21. Bölüm

[21. BÖLÜM]:ROMANTİZM KATİLİ

Hiranur Uzun
lady_bird

İnstagrama gelinde hasret giderelim.

(@ladybird.waty)

 

Şimdilik kaçıyorum öpüldünüz... ♡♡♡

 

Bölümü okumaya başlamadan önce yıldıza basında yollarımız aydınlansın.

 

YILDIZLAR GİBİ HEP PARLAYIN..☆☆

"Gittiğim her yerde hayali peşimde!

İster uyanık olayım ister rüya göreyim

Fark etmiyor, ruhum tümüyle onunla kaplı..."

Goethe

 

"Romatizm katili"

 

"Seni seviyorum."

 

"Hıığğ?" Daren benim mal gibi vermiş olduğum cevaba, sadece gülmüştü.

 

Hıığğ ne ya Hıığğ nee?

 

Bir dakika bir dakika. Şuan da konu bu değil. Daren bana ne dedi?

 

"Ne dedin sen." Dirseğimden yardım alıp doğrulduğumda, Daren oturur pozisyona geçip gözlerimin içine baktı.

 

"Seni seviyorum işte." Dediğinde aynı kelimeler kafamın içinde belki de binlerce kez yankılandı. Zaman durmuştu sanki o an. Ne diyeceğimi ne yapacağımı düşünemiyordum.

 

"Lavin." Daren kollarımdan tutup beni dürttüğünde kendimi toparlamaya çalışarak boğazımı temizledim.

 

"Şey bu bir itiraf mı?" Daren gülümseyerek kafasını salladığında yanaklarım yanmaya başlamıştı. Domatese dönmüştüm kesin. Doğrusu daha ne kadar rezil olabilirdim ki?

Çocuk beni salak sanıyor.

 

Normal bence.

 

Üzerimde ki şoku biraz olsun atlatıp, gülümsedim.

 

"Bende seni seviyorum." Alnımı alnına yasladığımda gözlerini kapattı. Bu an nasıl anlatılırdı Bilemiyorum. O kadar heyecanlı, o kadar mutlu ve o kadar sevinçliyim ki. Sevdiğim kişinin yanındaydım. Yıldızların altında birbirimize sarılıyorduk. Bundan daha güzel bir şey yoktu.

 

Çok yorgun hissediyordum, gözlerim kendi kendine kapanıyordu. Şuan burada, Daren'in yanında çok derin bir uykuya dalmak istiyordum.

 

...

 

Belimde hissettiğim elle havalandım. Gözlerim uykusuzluktan açılmıyordu. Daren'in kokusunu hissettiğim an anlamıştım ki onun kucağındaydım. Gülümseyerek kafamı göğsüne yasladım.

 

Kapı açılma sesiyle gözlerimi araladım. Daren'in odasına gelmiştik. İçeri girdiğimizde Daren ayağıyla kapıyı kapattı. Ben tam olarak kendime gelmemiştim. Sırtım soğuk çarşafla buluşunca içim ürpermişti.

Daren'in elini sıkıca tuttum.

 

"Buradayım." Sesi kulaklarıma ulaştığında derin bir nefes alıp verdim. Oda karanlıktı ve bu beni daha da mayıştırıyordu. Tam anlamıyla kendime gelemiyordum. Yanımda hissettiğim sıcaklıkla kafamı çevirdim. Daren benimle birlikte uyuyacaktı. Kollarını bana sarıp kendine çektiğinde ellerimi boynuna sardım. Kokusu bana huzur veriyordu.

 

 

&

 

Sabah gözüme vuran güneşle uyandım. Kalkmaya çalıştığımda bana sıkı sıkı sarılmış olan Daren'i fark ettim. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda, mışıl mışıl uyuyordu. Bu hali beni çok mutlu ediyordu.

 

Parmaklarımı yüzünde gezdirmeye başladığımda hafif bir kıpırdandı. Sonra tekrar elimi uzattığımda gözlerini açıp beni durdurdu.

 

"İki saattir öperek uyandırmanı bekliyorum." Daren homurdanarak konuştuğunda gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

 

"Uyuyan güzel ben olmuyor muyum?" Dedim alayla.

 

"İlk sen uyandın ben ne yapayım. Uyuyan güzel rolü bana düştü."

Dediğinde küçük bir kahakaha attım.

 

"Ama prensim rolünü yerine getirmiyor." Daren yüzüme doğru yaklaştığında hemen elimi kafasına koydum ve onu geti ittim.

 

"Hadi çok geç oldu kalkalım." Diyerek yataktan fırladım. Daren hayal kırıklığıyla yüzüme bakıyordu. Evet beni öpecekti. İlk öpücüğüm olacaktı ama ben hazır hissetmiyordum.

 

"Hadi sen kalk bende Gülce'nin odasından kıyafetlerimi alayım. Salonda görüşürüz." Dediğimde Daren beni onaylayarak kafasını salladı. Kapıya doğru gittiğimde bana seslendi.

 

"Lavin."

 

"Efendim?"

 

"Seni seviyorum."

 

"Hıığğ?"

 

Bu yaptığıma ikimizde gülmeye başlamıştık. Bilerek yapıyordum çünkü gerçekten komikti.

 

Gülce'nin odasına girdiğimde hala uyuduğunu gördüm. Onu uyandırmamak için sessiz bir şekilde kıyafetlerimi alıp odadan çıktım. Ortak olan banyo da hızlıca üzerimi giyindim.

 

Altıma açık mavi kotumu, üstüme de düz siyah, beli ip detaylı, sırt dekolteli bir crop aldım.

 

 

Saçlarımı tarayıp dağınık bir topuz yaptım. Yüzümü ve dudaklarımı da nemlendirip banyodan çıktım.

 

Daha kimse uyanmamıştı. Daren'in odasına gittim. Üzerini değiştirmiş yatağını toparlıyordu. Arkasından sarıldığımda omzunun üzerinden bana bakıp gülümsedi.

 

"Herkes uyuyor. Kahvaltıyı birlikte hazırlayalım mı?" Dediğimde Daren bana döndü ve kollarını belime sardı.

 

"Hazırlayalım güzelim."

 

Birlikte mutfağa geçtiğimizde belime önlüğümü bağladım. Daren'e gülümseyerek elimdeki bir diğer önlüğü gösterdim. O ise sadece yüzünü buruşturdu. Bunu aldırmayıp önlüğü beline doladım.

 

"Buna gerek var mı cidden?" Diyerek homurdandığında sevinçle kafamı salladım.

 

"Pekala sen öyle diyorsan." Yanağıma bir öpücük bırakıp dolaba doğru yürüdüğünde ben galiba hala öpücük etkisindeyim.

 

Öptü beni.

 

"Bizimkiler krep çok sever. O yüzden ilk önce onu hazırlayalım." Daren elindeki malzemeleri alıp tezgaha bıraktığında ben sadece onu izledim.

 

"Yemek yapmayı nerden öğrendin?" Dedim.

 

"Yani evde kendi kendimize öğrendik. Tabi hepsi güzel yemeklerle sonuçlanmadı. Bir ara evi falan yakıyorduk. Ama sorun yok." Daren normal bir şeyden bahs eder gibi konuştuğunda gülmeye başladım.

 

"Güleceğine yardım et hadi. Marş marş."

 

"Tamam ya." Diyerek krep için getirdiği malzemeleri bir kaba koydum. Miktarlarını göz kararı ayarlayıp mikserle çırpmaya başladım. O sırada Daren kahvaltılıkları ayarlıyordu.

 

"Daren unu tekrar verir misin? Cıvık oldu bu sanki." Daren elinde ki un paketine bir kaşık koyup, hazırladığım harca ekleme yaptı. Ben karıştırmaya devam ettiğim sırada Daren arkama geçip kollarını belime doladı.

 

 

( şu sahnenin güzelliğinden öldüm..)

 

Kafamı gülümseyerek yüzüne çevirdiğimde, o gözlerini kapatmış boynuma yaslanmıştı.

 

"Seni yanımdayken bile özlemem normal değil mi?" Dediğinde gülmeye başladım.

 

"Bu nasıl oluyor ki?" Dediğimde gözlerime baktı.

 

"Bilmiyorum işte. Farklı farklı duygular keşfediyorum seninleyken. Şimdi yanımdayken bile özlüyorum diye bir başkasına söylesem ne diyor bu derler."

 

Bir süre sustu ve devam etti.

 

"Aklımı kaçırmaktan korkuyorum."

Diyerek kulağıma fısıldadığında kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı.

 

Daren bir anda beni kendine doğru çevirip kucakladı ve tezgaha bıraktı.

 

"Çok yoruldun sen otur ben halledeceğim." Dediğinde gülmeye başladım.

 

"Alt tarafı bir şey çırptım Daren." Dediğimde iki elini yanıma yerleştirdi.

 

"Olsun. Yinede yorulma ben hallederim. Sevgilimi yoracaksam ben niye varım. Yazıklar olsun bana." Aradan çekip aldığım tek kelime sevgilim olmuştu. Şaka maka biz artık sevgiliyiz değil mi?

 

"Ne oldu?" Ben cevap vermeyince Daren elini yanağıma koydu.

 

"Sevgiliyiz biz dimi?" Dedim. İnanmakta zorlanıyordum. Ya rüyadaysam.

 

"Evet öyleyiz." Diyerek sırıttı ve eğilip saçlarımı öptü.

 

"Aaaaaaağğğğğ!" Korkuyla yerimden sıçradım. Arkama baktığımda Özgür'ün ağzı açık bir şekilde bize baktığını gördüm. Elimi kalbime götürüp sakinleşmek ister gibi gözlerimi kapatıp açtım.

 

"Özgür ne bağırıyorsun sabah sabah." Daren kaşlarını çatıp Özgür'e baktığında, o hiç tepki vermemişti. Hala şok geçirmiş gibi bize bakıyordu.

 

"Siz." Dedi ve devam etti.

 

"Siz nasıl böyle." Daren gülerek beni kucağına aldı ve tezgahtan indirdi.

Sonra elimi tutup kaldırdı.

 

"İstediğin oldu." Özgür ellerimize bakışlarını sabitleyip sırıtmaya başladığında gülmeden edemedim.

 

"Ağğğğ Keremmm Gülceeeeeee!" Koşarak Kerem'in odasına gittiğinde Daren'le birbirimize bakıp kahkaha attık.

 

"Deli bu çocuk." Dedim.

 

"Daha yeni mi fark ediyorsun cidden." Daren'in kurduğu cümleyle kafamı iki yana salladım.

 

"Ne oluyor ya." Gülce gözünü bile zar zor açmış sersem sersem bize doğru yürüyordu. Saçları dağılmıştı, üstünde ayıcıklı pijamaları vardı. Çok tatlı görünüyordu.

 

"Özgür niye yırtınıyor." Diyerek esnediğinde Özgür ve Kerem içeri girdi.

 

"Gülce!" Özgür Gülce'yi omuzlarından tutup sarsmaya başladığında Gülce neye uğradığını şaşırmıştı. Garibim.

 

"Bunlar sevgili olmuş." Sevinçle konuştuğunda bir anda Gülce gözlerini açıp Daren ve bana döndü. İlk başta küçük bir şok geçirsede, el ele tutuştuğumuzu görüp gülümsedi.

 

"Sonunda yaa!" Gülce ve Özgür birbirine sarılıp sevinç gösterisi yapmaya başladı. Bakışlarım Kerem'i bulduğunda pek memnun görünmüyordu. Kaşlarını çatmış bir şekilde gözlerini Daren'e dikmişti. Aralarında kötü bir elektrik oluşmuştu.

 

"Daren." Sessiz bir şekilde konuştuğumda, Daren bakışlarını Kerem'den çekip bana döndü.

 

"Efendim güzelim."

 

"Bir sorun mu var?" Dediğimde Daren kafasını iki yana sallayıp gülümsedi.

 

"Hayır sorun yok." Diyip Özgür'lere döndü.

 

"Hadi masayı kuralım. Lavin sende Nermin ablaya bir bak." Kafamı sallayıp üzerimdeki önlüğü çıkardım.

Kerem'in yanından geçeceğim sırada yüzüne bakıp gülümsedim ama bana hiç tepki vermedi. Neden böyle davrandığını anlamamıştım.

 

"Nermin abla." Kapıyı çaldığımda Nermin ablanın verdiği komutla içeri geçtim. Yatağında oturmuş gülümseyerek bana bakıyordu.

 

"Günaydın kızım." Dediğinde yanına oturup ellerini tuttum.

 

"Rahat uyudun mu?"

 

"Evet evet. Sağ olun çok güzel bir uyku çektim. Çok mahcubum size karşı."

 

"Olur mu öyle şey. Lütfen bunları Daren'in yanında söylemeyin. Çok üzülür. O sizin burada olmanızdan çok memnun emin olun." Dediğimde gülümseyerek saçlarımı okşadı.

 

"Güzel kızım benim."

 

"Kahvaltıya geçelim mi?" Dedim gülümseyerek.

 

"Olur."

 

Birlikte ayaklanıp odadan çıktık ve salona geçtik. Gülce kreplerin yarısını hazırlamıştı bile. Özgür'de masayı kuruyordu. Fakat Daren ve Kerem'i etrafta görememiştim. Nermin abla Özgür'e selam verip Gülce'nin yanına yardıma gitti.

 

"Özgür Daren ve Kerem nerede?" Dediğimde Özgür kısa bir an düşündü.

 

"Onlar bahçede. Bir şey konuşuyorlar. Sen boş ver şimdi gel bana yardım et." Sesi bir tuhaftı ama üstelemedim daha fazla.

 

...

 

Kahvaltıdan sonra ben Gülce ve Nermin abla masayı toparladık. Anlamsız bir şekilde Kerem ve Daren çok gergindi. Sürekli birbilerine bakıp sinirli sinirli duruyorlardı. Özgür de bunu fark edip şakalar yapmaya ve ortamın havasını düzeltmeye çalışıyordu. Aralarında ki meseleyi anlayamamıştım. Masadakiler çaktırmadan Daren'e bir kaç kez sormuştum ama o da sürekli geçiştirmişti. Üstüne gitmek istemediğim için de uzatmadım.

 

Geçip Daren'in yanına oturduğumda Gülce ve Özgür bize sırıtarak bakıyordu.

 

"Çifte kumrular ya." Özgür gülümseyerek konuştuğunda Nermin abla bize döndü.

 

"Maşallah çok yakışıyorsunuz." Nermin abla nereden biliyordu?

 

Tabi ya Özgür'ün ağzı boş durur mu? Durmaz.

 

Daren sırıtarak bana baktığında benim yanaklarım yanmaya başlamıştı. Bize bakmaları ve böyle konuşmaları beni utandırıyordu nedense. Tabi bu Kerem'i görene kadar sürüyordu. O kadar kötü bakışlar atıyordu ki Daren'e ben bile rahatsız oluyordum. Umarım kötü bir şey yoktur aralarında.

 

Telefonumun çalmasıyla sehpaya uzanıp elime aldım. Annem arıyordu.

 

"Müsaadenizle." Aramayı cevaplayıp Daren'in odasına geçtim.

 

"Efendim annecim."

 

"Kızım iyi misin, nasılsın?" Beni özlediğini ve merak ettiğini sesinden bile anlayabiliyordum.

 

"İyiyim sultanım merak etme. Sen nasılsın babam nasıl?" Dediğimde annem cevap vermedi. İçimde bir korku oluşmaya başlayacaktı ki annem konuşmaya devam etti.

 

"İyiyiz güzel kızım." Sesi pekte iyiymiş gibi gelmiyordu bana. Bir sorun var mıydı anlayamadım. Ama umarım yoktur.

 

"Nermin nasıl oldu daha iyi mi?"

 

"İyi iyi merak etme." Dedim.

 

"Bugün eve gelin Nermin'le. Bizde kalsın bir kaç gün. Ben dükkanı açmayacağım bir süre. Sıkılırım evde."

 

"Hasta falan değilsin değil mi?"

 

"Hayır ya. Biraz dinlenmek istiyorum. Kendime tatil veriyorum." Dediğinde güldüm.

 

"O zaman tamamdır. Bu akşam eve geliriz." Dedim.

 

"Tamam dikkatli gelin. İstersen babanı da gönderebilirim."

 

"Gerek yok annem. Daren bizi bırakır." Dediğimde annem beni onayladı.

 

"Akşama görüşürüz sultanım."

 

"Görüşürüz prensesim." Dediğinde öpücük atarak telefonu kapattım. Yataktan kalkıp aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı düzelttim. Odadan çıkacağım sırada Daren içeri girdi. Gülümseyerek yüzüne baktığımda, kapıyı kapatıp yanıma yaklaştı. Ellerini belime doladığında otuz iki diş sırıtıyordum. Bu hareketi beni bitirecekti. Kelebekler uçuyordu karnımda.

 

"Bak gördün mü yine özledim." Dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ciddi durmaya çalışarak yüzüne baktım.

 

"Neden ki?" Düşünür gibi yapıp tekrar gözlerime baktı.

 

"Nedeni yok galiba. Sevgilim değil misin istediğim zaman özlerim." Diyerek yüzüme eğildi ve burnumu küçük bir öpücük bıraktı.

 

"Her şeyin nasıl bu kadar kusursuz merak ediyorum." Bakışları yüzümde gezintiye çıktığında ben sadece mal mal gülümsüyordum.

 

"Gözlerin." Parmak uçlarını yüzümde dolaştırdı.

 

"Kirpiklerin, burnun." En son gözlerini dudaklarıma sabitledi.

 

"Dudakların." Nefes alamayı unutmuş gibiydim. Şuan ciddi ciddi nefes almıyordum. Bildiğin tutuyordum kendimi. Daren'in yüzüyle aramızda mesafe bile yoktu. O kadar yakındık ki. Dayanamıyordum artık nefessizlikten kıpkırmızı olmuştum. Daren bunu fark etmiş olacakki bir anda geri çekilip kollarımdan tuttu ve beni sarsmaya başladı.

 

"Lavin nefes alsana güzelim." Diyerek sesini yükselttiğinde derin bir nefes alıp verdim. Şuan hiç iyi olduğum söylenemezdi.

 

"İyi misin." Gözümün önüne düşen saç tellerimi kulağımın arkasına yerleştirip, telaşla yüzüme baktı.

 

"İyiyim." Dedim pekte iyi olmayan bir şekilde.

 

"Niye nefesini tuttun. Deli misin sen?" Dediğinde kaşlarımı çatıp yüzüne bakmaya başladım.

 

"Asıl sen deli misin? Senin yüzünden nefes almayı unuttum." Dediğimde Daren anlamaz bir şekilde bana bakmaya devam etti.

 

"Ben ne yaptım ya?"

 

"Nefesimi kesiyorsun!" Dediğim şeyin sonradan farkına varıp utançla yüzümü kapattım. Daren kahkaha atmaya başladığında koluna vurdum.

 

"Gülme ya. Ayarlarımla oynuyorsun resmen." Dedim sitemle. Ama Daren daha da keyiflenmişti.

 

"İtiraf için teşekkür ederim. Fakat sorun şu ki daha hiç bir şey yapmadım. Kim bilir yapsam ne olur?" Dediğinde bana inme inmişti yine.

 

Sıçış günlükleri kaçtı? Saymayı unuttum da.

 

"Daren sus ya!" Daren'in yanında hızlıca geçip kapıyı açtım ve koşar adım salona geçtim. Hala gülme sesini duyuyordum tabi o ayrı.

 

Salona geçtiğimde koltukta oturan Özgür'e baktım. Dik dik yüzüme bakıyordu.

 

"Sen niye domates gibi oldun?" Diyerek sırıttığında, ellerimi yanaklarıma koydum.

 

Lanet olsun!

 

"Yoo ne alakası var." Diyerek geçiştirmeye çalıştığımda Özgür sinsice güldü.

 

"Yoksaaa içeride bir şeyler mi yaşandı?" Devamını getirmesine izin vermeden ayağımdaki terliği çıkardım ve Özgür'e fırlattım.

 

"Terbiyesiz!" Özgür koltuktan atlayıp bahçeye doğru koştuğunda arkasından gittim. Gülce, Nermin abla ve Kerem bahçede oturmuş kahve içiyordu.

 

"Buraya gel Özgür!" Özgür etrafta tur atmaya başladığında nefes nefese kalmıştım. Pes edip kendimi Kerem'in yanındaki puf koltuğa attım.

 

"Ne oldu ne yaptı yine o marul kafa." Kerem sabahtan beri ilk defa benimle konuşmuştu. Şaşırmıştım ama bozuntuya vermedim.

 

"Özgür işte ya." Dedim geçiştirerek. Nermin ablanın yanında ne dediğini söyleyemezdim. Daren bahçeye çıkıp bana baktı ve sırıtarak bize doğru yürüdü. Yanımda duran puf koltuğa oturduğunda, utançtan yüzüne bakamadım.

 

Ben mi çok masumum ya?

 

"Nermin abla annem bugün eve geçmemizi istedi. Bir kaç gün dükkanı açmak istemiyormuş. Ben sıkılırım evde Nermin'le kalırız dedi." Dediğimde Nermin abla mahcubiyetle gülümsedi.

 

"Kızım gelirim ama kalmam ben. Evde de işlerim var." Dediğinde nasıl olsa annem ikna eder diyip konuyu kapatmaya çalıştım.

 

"Seni zorlamam tabi de annemle aranızda halledersiniz onu ben sadece haber vereyim dedim." Daren'in bakışları beni bulduğunda bende ona baktım.

 

"Kalsanız olmuyor mu?" Sessiz bir şekilde konuştuğunda bende aynı şekilde konuşarak cevap verdim.

 

"Malesef. Annem çok özlemiş beni." Dediğimde Daren kaşlarını çattı.

 

"Bende özlüyorum onu ne yapacağız?" Dediğinde sırıtmaya başladım.

 

"Kendin çözüm bul ilgilenmiyorum." Onu sinir etmek için takmıyormuş gibi önüme döndüm.

 

...

 

Daren bizim evin önünde arabayı durdurduğunda hep birlikte indik. Annem bizim geldiğimizi görmüş olacak ki kapıya çıktı. Daren'e selam verip Nermin ablayla konuşa konuşa içeri geçtiler. Çantamı arka koltuktan alıp kapıyı kapattım.

 

"Ee o zaman görüşürüz." Diyerek Daren'i umursamıyor gibi yapıp eve doğru yürüdüm.

 

"Lavin!" Daren arkamdan sitemle bağırdığında gülerek yüzüne baktım.

 

"Komik değil. Beni uğurlamadan nereye gidiyorsun sen?"

 

"Şaka yapmak istedim. Olamaz mı?" Dediğimde Daren abartılı bir şekilde gözlerini devirdi. Bu hali aşırı tatlıydı. Çantamı yere bırakıp sıkıca boynuna sarıldım.

 

"Ha şöyle ya." Kollarını bana dolayıp kafasını boynuma yasladı. Kokumu içine çekip derin bir nefes aldı.

 

"Buraya gömülme şansım var mı?" Diye sorduğunda daha fazla parmak uçlarımda durmayıp geri çekildim. Dev gibi olunca tabi.

 

"Yeter ama ya!" Diyerek triplenmeye başladığı sırada kollarımı birbirine bağladım.

 

"Boyun uzun parmak ucumda durmaktan yoruluyorum. Ben ne yapayım?" Dediğimde Daren gülmeye başladı.

 

"Ben uzun değilim sen kısasın güzelim." Kaşlarımı çatıp yüzüne öldürücü bakışlarımı attım.

 

"Demek öyle. Bundan sonra bana güzelim falan deme cidden döverim seni." Dediklerimi ciddiye almayıp daha çok güldü.

 

"Minik ellerini yumruk yaptığını hayal edince çok komik oldu." Dediğinde sinirlenip çantamı aldım ve arkamı dönüp eve doğru yürüdüm.

Söylene söylene giderken bir anda belimde hissettiğim eller ile havalandım. Daren beni etrafımda döndürmeye başladığında sevinçle güldüm.

 

"Kusucam yeter!" Diye bağırdığımda Daren beni yere bıraktı.

 

(Lavin'in romantizm katili olduğunu unutmayalım shdjdjjsjd)

 

"Lavin kusucam ne yaa?" Daren sitemle konuştuğunda kaşlarımı çattım.

 

"Ee kusacaktım. Haber vermeseydim üstün batacaktı. Öylesi daha mı iyi olacaktı. Seni düşünende kabahat." Gözlerimi devirdiğimde Daren ellerimi tuttu.

 

"Düşünceli bir sevgilim var ama aynı zamanda romantizm katili olduğunu unutmayalım lütfen." Dediğinde koluna vurdum.

 

"Şaka şaka vallahi şaka." Diyerek sıkıca bana sarıldığında hemen sinirim geçmişti. Böyle bir etkisi vardı üzerimde işte. Gülümseyerek bende ona sarıldım.

 

"Öhömm." Babamı kaşlarını çatmış bir şekilde bize bakıyordu. Hemen Daren'i göğsünden itip kendimi toparladım.

 

"Babacım." Dedim telaşla. Daren şimdi bitmişti işte.

 

"Erdem abi." Daren kendini iki büklüm yapmış, süt dökmüş kedi gibi babama bakıyordu. Babam hiç bir tepki vermeden yanıma geldi ve kolunu omzuma attı.

 

"Hoşgeldin kızım."

 

"Hoşbuldum babacım." Babamın öldürücü bakışları hala Daren'in üzerindeydi.

 

"Güvendiğimiz dağlara kar yağmış da haberimiz yok." Babamın kurduğu cümleyle Daren gözlerini kırpıştırtı.

 

"Estağfurullah Erdem abi ben-" Daren açıklama yapmaya çalıştığı sırada babam bana döndü.

 

"Güle güle Daren. Hadi kızım içeri geçelim." Dediğinde Daren'e bakıp kafamı yana eğdim.

 

"Hadi kızım." Babam tekrar edince bir şey diyemedim bende. Normalde konuşurdum ama babam benim ondan sakladığımı falan düşünmüştür diye uzatmadım. Daha müsait bir zamanda açıklamayı düşünüyordum.

 

"Peki baba." Babamla birlikte eve doğru yürüdüğümüzde arkada kalıp gidişimizi izleyen Daren'e baktım. Bir şeyler söylemişt ama ilk başta anlamamıştım. Sonra fark ettim ki seni seviyorum demeye çalışıyordu. Tabi garibimin sesi çıkmıyordu ki?

 

YAZARIN ANLATIMIYLA

 

Lavin babasıyla birlikte içeri geçtiğinde Daren gülümseyerek arabasına bindi. Telefonu çalınca elini cebine attı ve kimin aradığına bakmadan aramayı cevapladı.

 

"Efendim?"

 

"Süre istedin verdim. Şimdi de gidip ilişki mi yaptın?" Daren telefonunu diğer ucundaki kişiyi hemen tanımıştı. Yüzündeki gülümsemesi soldu.

 

"Beni salak yerine koymaya çalışıyorsun belli ki. Ama dediğin tarihte burada olmazsan neler yapacağımı tahmin bile edemezsin."

Daren ellerini yumruk yapıp dişlerini sıkmaya başladı.

 

"Beni tehdit etme." Dedi sinirle.

 

"Seni tehdit etmiyorum. Bu sadece uyarı. Ama inan uyarıyı sadece bir kere yaparım. Bunu sende çok iyi biliyorsun."

 

"Beni zorlama." Daren dişlerinin arasından konuştuğunda, aldığı tepki sadece gülüş sesi olmuştu.

 

"Daren gittiğin her yerde bela buluyor seni farkında mısın?" Daren ne dediğini anlamayarak kaşlarını çattı.

 

"Ne saçmalıyorsun sen. Sadede gel."

 

"Güzel sevgilini diyorum." Daren yumruklarını direksiyona vurdu ve daha çok sinirlendi.

 

"Sanane lan sanane!"

 

"Lavin miydi adı?" Alayla konuşması Daren'in sabrını taşırmıştı.

 

"Onun adını ağzına alma!"

 

"Yazık kıza. Hiç bir şeyden haberi yok. Hem sevdiği adam yalan söylüyor hemde babası."

 

Babası mı?

 

"Ne demeye çalışıyorsun?" Daren gerçeği öğrenmek için sakin konuşmaya çalışıyordu.

 

"O adam var ya. Ona dikkat et. Şuan da birinin peşinde. Ve bilmiyor ki aradığı kişi burnun dibinde."

 

"Siyah Maske'yi arıyor."

 

...

Bölüm : 20.01.2025 10:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...