3. Bölüm

2

Larossina
l.larossina812

Bir yandan arabada giderken bir yandan da açık olan arabanın camından dışarıyı seyrediyordum ve temiz havayı içime çekerek günün yorgunluğunu üzerimden atmaya çalışıyordum.

 

Işık yeşile döndüğünde gaza basıp ilerlemeye devam ettim. Şu anda eve gitmek istemiyordum çünkü beni evde bekleyen sert bir baba ve mızmız bir üvey anne ile uğraşmak istemiyordum ama başka gidecek yerim olmadığı için istemeye istemeye arabanın beni sürüklediği yola gitmek zorundaydım. Kendimi kapalı bir kutunun içinde hissediyordum ve etrafımdaki insanlar o kutuyu açıp benim rahat nefes almamı sağlamak yerine o kutuyu kapalı tutmayı tercih ediyorlardı ve o kutuda benim boğulmama bile razı geliyorlardı; çünkü o kutu açılırsa karşılaşacakları şeyden korkuyorlardı.

 

Zaten bu yüzden kapalı alanlardan korkuyordum ve kapalı alanda kaldığım zaman kriz geçiriyordum. Tıpkı dün gece ağlama krizine girdiğim gibi. Babam krizlerimi duymazdı çünkü konuşamıyordum. Ya da beni duyardı ana yanıma gelip benimle uğraşma zahmetinde bulunmazdı. Çünkü ben onun için önemsiz, feda edebileceği bir insandım. Korku hâlâ üzerimdeydi ve kendimi hiç olmadığım kadar zayıf hissediyordum. Önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım ama inatçı saçlarım rüzgardan dolayı yine yüzüme yapışmışlardı.

 

Üşüdüğümü fark edince düğmeye basıp camı kapattım ve klimayı ayarlayıp sıcak havanın içeriye dağılmasını sağladım. Gerçi, arabanın içi ne kadar fırın gibi olursa olsun hâlâ ısındığımı hissetmiyordum çünkü kalbimin içi buz gibiydi ve kalbimin soğukluğu, yavaş yavaş bütün vücudumu ele geçiriyordu. Yine titremeye başladığımı hissediyordum ve bu titreme gelecek olan yeni bir krizin belirtisiydi.

 

Derin bir nefes verip kendimi biraz olsun rahatlatmaya çalıştım ama şu anda imkansızdı. Göz pınarlarıma biriken yaşları elimin tersiyle silerken derin bir nefes alıp verdim ama nefesimde bile hüzün vardı. Bazen aldığım nefes bile bana fazla geliyordu, çünkü etrafımdaki insanlar aldığım nefesi bile bana çok görüyorlardı. Arabayı kenara çektim, telefonu elime alıp abimi çaldırıp kapattım. Böyle anlarda eğer telefonu bir kere çaldırıp kapatıyorsam abim bir panik atak krizi geçirdiğimi anlardı.

 

Tam on dakika boyunca yolun kenarında bekledim ama açmadı. Demek abimde beni bırakıp gitmişti. Kalbim olduğundan daha hızlı atmaya başlamıştı. Ben tır tır tirrerken bir anda soğuk, metal bir şey kafama dayandı. O anda bütün vücudumun buz kestiğini ve konuşamadı bütün kelimelerin boğazıma dizildiğini hissettim.

 

"Eğer canını kurtarmak istiyorsan yavru kuş gibi titremeye bırak ve arabayı sür küçük kız. Yoksa bir an bile gözümü kırpmadan kafana sıkarım ve olacaklardan ben sorumlu olmam. Eğer bir aptallık yapacak olursan kanında boğulursun." Şu an arkaya bakamıyor olsam da dudaklarının kıvrıldığını ve güldüğünü hissettim ama bu sadece bir histi.

 

"Senin gibi küçük bir kızın ölecek olması ne kadar üzücü." Arabayı çalıştırdığımda nereye gideceğimi bile bilmeden arabayı sürmeye başladım. "Sağa dön," dediğinde sert ve erkeksi sesi arabanın içinde yankılandı.

 

Nefes alış verişlerim hızlanırken titreyen ellerimle arabayı sürmeye çalışıyor, onu da beceremiyordum. "Sola dön," dediğinde dediğini yaptım ve daha ıssız ve sessiz bir sokağa girdik. Aynadan ona baktığımda şimdi yeni yeni fark ediyordum, tek gözü kapalıydı ve yüzünün gölgede kalan sağ tarafında korkunç bir yara izi vardı.

 

Açık olan gözü seğirdiği ve nefret kusan gözlerle bana baktı. Elini tetigin üzerine bastırdığını fark ettiğim an gaza bastım. Şu anda ne yaptığımı, nereye gittiğimi bilmiyordum. Daha çok şokta gibiydim. Beynim uyuşmaya başlamışken şu anda hareket eden tek şey bedenimdi.

 

Şu anda arabanın içinde sadece ikimizin nefes sesi yankılanıyordu. Etrafıma bakmaya bile korkuyordum. Ona baktıığımda ise benden gözünü ayırmıyordu, sanki bir katilin öldürecegi avına son kez bakması gibiydi.

 

"Ana yola çık," dediğinde trafiğin içine karıştık. Şu anda Gergindim çünkü biri silahı fark ederse polis bizi çevirirdi ve sonu hiç iyi olmazdı. Olacakları düşünmek şu anda beni daha fazla korkutuyordu, o yüzden fazla düsünmemeye çalışıyordum.

 

Sigarayla karışık kahve kokusu burnuma geldiğinde kokuyu içime çektim. Acı kahve kokusu o kadar keskindi ki, koku boğazımı yakmıştı. "Beni incelemeyi bırak ve yola bak kül kedisi, yoksa senin için iyi olmaz."

 

Hava yavaş yavaş kararıyordu, rüzgar şiddetini artırıyordu. İleride yoğun bir trafik vardı. Korna sesleri net bir şekilde duyuluyordu. "Devam et, durma." Şu anda istrsemde devam edemezdim. Trafik acılmaya başladığında arkamdaki sürücülerin küfür etmesini umursamadan hızla yoluma devamm ettik.

 

Sonunda lüks bir villanın önünde durduğumuzda beni arabadan indirdi ve eve sürüklemeye başladı. "Eve girdigimizde beni salon olduğunu tahmin ettiğim bir yere sürüklemeye başladı. Merdivenlerden yukarıya çıktık ve siyah ağırlıklı bir odaya girdik. Bu gelinliği giy ve aşağıya in. Eğer kaçmaya kalkarsan çeker vururum."

...

Gelinliği giydiğimde alelacele banyoya girdim ve orada bulduğum makyaj malzemeleriyle makyajımı ve sacımı yaptıktan sonra topuklu ayakkabıları giyip aşağıya indim.

 

Aşağıda nikah masasınım etrafında beni kaçıran adam, iki şahit ve nikah memuru vardı. Nihah masasına gittiğimde nikah memuru nikahımızı kıydıktan sonra gitti. Şimdi salonda sadece ikimiz vardık. Parmağıma yüzüğü taktıktan sonra kendi parmağına da yüzüğü taktı. "Merhaba, ben Pars, Tarca, artık evliyiz Ahu. Artık bu evde, benim karımsın."

 

 

 

 

Bölüm : 02.11.2024 15:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Larossina / Tutku Serisi 1 Karanlık Tutku / 2
Larossina
Tutku Serisi 1 Karanlık Tutku

1.89k Okunma

25 Oy

0 Takip
3
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...