10. Bölüm

[10. BÖLÜM]:ZALIMIN OĞLU

Hiranur Uzun
lady_bird

YILDIZLAR GİBİ HEP PARLAYIN BEBEKLERİM...☆☆☆

 

Ne çıkar yanımda olmasan.

Kalbim senden ibaret değil mi?

Uzaktan sevmek zor demişsin.

Etme sevdam.

Görmeden sevmek ibadet değil mi?

 

 

Cemal Süreya

 

 

"Zalımın oğlu"

 

" Çok bir şey göremedim." Dediği şeyle gözlerim daha çok açıldı.

 

Göremedim derken?

 

Daren küçük bir kahkaha attığında odanın kapısı açıldı.

 

"Uyandın mı tatlım." Gülce gülümseyerek yanıma gelip alnımı öptü.

 

"Çok şükür ateşin düşmüş." Gülce'nin dediklerini algılayamıyordum.

 

"Aşkım üstündekileri değiştirmek istersen sana bir kaç parça bir şey vereyim. " Gülceye ifadesiz bir şekilde baktığımda konuşmaya devam etti.

 

"Üzerini değiştirip kıyafetlerini makineye attım. Kuruyana kadar sen benimkileri giy."

 

Ne yani üzerimi Gülce mi değiştirmişti?

 

"Benim kıyafetlerimi sen mi çıkarttın." Gülce gülümseyerek kafasını salladığında derin bir nefes verip Daren'e döndüm. Hala sırıtıyordu.

 

"Daren gece uyandırdı. Hasta olduğunu ve terlediğini söyledi. Bende gelip üzerini değiştirdim." Kafamı sallamakla yetindim.

 

Yataktan çıkacağım sırada üzerimde sadece tişört olduğunu fark ettim torba gibi olmuştu. Gülceye dönüp;

 

"Baya bol giyinmeyi seviyorsun sanırım." Tişörtü gösterip gülümsediğimde Gülce önce tişörte sonra bana baktı.

 

"Ha yok o benim değil. Daren'in."

 

Daren'e kaçamak bir bakış attığımda onunda bana baktığını gördüm. Bu kalbimin hızlanmasına sebep olmuştu.

 

Hızla banyoya doğru gittiğimde Daren arkamdan bağırdı.

 

"Kızım dursana bir. Daha yeni yeni kendine geliyorsun."

 

Benim için endişeleniyordu.

 

Yazarın anlatımıyla

 

Gülce Daren'e bakıp sırıtmaya başladığında Daren bunu fark etmiş Gülce'ye öldürücü bakışlarını atmaya başlamıştı.

 

"Kız iyi neden bu kadar endişelendin ki?" Gülce hala sırıtmaya devam ediyordu.

 

"Ne endişelenmesi ben sadece annesi bu halde görüp bizi suçlamasın diye uğraşıyorum." Daren kaçamak bir cevap verip odadan çıktığında Gülce arkasından bağırmıştı.

 

"Kesin öyledir."

 

...

 

Birlikte kahvaltı yapıp hazırlanmıştık. Benim kıyafetlerimi kurumadığı için Gülce bana kendi kıyafetlerinden vermişti.

 

Mavi kot bir pantolon, beyaz crop üzerine de gri bir ceket almıştım.

 

 

Saçlarımı tepeden dağınık bir topuz yaptığımda perçemlerim alnımı süslemişti.

 

Hep birlikte evden çıktığımızda Keremler motorlarına binip kasklarını taktı.

 

Onlar dershanelerine gidecekti. Beni de eve bırakacaklardı.

 

"Lavin sen bugünlük Daren'in arkasına geçermisin?" Kerem'in kurduğu cümleyle şaşkınlık içinde yüzüne baktım.

 

"Neden ki birlikte gidelim işte." Dedim kaçamak bir cevap vererek.

 

Darenle olmazdı ben heyecandan motordan düşerim kesin.

 

"Bugün tek gitmek istiyorum. Ayrıca arkama binersen kısmetim kapanır." Kahkaha attığı sırada göz devirdim.

 

"İyi siz gidin o zaman ben kendim giderim. Yolunuzu uzatmayın boşuna." Dediğimde Daren kaskının camını kaldırıp Gülce'ye baktı.

 

"Gülce sen bugünlük benimle gel. Lavin Özgürle gitsin. Malum ben onu yerim falan."

 

Kurduğu cümle ile Daren'e baktım. Kırıldığını açık açık belli etmişti

 

Salağım gerçekten.

 

"Merak etme yiyeceğin günlerde gelir." Özgür'ün söyledikleri ile bana da Daren'e de bir inme inmişti.

 

Ne dedin sen?

 

Üçü birden kahkaha atmaya başladığında,Daren boğazını temizler gibi yapıp sırıtarak önüne döndü.

 

Sırıtma sırıtma!

 

Ben hala put gibi ayakta dikiliyordum. En son Gülce gülerek yanıma geldi ve beni Özgür'ün arkasına oturmam için sürükledi. Yoksa ben diğer türlü durmaya devam edecektim.

 

...

 

Odamda oturmuş sıkıntıdan tırnaklarımı kemiriyordum.

 

Annem evde yoktu babamda yoktu. Konuşacak kimse de yoktu.

 

Gülceler dershanede olduğu için onlarla da görüşemiyordum. Bir ara kalkıp iki üç saate yakın ders çalışmıştım ama o kadar sıkılmıştım ki kalemi kemiriyordum. Bu yüzden de yatağıma geçip tüm gün boş boş sosyal medya da gezindim.

 

Üstte beliren bildirim ile yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu.

 

Grup 4+1'den 1 yeni mesaj..

 

Bıcırığım(Gülce): Lavinimmm nasılsın?

 

Lavin:İyi diyelim. Siz nasılsınız?

 

Bıcırığım: Şahsen ben hiç iyi değilim.

 

Lavin:Neden, ne oldu?

 

Bıcırığım: Daren'e takıntılı manyak Aslı bizim sınıfa düştü.

 

Daren'e takıntılı derken?

 

Lavin:Daren'e takıntılı?

 

Bıcırığım: Evet. Aynı okulda okumuştuk. Daren'e platonik takılıyor işte öyle bir şey.

 

Nerden çıktı şimdi bu ya?

 

Özgürcük: Abi kız güzel şimdi Allah var. Daren bir şans verse fena olmaz.

 

Ellerim benden habersiz hareket ediyordu sanki. Parmaklarım sinirle klavyeye dokunduğu sırada bütün her şeyi mesaja dökmek istiyordum.

 

Lavin: Platonik takılan bir kızdan ne beklenebilir?

 

Özgürcük: Bence karşılıklı duygular var. Darende kızı seviyor olabilir.

 

Dershane gidip kızın saçını başını yolma isteği çık aklımdan.

 

Telefonu sinirle kapatıp yatağın öbür ucuna fırlattım. Ayağa kalkıp odanın içinde dört dönmeye başlamış tırnaklarımı kemiriyordum. Bu alışkanlığım çok önceden vardı. Uzun zamandır da tırnaklarıma dokunmamıştım.

 

Ne kadar sinirlendiysem artık tekrar başladım!

 

"Aman banane!" Boydan aynamın karşına geçmiş kendimle konuşuyordum.

 

"Hem kız platonikmiş. Yıllardır seviyormuş Daren'i. Daren kalkıpta yeni yeni sevmeye başlamaz herhalde?"

 

Yani herhalde..

 

Düşünceler anlamadığım bir şekilde beynimi kemiriyordu. Kendime engel olamıyordum.

 

Hemen dolabımın önüne geçip kıyafet seçtim. Siyah mini eteğimi ve beyaz gömleğimi giydikten sonra üzerime krem kazağımı geçirdim. Beyaz uzun çoraplarımı da ayak bileğimin üzerine kadar çekip yeni almış olduğum siyah deri laofer model ayakkabımı da alıp aşağı indim.

 

Vestiyerden sırt çantamı alıp evden çıktım. Gülceye konum atmasını isteyip taksi çağırdım.

 

...

 

"Lavin konum istedi." Gülce gülerek Özgür'e baktığında Daren hemen kafasını telefonundan kaldırdı.

 

"Neden acaba." Özgür ve Gülce kahkahalar içinde gülmeye başladığında Kerem de onlara katıldı. Daren olanlara anlam vermeye çalışır gibi Özgürlere bakıyordu.

 

Gülce kahkahalar arasında konuşmaya çalıştı.

 

"Gruba bak Daren gruba." Daren zar zor idrak ettiği cümleyle sessize almış olduğu gruba girdi. Mesajları okuduktan sonra dudağının kenarı havalandı.

 

"Birileri de amma sevindi." Özgür Daren'in omzuna vurup sırıttığında, Daren gülümsemeyi bırakıp yüzüne aynı ciddiyetini yerleştirdi.

 

"Buraya mı geliyor?" Üçüde aynı anda sırıtarak kafasını sallayınca, Daren kendini gülmemek için zorluyordu.

 

...

 

Dershaneye girip koridorları geçtim. Gülce'nin alt katta olduğunu söylediği kafeteryaya indim. Masada oturmuş gülüşerek bir şeyler konuşuyorlardı. Yanlarına gittiğimde dördüde beni yukarıdan aşağıya süzdü.

 

"Oooo yine güzeller güzelimiz döktürmüş." Özgür bana bakarak bir ıslık çaldığında gülümseyerek yanlarına oturdum.

 

"Eee nabersiniz?" Dediğimde Daren dahil hepsi sırıtıyordu.

 

"İyiyiz iyiyiz. Hangi rüzgar attı seni buraya?" Keremin sorusuna cevap verecektim ki Özgür araya girdi.

 

"Kıskançlık rüzgarı." Masada bir kıkırdaşma başladığında göz devirdim.

 

Ne düşünüyordu bunlar, kıskandığım için geldiğimi falan mı?

 

"Ne alakası var?" Dedim gözlerimi kaçırarak.

 

"O ne alaka?" Dedim devam ederek.

 

"Tamam tamam utandı." Gülce Özgür'e bakıp konuştuğunda koluna vurdum.

 

"Bari sen yapma Gülce."

 

"Of tamam ya."

 

Tamam dediler ama ne tamam.

 

Tüm sohbet kıskançlığımı konuşup Daren'in yanında beni domatese çevirdiler.

 

Aslında kıskanmamıştım.

 

"Selamm." Sırıtarak bize doğru gelen kıza baktım.

 

"Geldi şam şeytanı." Gülce gözlerini devirince ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

 

Kız gelip Daren'in yanındaki sandalyeye oturdu.

 

"Naber canım?" Elini Daren'in omzuna attığında kaşlarımı çattım.

 

"Arkadaş kim Gülce?" Dişlerimi sıka sıka konuştuğumda Gülce karşımızda duran kıza dik dik bakıp bana döndü.

 

"Tanıştırayım Aslı." Aslı kelimesini bastıra bastıra söylediğinde, aynı isim beynimde defalarca döndü.

 

Platonik olan Aslı..

 

"Sen kimsin şekerim?" Ağzını gere gere benle konuştuğunda göz devirmemek için zor durdum.

 

Sahnte bir gülümseme ile yüzüne baktım.

 

Hangi yüz acaba?

 

"Lavin ben." Dediğimde kaşlarını çattı ve bana doğru eğildi.

 

"Kim olarak bu masadasın onu soruyorumm."

 

Sinirden elimi yumruk yapmış karşımdaki süslü kokoşu yolmamak için kendimi tutmaya çalışıyordum.

 

Cevap vereceğim sırada Özgür araya girdi.

 

"Lavin bizim arkadaşımız hatta arkadaştanda öteyiz. Peki ya sen?" Dediğinde Aslı denen kokoşun yüzü düştü. Sandalyesine yaslanıp kollarını birbirine doladı. Cevap veremeyip sustuğunda Özgür'e bakıp göz kırptım. Gülümseyerek karşılık verdiğinde ben masadan kalktım.

 

"Ben gideyim artık. Sizde derse gireceksiniz zaten." Benle birlikte Özgür, Kerem ve Gülce de kalktı.

 

"Sen dershane işini ne yaptın güzelim?" Gülce'nin sorusuyla dudaklarımı büzdüm.

 

"Daha bakamadık. Annemin işleri baya yoğun babamda Bora'nın babasıyla şirketle uğraşıyor."

 

"Ee buraya yazılsana. O kadar iyiki öğretmenleri ben bile anlıyorum." Özgür'ün dediği şeyle gülmeye başladım.

 

"Bilmem ki." Diyebildim sadece. Sonra kafamı çevirip kısa bir an Daren'e baktım o da bana bakıyordu. Sonra gözlerim yanındaki kokoşa kaydı.

 

Siyah saçları,ela gözleri, fiziği, 1.75 civarında ki boyu.

 

Kısacası kusursuz görünüyordu.

 

Ya Daren de Aslıyı severse?

 

Banane ki.

 

İçimdeki dürtüye engel olamayıp Özgürlere baktım.

 

"Hadi kayıt yaptıralım o zaman." Dedim hevesle. Üçüde aynı anda gülümsedi.

 

Kesinlikle dershane iyi olduğu için kabul ettim.

 

"Geliyormusun Daren?" Kerem Daren'e baktığında Daren ayağa kalktı.

 

"Ya onlar gitsin biz oturalım hayatım." Aslı Daren'in elini tutunca göz devirip hızla kafeteryadan çıktım.

 

"Kız bizi bekle." Gülce arkamdan seslenip yanıma geldi.

 

...

 

Kayıt yaptırdıktan sonra eve gitmiştim. Çünkü derslere yarın katılabileceğimi söylemişlerdi.

 

Odamda oturmuş test çözüyordum. Telefonuma gelen bildirimle kafamı kitaptan kaldırdım.

 

Grup 4+1 den bir yeni mesaj

 

Bıcırığım: Abi o kız elimde kalacak ya gün geçmek bilmedi onun yüzünden.

 

Özgürcük: Aynen ya Sürekli yanımızdaydı sinir oldum.

 

Keremcik:Kıza o kadar laf ettiniz. Kalkar gider sandım da yok yani, gurursuz çıktı.

 

Bıcırığım: Abi kim o sözleri yiyip durmaya devam eder?

 

Sadece mesajları okuyordum. Sonra bir anda grupta Daren çevrim içi oldu.

 

Bay Öküz(Daren): Yeter susun yatın.

 

Max mesajı bu zaten.

 

Sonrasında kimse konuşmadı zaten. Herkes çevrimdışı oldu.

 

...&&&...

 

Sabah hemen uyanıp duşa girdim. Günlük rutinimi tamamlayıp hazırlanmaya başladım. Siyah keten mini, şort eteğimi, siyah büstiyerimi giyindikten sonra krem crop kazağımı da üzerime geçirdim.

 

Aşağı inip hızlıca krem converselerimi giyindim ve sırt çantamıda alıp evden çıktım.

 

Dershanenin önüne geldiğimde içeriden hızla koşup çıkan biri bana çarptı.

 

"Yavaş!" Diye bağırdığımda bana bakan çocuğa baktım.

 

1.90 boylarında siyah saçlı kahverengi gözlüydü. Yakışıklı biriydi.

 

"Çok özür dilerim." Yanımdan hızla geçip gittiğinde kısa bir süre arkasından bakıp içeri geçtim.

 

Sınıfa girecekken arkamdan gelen sesle durdum.

 

"Lavin!" Gülce sıkıca gelip bana sarıldığında bende ona sarıldım.

 

"Ay iyiki buradasın. Sen olmasan sıkılırdım ben." Gülce'nin arkasından Kerem ve Özgür geldiğinde gözlerim Daren'i aradı. Etrafa bakındığım sırada Özgür gelip parmağını şıklattı.

 

"Huhu birine mi baktın?" Güldüğü sırada öylece yüzüne baktım.

 

"Kafa uçmuş kızda. Daha Daren'i görmeden bu halde görünce ne olacak acaba?" Üçüde bana gülmeye başladığında göz devirdim.

 

"Hoşgeldin Lavin." Keremin kurduğu cümle ile gülümsedim.

 

"Hoşbuldum Kerem." Hep birlikte sınıfa geçtiğimizde yer düzeni olduğunu öğrendim o yüzden bana ayırtılmış sıraya oturdum. Dersin başlamasına beş dakika kala falan Daren sınıfa geldi. Hemen arkasından kokoş girince yüzüm düşmüştü.

 

Sinirle önüme döndüğümde, Daren'in bakışlarını üzerimde hissettim ama bilerek dönüp bakmadım.

 

Aslı Daren'in yanında oturuyordu. Bu daha da moralimin bozulmasına sebep olmuştu. Neden böyle hissediyordum bilmiyorum ama o kızın Daren'e olan ilgisi beni anlamsız bir şekilde sinirlendiriyordu.

 

Dersin ilerleyen dakikalarında sadece not almak için uğraşıyordum.

 

Kapı çalınca kafamı defterimden kaldırdım. Sınıfa giren kişiyi görünce sabah çarptığım çocuk olduğunu fark ettim. Özür dileyerek benim olduğum sıraya geldiğinde beni gördü. O da hatırlamış olacakki gülümsedi.

 

"Yeni sıra arkadaşım sensin demek." Gelip yanıma oturduğu sırada bende gülümsedim.

 

"Yeni sıra arkadaşına pek de güzel bir karşılama hazırlamadın." İkimizde kıkırdamaya başladığımız sırada bütün gözler bize döndü.

 

Herkesin içinde aradığım tek bir kişi vardı.

 

Daren.

 

Kaşlarını çatmış yanımdaki çocuğa bakıyordu. Benim ona baktığımı fark edip önüne döndü.

 

Ders bittiğinde notlarımı kontrol etmeye başladım.

 

Önümde beliren koca el ile kafamı kaldırdığımda henüz adını bile bilmediğim sıra arkadaşım bana gülümseyerek elini uzatmıştı.

 

"Tanışmadık. Emir ben." Gülümseyerek el sıkıştık

 

"Lavin bende. Memnun oldum." Dediğimde yüzünü ekşitti.

 

"Memnun olduğuna eminmisin? Öküz olduğumu falan düşünüyorsundur bence."

Dediği şeyle gülmeye başladım.

 

"Hayır ya. Sorun değil unuttum gitti."

 

"İyi bari sevindim." Gülümseyerek bana baktığında elimi çektim.

 

Kafamı Gülcelerin sırasına çevirdiğimde üçününde kaşları çatık bir şekilde bana baktığını fark ettim.

 

Sıramdan kalkıp yanlarına gittiğimde Özgür gözlerini Emire dikmiş bir şekilde duruyordu.

 

"Ne oldu niye durgunsunuz?' Sorduğum soruyla Gülce gözleriyle Emiri işaret etti.

 

"Ne ayak o çocuk?"

 

"Emir mi?"

 

"Ne ara tanıştınız." Özgür bana sinirli sinirli bakarken neden olduğunu anlamaya çalışıyordum.

 

"Ne oldu ben hiç bir şey anlamadım."

 

"Ne diye o çocukla gülüşüyorsun Lavin. Kıskandık."

 

Gülce'nin kurduğu cümle ile gülmeye başladım.

 

"Ay Gülce Allah aşkına neyi kıskandınız? Sıra arkadaşım sadece."

 

"Aslında bizlik sorun yok. Biz sadece Daren'in yansıtmadığı duyguları yansıttık." Kerem açıklama yapar gibi konuşunca kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. Konuşacağım sırada sınıfta Aslı'nın sesi yankılandı.

 

"DAREN!" bağıra çağıra sınıfa girdiğinde göz devirip elimle kulaklarımı kapattım.

 

"Sanırım sağır oldumm" kurduğum cümle ile üçüde gülmeye başladı.

 

"Abi bu kızın pick me olması canımı çok çok sıkıyor." Gülce konuştuğunda Özgür cümleyi tamamlamak ister gibi araya girdi.

 

"Ve Daren neden sıkılmıyor?" Kısa bir süre Daren'e baktığımda Aslıya tahammül edemediğini yüzünden bile anladım.

 

Ders zamanı geldiğinde sırama geçip oturdum. Emir kafasını sıraya koymuş yatıyordu. Tüm ders neredeyse Aslı'nın Darene yavşamasını izlemiştim.

 

Dersler bir bir akıp gittiğinde çıkış saatine gelmiştik. Herkes toparlanmaya başladığı sırada kitaplarımı çantama koydum. Sıradan kalkacağım sırada gün boyu uyuyan Emire baktım.

 

Evde uyumuyormuydu bu çocuk?

 

Omzundan dürterek uyandırmaya çalıştığım sırada yanımda bir gölge belirdi.

 

"Dokunma sen. Çekil ben ayıltırım onu." Daren'in sesiyle kafamı kaldırdığımda kaşları çatık bir şekilde Emire baktığını gördüm.

 

Ben sıradan kalkıp Gülce'nin yanına gittiğimde, Daren Emir'in omzunu tutup sert bir şekilde sarstı.

 

Bir insan uykudan nasıl uyandırılmaz adlı çalışma.

 

Emir uykulu gözlerle kafasını kaldırdığında Daren'e baktı.

 

"Bir şey mi oldu? Savaş falan mı var? Bu ne hırs?" Emir ardı ardına sorularını sorduğunda Daren kısa bir cevap verip konuyu kapattı.

 

"Çıkış saati geldi de uyandırayım dedim." Daren sınıftan çıktığında bizde arkasından yürüdük. Emire bakıp gülümsedim.

 

"Görüşürüz Emir." Dediğimde ön taraftan Daren'in sesi duyuldu.

 

"Hiç sanmıyorum." Dediği şeyle muhteşem üçlü gülmeye başladı.

 

"Bayılıyorum şu çocuğun kıskançlığına." Özgür gülerek Gülceye baktığında Gülce de Özgür'e katıldı.

 

Daren mi kıskanıyordu anlamadı?

 

Ben mi fazla salağım ya?

 

Dershanenin bahçesinden çıkacağımız sırada arkamızdan Emir'in sesi duyuldu.

 

"Lavin bir dakika dururmusun?" Emir hızlıca yanıma geldiğinde Daren de dahil hepimiz bekledik.

 

Emir yanıma gelip bana gülümsediğinde ne oldu dercesine bakıyordum.

 

"Ben bugün dersi dinlemedim de sen baya not almıştın gördüğüm kadarıyla. Bana atabilirmisin onları?" Gülümseyerek kafamı salladığım sırada cebinden telefonunu çıkarıp bana doğru uzattı. Elinden alacağım sırada Daren gelip telefonu aldı.

 

"Ben daha çok not aldım. Benimkiler işine yarar. Numaramı kayıt ediyorum, mutlaka yaz bana." Daren dişlerinin arasından konuşup telefona numarasını kaydetti. Emir telefonu Daren'den alıp bana tekrar uzattığında ne yapmam gerektiğini kestiremedim.

 

"Lavin'in notları daha kolay geldi bana. Seninkilere gerek yok. Ben sıra arkadaşımdan alırım. Yinede saol."

 

Telefonu alacağım sırada Daren telefonu tekrar aldı.

 

"Bende baya tane tane anlattım aslında. Notları görünce anlarsın." Emire göz kırpıp telefonunu eline tutuşturdu. Ben öylece durmuş bir Emire bir Daren'e bakıyordum.

 

Daren'in kolumu tutması ile kendime geldim. Beni kendi motoruna doğru götürdü. Muhteşem üçlü bize bakıp kıkır kıkır gülüyordu.

 

"Emir zort." Özgür kahkaha atmaya devam ederek konuştuğunda gülmekten yere yapışmak üzereydiler.

 

"Yürüyün." Daren'in emri ile susup motorlarına bindiler. Daren kaskını alıp bana doğru yürüdü ve yanıma yaklaşıp kafama taktı.

 

"Seninki yok bunu tak."

 

Kısa bir süre bana bakıp motoruna bindi. Kerem'in yanına yürüyeceğim sırada kolumu tuttu.

 

"Arkama geç." Sanki bunu bekliyormuş gibi arkasına bindim.

 

Ya kanka ne hevesli görünmesi!

 

Salak Lavin, salak.

 

Motoru çalıştırdığında çekinerek ellerimi beline koydum.

 

Omzunun üzerinden bana bakıp yutkundu. Gözleri bir süre gözlerimde dolaştığında durmak bilmeyen kalp ritimlerim, sanki yetmezmiş gibi biraz daha hızlandı.

 

"Hint dizisinde bu kadar uzun bakışma yok." Özgür'ün sesi duyulduğunda Daren önüne dönüp gaza bastı.

 

Yarı yolda Kerem'ler bizden ayrıldı. Darende beni eve götürdü. Kapının önünde durduğumuzda motordan inip kaskımı çıkardım. Daren motorun üzerinde oturmuş bana bakıyordu. Oturmasına rağmen hala benden uzun durması normalmi acaba.

 

Allahım kısa boy başa bela.

 

Gözleri elektriklenmiş saçlarıma kaydı. "Saçların." Dediğinde hemen düzeltmeye çalıştım ama sanırım başarısız olmuştum. Daren yardımcı olmak için ellerini saçlarıma doğru uzattığında nefesimi tuttum.

 

Elleri saçlarımda gezindiğinde kesinlikle bayılacaktım. Nefes bile alamıyordum galiba. Aramızda çok kısa bir mesafe vardı. Bu benim kalbimi hızlandırmaya yetiyorda artıyordu.

 

Daha fazla dokunacak olursa ben ölecektim. O yüzden hemen geri çekildim.

 

"Özür dilerim. Ben sadece yardım için." Dediğinde kendimi kötü hissetmiştim rahatsız olduğumu sanmıştı.

 

"Hayır hayır özür dilemene gerek yok. Ben rahatsız olmadım sadece kendimi kontrol etmekte zor-" açıklama yaparken itiraf ettiğim şeye bak ya

 

Allahım neden çenem düşüyor.

 

"Yani demek istediğim-" Ben mal mal konuşurken bu Daren'in hoşuna gitmişti. Küçük bir kahkaha attığında bu sefer dizlerim bile titremişti.

 

Gülme be zalımın oğlu...

 

"Ben seni anladım. Daha fazla açıklama yapmaya gerek yok. Zaten kalp atışlarında kendini kontrol edemediğin belli oluyor."

 

Sıçış.

 

"Kalp atışlarım mı?" Dedim şok içinde.

 

"Evet."

 

"Kalp atışımı nasıl duydun pardon?"

Dediğimde bir kez daha güldü.

 

Gülme diyorum anlamıyor ya.

 

"O kadar hızlı çarpıyorki duymasam sağır olduğumu düşünürdüm."

 

"Öyle bir şey yok neden hızlı çarpsın?" Geçiştirir gibi yaptığımda Daren gözlerime baktı.

 

Bana o gözlerle bakma.

 

Motordan inip dibimde durduğunda gözleri ellerime kaydı.

 

"İzninle." Diyerek yavaşça elimi ellerinin arasına aldığında bu sefer ruhumu teslim edecektim galiba.

 

Elimi kalbimin üzerine götürdüğünde, haklı olduğunu anladım. Kalbim yerinden çıkmak üzereydi.

 

"Bak hissettin mi?" Sorduğu soruyu sanki anlıyormuş gibi sadece kafamı salladım. Dizlerim titriyordu. Düşmek üzereydim.

 

"Benim yüzümden mi hızlandı?" Buna da kafa sallamıştım. Sorduğu soruyu sonradan anladığımda jeton yeni yeni düşüyordu. Gözlerim fal taşı gibi açıldığında gülmeye başladı.

 

"Hayır hayır yanlış oldu!" Dedim açıklama yapmak ister gibi ama Daren beni dinlemiyordu. Benden uzaklaşıp kahkaha atmaya devam etti.

 

"Gülmesene yaa yanlış anladın beni!" Sitemle ayaklarımı yere vurduğumda beni hiç ciddiye almıyordu. En sonunda kafasını kaldırıp yere vurduğum ayaklarıma baktı sonra gözleri gözlerime tırmandı.

 

"Sinirlendiğini böyle belli etmeye çalışıyorsan boşa uğraşma. O boyla seni kimse ciddiye almaz." Kafeye girdiği gece gözümün önüne geldiğinde gülümsedim. Bana öylece durmuş bakarken utançtan kendimi öldürmek üzereydim.

 

"İyi akşamlar." Koşarak eve girdiğimde arkamdan hala kahkaha atıyordu.

 

Zalımın oğlu.

 

Bölüm : 13.10.2024 22:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...