8. Bölüm

8.Bölüm(İzdiva vakti)

Hülya_Alkc
kutuptayazmisalli

"Zat-ı şahaneniz yokluklara teşrif eder

Günün birinde geri dönmeniz temennim."

Taladro 🚬

 

 

 

Şimdi ki zaman....

 

Gözlerimi açmamla, yatakta olduğumu fark etmiştim. çok fena canım yanıyordu. Kafamı, zaten acıdan oynatamıyordum bile. Kolumda ise serum vardı. Tamamen bitik haldeydim. Hepsi, o pisliğin eseriydi. Çok çaresizdim, ne kaçabiliyor nede kendimi ona karşı savunabiliyordum.

 

Ne ,olduğunu anlamadığım bir anda, kapıyı kırarcasına, açarak içeri girmişti. Gözleri ,kan çanağı olmuş, üstü başı toz toprak olmuş vaziyette yanıma geldi. Önce, önümde durdu bir süre. O bana, ben ona baktım. Gözlerim ile merhamet dilenmiştim, olmayan o taş kalbinden. Ama beni görmek yerine daha da derin yaralar bırakıp öldürmekmiş niyeti. Elinde bir oyuncaktım ,o kadar. Zaman, sadece bedenimi boyamamıştı ki, tüm ruhumu çalmıştı benden.

........

 

Mahir'den...2 saat önce

 

Sabahtan beri, hırsını alamamıştı genç adam.Deva'yı öldürmek bile istemişti. Ama bir tarafı, hep engel oluyordu. Kendini ,kontrol etmekte zorlanıyor. İlaçlarda bir işe yaramaz olmuştu. Bu aralar, sürekli krizleri tutuyor. Ama sanki bir tarafı, Deva'yı öldürse geçecek , bir tarafı Deva'sız yapamasın diyordu. İlaçlardan çok,genç kadın iyi geliyordu Mahir'e.Ama asla benden gitmesine izin veremem diyerek, O benimdi ve hep benim kalacak, demişti. Değişen ruh hali, adamın tüm düşüncelerini çürütüyordu resmen, az önce ne diyordu, şimdi ne diyor?.

 

Genç adam,cebinden çıkardıgı gümüş işlemeli ,kutusundan bir tane hap alarak yutmuştu. Daha sonra, büyük cüsseli bedenini ,oturduğu koltuğa yatırmıştı.

 

Tam uyumak için,gözlerini kapatmaya kalmadan .

 

Acaba çok mu ileri gidiyorum, demişti.Belki ilk defa, gerçek Mahir olarak düşünüyordu diyebilirsiniz. Ama bir kere, zehir tüm bedenini sarmıştı ve bundan asla kurtulamazdı.

 

"Kendine bağlamak istiyorsan, acının dozunu artır, gözünü korkutmalısın ki ,senden gitmeyi asla aklının ucundan geçirmesin" demişti bir ses.

 

Mahir yatıgı yerden, hızla kalkmış sağ sola bakınmıştı. Ama kendinden başka kimseler yoktu, sera'da.

Genç adam, önce ürksede daha sonra "kimsin"demişti.

 

" CEVAP VER KİMSİN!!"dediği sıra bir kez daha duyuldu ses.

 

"Sakın ol Mahir. Ben senim, sende bensin. "

 

"Ne diyorsun lan!!! " demişti. Ama kafasına giren anı sancı yüzünden, kafasını tutarak yere çözmüştü genç adam.

 

Dişlerini kırarcasına, zar zor"Ağğğ!!! Nerden çıktı şimdi bu , kafamı s*kiyorlar sanki" demişti.

 

"Sıkma kendini!. Ben senin yanlış düşüncelerinim, ben senin deli öfken, ben senin dur durak bilmez takıntınım. Ben senin kötü tarafınım Mahir. Beni asla silemez, yok edemesin" demişti. Ama bunu sadece Mahir duyuyordu. Çünkü duyduğunu sandıgı ses aslında tamamen bilinç altıydı.

 

"Defol git!! Hepsi senin yüzünden oldu. Deva beni sevebileceken, artık öyle bir umut yok" demişti. Ağlayarak.

 

Ama ipleri koparan o ses tekrar duyuldu.

"Boşa ağlamanın bir faydası yok! Beni dinle . Yoksa Deva'yı tamamen kaybedersin" demişti.

 

Bunu duyan, genç adam oturduğu yerden öfkeyle kalkarak çıkmıştı sera'dan.

 

Şimdi ki zaman...

 

Gözlerini hızla benden çekip, kolumdaki seruma dikmişti. Öfke ile kolumdan çekip çıkarmıştı, kolumdaki iğne yerinden kan gelmesine aldırmamış. Beni tüm hırsı ile kaldırmıştı, yatıgım yerden.

 

"Mahir dur!! Nereye gidiyoruz?? Lütfen dur, canım çok yanıyor" desemde göz ucu ile bakmamıştı bile bana. Oysa ,o kadar güçlüydü ki beni yerlerde sürüyerek, götürdüğünden farkında bile değildi.

 

Kolum ,kan içinde kalmıştı. Başımdaki ,bandaj zaten olsa da acıyor olmasada acıyordu bir fark yoktu. Ama tek bildiğim ,bugün ölmezsem bir daha ölmeyecegimdi.

 

Bir insanın ,dua'sı böyle olamamlıydı. Ama benim dua'm tam olarak buydu. Resmen yaşama sevinci, elinden alınan bir kız olarak doğmuştum. Şimdi,umudu olmayan bir anneydim.

 

Beni, bir ceset gibi sürüyerek arabaya atmıştı. Kendide ,hızla binmiş ve arabayı sürmeye başlanmıştı. İşte, o gün bugün dedim içimden. Galiba bu sefer canimı alacaktı.

 

O öfkeyle arabayı sürerken, bense arkada acıdan kıvranıyordum. Hani derler ya, acı çekmesin sık kafasına gitsin diye. Bende istiyordum, biri kafama sıksa asla merhamet dilenmezdim şuan. Kafamda ki acı, kolum ve elim tamamen mahvolmuştum.

 

Ne zaman, nereye geldiğimizi bilmediğim bir yerde durmuştu araba. Mahir inmişti, benide nasıl arabaya koyduysa aynı şekilde çıkarmıştı.

 

"YÜRÜ!!! " demişti.

 

Ama ne yürümeye nede bir kelime etmeye mecalim vardı.

Sadece beni tekrar itekleyerek götürmesine izin verdim.

 

Etraf , kapkaranlıktı. Birşey görünmüyordu, yada ben kafamın acısından görmüyordum. Ama birden, Mahir'in beni sertçe itip arabanın yanına gitmesi ile etrafa göz ucu ile bakmıştım. Mahir,aniden arabanın, farlarını açması ile etrafı aydınlatmıştı. Şuan anlıyordum, ormandaydık. Ama neden?.

 

Hızlı adımlarla, yanıma gelmiş beni saçlarımdan tutarak, az ilerde görünen çukura götürmüştü. Resmen,önümüzde yeni açılmış mezar vardı.

 

Korku ile Mahir'in, paçalarına yapışıp yalvarır şekilde "Mahir, niye geldik buraya? . Ne olur yalvarıyorum gidelim çok korkuyorum" demiştim ağlayarak.

 

O ise benim yanıma çöküp, "Bugün Deva Kaya'nın öldüğü gün. Ayrıca Deva Arslan'ın doğduğu gün. Ve sen bunu asla unutmayacaksın. Çünkü sen benimsin ve hep böyle kalacak" demiş ve derin bir nefes alarak eklemişti.

 

"Simdi sana soruyorum,Deva Kaya gibi ölmeyi mi? Tercih edersin. Yoksa Deva Arslan olup, benim kadınım benim sultanım olarak devamı etmek istersin? İster kaya ol, şuan sıkıp kafana gömeyim seni şuraya, hı yoksa Arslan ol, artık kaçmayı yada Oğlumuza kötü davranmayı unutup, oğlumuza anne bana sadık bir eş ol. "

demişti.

 

Boşuna merhamet dilenmiştim,bu sözlerinden sonra şimdi anlıyordum. Tek bir canım kalmıştı,oda boştu. öfkeyle "Senden nefret ediyorum!! DUYDUN MU? NEFRET EDİYORUM!! SENİN YÜZÜNDEN BU HALDEYİM. SENİN YÜZÜNDEN KENDİMDEN TİKSİNİYORUM!! HAYATIMI ÇALDIN PİSLİK!! HADİ ÖLDÜR DE KURTULAYIM" dememle aniden beni çukura itmesi ile neye ugradıgımı şaşırarak çığlık atmıştım.

 

Mahir, hiç düşünmeden belinden silahı eline alıp şarjörü çekmişti.

 

"Deva tekrar soruyorum, söyleee!!! "

desede kafama sıksın diye bekledim.

 

Elleri titriyordu. Yapamamazdı.Bu kadar yürekli değildi. Bana öfkeyle baksa bile, kan çanağı gözlerinden düşen yaşlar bunun ispatıydı.

 

Vücudumdaki acılar, artık gücünü tüketiyordu. Hala, silahı bana doğrultmuş bakıyordu. Bense gözlerimi açık tutmaya çalışarak, beni vurmasını bekliyordum.

 

"HADİ MAHİR ARSLAN!! VUR GİTSİN! NASIL OLSA ŞEHRİN TÜM KADINLARI ALTINA YATAMAYI, SENİN KADININ OLMAYI İSTİYOR YA !! NE GÜZEL İŞTE , SENİ İSTEMEYEN BİRİ İÇİN ÇOK BİLE BEKLE-" sözümü kesen, Mahir'in silahı ateşlemesiydi. İster istemez,gözlerim sesten dolayı sıkı sıkıya kapatmıştım. Bir süre sonra açtıgımda ise, bedenime bakmıştım.

Nasıl olur vurulmamıştım. Ama , kafamdaki keskin, sancı bilincimi kaybetmeme yetmişti. En son gördüğüm, Mahir'in ismimi bağırarak yanıma atlamasıydı.

 

Devam edecek..

Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayin✍️

Deva Arslan

Mahir Arslan

Bölüm : 21.12.2024 13:02 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...