
En zor savaş, kafanda bildiklerinle
Kalbinde hissettiklerin arasındadır...
Cemal Süreya
"Odamız"
"Sadece bir yarım saat bile yeter bana. Lütfen sadece bir yarım saat benimle uyurmusun?" Dediğinde öylece yüzüne bakakaldım. Vereceğim cevabı bekliyordu.
Ben sessiz kalınca derin bir nefes aldı.
"Özür dilerim hiç söylemedim sayalım." Dediğinde elini tuttum.
"Ne kadar istersen o kadar uyuruz Daren." Dedim kendimden emin bir şekilde. Buna ihtiyacı vardı.
Gözleri ellerimize kaydığında tepkisiz bir şekilde durdu. Kafasını kaldırıp gözlerime baktığında hafif bir şekilde gülümsedim. Daren'in de dudağı yukarı kıvrıldığında içimi büyük bir sevinç kaplamıştı.
Bir adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattığında sırtım tezgaha çarptı. Nefesi yüzüme çarptığında kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Nefes alıp vermek bile şuan da çok zordu. Gözlerini, gözlerime sabitlemişti sanki. Bakmamaya çalışıyordum ama izin vermiyor gibiydi.
Yüzümü incelemeye başladığında bakışları dudaklarımda kaldı. Kısa bir süre öylece durduk. En sonunda yutkunarak kulağıma doğru eğildiğinde ayakta durmakta zorlanıyordum. Bu çocuk en sonunda beni öldürecekti.
Kokusu burnuma ulaştığında bayılacak gibi oldum. Bu da tezgaha sıkı sıkı tutunmama sebep olmuştu. Ne yapacağımı bilemeyerek gözlerimi kapattığımda Daren'in sıcak nefesi boynuma çarptı.
"Teşekkür ederim." Fısıltı gibi çıkan sesi kulaklarımı doldurdu.
Daren yavaşca geri çekilip bir kaç adım geri gitti.
Kıpkırmızı olduğumdan çok emindim bu yüzden de kafamı hemen başka bir yöne çevirdim. Daren'in sırıttığını anlamak çokta zor olmamıştı.
"Ee o zaman ben bir Özgür'lere bakayım. Sonra birlikte." Dediğinde hemen yüzüne baktım.
"Sonra birlikte odamıza geçeriz." Dedi ve ben tam o anda şok geçirdim. Gözlerim şaşkınlıktan fal taşı gibi kocaman açıldığında, tepki vermeden sadece yüzüne baktım.
Birlikte?
Odamız?
Neee!
Daren sırıtarak bahçeye çıktığında ben arkasında bostan korkuluğu gibi kalmıştım.
Allahım bu çocuk benden ne istiyor ya?
Ben ölünce rahatlayacak galiba.
En sonunda kendime gelip derin bir nefes verdiğimde, hemen elime bir bardak su alıp tek seferde kafaya diktim. Derin derin nefesler aldım.
Bahçeye çıktığımda Kerem'lerin yan yana dizilmiş uyuduğunu gördüm. Daren elindeki battaniyeleri üçünün de üzerine örttüp arkasını döndüğünde beni gördü. Yavaş adımlarla yanıma yaklaşıp önümde durdu.
"Uyumuşlar, bende uyandırmak istemedim. Zaten bahçede birlikte uyumaya bayılıyorlar." Diyerek gülümsedi. Onlardan bahs ederken gözlerinin içi gülüyordu. Daren'in gülümsenesine karşılık bende gülümsedim.
"Ee." Daren'in sesiyle kafamı kaldırıp anlamaz gözlerle yüzüne baktım.
"Bizde uyuyalım artık." Elleri cebinde bir ileri bir geri sallanırken keyfi pek yerindeydi.
Ben kalp krizi geçirmek üzereyken o nasıl bu kadar sakin kalabiliyordu?
"Şey ben." Diyerek elimle saçımı karıştırdım.
"Ben bir anneme haber vereyim." Hızlıca arkamı dönüp koşar adım içeri girdim.
Sakin ol Lavin, sakin ol Lavin.
Bir şey yok, bir şey yok.
Bir şey var!
Ölücem şimdi heyecandan.
Kendi kendime çelişki yaşarken, telefonumu elime alıp anneme mesaj attım. Arkamı döndüğümde çarptığım cüsseyle geri geri gideceketim ki Daren beni belimden yakalayıp kendine çekti. Ben korktuğumu belli eder bir ses çıkardığımda Daren gülümsedi.
"Şşşh benim. Korkma." Dediğinde mal gibi yüzüne baktım.
"Annene haber verdin mi bari?"
Sorduğu soruyla hipnoz olmuş gibi direkt kafamı salladım. Bu halim komiğine gitmiş olacak ki gülümsemesi büyümüştü.
"Uykum çok var artık uyuyabilirmiyiz?" Diyerek geri çekildi ve elimi tuttu. Ben boş boş bir ellerimize bir Daren'e bakıyordum.
Çocuk akıl falan bırakmadı cidden.
Birlikte mutfaktan çıkıp Daren'in odasının önüne geldik.
(Rica etsem burdan sonrası okumaya geçmeden Resul Dindar - Öykü Gürman: Sarıl Bana şarkısını açarmısınız? Gerçekten çok güzel hissettiriyor.)
Daren kapıyı açtığında birlikte içeri girdik. Hala elimi tutması beni benden almıştı.
"Kapıyı kaptmamdan rahatsız olur musun?" Sorduğu soruyla yüzüne baktım ve kafamı iki yana salladım.
En çok bu düşünceli hali beni bitiriyordu.
Yatağa oturduğumuzda ikimizde tek kelime etmeden duvara baktık.
Sessizliğimizi bozan Daren olmuştu.
"Lavin bak istemiyorsan-" Lafını tamamlamasına izin vermeden ayağımda ki terlikleri çıkarıp yatağın köşesinde bağdaş kurup oturdum.
Yüzüme bakıp teşekkür eder gibi gülümsedi ve o da ayaklarını yatağın üzerine aldı. Sırtını başlığa yaslayıp bacaklarını uzattığında kafamı eğip yüzüne baktım.
"Ne oldu?" Dediğinde elimle dizimi işaret ettim.
"Uzanır mısın?" Dediğimde bir bana bir dizime bakıyordu.
"Emin misin?"
"Of Daren çok mızmızsın hadi uzan." Dedim emir verir gibi.
"Tamam tamam sinirlenme." Diyip güldü ve yavaşça dizime uzandı. Bacaklarını kendine çektiğinde bende arkama yaslandım.
Çok yorgundu ve ben bunun farkındayım. Onunla uyumamı istemişti bende reddetmemiştim. Bana ihtiyacı vardı çünkü. Şimdi de yorgunluğu bitsin, günler sonra derin bir uykuda uyusun diye elimden geleni yapacaktım.
Çekinerek de olsa elimi dağınık olan saçlarına daldırdım. Kafasını hemen bana çevirip yüzüme baktı. Gülümsediğim sırada Daren de küçük bir çocuk gibi mutlu olmuştu. Hemen gözlerini kapatıp;
"Lütfen hiç çekme elini." Dedi.
Saçlarını okşamaya başladım. Dakikalarca öylece durmuştuk.
"Lavin dizin ağrıyor mu?" Gözlerini açmadan uykulu bir sesle konuşmaya başladı.
"Hayır ağrımıyor merak etme. Sen rahat mısın?" Dediğimde dudakları kıvrıldı.
"Burda öleceğimi bilsem yine kalkmam." Dediğinde gözlerimi kapatıp kafamı arkaya doğru yasladım.
"Lavin." Daren tekrar bana seslince bu sefer gözlerimi açmadan konuştum.
"Efendim?" Dediğimde dizimden kalktı ve yanımda oturur pozisyona geldi. Yüzüne anlamaz bir şekilde baktım.
"Uyumayacak mısın?"
"Boynun ağrır." Dedi ve beni yatağa yatırdı.
"Ağrımaz Daren." Kalkacağım sırada beni durdurdu ve aramızda biraz mesafe bırakarak yanıma uzandı.
"Hadi uyu sorun yok. Ben böyle de uyurum." Diyip gözlerini kapattığında sırıtmaya başladım.
Çok düşünceli ama bu çocuk. Yeterr!
Beni düşünmesi çok hoşuma gidiyordu ama burda ben değil şuan o önemliydi. Biz onun uyuması için burdayız, benim için değil.
Hiç düşünmeden yanına sokuldum ve göğsüne uzandım. Böyle bir şey beklemiyor olacak ki vücudu buz kesmişti.
"Lavin sen-" Dediğinde hemen elimle ağzını kapattım.
"Ne çok konuştun ya uyumaya çalışıyorum şurada." Diyerek kaşlarımı çattım. Emrime itaat etti ve ağzına fermuar çekmiş gibi yaptı. Bu gülmeme sebep olmuştu. Benimle birlikte kıkırdamaya başladığında kafamı tekrar göğsüne yasladım.
Kokusu o kadar güzeldi ki, bu gece buradan sağ çıkmam imkansızdı.
Gözlerimi kapatmam ve Daren'in kollarını üzerimde hissetmem bir olmuştu. Gözlerim fal taşı gibi açıldığında karnımda olan kasılma yüzünden kafamı kaldırıp bakamadım bile. Vücudum titreyecek diye ödüm kopmuştu. Daren bunu hissedebilirdi.
Sakin olmaya çalışıp gözlerimi kapattım.
Hiç bir şey daha önce bu kadar güzel hissettirmemişti. O gece hayatımın en güzel saatlerini yaşamıştım. Uyuduğum ve uyuyacağım en güzel uykuydu.
...
Odanın kapısı sert bir şekilde açıldığında yerimden sıçradım. Özgür ağzı açık bir şekilde yüzüme baktığında ben uyku mahrumuyla ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kafamı eğip yatağa baktığımda Daren'i gördüm hala uyuyordu.
Dudağımın kenarı kıvrıldığında, odada olan Özgür aklıma geldi ve şok içinde hemen yüzüne döndüm.
"Özgür bak yanlış anl-" diyecektim ki malesef olmadı. İş işten çoktan geçmişti.
"Allah!' Diye bağırıp odadan koşarak çıktığında Daren homurdanmaya başladı.
"Ne oluyor sabah sabah." Diyerek yatakta oturur pozisyona geldi ve bir açıklama bekler gibi yüzüme baktı.
Dağınık saçlarıyla ve uykulu olan haliyle çok çekici görünüyordu.
Lavin odaklan! Konumuz bu değil!
"Özgür." Dedim ve gerisini getirmedim. Zaten gerekte yoktu. Daren ne olduğunu direkt çözmüştü.
"Sabır ya!" Söylene söylene üstündeki battaniyeyi üzerinden attı ve sallana sallana salona gitti. Bu haline gülmek istesem de şuan çok önemli mevzular vardı.
Hemen ayağa kalkıp Daren'in arkasında bende gittim.
"Küçük Daren'ler küçük Lavin'ler geliyor. Amca oluyorum!" Özgür çığlık attığında ben şok içinde öylece duruyordum.
"Ne!" Gülce, Kerem ve Daren aynı anda bağırdığında ben tepki bile verememiştim.
"Oğlum ne saçmalıyorsun?" Daren Özgür'e doğru elini kaldırdığında Özgür hemen geri çekildi ve kahkaha atarak salonda koşmaya başladı.
"Amca oluyorum. Kerem sende oluyorsun. Gamzelim sende hala oluyorsun." Özgür bağırmaya devam ederken Daren elini alnına vurup mahçup olduğunu belirtmek ister gibi bana baktı. Ne tepki vereceğimi bilemeyerek mal mal suratına baktım sadece.
"Ya şimdi düşündüm de ben hem amca hem dayı oluyorum." Özgür kendi dediklerine de anlam veremiyordu. Eliyle saçlarını karıştırıp biraz durup düşünmüş gibi yaptı.
"Ben şimdi neyim?" Dediğinde Daren kaşlarını çattı.
"Bunu da bilmiyorsan artık Özgür. Tabiki geri zekalının tekisin." Daren ciddi bir şey söyler gibi açıklama yaptığında. Gülce ve Kerem gülmeye başladı.
"Abi neler oluyor biriniz anlatın." Dedi Kerem. Yanlarına gidip koltuğa oturdum. Hala ayılamamıştım.
"Bunlar Daren'le mercimeği fırına ver-" Özgür lafını tamamlamadan Daren araya girdi.
"Özgür yeter, kes sesini!" Diyerek bağırdı ve sinirle odasına gitti. Kapıyı sert bir şekilde kapattığında yerimde sıçradım.
"Özgür ne yaptın yine sen?" Gülce ayağa kalkıp Özgür'ün önünde durdu ve ellerini beline koyup kaşlarını çattı.
"Ya ben sabah Daren'i uyandırmak için gittim. Sonra ikisini aynı yatakta görünce." Dediğinde Gülce şaşkınlıkla bana baktı.
"Aynı yatakta derken?" Diyip sırıtmaya başladığında ayağa kalktım.
"Yeter ama ya. Saçmaladınız iyice." Söylene söylene Daren'in odasının önüne gittim. Kapıyı yavaşça aralayıp kafamı içeri uzattım.
"Gelebilir miyim?" Dediğimde Daren kafasını salladı. İçeri girip kapıyı kapattım ve yanına oturdum.
"Özür dilerim ben böyle olsun istemedim." Dediğinde elimi omzuna koydum.
"Sorun yok. Klasik Özgür işte." Diyerek gülümsediğimde Daren yüzüme baktı.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Dün gece için."
"Nasıl hissediyorsun?" Diye sorduğumda gülümsedi.
"En azından artık yorgun değilim." Dedi. Ayağa kalkıp ceketimi aldım.
"Ben artık gideyim." Dediğimde Daren de ayaklandı.
"Sen bekle beni ben hemen hazırlanıp gelirim. Bırakırım seni."
"Hiç gerek yok ben kendim" Dediğimde Daren sözümü kesti.
"İtiraz istemiyorum bekle beni ben geliyorum hemen." Kafamı sallayıp odadan çıktım.
Salona geçip oturduğumda üçüde sırıtarak bana bakıyordu.
"Ne var ne oldu?" Dedim sitemle.
"Hiç." Üçüde senkronize hareket eder gibi konuştuğunda gözlerimi devirdim.
"Size de malzeme çıktı dimi?" Parmağımı kaldırıp yüzlerine doğru salladığımda üçüde kafalarını eğdi.
"Mutlu da mı olmayalım ya?" Özgür kafasını kaldırıp homurdandığına öldürücü bakışlarımı attım. Kafasını tekrar önüne eğdi.
Daren hazırlanıp salona geldiğinde ayaklandım. Kerem'ler de benimle birlikte kalktılar.
"Gidiyormusun?" Gülce dudaklarını büzerek bana baktığında kafamı salladım.
Hep birlikte kapının önüne geldiğimizde tribim kısa sürmüştü. Üçünede sıkı sıkı sarılıp gülümsedim.
"Dershaneye tekrar dönecek misin?" Gülce'nin sorusuyla kafamı iki yana salladım.
"Sanmıyorum. Zaten evde bir düzen oturttum. Gerek yok artık." Dediğimde Gülce dudaklarını büzdü.
"Ben sıkılıyorum sensiz."
"Daha sık görüşürüz aşkım." Yanaklarına küçük küçük öpücükler bıraktığımda gülümseyerek kafasını salladı.
"O zaman olur."
Daren arabayı evin önüne getirip inmeden beni bekledi.
"Dikkat edin kendinize." Diyerek üçüne de el sallayarak arabaya bindim.
...
Yol boyunca kimse konuşmamıştı. Dışarıyı izliyordum sadece.
"Lavin." Daren'in bana seslenmesiyle yüzüne döndüm.
"Efendim?"
"Konuşsana biraz."
"Ne konuşacağım?" Dedim anlam veremeyerek.
"Konuş işte susma." Kısa bir an bakışlarını yoldan ayırıp gözlerime baktı.
"Seni dinlemeyi seviyorum." Dedi ve gülümsedi.
Gülümsedi, ben yine kendimden geçtim.
"Dershaneye gidecekmisin?" Diye bir soru yönelttiğimde yola döndü.
"Evet gideceğim." Dediğinde gözlerimi devirip yola baktım tekrar.
O kokoşla olma ihtimali yine beni çıldırtıyordu.
"İyi." Dedim sadece.
"Ee bu kadar mı?" Dediğinde kollarımı birbirine bağlayıp arkama yaslandım.
"Evet bu kadar." Kestirip atmış gibi konuştuğumda Daren kaşlarını çatıp bana baktı.
"Ne oldu şimdi anlamadım?" Dediğinde daha fazla dayanamayıp hemen Daren'e döndüm. İçimde tutmaktan çatlamıştım ya.
"Ne olabilir?"
"Bilmem ne olabilir?"
"Kenara çeker misin?" Dediğimde Daren anlamamıştı ne demek istediğimi.
"Kenara çeker misin?" Diye tekrarladığımda bir köşede durdurdu arabayı. Saçlarımı düzeltip derin bir nefes aldım.
"O yelloz ne ayak?" Dedim içimdeki kıskançlığı dışa savurarak.
"Yelloz?" Dedi Daren anlamayarak.
"Evet o yelloz ne ayak?"
"Kimden bahsediyorsun?"
"Off illa adını anacağım yani?" Dedim ve göz devirdim.
"Aslı yellozu işte neyi anlamadın bende onu anlamadım. Başka yelloz mu var?" Kaşlarımı çatmış ellerimi de belime koymuştum. Daren ilk önce hiç bir tepki vermeden baştan aşağı süzdü beni.
"Aslı yellozu demek?" Diyerek güldüğünde omzuna vurdum.
"Komik değil!" Sitemle bağırdığımda Daren dudaklarını birbirine bastırdı.
"Güleceğine bana açıklasana." Dedim sinirle. Daren ciddi durmaya çalışarak bana döndü ve boğazını temizler gibi yaptı.
"Bilmem ki hayranlarımdan biri işte." Sanki normal bir şeyden bahseder gibi konuştuğunda dik dik gözlerine baktım.
"Hayranına da başlatma şimdi alırım o hayranını." Diyerek bağırdığımda ne dediğimin farkına varıp duraksadım.
"Eee?" Daren keyifle sırıttığında önüme döndüm.
"Eve gitmek istiyorum." Dedim sadece. Ne yapıyordum ben ya?
Çocuk benim neyim oluyordu da hesap soruyorum?
Nasıl bir rezillik bu ya?
"Kıskanç halinde ayrı bir güzel." Diyerek önüne döndüğünde sırıtmaya başladım. Görmemesi için kafamı hiç çevirmedim.
...
Masa başında çalışmaktan her yerim tutulmuştu. Biraz mola vermek için kendimi yatağıma attığımda telefonuma bildirim geldi.
4+1 den bir yeni mesaj
Bıcırığım: Abi çok güzel ya Daren de gitti
Lavin: Nereye gitti, ne oluyor?
Bıcırığım:Dershaneden ayrıldı.
Özgürcük: Biz, Keremle sana yeteriz gamzelim.
Bıcırığım:Teşekkür ediyorum Özgürcüm ama yanımdayken neden mesaj atıyorsun?
Özgürcük: Ee şuan sende yazıyorsun.
Bıcırığım:Fark ettim.
Daren dershaneden ayrılmıştı. Ama neden?
Annemin odaya girmesi ile kafamı kaldırdım.
"Annecim." Diyerek telefonu kapattım ve ayağa kalktım.
"Güzelim baban senden bir şey istedi de." Dediğinde gülümsedim ve elimi omzuna koydum.
"Neymiş bakalım?"
"Bugün maç varmış. Baban tek izleyince eğlenceli olmuyor Daren'leri çağırsın dedi." Annemin söylediği şeyin mutluluğuyla kafamı hızlıca salladım.
"Tabi ki babam isterde ben çağırmaz mıyım."
Kesinlikle babam içindi..
"Ben akşam için hazırlıkları yapmaya başlayayım o zaman, sende haber verirsin Gülce'lere." Kafamı salladığımda annem gülümseyerek odadan çıktı, sevinçle telefonumu elime aldım.
Gülce aramaya cevap verdiğinde büyük bir heyecanla bağırdım.
"Bugün akşam yemeğine geliyorsunuz!"
"Kulağım sağır oldu Lavin." Gülce bıkkınlıkla konuştuğunda gülmeye başladım.
"Özür dilerim aşkım. Heyecan yaptım."
"Ne yemeği bu bakalım?"
"Annem bu akşam sizi yemeğe davet etti de."
"Ayy börek var mı?" Özgür arkadan bağırdığında kahkaha attım.
"Anneme söyleyeyim de yapsın." Dedim Özgür'ü memnun etmek için.
"Kesin geliyoruz kapat." Diyerek telefonu suratıma kapattığında gülerek yatağa attım kendimi.
...
Saçlarıma fön çekip sırtıma bıraktım ve dolabımdan kıyafetlerimi çıkardım.
Üzerime kül renginde bir sweatshirt altıma da gri bir şort giydim. Gümüş kolyemi ve yüzüklerimi de taktım.
Ayna karşına geçip hafif bir makyaj yaptım. Ayağa kalkıp boydan bir şekilde kendime baktığımda gülümsedim.
Fena olmamıştık sanki.
Kesinlikle Daren için hazırlanmadım.
Odamdan çıkıp anneme yardım için mutfağa geçtim. Gerçi o her şeyi halletmişti ama olsun.
Sofrayı kurup eksikleri de tamamlamıştık. Mutfağa gideceğim sırada kapı çaldı. Elim ayağım birbirine dolanmıştı mal gibi salonun ortasında bekliyordum. Kapı ikinci kez çalınca babamın sesiyle kendime geldim.
"Kızım açsana kapıyı." Hızlıca kapıya koştuğumda derin derin nefesler aldım.
Kapıyı açtığımda Gülce, Kerem ve Özgür bana gülümseyerek bakıyordu. Benim gözlerim Daren'i ararken Kerem koluma vurdu.
"Hoşbulduk Lavin." Dediğinde hemen onlara baktım.
"Hoşgeldiniz." Diyerek gülümsediğimde üçü de sırıtmaya başladı.
"Arabayı park ediyor, gelir şimdi." Özgür gülerek içeri geçtiğinde Gülce ve Kerem de arkasından ilerledi.
Kapıda durmuş Daren'in gelmesini bekliyordum. Üzerimi kontrol etmek için kafamı eğdim ve sweatshirtümü çekiştirip düzelttim.
"Güzelsin, merak etme." Ve işte o ses.
Kalbimin hızlanmasına sebep olan o ses...
Gülümseyerek bana doğru yürüdüğünde bende gülümsedim.
Yanıma yaklaşıp kısık bir sesle konuşmaya başladı.
"Hatta o kadar güzelsin ki kalbe zarar." Diyerek göz kırptığında yanaklarım yanmaya başlamıştı.
Hayır yine domates olmuştum.
Şaka gibi ya!
"Hoşgeldin."
Kekelemiştim ya kekelemiştimm!
"Hoşbuldum." Diyip sırıttığında gözlerim elindeki çiçeklere kaydı.
"Beğendin mi?" Dediğinde kafamı salladım.
"Malesef sana değil." Diyerek kıkırdadı. Dudaklarımı büzdüğümde biraz daha yakınıma geldi.
"Üzülme ben sana daha iyilerini getireceğim ama o gün karşılığında bir tuzlu kahveni alırım." Diyerek içeri geçtiğinde ben yine bostan korkuluğu gibi arkada kalmıştım.
Allahım al canımı kurtulayım.
En sonunda kendime gelip kapıyı kapattım ve içeri geçtim. Babam Özgür'ü ve Keremi iki yanına oturtmuş maç izlemeye başlamıştı bile. Daren tekli koltuklardan birine geçmiş telefonuna bakıyordu. Kaşlarını çattığında kafasını kaldırıp sakin olmak ister gibi derin bir nefes aldı. Bu yaptığına bir anlam veremedim.
"Hadi herkes masaya."Annem elindeki salata tabağını masaya bırakıp gülümseyerek bize seslendiğinde, herkes yavaşça ayaklandı. Babam ve Özgür birbirlerinin omuzlarına sarılmış bir şekilde heyecanlı heyecanlı televizyona bakıyorlardı.
"Hadi baba." Dediğimde babam oflayarak yerinden kalktı. Özgür de babamı takilt eder gibi ofladığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Daren çok durgundu. Bıkkın bir tavırla ayaklanıp masaya doğru geçti.
Yemek çok güzel geçiyordu. Herkes sohbet etmeye dalmıştı. Hatta Daren bile katılmıştı bize. Kahkahalar atıyor, keyifle yemeğimizi yiyorduk.
Kapının çalmasıyla ayaklandım.
"Ben bakıyorum." Diyerek kapıyı açmaya gittim.
Karşımda Borayı görünce tepkisiz bir şekilde öylece durdum.
"Merhaba Lavin." Diyerek bana gülümsediğinde ne yapacağımı bilemeyerek kafamı salladım.
"Biraz konuşalım mı?" Dediğinde annem içeriden bana seslendi.
"Kızım kim gelmiş?"
"Bekle beni anneme haber verip geliyorum." Dediğimde Bora kafasını salladı. İçeri geçip annemin yanına geçtim.
"Anne Bora geldi de, benimle bir şey konuşmak istiyormuş. Ben birazdan dönerim." Dediğimde Daren'in bakışlarını üzerimde hissettim ama dönüp bakmadım.
"Tamam annecim ama geç kalma." Anneme gülümseyerek kafamı salladım ve Bora'nın yanına gittim. Duvara yaslanmış beni bekliyordu.
"Nerde konuşalım?" Dedim karşısında durarak. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı.
"Yürüyelim mi?" Dediğinde onaylayıp kapıyı kapattım. Birlikte sokağa çıkıp yürümeye başladık.
Bir süre hiç bir şey demedi. Sanki hazırlık yapıyormuş gibi bir hali vardı. Gerçi bende pek kendimde değildim. Konuşabilecek miydim bilmiyorum.
"Nasılsın?" Diyerek konuşmayı başlattığında derin bir nefes alıp verdim.
"İyiyim. Sen?" Dediğimde cevap vermedi. Sustu sadece.
Adımlarımı durdurup yüzüne doğru döndüğümde, Bora da durdu.
"Konuşmak için çağırdın ve susuyorsun." Dedim kısık bir sesle. Yanıma doğru yaklaştı ve ellerini cebine koyup gözlerime baktı.
"Lavin ben gidiyorum." Dediğinde tepkisiz bir şekilde yüzüne baktım.
"Nereye?"
"Yurt dışına gideceğim." Benim yüzümden mi bu kararı almıştı.
"Benim yüzümden mi bu kararı aldın Bora?" Sesim titremişti konuşurken.
"Aslında konu benim. Dayanamıyorum." Dediğinde sesindeki hüzün kalbime derin bir kesik atmıştı sanki.
"Özür dilerim Bora."
"Beni sevemediğin için özür dilemene gerek yok." Dedi ve gülümsedi. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum.
"Şunu unutma lütfen ben seni çok sevdim sevmeye de devam ediyorum Lavin. Sana yaşattıklarım için beni affet lütfen." Dediğinde gözümden bir yaş düştü.
"Sakın ağlama." Bora yüzümü elleri arasına alıp kafasına eğerek bana baktı.
"Bak ağlarsan daha kötü hissedeceğim." Bunu dediğinde yüzüne bakıp gülümsemeye çalıştım.
"Hep gülümse." Bora'nın cümlesiyle sıkıca sardım bedenini. Kafasını saçlarıma doğru getirip derin bir nefes aldı.
"Teşekkür ederim buna çok ihtiyacım vardı." Dediğinde kafamı yana yatırdım.
Gülümsemem karşımda gördüğüm kişiyle yüzümden silindi. Daren elleri cebinde bize bakıyordu.
Geri çekilip Daren'e baktığım sırada Daren sadece gülümsedi ve arkasını dönüp gitti.
...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![Hiranur Uzun / Ruhların Düğümü / [16. BÖLÜM]:ODAMIZ](https://cdn.kitappad.com/image/img_thump/1/hiranur-uzun-ruhlarin-dugumu.webp)
| 10.62k Okunma |
1.12k Oy |
0 Takip |
48 Bölümlü Kitap |