9. Bölüm

9.Bölüm(Asistan emilly )

Hülya_Alkc
kutuptayazmisalli

.

.

.

.

 

Ertesi sabah, Melis ve Luca, büyük bir arabayla şirketin kapısına geldiler. Luca’nın yüzü her zamanki gibi sertti, ama Melis onun yanında yürürken gözleri yerdeydi. Şirkete adım attıklarında herkes saygıyla Luca’yı selamladı. Onun otoritesine olan hayranlık ve korku, havada açıkça hissediliyordu.

 

Melis, Luca’nın yanında sessizce yürüyordu. Gözlerini yerden kaldırmıyordu, ama etraftaki insanların bakışlarını üzerinde hissediyordu. Bazıları fısıldaşıyor, bazıları ise alaycı bir şekilde Melis’i süzüyordu. Luca, bunu fark etmiş gibi görünmüyordu.

 

Luca’nın özel sekreteri Emily , Luca’nın odasının önünde onları bekliyordu. Uzun boylu, şık giyimli bir kadındı. Luca’ya duyduğu ilgiyi gizlemeyen bir tavırla hemen yanlarına yaklaştı.

 

Kırık aksanı ile “Günaydın, Luca Bey,” dedi Emily yüzünde yapmacık bir gülümsemeyle. Ardından Melis’e küçümseyen bir bakış attı. “Bu da mı bizimle?”

 

Luca, Emily’e sert bir bakış attı. “Sorularını kendine sakla, Emily. İşine odaklan.”

 

Emily, Luca’nın tepkisine içerlese de belli etmedi. “Tabii, Luca Bey. Sadece merak ettim.”

 

Günün ilerleyen saatlerinde Melis, Luca’nın talimatlarına harfi harfine uyarak onun yanında sessizce oturdu. Ama Emily ve birkaç çalışan, Melis’in varlığından açıkça rahatsız olmuş gibiydi. İtalyanca fısıldaşmalar odanın köşelerinde yankılanıyordu.

 

Emily, yanındaki iki kadın çalışanla birlikte bir köşede konuşuyordu. “Luca Bey, bu kızın yanında neden bu kadar katlanıyor? Kesin bir çıkarı vardır. Yoksa neden böyle birini yanında tutsun ki?”

 

Kadınlardan biri alayla güldü. “Belki de Melis, Luca Bey’i kandırmaya çalışıyor. Onun dikkatini çekmek için her şeyi yapabilir gibi duruyor.”

 

Emily ,şeytani bir gülümsemeyle başını salladı. “Belki de Luca Bey’e bunu göstermek için küçük bir oyun oynamamız gerekir.”

 

 

Emily ve kadınlar, günün ilerleyen saatlerinde planlarını devreye soktular. Melis, Luca’nın yanından kısa bir süre ayrılmışken Emily, odasına girdi. Üstünü biraz düzensiz hale getirerek saçlarını dağıttı ve bağırarak dışarı çıktı.

 

“Melis bana saldırdı! Luca Bey, bu kadının ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor musunuz?!”

 

Luca, odasından hızla çıktı. Emily’in arkasında birkaç çalışan daha toplanmıştı. Emily’in yüzünde sahte bir korku ifadesi vardı.

 

Luca’nın kaşları çatıldı. “Ne saçmalıyorsun, Emily? Ne oldu?”

 

Emily, dramatik bir şekilde derin bir nefes aldı. “Melis… bana bağırdı, sonra üzerime yürüdü. Beni tehdit etti. Bu şirkette huzuru bozuyor, Luca Bey. Eğer hemen bir şey yapmazsanız, daha kötü şeyler olacak.”

 

Arkasındaki kadınlardan biri hemen Emily’i destekledi. “Evet, biz de gördük. Melis, gerçekten Emily’e saldırdı. Hepimiz şok olduk.”

 

Luca, yüzünde sert bir ifadeyle Melis’in yanına döndü. O sırada Melis, odadan çıkan sesleri duyup yanlarına gelmişti. Şaşkınlıkla bakıyordu.

 

“Ne oluyor burada?” diye sordu Melis, masum bir ifadeyle.

 

Luca, sert bir şekilde ona döndü. “Bu doğru mu? Emily’e saldırdın mı?”

 

Melis, gözlerini büyüterek cevap verdi. “Hayır! Tabii ki hayır! Ben kimseye saldırmadım.”

 

Emily, araya girip daha da dramatik bir tavırla konuştu. “Luca Bey, onun bu yalanlarına inanmayın. Beni kıskandığı için yaptı. Herkes bunu biliyor.”

 

Luca, Melis’e doğru bir adım attı. “Neden bu kadar huzursuzluk çıkarıyorsun, Melis? Zaten sana tahammül etmek yeterince zor.”

 

Melis, gözyaşlarını tutamayarak cevap verdi. “Luca, inan bana! Ben kimseye zarar vermedim. Bu bir iftira! Beni istemedikleri için böyle söylüyorlar.”

 

Ama Luca’nın gözleri şüpheyle doluydu. “Bu kadar insan aynı şeyi söylüyorsa, hepsi yalan mı? Kendini temize çıkaracak bir şeyin var mı, Melis?”

 

Melis, sessizce yere baktı. O anda her şeyin üstüne geldiğini hissetti. Luca’nın güvenini kazanmak imkansız gibiydi.

 

Luca, soğuk bir şekilde konuşmaya devam etti. “Bu şirkette yerini bilmek zorundasın, Melis. Sana bir ceza vermek zorundayım. Artık yanımda olmana gerek yok. Seni evde tutacağım, ama oğlunu bir süre göremeyeceksin. Ta ki ne kadar saygısız olduğunu anlayana kadar.”

 

Melis, dizlerinin üzerine çöktü. “Luca, lütfen… Buğra’yı görememek benim için en büyük ceza. Yalvarıyorum, bana inan.”

 

Ama Luca, onu dinlemeye bile tenezzül etmeden arkasını döndü. “Evde seni bekleyen başka cezalar da olacak. Şimdi bu meseleyi burada kapatıyoruz.”

 

Melis, Luca’nın sert adımlarla uzaklaştığını izlerken gözyaşlarına boğuldu. Artık ne yapacağını, nasıl kendini savunacağını bilemiyordu.

 

Şirket koridorlarında sessizlik hâkimdi. Melis, Luca’nın peşinde, onun hızına ayak uydurmaya çalışarak ilerliyordu. Luca’nın otoritesi her yerde hissediliyordu. Onun adını duyan herkes saygıyla eğiliyor, kimse karşısında tek bir yanlış yapmaya cesaret edemiyordu. Ancak bu durum, Melis için daha da zorlayıcıydı. Luca’nın gözünde her adımı hata gibi görünüyordu.

 

 

Otoparkta, Melis ve Luca’nın ayak sesleri yankılanıyordu. Sessizlik, ikisinin arasındaki mesafeyi daha da derinleştiriyordu. Luca, arabasına doğru kararlı adımlarla ilerlerken Melis, onun hızına yetişmeye çalışıyordu. Arabaya vardıklarında Luca, kapıyı açıp sert bir hareketle direksiyona geçti. Melis, biraz tereddütle yolcu koltuğuna oturdu ve kapıyı kapattı.

 

Motorun çalışmasıyla otoparkın soğuk sessizliği bozuldu. Arabayla çıkışa doğru ilerlerken Melis, gözlerini dışarıdaki manzaraya dikmişti. Ama zihni, Luca’nın o günkü sert tavırları ve Emily’nin oyunlarıyla doluydu. Luca’nın hiçbir şey olmamış gibi sessizce araba kullanması, Melis’in sabrını zorluyordu.

 

İtalya’nın akşamüstü güneşi, gökyüzüne altın bir renk katmıştı. Manzara ne kadar huzur vericiyse, arabanın içindeki hava o kadar gergindi. Derken, Luca bir tuşa bastı ve radyodan tanıdık bir melodi yükselmeye başladı. Yıldız Tilbe’nin “Sevemedim Ayrılığı” şarkısı, arabanın içinde yankılanıyordu.

 

Melis, kaşlarını çatarak Luca’ya döndü. “Bu şarkıyı odanda da defalarca dinlemiştin. Şimdi yine açtın. Neden bu kadar çok dinliyorsun? Senin için özel bir anlamı mı var?”

 

Luca, gözlerini yoldan ayırmadan, yüzünde hiçbir duygu belirtisi göstermeden cevap verdi. “Sadece seviyorum. Hepsi bu.”

 

Melis, Luca’nın umursamaz tavrına daha fazla dayanamayıp öne doğru eğildi. “Hayır, Luca. Bu sadece sevdiğin bir şarkı değil. Her şeyin bir nedeni var. Bunu da durup dururken dinlemiyorsun. Bana söylemeyecek misin?”

 

Luca, derin bir nefes alıp gözlerini dikiz aynasına çevirdi. Arabayı yavaşlatarak yol kenarına çekti. Motoru durdurduktan sonra başını Melis’e çevirdi ve soğuk bir ses tonuyla konuştu. “Melis, bazı şeyler açıklanmaz. Bazı şeyler sadece hissedilir. Bu şarkı, geçmişten bir iz. Ama bunun seninle hiçbir ilgisi yok.”

 

Melis, bu sözlerle sarsıldı. Luca’nın duvarlarını aşmanın bu kadar zor olduğunu bilse de onun bu kadar sert ve mesafeli oluşu canını acıtıyordu. “Peki, neden bana hiçbir şey anlatmıyorsun? Eğer seninle bu yolda yürüyeceksem, en azından ne hissettiğini bilmem gerekmiyor mu?”

 

Luca, kaşlarını çattı. “Ne hissettiğim önemli değil, Melis. Önemli olan, senin benim kurallarıma uyup uymayacağın. Şimdi bu konuyu kapat ve bir daha açma.”

 

Melis, gözlerini kaçırarak başını camdan dışarı çevirdi. Luca’nın bu kadar soğuk olması, içinde bir yerlerde kırılmaya yol açıyordu. Şarkının sözleri, Melis’in zihninde yankılanırken içindeki boşluk büyüyordu.

 

Yol boyunca bir daha kimse konuşmadı. Yalnızca radyodan gelen melankolik şarkı, arabadaki sessizliği dolduruyordu. Şarkı bittikçe Luca başa sarıyordu. Sanki dünya tek bir şarkıdan ibaretmiş gibi. Luca, arabayı sürmeye devam ederken yüzünde hiçbir duygu belirtisi yoktu. Ama Melis, onun bu sert kabuğunun ardında başka bir şeyler yattığını hissediyordu. Ne olduğunu bilmese de bunu öğrenmeye kararlıydı.

 

Eve vardıklarında Luca, hiçbir şey söylemeden arabadan indi ve içeriye doğru ilerledi. Melis, birkaç saniye arabada oturduktan sonra derin bir nefes aldı ve ardından onun peşinden eve girdi. Gecenin nasıl geçeceği, ikisi için de belirsizdi. Ama Melis, bu sessizliğin altında daha büyük bir fırtına olduğunu hissediyordu.

 

 

Devam edecek...

 

Yıldızı yakmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ❤

 

Ay birde inceleyin şu kitabı ayol nasıl olmuş değerlendirin.

 

Bölüm : 24.12.2024 14:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...