5. Bölüm

5. Bölüm ( yürek yarası)

Hülya_Alkc
kutuptayazmisalli

Luca, Melis’in oğlunu emzirmesini izlerken sessizliğini korudu. Melis, Buğra’yı nazikçe göğsünden ayırıp uyuması için yerine koyduğunda, Luca ayağa kalktı ve odanın içinde dolanmaya başladı.

 

"Senin yüzünden ne hale geldik, biliyor musun?" diye başladı. Sesi sakin ama içinde öfke barındırıyordu. "Hayatımı mahvettin. Oğlumu benden sakladın. Şimdi de bu masum çocuğu kullanarak bana meydan okumaya çalışıyorsun."

 

Melis, Luca’nın bu sözleri karşısında şaşkınlıkla ona baktı. "Ben hiçbir şey yapmadım, Luca. Buğra benim oğlum. Onun iyiliği için buradayım, başka bir şey için değil."

 

Luca, sert bir kahkaha attı. "Senin iyiliğin, ha? İyiliğinle bu hale geldik zaten! Beni bir baba olmaktan mahrum ettin. Kendi başına kararlar aldın, sonra da gelip hayatıma bomba gibi düştün. Şimdi bana iyilikten bahsediyorsun? İtalya'da gözü kara bir mafya iken,burda bir Türk'ten çocugum olduğunu ögreniyorum"

 

Melis, Luca’nın gözlerindeki öfkeyi görüyordu. Ama geri adım atmak istemedi. "Eğer oğlumuz için buradaysam, bu sadece onun ihtiyaçları yüzünden. Ben senin kurallarına boyun eğmek zorunda değilim!"

 

Luca, bir anda Melis’in yanına geldi. Yüzünü ona yaklaştırdı, sesini alçaltarak konuştu. "Burada ne yapıp yapmayacağına sen karar veremezsin, Melis. Artık benim kurallarıma göre yaşayacaksın. İtalyan bir adamın kuralları. Sana bir şans verdim, ama her hatanda bu şansı kaybedeceksin."

 

Melis, derin bir nefes aldı ve ona meydan okuyan bir şekilde baktı. "Oğlum için buradayım, Luca. Ama bu yaptıkların onu da beni de yok edecek."

 

Luca, kaşlarını çattı ve Melis’in sözlerini duymazdan gelerek kapıya doğru yürüdü. "Buğra’yı sadece ben istediğimde göreceksin. Ona dokunmana bile ben izin vereceğim. Onun benim oğlum olduğunu asla unutma. Ve bu evde her şey benim kontrolümde olacak."

 

Melis’in gözleri doldu. "O benim de oğlum, Luca. Bunu unutmana izin vermeyeceğim. Ne yaparsan yap, onun için savaşmaya devam edeceğim."

 

Luca durdu, geri dönüp ona baktı. "Göreceğiz, Melis. Göreceğiz."

 

 

Sonraki günler Melis için tam bir kâbus haline geldi. Luca, Buğra’yı Melis’e yalnızca belirli saatlerde görmesine izin veriyor, o sırada da sürekli başında bekliyordu. Melis, oğlunu her emzirdiğinde Luca’nın onu izlediğini hissetmek, içindeki sıkışmışlık duygusunu daha da artırıyordu.

 

Bir gün Melis, oğlunun bezini değiştirmek için odasına götürmek istediğinde Luca sert bir şekilde önünü kesti. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu, sesinde alaycı bir tonla.

 

"Bezini değiştirmem gerekiyor, Luca. Bu kadar kontrolcü olmak zorunda mısın?"

 

Luca, kollarını göğsünde birleştirdi. "Hayır, burada değiştireceksin. Gözümün önünde."

 

Melis, öfkesini bastırmaya çalışarak, "Bu bir işkence, Luca. Beni oğlumla baş başa bırakmıyorsun. Bu normal bir şey değil," dedi.

 

Luca, Melis’in sözlerini duymazdan gelerek başını iki yana salladı. "Senin neyin normal olduğunu düşündüğünü umursamıyorum, Melis. Bu evdeki her şey benim kontrolümde olacak. Senin ne yaptığını her an bilmek zorundayım."

 

Melis, Buğra’nın masum yüzüne bakarak bir kez daha boyun eğdi. Ama içindeki öfke ve çaresizlik giderek büyüyordu.

 

 

Bir gece Melis, Luca’nın odasından çıkan bağırışlarını duydu. Kapıya yaklaşıp dinlediğinde, bir çalışanıyla konuştuğunu anladı. "Bana bu kadının geçmişiyle ilgili daha fazla bilgi getirin! Onun kim olduğunu, nereden geldiğini, her şeyini bilmek istiyorum. Ve bir daha oğlumun onunla baş başa kalmasına izin verdiğinizi görürsem, sonuçlarına katlanırsınız!"

 

Melis, bu sözleri duyduğunda içindeki korku katlanarak büyüdü. Luca, sadece oğlunu değil, Melis’in hayatını da tamamen kontrol altına almaya kararlıydı. Ancak Melis, oğlunu bu esaretten kurtarmak için bir plan yapmaya karar verdi. Luca’nın oyununu onun kurallarına göre oynayacaktı, ama sonunda kazanması gereken kişi o olacaktı.

 

Gianluca, Melis’i gün geçtikçe daha da köşeye sıkıştırıyordu. Buğra’yı Melis’e göstermeyi bir ödül haline getirmiş, her fırsatta Melis’i suçlayarak kendince cezalandırıyordu. Melis, sabırla oğlunun iyiliği için her şeye katlanmaya çalışsa da Luca’nın zalimliği sınır tanımıyordu.

 

Bir gün, Melis oğlunu emzirdikten sonra Buğra’yı yatağına koymak için ayağa kalktı. Ancak Luca sert bir şekilde önünü kesti.

 

"Onu bırak," dedi soğuk bir sesle.

 

Melis, şaşkınlıkla ona baktı. "Luca, sadece yatağına koyacağım. Neden bu kadar kontrolcüsün?"

 

Luca, gözlerini kısarak Melis’e yaklaştı. "Bu evde olan her şeyin sebebi sensin, Melis. Bana hesap sormaya hakkın yok. Oğlumu alıp kendi başına kararlar vererek beni hiçe saydın. Şimdi bu bedeli ödeyeceksin."

 

Melis, derin bir nefes aldı. "Luca, bunu sürekli tekrarlıyorsun ama asıl olan Buğra’nın mutluluğu. Bu yaptıkların ona zarar veriyor."

 

Luca, alaycı bir kahkaha attı. "Mutluluk mu? Senin mutluluğunu düşündüğüm bir an bile olmadı. Oğlum benim kontrolümde büyüyecek. Sen ise sadece benim izin verdiğim kadar onun hayatında olacaksın."

 

Melis, artık dayanamayacağını hissetti. "Bu sadece senin oğlun değil, Luca. Ben de onun annesiyim! Onunla aramı açmaya çalışıyorsun ama başaramayacaksın."

 

Luca, bir an durdu ve Melis’e soğuk bir ifadeyle baktı. "Sen annesi olabilirsin, ama burada kimsenin seni dinleyeceğini sanma. Bu evde kimin sözünün geçtiğini unutuyorsun."

 

Melis, Luca’nın gözlerindeki öfkeyi görüyordu, ama geri adım atmak istemedi. "Buğra’nın annesi olduğumu unutturamazsın, Luca. Oğlumla arama duvar örmeye çalışıyorsun ama o, annesini her zaman hissedecek."

 

Luca, sessizce Melis’i süzdü. Ardından, Buğra’nın beşiğine yaklaşıp ona baktı. "Evet, annenle birlikte olacaksın. Ama sadece benim istediğim kadar. Şimdi odana git, Melis. Bugün onu tekrar görmeyi hak etmiyorsun."

 

Melis’in içi öfkeyle doldu, ama oğlunun huzuru için bir şey söylemeden odasına çekildi. Luca’nın bu kadar ileri gitmesi, Melis’in sabrını taşırmıştı. Ancak o, oğlunu bu karanlık dünyadan kurtarmanın yollarını düşünmekten başka bir şey yapamıyordu.

 

 

Ertesi gün, Melis yemek odasında otururken Luca yanına geldi. Elinde bir belge vardı.

 

"Bu nedir?" diye sordu Melis, belgenin ne olduğunu anlamaya çalışarak.

 

Luca, sert bir sesle konuştu. "Bu, Buğra’nın tam velayetini almamı sağlayacak bir anlaşma. İmzala."

 

Melis’in gözleri büyüdü. "Bunu yapmamı mı bekliyorsun? O benim de oğlum, Luca. Asla böyle bir şeyi kabul etmem."

 

Luca, kağıdı masanın üzerine koyarak Melis’in üzerine eğildi. "Eğer imzalamazsan, seni mahkemeye vereceğim. Elimde her türlü kanıt var. oğlumu benden sakladığını... Senin için işleri daha da zorlaştırırım."

 

Melis, çaresizlik içinde belgelere baktı. Ancak gözlerindeki kararlılığı kaybetmeden Luca’ya döndü. "Oğlumdan vazgeçmeyeceğim. Ne yaparsan yap, onun yanında olacağım."

 

Luca, Melis’in bu direnişine şaşırmıştı. Gözlerini kısarak onu süzdü. "Bakalım ne kadar dayanabileceksin, Melis. Unutma, bu evde benim kurallarım geçerli. Seni izliyor olacağım."

 

Melis, Luca’nın arkasından odadan çıkışını izlerken, içindeki çaresizlik yerini mücadele etme arzusuna bıraktı. Artık oğlunu bu cehennemden kurtarmak için her şeyi yapmaya hazırdı. Luca ne kadar zalimleşirse zalimleşsin, Melis pes etmeyecekti.

 

Devam edecek...

 

Yıldızı yakmayı ve yorum yapmayı unutmayın❤

 

Sizce nasıl ilerliyor hikaye?

 

Gianluca Moretti

 

Melis Uzun

 

 

 

Bölüm : 21.12.2024 16:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...