29. Bölüm

29.Bölüm(Beklenen geldi Olric)

Hülya_Alkc
kutuptayazmisalli

DEVA ARSLAN & MAHİR ARSLAN

 

Sabahın ilk ışıkları mahalleyi sarmıştı bile... Pencereden sızan güneş ışıkları küçük ama bir o kadar sıcacık evlerini süslüyordu. Deva erkenden kalkmış güzel bir kahvaltı masası hazırlamış ardından Mahir'de diğer aile babaları gibi aşagıdaki fırından sıcak taze ekmek almıştı. Dışardan gelen çocuk sesleri ve onları pencereden peşi sıra izleyen küçük Emir... Oğlunu o şekilde görüp arkasından yavaşça yaklaşip saçlarini öpen bir anne, içeri heyecanla girerek karısı ve oğlunu görüp gülümseyerek elindeki ekmekleri gösteren bir baba...

 

YENİ BAŞLANGIÇLAR YEPYENİ BİR GÜN VE YENİ SABAHLAR...

 

GENÇ ÇİFT BİRBİRİNDEN NEFRET ETMEDEN KORKMADAN YADA ZORLAMADAN İLK KEZ BİRLİKTE MUTLU BİR KAHVALTI YAPIYORDU HEMDE OĞULLARI EMİR VE DOĞACAK OLAN BEBEKLERİ İLE....

 

Kahvaltı bitmiş ve artık hazırlanan çift....

 

Yerinde duramayan genç adam karşıda oğlunu giydiren karısına karşı

 

"Hadi hadi yavrum çabuk olun"demesiyle birden genç kadın,

 

"Ay tamam Mahir yeter! Emir'i giydiriyorum yahu. Hamile olan benim heyecandan yerinde duramayan sensin be adam. " diyerek parlamış ve terden yüzüne yapışan saçlarını omuzlarından arkaya almıştı.

 

Mahir mahçup bir tavırla

"Tamam yavrum ama ne yapayım. Bebeğimizin cinsiyeti ne acaba. Kız mı erkek mi? " demişti. Ama Deva'dan beklediği sözleri oğlundan,

 

"Baba ,annemi kızdırma yoksa kardeşim üzülür. Bende sana kızarım o zaman. Ben biliyorum kardeşim kız olaçak bende onun abisi..." duymayı beklemiyordu. Hemen oğluna elleri ile teslim oluyorum işareti yaparak,

 

"Tamam aslanım sakin... Valaha huyun suyun aynı anan insan birazda benden alır. İnşallah kardeşin de dediğin gibi kız olursa annene çekmezde yoksa hep birlikte benim katlimi verirsiniz mazallah" demişti.

 

"SEN!!!( demiş ve sıkıntılı bir nefes vererek Emir'i kucagına almış Mahir'in kucağına vermişti. ) Oğlumuzu da al arabaya bin ve beni bekleyin hadi yoksa ne olacak bende bilmiyorum. Yavaş yavaş geliyorlar bana HADİ!!! "

 

"Tamam yavrum ya stres yapma. Hadi küçük bey gidelim"

 

"Gidelim babiş... "

 

"Babiş hahaha!! Tabi babiş oluruz annenden yüz bulunca tabi oh ne güzel" diyerek birlikte arabaya koşmuşlardı.

 

Deva'da evin son kontrollerini yapıp çantasını alarak evden çıkmış ve arabaya binmişti. Çift birlikte hastaneye yol almıştı....

 

Sagopa kajmer_ Galiba şarkısı çalıyor arabada.... Ve akla gelen sahne....

 

Flashback sahnesi....

 

7 yıl önce.... Mahir ve Deva...

 

Evden hızla çıkan genç kız, çagırdığı taksiye binerek hastaneye gidiyordu.

 

Tam bir kaç km ötede, taksinin önünü kesen arabayla neye ugradıgını şaşırmıştı.

 

Öndeki arabadan inen adamla, yeni yeni anlıyordu ne olduğunu.

 

Deva çatık kaşlarla , taksinin içinden Mahir'e bakıyordu.

Genç adam, hızla taksinin parasını ödemiş ve Deva'yı kolundan tutup indirmiş ve kendi arabasına oturmuştu.

 

İki genç tekrar yoluna devam etti.

 

Deva,derin bir nefes alarak konuşmaya başlamıştı.

 

"Nereye gidiyoruz? " diye sormuştu.

 

Genç adam, soğuk bir ses tonu ile,

 

"Hastaneye" demişti.

 

"Neden, niye?. Hani aldırma diyordun, ama şimdi sende istemiyorsun değil mi? " demişti, yandan bir gülüş atarak.

 

Genç adam "Hayır, yanılıyorsun Deva Arslan. Biz bebeğimizin, kontrolü için gidiyoruz" demişti.

 

Bunu duyan ,Deva deliye dönmüştü.

 

"Pardon da kim olarak karışıyorsun."

SÖYLE, KİM OLARAK KARIŞIYORSUN?!!!.

SEN SADECE APTAL TAKINTILI BİR SAPIKSIN!!!!

İĞRENİYORUM SENDEN!"

 

Mahir karşisinda ki öfkeli kadına bakarak,

 

"Kim olarak mı karışıyorum.

Karnındaki çocugun, babasıyım. Tanışma faslı bittiyse, sus!!! " demişti dişlerinin arasından tışlayarak.

 

Deva sinir bozukluğuyla gülmüş ciddileşip karşısındaki bedene dönmüştü.

 

"Gerizekalı, isteyerek olmadı.Ben sarhoştum sende sarhoşluğumdan yararlandın".demişti.

 

Mahir yavaş yavaş sinirleniyordu, ve bunu direksiyonu sıkarak bastırıyordu.

 

"Hayır, hayır Deva Arslan. Sen inkar etsen de, o gecenin her zerresini hatırlıyorum" demişti.

 

"Hayal dünyandan uyanmalısın çünkü dediklerin asla olmayacak Mahir." demiş ve dışarıyı izlemeye başlamıştı genç kadın.

 

"Göreceğiz. Deva Arslan. Herşeyin bir başlangıcı ve birde sonu vardır. Ama sen hep benimdin" diyerek,

 

Mahir ,bir kaç dakika daha Deva'nın suratına bakmış ardından , tekrar yola dönmüştü.

 

Deva dolmaya başlayan gözleriyle , hala camdan dışarı bakıyordu.

 

Çaresizce ağlamaya başlamıştı. Elbette ki çocuğu aldırmak istemiyordu.

 

Ancak doğarsa herşey daha kötü olabilirdi.

 

Hatayla ,olması bir çocuğun düşüncelerini değiştirebilirdi.

 

Deva,bunun farkındaydı.Ama heyecanlanmıştı da bir yandan...

 

Hastaneye gelen çift, birlikte doktorun odasına adımlamıştı. Deva, aldırmak ve Mahir de kontrol için ordaydı. Ne garip bir çelişki.

 

Genç adamın, çalan telefonu ile Deva'dan geride kalmıştı. Hem konuşuyor ,hemde Deva'nın nereye gittiğini gözlemliyordu. Bir anda ,genç adamın arkasını dönmesini ,fırsat bilen kadın kendini, kürtaj yaptırılan odaya doğru dönerken buldu.

 

Genç adam, telefon görüşmesini bitirir bitirmez, telefonu ceketin cebine koyarken. Bir anda, Deva'yı aradı gözleri. Etrafa baksa dahi görememişti. Ama, tam o esnada karşıdaki güvenlik ,şu tarafa gitti yanınızdaki hanımefendi diyene kadar. Mahir hemen o tarafa koşarak, içeri giren Deva'nın koluna yapışmıştı.

 

Mahir,öfkeden deliye dönmüş bir şekilde,"Çocuğumuz hakkında sadece sen karar veremezsin."demişti

 

Genç kadın,tanıdık sesle arkasını dönmüş karşısındaki bedeni iyice süzmüştü.

 

"Birazdan, o çocuk olmayacak! Sen ve ben asla biz olmayacağız Mahir Arslan". demişti umursamaz bir tavırla.

 

Mahir, Deva'nın elini tutmuş gülerek konuşmaya başlamıştı.

 

" Yanılıyorsun.Sen katil olamazsın.Kendi bebeğinin katili olamazsın. Ama istersen git ve dene

Sende yapamayacaksın,sen asla annesi olduğun çocugun ,ölmesine izin vermesin " demişti.

 

Deva,bir kaç dakika daha durmuş ve arkasını dönerek odaya adımlamıştı.

 

Mahir'in, dediklerini düşünüyordu.

 

Genç kadın, kolunu Mahir'den çekerek içeri adımlamıştı.

 

İçeri giren, genç kadinla doktor eliyle işaret ettiği yere oturmasını ve uzanmasını istedi Deva'dan.

 

"Hazır mısınız?" Doktorun sorusuyla Deva,kafasını hayır anlamında sallamıştı.

 

Kendi çocuğunun katili olmak üzereydi.Hatanın katili olacaktı. Bu düşünceler beynini çelerken Deva derin derin nefesler alıyordu.

 

Genç kadın bir anda "Yapamayacağım.Katil olmak istemiyorum.Hatanın katili olmak istemiyorum."demiş ve

 

Deva, daha fazla dayanamayıp odayı terk etmişti.

 

Onu bekleyen Mahir tekrardan kolundan tuttu.

 

"Aldırmayacağını biliyordum"

 

Deva,sert bakışlarla karşısındaki bedene bakıyordu.

 

"Evet aldırmadım.Ama sana da mahkum olmayacagım. Bu hikaye başlamadan bitmeli ve bitecek."

 

Mahir'in , kaşları çatılırken genç kadın kolunu hızla çekmiş hastanenin çatı katına çıkmıştı.

 

Aklına ilk eseni yapmış kendini boşluga bırakmak için çatıya çıkmıştı.

 

Hatanın katili olacağına kendisinide kurban edecekti.

Şuan tek istediği yok olmaktı.Yaşasa sadece acı çekerdi.

Biliyordu o piskopat herşeyi yapardı.

Mahir ile evlenmek zorunda kalırdı.Biliyordu.

 

Genç kadın dolan gözlerini elinin tersiyle silip kollarını iki yana açtı.Gözlerini sıkıca yumdu.

 

Hem ağliyor,hemde karnına bir an bakıp tekrar gözlerini yuman genç kadın

"Bu gün ikimizin de son günü bebeğim. Özür dilerim. " demiş ve

tam kendini boşluğa bırakacak iken , belinden sertçe tutulup çekilmesi ile ne uğradığını şaşırdı.

 

Derin derin nefesler aldı.

Hemen ardından, bedenini sıkı sıkıya sarmalayan, ellerin sahibine baktı.

 

Mahir, genç adam son anda peşinden gelmeseydi eğer , ahhhh!!!! düşünmek bile istemedi.

 

Bir süre öyle bakıştılar yaralı iki genç , sanki herşey, her bir varlık onlar için susmuştu.

 

Sadece konuşan iki çift gözdü.

 

Flashback sahnesi bitti...

 

7 yıl sonra ilk sayfa yepyeni başlangıclar...

 

Aynı Mekan aynı insanlar aynı konular ama farklı duygular...

 

Her yol her durak her adım ve aynı şey...

 

Çift hastaneye ulaşana kadar Emir'e belli etmeden ama birbirine hissetirerek hüngür hüngür aglamışlardı ama tek sorun artık mutluluk ve pişmanlıklar için akan gözyaşlarıydı...

 

Hastaneye geldiklerinde Mahir arabadan hızla inmiş ve oğlunu kucaklamış hemen ardından karısına boşta kalan elini uzatmıştı. Genç adamın uzattığı elleri tereddütsüz tutan Deva ile birlikte yıllar önce kanlı bıçaklı girdikleri o yere mutlu bir aile olarak adım atmışlardı.

 

Şimdi ise ultrason ile doğacak olan bebeklerini izliyorlardı....

 

"Evet Deva hanım tebrik ediyorum hamilesiniz."

 

"Peki, peki doktor hanım cinsiyeti belimi? " demişti Mahir, Deva'ya sorma fırsatı vermeden...

 

" Malesef Mahir Bey 2 hafta sonra belli olur o yüzden biraz bekleyeceğiz. Ama "

 

"Ne oldu doktor hanım bir sorun mu var bebekte"

 

"Sakin olun Mahir Bey"

 

"Evet Mahir biraz bekle bitanem dur "

 

"Hahahha.. Böyle şeyler çok normal hiç sorun değil Deva hanım. Ee cinsiyeti göremiyoruz fakat bir şeyi gayet iyi biliyoruz"

 

"Doktor hanım lütfen tane tane söylemeyin lütfen "

 

"Peki o zaman hazır olun.. Veeee Üç bebek üçüz geliyor ailenize tebrikler"

 

"NEEEEE!!! ÜÇ... ÜÇ... ÜÇÜZ BEBEK ALLAH DEVA DUYDUN MU? YAVRUM. ÜÇ ÇOCUK BİRDEN "

 

"Oley üç kardeşim olacak"

 

"Ev....et.... Eeeee evet duydum... Şimdi benim karnımda üç bebek mi var? "

 

"Hahha evet Deva hanım üç bebek tebrik ediyorum vallaha . Bu aylarda çok dikkatli olmalısınız. Çünkü en fazla düşük bu aylarda oluyor. Artık Ben sizi yalnız bırakayım alın bu peçeteyi karnınızı silip kalkabilirsiniz aaaa unutmadan bu arada 2 hafta sonra bekliyor olacağım... "

 

"Peki her şey için teşekkür ederiz. "

 

Doktor odayı terk eder etmez. Mahir kucagında ki Emir'i Deva'nın yanına indirerek karısına sımsıkı sarılmış ve saçlarını derin derin öpmüştü. Emir'de annesinin karnından sarılmayı ihmal etmiyordu.

 

Genç adam yıllar sonra düzelip herşeyin farkında olduğu için binlerce kez şükrediyordu Allah'a. Belki Emir'de bu sevinci yaşayamamıştı ama şimdi daha fazlasını yaşıyordu. O hastalık asla düşünmesine izin vermiyordu genç adamın. Belki bambaşka şekilde tanışsalardı .Esaret değilde aşk olacaktı baştan sona...Mahir'in gözlerinden akan peşi sıra damlalar genç kadının saçlarını ıslattmıştı bile... Deva'da Mahir'den farksızdı. Birlikte hem ağlıyor hemde birbirine sımsıkı sarılıyorlardı. Ağlayan adam söze girdi. Tabi herşeyden habersiz sedyede oturup annesi ve babasının birbirlerine sarılmasını mutlulukla izleyen Emir'e fark ettirmeden.

 

Ağlayan genç kadının göz yaşlarından öperek, anlını anlına yaslanmış ve söze girmişti sessizce...

 

Tabi içeri sesizce girip Emir'i alan Selim'i görsede tepki vermemişti Deva. Ona hasretle bakan Mahir'e bakıyordu.

 

Sesi titreye titreye,

"Sen benim en büyük mucizemsin gönlümün bataklığında açan Lotus çiçeğimsin. İyiki hayatımdasın ve sana binlerce kez minettarım ki karnında canımı, yavrularımızı taşıyorsun. Bana bir yavru verdin şimdi ise 3 tane birden. Ben ne güzel bir sevap işledim de yüce Rabbim bana önce seni sonra oğlumu verdi. Tabi ben değer bilmez bir it oldum sizi ellerimle mahvettim. Sonra bir şans daha verildi bana hayret ettim ...

bu kez yıllarca o bana hiç gülmeyen gözlerin ilk kez güldü be kadın benim yüregime dokundu. Kaybolmuş beni buldu çıkardı o bataklıktan... Benim yüregim siyahtı ama sen öleceğini bile bile o siyahı ellerinle yıkadın...yıllar önce annesi ile ölen ama gömülmeyi unıtulan çocugu bulup hayat verdin. Şimdi ise bizden bir aile yaptın. Önce Allah'a hamdolsun ki herşeye rağmen seni bana bahşeti. Sonra sana minnettarım ki herşeye rağmen beni o uçurumdan çekip aldıgın için....

Seni seviyorum kadın ve son nefesime kadar seveceğim... " demiş ve içini çekerek dizlerinin üstüne çökmüş, başı Deva'nın karnına gelecek şekilde yaslamış kollarını beline dolamıştı. Ve hüngür hüngür aglamıştı genç adam.

 

Mahir'in sözleri Deva'yı mahvetmişti.o'da ağliyor hemde ağlayan kocasının saçlarini bir bebek misali okşuyordu. Ve söze girdi Deva,

 

"Sen bataklık oldun ben lotus çiçeği...

Sen siyah ben beyaz öyle mi Mahir Arslan.... O zaman bende bir şey söylemek istiyorum...yıllar önce mahallede taşların üzerinde dizleri kanadıgı için ağlayan o küçük kız çocuguna söylenen bir sözü çok iyi hatırlıyorum. Hemde bir çocuk tarafından...

 

Neden ağlıyorsun çok mu acıyor canın... Ağlama ağlarsan daha çok kanar kanarsa daha çok canın yanar...

Annemde öyle der hep... Düş kalk ve tekrar düş bu hep olacak hayatında ama hep ağlarsan asla mutlu olmasın küçük kız demişti ve cebinden çıkardıgı yara bandını kanayan diz kapağıma yapıştırmış ve yanağımdan öpmüş ve koşarak eve gitmişti. Sana küçük bir sır daha ben o çocugun çocugunu doğurdum. Ben o çocugun bebeklerini taşıyorum ve şimdi de o çocuga bakarak onu sevdiğimi söylüyorum. Seni çok seviyorum Mahir ve son nefesime kadar seveceğim adam....

 

O gün genç çift hastaneden mutlu mesut ayrılmış ve yeni evlerine adımlamışlardı....

 

Ne eski evleri ne de mahalle deki evlerine hiç birine tekrardan dönmeyi düşünmüyorlardı.

 

.... 

 

2 AY SONRA DÜĞÜN SABAHI

 

Mahir ve Deva cinsiyet ögrenmek için hastanede...

 

"HADİ HADİ ÇABUK OLUN BİRAZDAN GELİRLER. "

 

"TAMAM SELİM ABİ HERŞEY HAZIR MERAK ETME"

 

"OĞLUM YOLDALAR, NİKAH MEMURU NERDE? BİRDE ONU ARAMAYALIM"

 

" BİZİM BARİŞ'GİL İÇERDE AĞIRLIYOR ADAMI "

 

"GÜZEL, İYİ KOÇUM HADİ MAHİR ABİ YENGE BİRAZDAN GELİR. ARTIK GELSİNLER YERLERİNE GEÇSİNLER"

 

"TAMAMDIR ABİ HEMEN"

 

"HADİ KOŞ ÇABUK!!! "

 

"AMCAAAAA "

 

"OOO ASLAN PARÇASI YİĞENİME BAK SEN "

 

"senin gibi yakişikli olmuşum demi? "

 

"Olur'mu benden daha çok yakişikli olmuşun be aslanım ben ne yapacağım şimdi? "

 

"Ohh çok güzel o zaman Elif beni daha çok beğenecek"

 

"Höst ulan o senin yengen yengen. İnsan hiç amcasının nişanlısına yavşarmı"

 

"Hayır o benim yengem değil o Elif ve benimle evlenecek. Ben senden daha yakişiklıyım"

 

"Hasbinallah ulan yiğenim olman mı yoksa çocuk olman mı beni mahvediyor. Bir şeyde yapamıyorum. "

 

demişti genç adam, ama arkalarından gelen Mahir'den habersizdi.

 

"KİM KİMİN OĞLUNA NE YAPIYORMUŞ SELİM'İM SÖYLE DE BİLELİM" demişti

 

sıçrayarak kendine gelen genç adam.

 

"Abi hoşgeldin. Ya hiç Arslan parçası benim nişanlım Elif'le evleneceğim diyip tutturdu bende Ayat veriyordum"

 

"Oğlum o senin yengen. Bir daha böyle şeyler duymayayım"

 

"Hiç te bile Elif bana aşkım diyor bırtanem diyor ve ben sordum ben büyünce evlenicez o kadar"

 

"Bak sen ya o benim karım olacak küçük bey HADİ gel bakalım sana yaşıt bir kız bulalım " demiş ve Selim Emir'i kucagına alarak,

 

"Abi herşey eksiksiz hazır konuklar hepsi ön bahçede nikah memuruda masada sadece siz eksiksiniz. "

 

"Herşey için sağol koçum. Tamam Şimdi geliyoruz."

 

"Peki abi siz hazırlanıp gelin" demiş ve Emir'i de alıp gitmişti.

 

1 saat sonra... Mahir damatlığını

Deva da gelinliğini giymiş . Şimdi ise brlikte düğünlerine giriş yapacaklardı

 

"Hazırmısın!? Yavrum"

 

"Her zaman hazırım. Hadi gidelim"

 

Birilerine gülümseyen çift birlikte düğüne giriş yapmışlardı. Büyük bir alkış tufanı kopmuştu, tezahürat yapanlar bağırarak mutluluklar dileyenler maşallah diyenler tabi birde hasedinden çatlayanlar vardı.

 

Çift herkese selam vererek nikah masasında yerlerini aldılar..

 

 

Devam edecek...

 

Finale adım adım... İyi okumalar...

 

 

Bölüm : 25.12.2024 22:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...