13. Bölüm

[13. BÖLÜM]:GERÇEKLEŞEN KABUS

Hiranur Uzun
lady_bird

Okumaya başlamadan önce yıldıza basında yollarımız aydınlansın.

 

YILDIZLAR GİBİ HEP PARLAYIN...☆☆

 

"Seni görünce nutkum tutuluyor desem yalan olur, işin aslı öyle tutmaz oluyor ki

dilim konuşacağı lisanı unutuyor.."

 

Rupi Kaur

 

"Gerçekleşen Kabus"

 

"Emin ol nefes nefes bırakacağım tek konu bu koşuşturma değil."

 

Dediğinde gözlerim dehşetle açıldı.

 

Gözleri dudaklarıma düştüğünde nefes almayı unutmuştum resmen.

 

"Nefesini bu kadar çabuk mu kesiyorum." Diyerek fısıldadığında vücudum titremeye ve ısınmaya başladı. Biraz daha yüzüme yaklaştığında ne yapacağımı bilmeyerek gözlerimi kapattım.

 

Nefesini çok yakınımda hissettiğim sırada sınıfta bir bağırış başladı. Gözlerimi hızla açıp Daren'i ittim.

 

"Abi yeter ama ya cidden. Atsanıza beni şu camdan. Atın ya yoksa ben intihar edeceğim." Özgür hüzünle konuştuğunda ben domatese dönmüş yüzümle sadece olanları izliyordum.

 

"Abi sizde gidin evinizde yapın kapıyı kitleyin lütfen." Dediğinde ikinci bir şok gelmişti bana.

 

Nee!

 

"Merak etme sen orda da basarsın bunları." Gülce gülmeye başladığı sırada Özgür göz devirdi. Kafamı Daren'e çevirdiğimde sırıtarak bana baktığını gördüm.

 

Pardon da neden bu kadar sakin bu çocuk?

 

Hepsi onun yüzünden olmamış gibi.

 

Bu kaçıncı yaa bu kaçıncı!

 

"Ne saçmalıyorsunuz ya!" Diye bağırdığımda Gülce daha da güldü.

 

"Hep senin yüzünden ya." Diyerek Daren'e parmağımı salladığım sırada her zamanki alaycı bakışlarıyla bir parmağıma bir bana baktı.

 

"Korkuyorum yapma." Diyerek fısıldadığında göz devirip elimi indirdim. Şuan küçük çocuklar gibi dil çıkarmak vardı da neyse.

 

Homurdanarak sırama oturduğumda Kerem elinde kahveler ile sınıfa girdi.

 

"Ne oldu yine burda sesiniz koridorun başından duyuluyor." Diyerek elindekileri benim sırama bıraktı.

 

"Kim sinirlendirdi bu kızı yine?" Diyerek elini omzuma attığı sırada dudaklarımı büzdüm.

 

"Bunlar rahat durmuyor artık gelmeyeceğim ben buraya." Dedim.

 

"Çok iyi fikir, sen gelme biz Daren'i yollayalım. Bende burda kalırım sizi basacak kimse kalmaz." Özgür aydınlanma yaşar gibi ellerini kafasına koyduğunda gülmemek için zor duruyordum.

 

"Abi resmen dahiyim, bu zeka bana fazla. Alın benden belki ihtiyacınız vardır." Diyerek gülümsedi ve kahvesini alıp sırasına geçti.

 

"Ne o yine sizi mi bastı bu salak." Kerem gülerek konuştuğu sırada kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.

 

"Kerem bari sen yapma ya." Dediğimde gülmeyi bıraktı.

 

"Tamam tamam. Sustum."

 

Telefonumun çalmasıyla elimi cebime attım. Annemin aradığını görünce gülümsedim.

 

"Efendim valide sultan." Dediğimde cevap gelmedi.

 

"Anne duyuyormusun beni?" Dedim telaşla.

 

"Kızım ben Nermin." Annemin telefonu neden Nermin abladaydı.

 

(Kafede ki çalışan)

 

"Annem nerde?" Dedim. İçime bir sıkıntı çökmüştü.

 

"Kızım annen bir kaza geçirdi." Dediğinde elimi göğsüme götürdüm. Gözlerim dolmaya başlamıştı.

 

"Ne kazası?" Dediğimde Özgürler başıma toplandı.

 

"Merdivenlerden düştü. Şimdi ambulansla hastaneye götürüyoruz."

 

Hızla ayağa kalktım ve çantamı aldım.

 

"Hangi hastane?" Diye sesimi yükselttiğimde Nermin abla yanındakilere hastanenin adını sordu. Bana söyleyip telefonu kapattığında hemen bana bakan gözlere döndüm. Bir yandan ağlıyordum.

 

"Annem." Dediğimde hepsi telaşla bana baktı.

 

"Annem merdivenlerden düşmüş. Beni biriniz götürün lütfen. Dediğimde Daren hemen çantasını ve ceketini aldı.

 

"Biz de geliyoruz." Hepsi birlikte toparlanmaya başlarken ben hızlıca sınıftan çıktım. Daren arkamdan geldi.

 

Dershaneden çıkıp motorlara bineceğimiz sırada ağlamam daha da şiddetlendi. O anki baş dönmesiyle motora tutundum.

 

"İyimisin?" Daren kolumu tuttuğu sırada kafamı zar zor iki yana salladım.

 

"Anneme gitmek istiyorum Daren." Dediğimde kafasını salladı.

 

"Seni annene götüreceğim. Ben her ne kadar geç kalmış olsam da sen kalmayacaksın söz veriyorum."

 

O an ki düşüncelerim Daren'in kurduğu cümle ile dağılmıştı.

 

"Ben her ne kadar geç kalmış olsam da sen kalmayacaksın..."

 

"Hadi gidiyoruz." Gözlerini benden çekip kaskını aldı. Yine bana vermişti kendi takmamıştı.

 

... 

 

Daren o kadar hızlı gelmişti ki kendimi bir kaç dakika içinde hastanenin önünde bulmuştum. Keremler bize göre yavaş geldikleri için daha hastaneye varmamışlardı.

 

Hızlıca kaskımı çıkarıp ağlayarak hastaneye doğru koştuğumda Daren de hızla yanıma ulaştı.

 

Hastane sekreterine ulaştığımda nefes nefese konuşmaya başladım.

 

"Annem. Annemi buraya getirmişler. Merdivenlerden düşmüş. Adı Sahra. Sahra Sönmez." Dediğimde karşımdaki orta yaşlarda ki kadın hemen bilgisayarını kontrol etti.

 

"Şuan da hastamız acil bölümünde. 1088 numaralı odada." Dediğinde Daren'e kısa bir bakış atıp acile koştum.

 

Annemin olduğu odayı aramaya başladığım sırada Daren de etrafa bakınıyordu. Ayakta duracak halim bile yoktu.

 

"Lavin burada." Daren bana bakıp karşıda duran odayı işaret ettiğinde koşarak odaya girdim.

 

"Anne!" Diyerek bağırdığım sırada oda da ki hemşireler ve doktorlar bana baktı. Kafamı sedyede yatan anneme çevirdiğimde yıkıldığımı hissettim. Başındaki yara yüzünden üstü kan olmuştu. Kolu sargıya alınmıştı.

 

"Annem." Kendinde değildi. Yanına gidip elini tuttum.

 

"Annem iyi mi?" Diyerek doktora baktığımda gülümsedi.

 

"Sakin olun küçük hanım. Anneniz iyi."

 

Sıkıca anneme sarıldığımda doktor beni olanlar hakkında bilgilendirdi. Annem düşüş anında kafasını koruduğu için büyük bir hasar almamıştı. Bu da düşeceği en kötü durumdan kurtarmıştı.

 

"Annem, birtanem. Ben geldim, kızın geldi." Göz yaşlarım bir bir akmaya başladığı sırada, sadece çok canının yanmamış olması için dua ediyordum.

 

...

 

Kapının açılmasıyla oturduğum yerden doğruldum.

 

"Lavin." Gülce, Kerem ve Özgür yanıma geldiğinde ayağa kalkıp üçüne birden sıkıca sarıldım. Göz yaşlarım yeniden akmaya başladı.

 

"Hadi ama ağlama. Annen iyiymiş. Konuştuk doktorla." Gülce teselli etmek için konuştuğunda göz yaşlarımı sildim.

 

"Zeki kadınmış. Kafasını korumuş, bu sayede büyük bir hasar almamış." Özgür'ün kurduğu cümle ile gülümsedim ve geri çekildim.

 

"Çok şükür iyi." Dedim. Gözlerim etrafa bakındı. Ama göremedim onu.

 

"Daren nerede?" Dedim.

 

"Bahçede." Gülce bana cevap verdiğinde kaşlarımı çattım.

 

"Neden gelmedi?" Dediğimde Üçü de birbirine baktı.

 

"Annesini hatırlıyor senin anneni görünce. Çok kötüydü, durgundu gelmek istemedi." Özgür açıklama yaptığında ne diyeceğimi bilemedim.

 

Kalbim sıkışmaya başlamıştı.Ne yaşamıştı bilmiyordum, ama her neyse canını çok yaktığı açıktı.

 

"Siz burada dururmusunuz ben bakıp geleyim." Dediğimde üçü de gülümseyerek bana baktı.

 

Hızlıca odadan çıkıp bahçeye indim ve Etrafa bakınmaya başladım, ama Daren'i bulamadım.

 

Arka bahçeye de baktığımda, En sonunda gözlerim aradığını bulmuştu. O halini görünce kalbim tekrar sıkışmaya başladı. Sakinleşmeye çalışarak yavaş adımlarla yanına ilerledim.

 

En sessiz köşeye geçmiş, yere çömelmişti. Kalbimdeki ağrı ile yanına doğru yaklaştığımda, beni fark edip kafasını kaldırdı.

 

"Lavin?" Diyerek yüzüme baktığında gülümseyerek yanına çömeldim.

 

"Annen iyi mi?" Dediğinde kafamı sallayıp gözlerine baktım.

 

"Evet iyi." Dedim. Derin bir nefes verip karşıya bakmaya başladı.

 

"Geç kalmama izin vermedin. Sayende yetiştim anneme." Dediğimde hiç tepki vermedi.

 

"Beni yetiştirmeyi başarmışken, sen neden geç kaldın?" Korka korka sorduğum soruya cevap bekliyordum.

 

"Elimde değildi." Diyerek ellerine bakmaya başladı.

 

"O zaman yetişemedim. Olmadı." Dedi sesi titreye titreye. Gözlerimin dolduğunu hissettim.

 

Elimi omzuna koydum.

 

"Yetişmek için çabaladın ama." Dediğimde gülümsedi.

 

"İşe yaramadıktan sonra ne anlamı var ki? Boş çabadan başka bir şey değildi. Yalandan ibaretti." Dediğinde gözümden bir yaş düştü.

 

"Ne oldu da-" Dediğimde telefonumun zil sesi duyuldu.

 

Allahın belası gebersin!

 

Annemin telefonundan gelen bir aramaydı. Büyük ihtimalle Nermin ablaydı. Salak kafam kadını unutmuştu.

 

"Efendim." Dedim.

 

"Kızım kusura bakma arayamadım. Sizi gelirken gördüm ama kayıt için bekletiyorlardı. Anca bitti işim." Dediğinde gülümsedim.

 

"Sorun değil Nermin abla. Benim hatam aramadım seni kusura bakma çok telaşlıydım."

 

"Ne kusuru güzel kızım. Olur mu öyle şey, haklısın sende."

 

"Neredesin sen şimdi?"

 

"Ben işlerimi hallettim annenin yanına geçeceğim birazdan."

 

"Tamam bende geliyorum şimdi." Diyerek telefonu kapattım ve Daren'e döndüm.

 

"Hadi benimle birlikte gel." Dediğimde Daren yüzüme baktı sadece. Ayağa kalkıp üzerimi silkeledim ve gülümseyerek elimi Daren'e uzattım.

 

"Hadi." Önce elime sonra bana baktı. En sonunda bir şey demeden elimi tuttu ve ayağa kalktı.

 

Ellerimize baktığımda içimdeki heyecan artmaya başladı. Bu çocuk bana dokununca bir şeyler oluyor!

 

Birlikte hastaneye girdiğimizde Daren'e gelen bildirimle durduk.

Kısa bir an telefonuna bakıp kafasını kaldırdı.

 

"Kim?" Dedim.

 

"Özgür, su almamı istedi. Sen geç ben alıp geliyorum." Dediğinde kafamı salladım ve annemin olduğu odaya doğru geçtim.

 

"Nermin abla." Kapıda içeri girmek üzere olan Nermin ablaya baktım ve gülümseyerek sıkıca sarıldım.

 

"Güzelim benim." Dediğinde geri çekilip ellerini tuttum.

 

"Çok teşekkür ederim her şey için." Dediğimde elini omzuma koydu.

 

"Rica ederim güzel kızım. Annen benim için onca şey yaptı benim ki ne ki?" Dediğinde gülümsedim.

 

"Hadi gel geçelim içeri." Dediğimde elini alnına vurdu.

 

"Ay dur annenin eşyaları aşağıda kaldı. Hemen alıp geleyim." Dediğinde kolunu tuttum.

 

"Sen bana söyle ben getiririm."

 

"Ay yok öyle vermiyorlar imza atanın gelmesi gerekiyormuş." Dediğinde kafamı salladım.

 

Nermin abla aşağı kata indiğinde bende odaya girdim.

 

"Ay görsen çok tatlı çocuktu benim kızım." Annemin sesi kulaklarıma ulaştığında heyecanla hemen kafamı içeri uzattım.

 

"Anne." Dediğimde gözümden bir yaş düştü. Koşarak bedenine sarıldığımda, annemde beni sardı.

 

"Miniğim. Güzel kızım." Annemin de ağladığını fark edince hemen geri çekilip göz yaşlarımızı sildim.

 

"Ağlama." Dediğimde gülümsedi.

 

"Sende ağlama." Dedi.

 

"Annen haklı." Kerem araya girerek konuştuğunda kafamı çevirip gülümsedim.

 

"İyisin değil mi?" Dediğimde annem kafasını salladı.

 

Birlikte sohbet etmeye başladığımızda odanın kapısı açıldı. Daren yavaş adımlarla odaya girdiğinde bütün gözler ona döndü. Keremler bana bakıp gülümsediklerinde göz kırptım üçünede.

 

"Geçmiş olsun efendim." Diyerek anneme baktığında annemin ağzı kulaklarına vardı.

 

"Ay Daren gelmiş iyi olmam mı hiç." Diyerek Daren'e el kol yaptı yanına çağırdı.

 

Çekingen tavırlarla bize doğru yaklaştığında annem Daren'in elini tuttu ve kendine çekip sıkıca sarıldı.

 

"Oğlum benim." Dediğinde ben bile kendimi kötü hissetmiştim. Gözlerimin dolduğunu hissedince bakışlarımı yere çevirdim.

 

Daren tepkisiz bir şekilde öylece duruyordu. Annem en sonunda geri çekilip Daren'in saçlarını okşadı.

 

"Oğlum da bir 1.90 yetişemiyorum eğil azıcık." Annemin kurduğu cümle ile Daren dahil herkes gülmeye başladı.

 

Gülüşünü izledim sadece. Keşke hep gülse dedim kendi kendime. Onun acı çekmesi benim de canımı yakıyordu.

 

Annem benim çocukluğumu anlatıp durmuştu tüm sohbet boyunca. Kahkahalar atılmıştı,.o hastane odasında her şeyden habersiz öylece gülüyorduk.

 

Odanın kapısı açılınca tüm gözler gelen kişiye döndü. Nermin abla odaya doğru gülümseyerek girdiğinde ortama koca bir sessizlik çöktü.

 

Yazarın anlatımıyla

 

Daren kafasını kaldırıp karşısındaki kadını görünce neye uğradığını şaşırmıştı.

 

Öylece duruyordu.

 

Bunca zamandır annesinden utandığı için uyuyamayan o çocuk artık uyumuyordu. Kendindeydi ve bu bir rüya veya kabus değildi. Karşısında kanlı canlı bir şekilde annesi duruyordu.

 

Özgürler de fark etmişti. Çocukluklarından az çok hatırlıyorlardı Daren'in annesini.

 

"Bu nasıl olur?" Özgür titrek sesiyle Daren'e baktı.

 

"Ne nasıl olur?" Lavin anlamaz bir şekilde Keremlere baktığında kimseden tek kelime çıkmıyordu.

 

Nermin Lavin'in annesiyle sohbet etmeye başladığında Daren gözleriyle kadını takip ediyordu. Annesimiydi gerçekten bu kadın?

 

Gözünün önüne düşen görüntülerle Daren'in vücudu buz kesmişti.

 

14 Yıl Önce

 

"Anne o adamlar tekrar gelecek mi?"

Daren annesini yara bere olmuş yüzüne bakarak sorusunu sorduğunda annesi sadece duvara bakıyordu.

 

"Gelirler oğlum." Dedi annesi kısılmış sesiyle. Acıdan konuşamıyordu. Her yeri gördüğü şiddetten dolayı ağrıyordu.

 

"Çok acıyor mu?" Daren minik elleriyle annesinin yüzündeki yaralara dokunduğunda annesi zoraki bir gülümseme ile oğluna baktı.

 

"Acımıyor." Saçlarını okşayıp öptüğünde Daren homurdanmaya başladı.

 

"Ben onları sevmiyorum. Kanatıyorlar seni. Uf oluyor her yerin." Daren kollarını birbirine bağlayıp kaşlarını çattığında annesi ağlamamak için zor duruyordu

 

"Geçer oğlum, bunlarda geçer." Daren annesinin söylediğine ikna olmamış gibi kafasını iki yana salladı.

 

"İzin vermiyorlar ki. Her gece kanatıyorlar seni. Böyle nasıl iyileşeceksin?" Dediğinde annesi gözlerini kapatıp kafasını eğdi. Gözlerinden bir kaç damla düştüğünde Daren hemen annesine sarıldı.

 

"Anne ağlama lütfen." Dedi dolu gözleriyle. Annesini bu halde görmek onu da içten içe bitiriyordu.

 

Kafasını kaldırıp annesine baktı ve başını dikleştirdi.

 

"Ben büyüyeceğim ve seni kurtaracağım. Sana söz veriyorum. Şuan da onlar çok güçlü oldukları için kazanıyorlar ama ben büyüyüp güçlenirsem asla seni kanatamazlar." Annesi hıçkırıklarını daha fazla tutamıyordu. Oğlu üzülmesin diye ağlamak istemiyordu ama yapamıyordu. Daren dimdik duran bedenini bıraktı ve kafasını önüne eğdi.

 

"Ben güçlü durmaya çalışıyorum anne. Sen dediğin için ağlamak istemiyorum ama olmuyor." Daren'in gözlerinden bir kaç damla yaş düştüğünde. Annesi eliyle ağzını kapatıp kafasını duvara yasladı.

 

"Gece korkuyorum, çok korkuyorum anne. Artık senin çığlıklarına uyanmak istemiyorum ben." Annesi oğluna bakamıyordu, utanıyordu. Bunlara katlanmak zorunda olması canını yakıyordu.

 

Daren annesinin kolunu tuttu ve dudaklarını büzdü.

 

"Anne lütfen söyle babama artık eve çağırmasın o abileri. Ben babama para veririm." Babası para karşılığı Daren'in annesini başkalarına pazarlıyordu.

 

Kadın her reddettiğinde dayak yiyordu. Daren de bir odada saatlerce annesinin çığlıklarını duymak zorunda kalıyordu. O yaşadıkları onlara ev değildi.

 

Cehennemdi.

 

...

 

Bölüm : 28.12.2024 11:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...