYÜK KAVGA ETMİŞTİM.

 

 

KAFAM O KADAR AĞRIYORDU Kİ, KENDİMİ İÇKİYE VERDİM.

 

İÇİP HERŞEYİ BİR KEZ OLSUN UNUTMAK İSTEDİM.

 

 

AMA OLMADI. UNUTMAK YERİNE DAHA DERİN YARALAR KAZINDI BEYNİME..

 

 

Devam edecek...

 

 

Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayin✍️

Bölüm : 20.12.2024 13:42 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...