
İnstagrama gelinde hasret giderelim.
(@ladybird.waty)
Şimdilik kaçıyorum öpüldünüz... ♡♡♡
Bölümü okumaya başlamadan önce yıldıza basında yollarımız aydınlansın.
YILDIZLAR GİBİ HEP PARLAYIN..☆☆
Kasım'ın son mısralarındayız,
Günlerden ne bilmiyorum ama
Ben bugünde seni seviyorum...
Cemal Süreya
"Yandığım tek ateşsin"
"Dileğim gerçekleşti." Diyerek gülümsediğinde kafamı salladım.
"Dileğin tam olarak neydi?" Diye fısıldadığımda kulağıma doğru yaklaştı.
"Dudaklarında tekrardan nefes almak."
Gülümseyerek gözlerimi tekrar kapattığımda, son bir öpücük daha bıraktı dudaklarıma. Çalan alkış ve ıslıkla direkt bakışlarımı arkama çevirdim. Özgür ve Gülce gülerek bize doğru geliyordu.
"Sonunda be!" Dedi Özgür.
"Daren haber vermeseydi sen yine basardın bunları." Dedi Gülce gülerek. Özgür umursamadan omuz silktiğinde Daren'e baktım.
"Planlı mıydı bu?" Dediğimde Daren beni onaylayarak başını salladı.
"Özgür'ün tekrar anı mahvetmesine izin veremezdim." Dediğinde kıkırdadım. Gerçekten de ilk defa Özgür gelmedi. Büyük ihtimalle planlı olmasaydı gelecekti.
"Cidden gıcıksınız ya! Bir dahakine tekrar geleceğim. Keşke yine gelseydim de öpüşmeseydiniz!" Özgür triplenerek arkalarında bize bakan Kerem'e doğru yürüdü.
"Hadi canım biz gidelim." Kerem'in koluna girip cilveyle konuştuğunda, Kerem gülmeye başladı.
"Yine bana kaldın dimi? Aptal." Gülerek ateşin başına oturduklarında Gülce de yanlarına geçti. Daren elimi tutup benimle birlikte minderlere oturduğunda kafamı omzuna yasladım.
"Alın şunu hava soğuk." Daren Gülce'nin bize uzattığı battaniyeyi alıp ikimizin etrafına sardı. Beni sıkıca kollarının arasına aldığı sırada gülümseyerek göğsüne yaslandım.
Kerem, Gülce'yi ve Özgür'ü iki yanına almış, sıkıca kollarını sarmıştı. Üstlerinde battaniyeleri vardı. O kadar tatlı görünüyorlar ki anlatamazdım. Aralarındaki bağ çok güçlüydü. Aynı kandan, aynı candan olmalarına hiç gerek yoktu ki. Onlar zaten kardeşti. Bunun için ortak bir şeye ihtiyaçları olmamıştı.
"Sınava ne kadar kalmıştı?" Diye sordu Gülce.
"Tam bir hafta." Dedim kısık bir sesle. Uykuluydum. Kerem'in;
"Her şeyin bitmesine bir hafta." Diye fısıldadığını duyduğumda bakışlarımı yüzüne çevirdim.
"Ne demek istedin?" Dediğimde önünde yanan ateşe bakmaya devam etti. Bir süre sustu cevap vermedi. Gülce ve Özgür de neden öyle dediğini anlamamış gibi Kerem'e bakıyordu.
"Öylesine." Kafasını kaldırıp Daren'e baktı ve tekrar önüne döndü. Daren'e doğru döndüğümde onun Kerem'e baktığını gördüm. Pekte iyi bir niyetle baktığı söylenemezdi. Sinirli görünüyordu. Benim bilmediğim bir şeyler mi dönüyordu ortada?
"Bu akşam burada mı kalacağız?" Diye sordu Gülce.
"Evet normal şartlar da öyleydi. Ama sanırım yağmur yağacak. O yüzden bence gidelim." Dedi Özgür.
"Özgür haklı. Hadi toparlayalım buraları." Kerem ayaklandığında gerildiğini anlamıştım. Herkeste farkında olduğu için kimse uzatmadı. Bu yüzden hemen toparlanıp kalktık. Hızlıca etraftaki eşyaları arabaya yerleştirdik.
"Siz Kerem'in arabasıyla eve geçin ben Lavin'i bırakıp geleceğim."
Daren benim elimi tutup arabaya doğru yürüdüğünde Gülce'lere el salladım.
"İyi geceler. Dikkat edin kendinize."
"İyi geceler."
Daren kapımı açtığında kendimi koltuğa bıraktım. Şoför koltuğuna geçmeden önce Özgür'lerin gitmesini bekledi. Kerem arabayı çalıştırıp gözden kaybolunca Daren de yanıma geçti. Ben gitmeyi beklerken o arkasına yaslanıp bana bakmaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışan bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde o sadece gülümsüyordu.
"Gitmiyor muyuz?" Dediğimde kafasını iki yana salladı. Yağmur damlaları pencereye vurmaya başladığında başımı dışarı çevirdim.
"Biraz seninle kalmak istiyorum." Daren'in kurduğu cümleyle tekrar yüzüne baktım. Elini saçlarımda gezdirdiğinde gülümsedim.
"Pekala kalalım bakalım." Diyerek bende ona doğru döndüm,elimi çeneme yasladım. Kafamı yana yatırıp yüzünü seyretmeye başladığımda o da sırıtarak bana bakıyordu.
"Seni sevdiğimi söylemiş miydim?" Diye sordum bir anda. Bu sefer gülen oydu. Büyük ihtimalle benden böyle bir şey beklemiyordu.
"Bak sen." Dedi harfleri uzatarak.
"Lavin hanım, demek sevgilinizden bir şeyler kapıyorsunuz." Dediğinde gururla kafamı salladım.
"Sevgilim böyle olunca özenmemek çok zor oluyor." Göz kırpmamla yüzündeki ifade değişti. Öyle derin baktı ki bana. O an tüm vücudumu heyecan kaplamıştı. Doğrusu onun yanındayken hep öyleydim ama bu bakışı çok daha etkilemişti beni. Hepsinden farklıydı. Daha derin, daha anlamlı. İçimde heyecan, sevinç, çokça sevgi ve anlayamadığım bir korku oluşmuştu. Bu bakışı nedense içimde kötü bir şeyler hissetmemi sağlamıştı. Sanki, sanki son kez bakıyormuş gibi.
Saçma duygular işte. Abartıyordum.
"Daren." Elimi önünde salladığımda bir anda titredi.
"Efendim güzelim."
"Daldın gittin." Dediğimde gülümsedi. Hatta gülümsemeye çalıştı desek daha doğru olurdu.
"Lavin."
"Efendim."
"Seni seviyorum. Hep de seveceğim bunu hiç unutma tamam mı?" Diye sorduğunda hemen kafamı salladım.
"Bende seni seviyorum. Da sen neden böyle dedin şimdi?" Dedim dudaklarımı büzerek.
"Öylesine hatırlatma yapayım dedim." Beni kollarına arasına çektiğinde kafamı göğsüne yasladım.
Saçlarımı üst üste öpüp başıma yaslandı. Yağmur şiddetlenmeye başlamıştı. Damlaların çıkardığı seslerle birlikte gözlerimi kapattım. Daren'in kokusunu içime çektim.
"Beni hiç bırakmayacaksın söz mü?" Diye fısıldadığımda Daren cevap vermedi.
"Ne o bırakacak mısın yoksa?" Dediğimde saçlarımı okşadı. Önüme düşen perçemlerimi kulağımın arkasına yerleştirip, yanağıma bir öpücük bıraktı.
"Söz veriyorum seni asla bırakmayacağım."
...
Evin önünde durduğumuzda kapının önünde babamı gördüm.
"Sen gelme istersen. Geçen sefer olanlardan dolayı sinirli olabilir. Alıştıra alıştıra anlatacağım ben. Merak etme sen." Daren anlayışla kafasını salladığında, yanağına bir öpücük bırakıp hızlıca arabadan indim. Sokağı döndüğünde hemen babamın yanına koştum. Kapının önünde ayakkabılarını çıkarıyordu.
"Babacım." Dediğimde kaşları çatık bir şekilde bana baktı.
"Lavin? Sen neden dışarıdasın?"
"Şey ben-" lafımı tamamlamama izin vermeden araya girdi.
"Sahra!" Babam bağırarak anneme seslendiğinde yerimde sıçradım. İlk defa annemin adını bu şekilde kullanmıştı.
Sinirle içeri girdiğinde arkasından bende geçtim.
"Ben sana evden çıkamayacaksınız dedim. Beni neden dinlemiyorsunuz!" Annem babamın bağırmasından korkmuş olacak ki, geri geri adımladı.
Anneme ilk defa bağırıyordu. Neden böyle bir an yaşanıyordu ki?
"Sen ne zamandan beri bana bağırıyorsun?" Annem başını kaldırıp babamın gözlerinin içine baktı.
"Ben sana bir süre evde kalmanız daha doğru dedim. Nelerle uğraşıyorum ben farkında mısın?" Sesinin tonunu ayarlamaya çalışmıştı bu sefer ama öfkesine engel olamıyordu. Ben salonun bir köşesinde durmuş ikisine bakıyordum. Neler olduğunu bilmeden ne diyebilirdim ki?
"Senin görevlerin yüzünden oluyor zaten bunlar. Bana ya bana. Ben senin karın olduğum halde yalan söyledin. Ne kadar kırgın olduğumun farkında bile değilsin." Annemin gözleri dolmaya başlamıştı.
Babam ne konuda yalan söylemişti?
"Endişelenmeyin diye bir şey diyemedim." Dedi babam. Bu sefer çok sakindi. Hatta mahçuptu.
"Biri bana neler olduğunu anlatabilir mi?" Daha fazla dayanamayıp araya girdim. Bana anlamadıkları, annemin bile yeni öğrendiği bir olay vardı ortada.
Babam koltuklardan birine geçip başını elleri arasına aldı. Annem yanıma gelip elimi tuttuğunda birlikte babamın karşısına oturduk.
"Lavin ben aslında emekli olmadım. " Diyerek söze girdiğinde şimdiden kafam bulanmıştı.
"Nasıl yani?" Dedim.
"Bir görev için emekliye ayrılmış gibi gösterdim kendimi."
"Ne görevi bu?"
"Anlatacaklarımı iyi dinle kızım." Dediğinde korkuyla kafamı salladım. Belliki ortada ciddi bir konu vardı ve ben bu konudan hiç memnun değildim.
"Yıllardır peşinde olduğum bir suç örgütü var. Sen daha 10 yaşındayken falan ben bu örgütün dosyasıyla ilgileniyordum. Başlarında olan lider çıkan bir çatışmada öldü." Babam kafasını kaldırıp yüzüme baktığında gözlerinde daha önce görmediğim bir ifadeyle karşılaştım.
"Adamı ben öldürdüm."
"Ne?" Şok içinde yüzüne baktığımda kafasını önüne eğip ellerine baktı.
"Kasten değildi tabiki. Dediğim gibi çatışmada öldü. Sonrasında örgütün diğer üyeleri bana düşman oldu. Tehlikede olduğum için de dosyayı başka birine vermişlerdi. Bir daha asla o örgütün konusu hiç açılmadı. Bir kaç ay önce emniyete bir video gelince anladım ki intikamlarını sadece ertelemişler." Babamın söyledikleri vücudumda bir şok dalgasına sebep olmuştu. Nasıl bir tepki vereceğimi bile bilemedim. Evet babam çok fazla gizli görevde yer almıştı. Peki ama bu neydi şimdi?
Yıllar sonra babamdan intikam almak için dönmüşlerdi. Ciddi ciddi tehlikedeydik.
"Şimdi ne olacak?" Dedim titrek bir nefes vererek.
"Korkmayın. Size zarar gelmesine asla izin vermem. Ama açık konuşmalıyız çünkü ciddi bir konu. Kendinizi emniyet altına almalısınız. Dışarıda korumalar olacak ve bir süre sağlık sorunu dışında dışarı çıkamayacaksınız."
"Bu hep böyle mi devam edecek?" Korkarak sormuştum bu soruyu. Onlar yakalanana kadar biz ev hepside mi olacaktık cidden?
Babam kalkıp annem ve benim ortama geçti ve ikimizi de kollarıyla sardı.
"Ben her şeyi çözeceğim. Söz veriyorum size." İlk önce annemin sonrada benim alnıma bir öpücük bıraktı.
"Size bağırdığım için özür dilerim." Başını anneme yaslayıp gözlerini kapattı. Hayatında ilk defa anneme bağırmıştı ve bu yüzden kendinden nefret bile edebilirdi. Çünkü babam bağırmayı bırakın, annemin yanında yüksek sesle bile konuşmazdı.
"İsteyerek yapmayacağını biliyorum." Annem anlayışla babamın yanağından öptüğünde gülümsedim.
"Sizi çok seviyorum." İkisine de sıkıca sarıldım. Bundan sonra ne olurdu bilmiyorum. Tek bildiğim şuan da ailem için korktuğumdu.
...
Dün akşamdan sonra kendimi direkt uykuya bırakmıştım. Sabah kalktığımda da sıcak bir duş aldım. Biraz olsun iyi hissedebilmiştim.
Dolabımdan kıyafetlerimi alıp yatağın üzerine bıraktığım sırada telefonumun sesi odanın içinde yankılandı. Komodine doğru uzandığımda Daren'in aradığını gördüm. Ağzım kulaklarıma çoktan varmıştı. Hemen cevaplayıp kendimi yatağıma attım. Bornozla duruyordum şuan.
"Günaydın." Harfleri uzatarak konuştuğunda güldüm.
"Günaydın sevgilim." Dediğimde telefon başında sırıttığından emindim.
"Bir kelime ancak bu kadar iyi hissettirebilirdi." Kurduğu cümleyle mal mal sırıtmaya başlamıştım.
"Bize mi gelsen acaba. Ders çalışırız. Tabi sen çalışırsın. Benim amacım seni görmek." Dediğinde yatakta doğrulup derin bir nefes verdim. Babam dün konuştuklarımızı kimseye söylememem hakkında beni uyarmıştı. Peki şimdi Daren'e ne söyleyip reddedecektim?
"Aslında sınava çok az kaldı. Ben daha dikkatli ve daha odaklı çalışmak için evden çıkmayı düşünmüyorum."
Dedim. Başka bir yalan bulamadım. En mantıklı olan buydu şuan.
"Yani hiç mi çıkmayacaksın?" Durgun bir ses tonuyla konuştuğunda bende dudaklarımı büzdüm. Cidden ben onu görmeden nasıl duracaktım?
"Yani evet öyle gibi. Sınav stresi işte. Odamdan çıkmayı düşünmüyorum. Çok önemli biliyorsun."
"Pekala." Dedi sadece.
"Uzak mesafe ilişkisi yaşarız bizde." Neşeli gibi konuşmaya çalıştım. Çünkü onunda morali bozulsun istemiyordum.
"Nasıl yani?"
"Yani o kadar insan var mesafelere rağmen birbirini seven. Şu kısacık altı gün mü bizi korkutacak?" Dediğimde Daren içli bir nefes verdi.
"Ne oldu şimdi?" Diye sordum.
"Hiç bir şey. Katlanacağız ne yapalım." Yataktan kalkıp kıyafetlerimi elime aldım.
"Daren duştan yeni çıktım. Giyinip arayacağım seni." Dediğimde Daren sabır çeker gibi bir ses çıkardı.
"Güzelim sen neden benle konuşmakla vakit kaybediyorsun. Üşüteceksin. Hemen giyin saçlarını da güzelce kurut." Beni bu kadar düşünmesi çok hoşuma gidiyordu.
"Saçlarımı kurutmaya üşeniyorum şuan. Ev zaten sıcak bir şey olmaz." Dediğimde Daren oflamaya başladı.
"Lavin tamam giyin sen."
"Seni seviyorum dikkat et kendine."
"Bende seni seviyorum güzelim."
Sırıtarak telefonu kapatıp yatağa attım.
Siyah tayt ve kahverengi tonlarında olan bir crop giydim.

Nemli olan saçlarımı sırtıma atıp bağdaş kurarak yatağıma oturdum.
Daren'i arayacağım sırada gelen gürültüyle yerimden sıçradım.
Kafamı pencereye doğru çevirdiğimde bana el sallayan Daren'i gördüm.
"Daren?" Şaşkınlıkla yerimden kalkıp hızlıca camı açtım.
"Sen ne yapıyorsun burada." Dediğimde elini çenesine koyup beni süzmeye başladı. Deliydi bu çocuk deli.
"Çok güzel görünüyorsun. Bunun hesabını sonra sorarım ben. Şimdi müsadenle içeri girebilir miyim?" Kenara çekildiğim de Daren hemen içeri girdi ve pencereyi kapattı. Beni kendine çekip, sıkıca sarıldığında, gülümseyerek gözlerimi kapattım ve kokusunu içime çektim.
"Sevgilimin saçlarını kurutmaya geldim."
Ne?
Cidden bunun için buraya mı gelmişti?
Allah'ım sana geliyorum!
"Delisin sen gerçekten." Gülerek geri çekildiğimde elini ensesine götürüp utanmış gibi yaptı.
"Delirtirken sorun yok ama." Söylene söylene banyoya gittim ve kurutma makinesini aldım. Daren yatağa oturduğunda, fişi prize takıp önüne geçtim.
"Al kurut bakalım." Diyerek gülümsediğimde o yavaşça saçlarımı kurutmaya başladı. O kadar nazik davranıyordu ki. İncitmekten korkuyordu.
"Çok güzel kokuyorsun." Saçlarıma bir öpücük bırakıp makineyi elinden bıraktı.
"Teşekkür ederim." Yüzüne dönerek yanağına uzun bir öpücük bıraktım.
"Rica ederim." Yatakatan kalkıp odamın kapısını kilitledim. Annem her an gelebilirdi ve ben bunu açıklayamazdım.
"Kapıyı neden kilitledin. Yoksa" Daren beni sinir etmek için imalı imalı konuştuğunda yatağımın üstündeki küçük yastığı yüzüne attım.
"Saçmalama Daren."
"Şakaydı ya."
"Kapıdan girmiş olsaydın buna gerek kalmazdı." Diyerek tekrar yanına oturduğumda ayakkabılarını çıkarıp yatağın başlığına yaslandı.
"Camdan girmek daha zevkli." Bana göz kırptığında kaşlarımı çattım.
"Sürekli camlardan mı giriyorsun sen?" Daren sorduğum soruyla gülmeye başladı.
"Evet ya geçen de bizim mahallede ki herkesin odasına girdim." Kaşlarımı daha da çattım.
"Bu herkesin cinsiyeti kız mı?" Bu onu daha da güldürmüştü. Ama nedense ben eğlenmiyordum.
"Cidden sadece cinsiyete mi taktın." Dediğinde kafamı salladım.
"Ee neye takacağım başka?"
"Sence ben evlere giriyor muyum?" Dediğinde jeton yeni düşmüştü. Tabi kendimi haklı çıkarmak için bozuntuya vermedim.
"Bilmem artık." Kollarımı birbirine bağlayıp gözlerimi devirdim.
"Sen şuan ciddi ciddi kafanda kurduğun şeyleri kıskanıyorsun?" Dediğinde cevap vermedim.
"Lavin, güzel sevgilim şaka yapıyorum de lütfen." Daren elini elimin üzerine koyduğunda kendimi geri çektim. Burdan da baya ciddi olduğumu anlamıştır umarım.
"Ha sen cidden triplisin şuan." Diyerek güldüğünde sinirle yüzüne baktım. Bu da onu susturmuştu tabiki. Boğazını temizleyip yerinde doğruldu ve kollarını açtı.
"Tamam hadi bitirelim şunu. Seni özledim." Lavin tabi dayanabilir mi?
Dayanamaz.
Hemen kollarına atladım. Biz kızlar hep kanıyoruz galiba. Salak olduğumuz için değil, aşık olduğumuz için.
Daren'le birlikte yatağa uzandım. Göğsüne yaslandığımda ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı.
"Lavin."
"Hığğ?" Dedim mayışmış bir şekilde.
"Camından girmekle en doğru kararı vermişim sanırım." Dediğinde gülmeye başladım.
"Bencede. İyi ki girmişsin camımdan."
Daren'in gülme sesi kulaklarımı doldurduğunda fark ettim ki gülüşü bile huzur veriyordu. Çok tuhaftı ama o benim kısa bir sürede her şeyim olmuştu.
"Sana bir soru soracağım." Diyerek kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım.
"Sor."
"Bana olan sevgini neyle tanımlarsın?" Evet bu soruyu sordum. Çünkü merak ediyordum. Ben ve antin kuntin işlerim.
İlk başta sadece gözlerimi izledi ve gülümsedi. Kısa bir süre sonra yüzüme doğru yaklaşıp alnını alnıma yasladığında ben ondan gelecek cevabı bekliyordum.
"Lavin." Gözlerini kapattığında benden onunla birlikte hareket ettim.
"Yandığım tek ateşsin." Diyerek dudaklarıma bir öpücük bıraktı.
Ve ben yine eridim.
...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![Hiranur Uzun / Ruhların Düğümü / [23. BÖLÜM]: YANDIĞIM TEK ATEŞSİN](https://cdn.kitappad.com/image/img_thump/1/hiranur-uzun-ruhlarin-dugumu.webp)
| 10.62k Okunma |
1.12k Oy |
0 Takip |
48 Bölümlü Kitap |