
Okuyup yıldızı yakmayı unutmayın ballarım...🍁
Küçük bir rica yeni kitabım krizantem çiçeğine bir el atın be ❤🥰😶🌫️
Vedalar ancak güzel yürekleri acıttır...
.
.
.
.
.
.
.
1 ay önce olay gecesi...
Mekan ;İtalya {milano}
şehir merkezi....
İşte bu gece bitti Mahir Arslan!! Senin bittiğin gece " diyerek arabasını keyifle süren Melisa Arslan.Şehir merkezine yaklaşmıştı ki,Arkadan arabasına kasıtlı çarpan, bir araba sayesinde virajı alamayan genç kadın bariyerlere çarparak ,defalarca taklalarak atmış ve bir süre sonra arabanın kabutundan sızan benzin yüzünden araba bomba gibi patlamıştı.
Fakat genç kadını ordan saniyeler önce kurtaran gizemli bir genç adam ile yine şansı dönmüş ölmekten kurtulmuştu.
.
.
.
"Durumu nasıl doktor"diye sormuştu yüzü yaralı genç adam.
Doktor'un başı yere bakar bir şekilde "Hasta kendine geldi efendim. İsterseniz görebilirsiniz. demişti
"Peki, sağolun" dediğinde, doktor orayı terk etmişti.
İçeri agır adımlarla ilerleyen genç adam, uyanmış ve nerde olduğunu anlamaya çalışan kadına adımlamış ve tam önünde durmuştu.
Genç kadın, etrafı incelerken karşında maskeli bir adam belirmişti. O anın korkusu ile,
"Sende kimsin?... B.. B.. ben neden burdayım? " demişti.
Genç adam, kadının sesindeki her milimine kadar yayılan korkuyu hissetiğinde, maskesinin altında suratında derin bir sırıtma oluşmuştu ama bunu genç kadın göremiyordu.
"Çok mu merak ediyorsun kim olduğumu?? "
"Evet, kimsin? Yoksa abimin adamı falan mısın? Eğer öyleyse"
"Ne yaparsın? Diyelim ki Mahir'in adamıyım. Bu halde ne yapabilirsin? "
"Sen nerden biliyorsun? Abimin adını? Cevap ver" diyerek cırlamıştı önünde hiçbir hareketini tahmin edemediği maskeli adama.
Birden genç kadın, karşısında ki adamın sesinin bir yerlerden hatırlamıştı. Aniden,
"Bir dakika bu ses!! Hayır, hayır bu olamaz "
Genç adam yavaşça maskesini indirmiş ,o değişmeyen yeşil gözlerle tüm yüzünü kaplayan büyük bir yara ile genç kadına bakmıştı.
Evet belki zaman onun o yakişikli yüzünü harabeye çevirmiş olsada, tek degişmeyen bir çift yeşil gözlerdi.
" Ömer, s..s.. sen nasıl? Sen ölmüştün gördüm. Ölü bedenini gördüm ordayın" demişti genç kadın iliklerine kadar hissetiği korku ile.
"Gördün demek! Peki nişanlını orada bırakarak her gece altında inlediğin beni aldatığın ibne ile kaçmak nasıl bir his" diyerek sözünün ardından öfkeyle karışık bir gülümseme sunmuştu adam.
"Seni bu kadar çok severken, neden beni bıraktın. Beni aldatın üstüne öldürmeye kalkıştın. Bende aptal aptal inandım her dediğine. Ama o gece ben orda can çekişirken, sen o şeref*sizle el ele çıktın gittin yanımdan."
"Bak ben seni sevmiyordum, zaten ayrılcaktım. Aslında seni aldatmadım. Yani zaten ben seni hayatımdan çıkardıgımda tanımıştım Ahmet'i.
Zaten 2 yıldır arasam bile yok hiçbir yerde. Beni terk etti gitti. "diyebilmişti genç kadın,tek nefeste.
" istese de ulaşamaz sana!! Yani isteyemez de diyelim. "demiş genç kadına yaklaşıp, tam dibine girmişti.
Genç kadın ve genç adamın burunları birbirlerine değiyordu.
" Neden dersen, onu canlı canlı dilimlere ayırıp her bir parçasını hayvanlarıma sundum. Ama görmeliydin, o gözlerinde ki acı ve yalvarışları. Çoook güzeldi be Melisa.
Ben yanarken sizin sevinç gösterinizin yanında pek heyecanı yoktur şimdi demi ,sonuçta en iyi sen bilirsin!! "diyerek korkudan tir tir titreyen dibinde olan genç kadının kulağına fısıldayarak......
.
.
.
.
Flashback
7 yıl önce
Lise yaz partisi Özel bir otel kutlaması...
" sevgilim, yine muhteşemsin. " Melisa'nın elinden tutarak etrafında döndürmüştü genç adam.
"Off, Ömer abartma istersen!! " demiş Ömer'in elini itirmişti.
Tüm gergin havayı dağıtmak adına Deva "Öhöh!! Naber ömer abi "demişti.
"İyi Deva sen nasılsın? "
"İyim ne olsun. Neyse ya ben iki aşığı baş başa bırakayım. Görüşürüz" demiş ve ikiliyi yanlız bırakarak başka tarafa gitmişti.
Durgun bir ses ile "Görüşürüz"demişti genç adam.
"Dur, Deva. Nereye gidiyorsun. Offf!! "genç kadının yarı korku yarı heyecan ile söylediği sözler karşısında, ne olduğunu anlamamıştı genç adam.
"Ne o Melisa hanım. Korkmayın efendim sizi yemem. Nişanlımı yemem ama karımı belki "demişti yarı şaka ile.
"Evet evet yemesin . Neyse , sıkıldım ya!!! Sürekli düğün meselesini açmasan iyi edersin. Aaa şurda ki Ahmet değil mi? Dur ben bir merhaba diyeyim. " Melisa'nın bu denli baştan sağma sözleri genç adamı iyice sinirlendirmeye başlamıştı bile.
"Otur oturduğun yerde!! Ahmet ne alaka? Hem tabi bahsedeceğim okulun biter bitmez evleneceğiz ya. Unutun sanırım sevgilim" dedi hafif yüksek çıkan öfkeli sesi ile.
"Ya ne var en yakın arkadaşım. Hem sen karışamasın ben kimle konuşursam konuşurum o kadar. Okul biter bitmez evlenmek derken. Bana sorulmadan ne bu acele. Bir rahat ver be adam. Bıktım senden "
diyerek uzaklaşmıştı genç kadın, geride öfkenden içi içini yiyen bir adet Ömer bırakarak.
Genç adamın öfkeden tüm sinir hücrelerini patlatmaya hazırdı resmen. Öyle ki, karşisinda nişanlısı ve sürekli her konuda koruduğu adam ile dip dibe dans ediyorlardı. Bilmem kaçıncı kadehi olduğunu bilmediği içkisinden sert bir yudum daha almıştı genç adam. Resmen, gözleri, içinde tutuğu öfkeden kan çanagı olmuştu bile.
Ama bir süre sonra, Ahmet denen adam ile sarmaş dolaş otelin terasından inmişlerdi.
Onları öyle gören, genç adam yarı sarhoş halde takip etmişti onları.
Agır ve yalpalayarak ilerliyordu.
İki genç birbirlerinin dudaklarına yapışarak bir odaya girmişti. Ömer Önce sarhoşluğun verdiği etki sanarak dumura uğramıştı. Bildiğin kala kalmıştı durduğu yerde. Genç adam hızlı adımlarla, tam kapanmayan kapıyı parçalayacak sertlikte iterek açmıştı.
"MELİSAAAA!!! " demiş âdeta kükremişti sert ve boğucu sesi ile.
Yatakta sev*işmeye hazırlanan iki genç birden ne olduğunu anlamamıştı. Korku ile kapıda şeytanı andıran adama bakıyorlardı.
Ömer, hızla Ahmet'i Melisa'nın üzerinden kaldırıp defalarca kez yumruklamıştı. Şuan hiçbirşeyin farkında değildi genç adam. Sadece Ahmet'i öldürmek istiyordu. Melisa Ahmet'in üzerinden ne yapsada bir türlü çekememişti Ömer'i.
Son çare, hiç düşünmeden yada hiç acımadan diyelim Ömer'in kafasına etrafta bulduğu sandalye ile vurmuştu.
Ömer'in bayılması ile, iki genç korku ile birbirlerine bakıyordu. Tam o sıra dışardan imdat sesleri gelmeye başlamıştı.
"İmdat tt, yangın var"
"Sakın olun!! Herkes yavaşça oteli terk etsin"
"Yangın daha fazla yayılmadan, hızlı adımlarla herkes terk etsin burayı. Kimse kalmasın çabuk olun"
...
"Ahmet duydun mu? Yangın çıkmış. Hadi çıkalım, çabuk ol" diyerek endişe ile genç adamın elinden tutmuştu.
"İyide Ya Ömer " demişti Ahmet.
O sırada, genç adam uyanıyordu yavaş yavaş.
"Bırak ne hali varsa görsün. Çabuk biz çıkalım hadi sene. İnşallah ölürde kurtulurum." diyerek çekiştire çekiştire Ahmet ile çıkıp gitmişti Melisa. Ömer'i o halde hiç acımadan bırakarak.
O sırada o tarafa giden adam çifti durdurak,
"Hadi çabuk terk edin burayı. İçerde başka birileri var mı? Gördünüz mü? Bu son hamlemiz olabilir. İyi düşünün"
"Hayır bizden başka kimse yok. "
"Tamam hadi çıkalım. Beni takip edin" demiş ve birlikte dışarı çıkmışlardı.
Ama bilmiyorlardı ki herşeyi duymuştu genç adam.
Alevler heryeri sarmış, dumandan göz gözü görmüyordu. Hızla dışarı atmışlardı iki gençte kendilerini.
"Ahhh!! Melisa aklım çıktı nerdeydin be kızım!! "
"Korkma iyiyiz Deva!! Ee sen nasılsın?
" Bende bir şey yok iyiyim. Merak etme. Hem ben içerde değildim. Hava almak için aşağı inmiştim. Bu arada Ömer abi nerde!! " demişti kadın endişe ile.
Ömer'in adını duyduğu an panikleyen kadın "Be... ben.. Ben bilmiyorum, hem o işim çikti demişti.. Şey işi.... Şey toplantısı ne varmış işte her neyse. "
diyerek geçiştirmişti.
.
.
.
Yangını tam 2 saat sonra söndürmeyi başarmışlardı. Tabi bir çok kayıp vererek, o gece 20 ölü
45 yaralı 28 tamamen burnu bile kanamadan kurtulanlar vardı.
Tabi bunların hepsi ögrenci değil, otel çalışanlarıda dahildi.
Yangından 1 gün sonra tehşisler yapılmaya başlanmıştı. Çünkü yangında ölen 20 kişiden 4 'nin yüzü yangında yandıgı için kimliği belirsizdi.
Aileler feryad fiğan tehşis için DNA veriyorlardı.
Tabi içlerinde Ömer'in ailesi Mahir ve Melisa da vardı.
Mahir "Korkma inşallah Ömer kardeşim değildir. O yaşıyor ben eminim inan bana bırtanem. Hadi sil o gözyaşlarını" diyerek teselli veriyordu, küçük kardeşine.
Ama bilmediği bir şey vardı.
Melisa yalandan gözyaşları dökerek, içinden cesetlerden birinin Ömer olması için dua ediyordu.
İşleri biter bitmez, eve gelen iki kardeş kendini koltuğa atmışlardı.
"Abi şu DNA ne zaman sonuçlanır.? "
"Ben ayarladım öne aldırdım. Bu akşama doğru elimizde olur merak etme" demiş ve çalışma odasına girmişti Mahir.
Abisi, salonu terk eder etmez,
"İnşallah ölürde, sıra sana gelir. Pislikler"diyerek kendine birşeyler hazırlamak için mutfağa girmişti.
Akşam saatleri 22:00 canlı yayın son dakika haberleri...
1gün önce, viros otel'de çıkan yangında 20 ölüden sadece 4 'nün kimliği belirsiz olduğu için DNA örnegi istenmişti. DNA örnegine göre bir ceset
Ünlü iş adamı Süleyman Çelik'in oğlu Ömer Çelik olarak dogrulandı.
Evet yanlış duymadınız.
Genç iş insanı Ömer Çelik vefat etti
Ailesine ve Sevenlerine haber ajansı olarak başsağlığı diliyoruz.
Şimdilik aktarıcaklarımız bu kadar
İyi akşamlar.
" oh be sonunda. Yakında sinemalarda Mahir Arslan'ı görmek dileği ile "demişti genç kadın gülerek.
Flashback end{Hatırlatma bitti}
Şimdiki zaman...
"Peki neden kurtardın beni? Herşeyi sana anlatmışlar. Her attığım adımdan haberin vardı da neden karşıma çıkıp öldürmedin beni? " desede sesi hala korkudan çatalaşıyordu genç kadının.
"Her şeyin bir zamanı var Melisa Çelik. Herşeyin bir zamanı var" genç kadının kulağına fısıldayarak söylediği sözler, sakinlikle söylenmiş olsa dahi içinde bir öfke beslediği kelimelerinden belli ediyordu kendini
DEVAM EDECEK
Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayin✍️
📍 sizce Ömer nasıl bir intikam planı içinde?
📍Melisa'nın yaptıkları bakalım ona ne getirecek?
📍Peki ya Deva'nın bir çok kez Mahir ile aynı ortamda bulunup birbirlerini asla görmemelerine ne demeli🤭
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 40.38k Okunma |
934 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |