3. Bölüm

[3. BÖLÜM]:KATİL Mİ OLDUM?

Hiranur Uzun
lady_bird

Konuşmuyor,

Anlatmıyor diye

Hissetmiyor sanmayın.

Kimisi içine atar çığlıklarını.

-Cemal Süreyya

 

2.Bölüm:"Katil mi oldum?"

"Siz tanışıyormusunuz?" Diye sordu Özgür.

 

"Aslında tanışmıyoruz. Dün bir kaza sonucunda ben kendinisin nasıl bir öküz olduğunu anladım sadece. Başka bir şey yok yani." Dedim gülümseyerek. Tabi bunu dememle birlikte sert bakışlarını bana dikmişti. Umursamadan sırtımı geriye yasladım ve kollarımı birbirine bağladım.

 

"Öküz?" Dedi kaşlarını çatarak.

 

Ne o beğenemedin mi?

 

Rahat tavrım onu delirtmiş olacak ki bir anda kalkıp sıramın önünde durdu. "Dediklerine dikkat et. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." Dedi uyarır gibi. Bir tehdit etmediği kalmıştı zaten. Kendini ne sanıyordu bu aptal?

 

Bende ayağa kalkarak karşısına geçtim. Aramızdaki boy farkından dolayı yüz yüze gelmemiz biraz zordu ama altında kalamazdım bu sözlerin. Ona çaktırmadan çenemi dikleştirdim ve kaşlarımı çattım.

 

"Yalan mı, değil misin?" Dediğimde sabır çeker gibi gözlerini kapatıp açtı.

 

"Abi sakin, sakin ya!" Diye araya girdi Kerem. Üçü de şaşkın bir şekilde bize bakıyordu.

 

"Söyleyin ona çok konuşmasın." Diyip sırasına oturdu bay öküz. Ona gözlerimi devirip bakışlarımı etrafa çevirdim.

 

Sınıftaki herkes buraya bakıyordu.

 

Bora da dahil.

 

Kaşları çatılmıştı, olanları sorgular gibiydi. Ama şuan onu takamazdım bu yüzden de umursamadan bende sırama oturdum.

 

Bir sonraki teneffüste tuvalete gitmek için kalktım. Gülce de benimle geldi. Birlikte sınıftan çıkıp koridorda yürümeye başladık. Sohbet ediyorduk aynı zaman da da.

 

"Biz yıllardır beraberiz. Onlar benim her şeyim. " Dedi. Gülce onlardan bahs ederken gözlerinin içi gülüyordu. Ne kadar sevdiğini ordan bile anlardı insan.

 

"Ne güzel. Peki aileleriniz?" Diye sorduğumda, Gülce' nin yüz ifadesi değişti. Pek memnun kalmamıştı bu sorumdan. Bir pot mu kırdım acaba diyerek içimde kendi kendimle savaş veriyordum. Onu üzmek asla istemezdim çünkü.

 

"Onlarda iyi işte." Dedi geçiştirir gibi, yüzü düşmüştü. Rahatsız olduğunu anladığım için konuyu değiştirdim.

 

"Baksana, o öküzün sorunu ne? " Diye sordum bir anda. Gülce bu seferde kaşlarını çattı. Ne olduğunu anlayamamıştı tabi.

 

"Hangi öküzün?" Dediğinde kısa bir an düşündü ben cevap vermedim. Ki bulması da o kadar uzun sürmedi. Neyden bahs ettiğimi anladığında da alayla gülümsedi.

 

"Daren mi?" Onu onaylamak için kafamı salladım. Cevabım karşısında gülmeye başladı ama sonra sustu.

 

"Bak o öyle biri değil. Gerçekten çok güzel bir kalbi vardır. Bilmediğin çok şey var o yüzden lütfen onun üzerine çok gitme olur mu?" Merak etmiyor değildim ama sorgulamadım da. Bir bildikleri vardır elbette.

 

"Pekala." Diyip konuyu orda kapattım.

 

Konuşa konuşa kantine kadar gelmiştik. Biz de hazır buradayken iki çay aldık ve sınıfa geri dönmek için nerdivenlere doğru yöneldik. Tam o sırada da başımın belası karşımda dikilmeye başladı.

 

"Çekil." Dedim aniden. Sürekli böyle şeyler yapması canımı sıkıyordu artık. Ona çekilmesini söylememe rağmen dikilmeye devam etmişti. Bu yaptığını da sineye çekip yanından geçecektim ki kolumdan tuttu ve durdurdu beni.

 

"Ne yaptığını sanıyorsun? Bırak kızı!" Diyerek Bora'ya bağırdı, Gülce. Ne olduğunu anlayamamıştı garibim.

 

"Sanane sen sussana!" Bora Gülce' ye karşı bağırınca sabrımın tükendiğini iliklerime kadar hissettim. Ve o anki sinirle kolumu çekip Bora'nın yüzüne sert bir tokat attım.

 

Vay canına!

 

"Bir daha sakın sesini yükseltme." Bora bu yaptığım karşısında bozguna uğramış tek kelime edememişti. Tabi bu halide herkesin alayla gülmesine sebep oldu.

 

Gülce'nin elini tuttup benimle birlikte yürümesi için yönlendirdiğimde hızla takip etti beni. Kantinin çıkışına doğru da Bora arkamdan bağırdı.

 

"Bunu sana ödeticem!"

 

Aynen canım aynen.

 

O kadar umrumda olmamıştı ki, elimi kaldırıp alay edercesine ona salladım. Onu daha da sinirlendireceğini bile bile hemde.

 

"Vay be sende ne hünerler varmış. Nasıl da yapıştırdın." Gülce kantinden çıktığımızdan beridir Bora'ya attığım tokatı konuşuyordu. Hatta yetmezmiş gibi heyecanlı heyecanlı sınıfa girip Özgür'lere de malzeme çıkardı.

 

"Ne oldu lan bize de anlatın." Diyerek kafasını öne uzatan Özgür'e döndüp güldüm. Meraklı Melahat Özgür.

 

"Sende dedikodu arıyorsun kıvırcık." Gülce'nin dediğini aldırmadan bu seferde bana baktı Özgür.

 

"Anlatsanıza ne oldu?" Sabırsızca konuştuğunda ben konuyu geçiştirmeye çalıştım.

 

"Önemli bir şey değil ya, Gülce biraz abartıyor." Dememe kalmadan, Gülce Kerem ve Özgür'e olanları anlatamaya başladı. Hemde ne anlatmak.

 

Sanırsın üçüncü dünya savaşı!

 

Olayları abarta abarta anlatan Gülce'yi ağzı açık dinliyordum. Özgür'le verdikleri tepkiler o kadar iyiydi ki, gülmeden edemedim. Kerem onların aksine tüm ciddiyetini korumuştu ve hiç tepki vermemişti.

 

"Küçük kızımızı iki dakika aşağı bırakmaya gelmiyor." Bakışları kısa bir anlığına beni bulduğunda nen kurduğu cümlenin etkisiyle kalakaldım. Kalbimde büyük bir oluşmuştu.

 

Küçük kızımız..

 

Onlardan biriymişim gibi hissettim. Bu çok hoşuma gitmişti.

 

"Nasıl ayar vermiş ama. Helal kız sana!" Özgür elini omzuma atarak beğeni dolu bakışlarla bana baktı. Cidden aşırı komik görünüyordu.

 

Biz aramızda konuşmaya devam ettiğimiz sırada Daren denen öküz bir kere bile arkasını dönmedi.

 

Son derste bittiğinde çantalarımızı alıp çıktık. Daren kulaklığını takmış önümüzden yürüyordu. Özgür ve Gülce kahkahalarla gülüşüp okulda gördükleri kişilerin kıyafetlerini konuşuyordu.

 

"Ay çuval giyip gelse daha çok yakışırdı." Diyip kahkaha atan Özgür'e baktım.

Gülceyle birlikte yere düşmek üzereydiler. Kerem bana bakıp konuşmaya başladı.

 

"Manyak bunlar gerçekten." Gülümsedim.

 

"Sen sevmezmisin?"

 

"Neyi ?" Soru sorar gibi baktı.

 

"Çekirdek çıtlaya çıtlaya dedikodu yapmayı." Sesimde baya ciddiyet vardı. Kerem gülmeye başladı.

 

"Sen seviyor musun?"

Kafamı eğdim.

 

Bu evet demekti. Kim sevmez ki?

 

Kerem kahkaha attı. O sırada Gülce, Özgür hatta Daren bile bize baktı. Kerem boğazını temizler gibi yapıp, gülmeyi bıraktı.

 

Geçen sefer Darenle karşılaştığımız sokağa doğru girecegimiz sırada, Daren bana baktı.

 

"Kerem gönder şunu." Dedi.

 

"Bende buradan evime gidebilirim." Diyerek yürümeye devam ettiğim sırada, Kerem kolumu tuttu.

 

"Lavin bizim biraz işlerimiz var. Sen bizle gelip yorulma. Evine git, yarın okulda görüşürüz."

 

"Pekala." Dedim. Onların olduğu sokaktan çıkıp, Eve doğru yürümeye başladım.

 

Ne sanıyordum ki?

 

Bir kaç saat içinde hepsi beni kabullenecekmiydi?

 

Onlar yıllardır arkadaş ben neyim ki?

 

🌺

 

"Kızım çöpü çıkarmayı unutma." Annemin salondan seslenmesi üzerine gidip çöpü aldım.

 

"Tamamdır hallettim." Ceketimi askıdan alıp üzerime geçirdim.

 

İki dakika markete gitmek için çıkmıştım. Canım aşırı derecede çikolata istiyordu. Açık bir yer bulursam alacaktım tabi.

 

Çöpü konteynera attıp, açık bir market aramaya başladım.

 

Bizim sokaktakilerin hepsi kapatmıştı. Bende biraz ilerdeki sokaklara baktım. Açık olan ilk dükkana girdim. Bir kaç tane çikolata alıp çıktım. Bir tanesini açıp yemeye başladığım sırada duyduğum ses, lokmamı boğazımda bıraktı. Kafamı, yanında bulunduğum sokağa çevirdim. Çok tenha ve karanlıktı.

 

Girsem mi ? Girmesem mi?

 

Küfürler havada uçuşuyordu. Bir adım atıp kafamı uzattım. Yerde biri yatıyordu. Başında duranlarda tekmeleyip duruyordu. Yardım etmeliyim.

 

Hemen sokaktan çıkıp cebimden telefonumu çıkardım. Polisin numarasını tuşlayıp kulağıma götürdüğüm sırada, arkamda duran biri telefonumu alıp yere fırlattı. Yerimden sıçradım.

 

"Hanımefendi kimi arıyorsunuz?" Diyip pis pis sırıttı. Geri geri adımladım. Kaçacağım sırada kolumu tutup, ağzımı kapattı ve ara sokağa soktu beni. Sert bir şekilde yere fırlatıldım.

 

Böyle şeyler hep beni mi bulur yaa?

 

"Şansıma tüküreyim!" Diyerek sıkıntılı bir nefes verdim. Kafamı kaldırdığımda bana bakan bir sürü gözle karşılaştım. Yerde yatan kişiye döndüm.

 

"Özgür?" Dedim anlam vermeye çalışarak. Ayağa kalkıp yanına koştum.

 

"Özgür, Özgür iyimisin!" Diye bağırdım.

 

"Neden yaptınız bunu, ne istediniz ondan?" Diyerek ayağa kalktım üstlerine yürüdüm.

 

"Cesur çıktı kızımız." Diyerek alay etmeye başladılar.

 

Özgür yarı ayık bir şekilde doğrulmaya çalıştı. Resmen tanınmaz hale getirmişlerdi. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Elimin tersiyle silip, karşımda duran adama baktım. Kafamı dikleştirip konuşmaya başladım;

 

'Bizi bırakın. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim." Diyerek uyarıda bulundum. Karşımdakiler pekte ciddiye almış gibi görünmüyordu.

 

"Korkudan dizlerim titriyor şuan." Aralarından biri öne atıldı. Sahte bir hüzünle dalga geçer gibi konuştu.

 

Ne yapacaktım ben?

 

Özgür'ün bir an önce hastaneye gitmesi gerekiyordu. Çok fazla darp almıştı.

 

"Bakın, benim babam komutan. Birazdan beni merak edip sokakları aramaya başlar. Beni sizin yanınızda görürse iyi şeyler olacağını sanmıyorum."

 

Diyerek son uyarımı yapmıştım. Aralarından bir kaçının yüzüne endişe yerleşsede, önümde duran adam hiç ciddiye almamıştı.

 

"Baban geldiğinde ölünü bile bulamaz merak etme sen." Diyip gülmeye başladı.

 

Bunların bizi bırakmaya hiç niyeti yoktu.

 

"Sen kafanı böyle şeylerle yorma güzelim. Gecemiz çok uzun" kulaklarımı dolduran o iğrenç kahkaha midemi bulandırmıştı.

 

İki kişi gelip kollarımdan tuttu. Önümde duran leş yüzlü adama doğru baktım. Üzerime doğru yürümeye başladı. Ellerini saçlarımda gezdirdiğinde kafamı çekmeye çalıştım.

 

"Dokunma bana!"

 

Pislik elini yüzüme doğru getirdiğinde, o pis suratına tükürdüm.

 

"Elhamdülillah çok şükür." Gelen sesle arkama doğru baktım.

 

Daren avuçlarını alıp dua eder gibi yüzüne sürdü.

 

"Senin ne işin var olum bur-" karşımda duran adam sözünü bitirmeden, kasıklarına tekme attım. Acı içinde yere yığıldı.

 

"Emir sayarım." Daren sırıtarak önünde dikilen adama kafayı geçirdiğinde 4 - 2 olmuştu birini ben birini o devirmişti. Önünde duran adam Daren'e yumruk attığında sadece gülmüştü.

 

Deli mi bu ?

 

Özgür'ün yanına çöktüm ve kafasını dizime yatırdım. Zor nefes alıyordu. Elini tutup gözlerine baktım. Yarı ayıktı. Kafamı Daren'e çevirdiğimde kaşının ve dudağının kanadığını gördüm.

 

Yerde yatanlara baktığımda Daren hemen Özgür'ün yanına koştu.

 

"Kıvırcık beni duyuyormusun?"

 

Nabzını kontrol edip bana telefonunu uzattı.

 

"Ambulansı ara." Telefonunu alıp ayağa kalktım. Hemen ambulans çağırdım. Arkamı dönüp baktığımda adamların biri ayaklanmıştı. Bıçağını çıkarıp Dare'nin arkasından yaklaştı.

 

Bağırsamda bir şeye yaramazdı. Etrafa bakındım. Gördüm tahta sandalyeyi alıp adamın kafasına geçirdim. Daren duyduğu sesle arkasına döndüğünde, adam yere serildi. Elimdeki sandalyeyi yere atıp geri geri adımladım.

 

Öldü mü?

 

Adamın kafasını kanıyordu. Daren bir bana bir yerde yatan adama baktı.

 

"Daren öldü o." Dedim. Sesim boğuk çıkmıştı. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladığında. Daren hemen ayağa kalkıp adamın nabzına baktı. Sonra bana döndü.

 

"Git burdan!" Dedi bağırarak. Ben anlamaz bir şekilde yüzüne baktığımda karşıma geçti konuşmaya başladı;

 

"Lavin git hadi. Hızlı ol." Kolumu tutup sokaktan çıkarmaya çalıştığında. İttim onu.

 

"Öldü mü o?" Diye bağırdım hıçkırıklarım arasında. Yüzüme baktı sadece konuşmadı. Yerde yatan adama döndü gözlerim. Daren önüme geçti.

 

"Bakma. Git diyorum sana. Polis gelir birazdan."

 

"Katil mi oldum ben?" Sorduğum soruyla kafasını eğdi.

 

"Nabzı çok az." Dediğinde titredim.

 

"Ben yaptım. Ben öldürdüm onu." Ellerim saçlarımı karıştırdım. Ayakta bile duramıyordum. Daren koluma dokundu sakinleştirmek ister gibi. Bana eğilip konuştu;

 

"Bak beni iyi dinle. Sen buraya sesleri duyup geldin. Sonra adamlar sana saldırdı. O sırada ben geldim. Özgürle seni kurtarmak için adamları dövdüm. Sonra kavga sırasında" devam edemedi adama baktı.

 

"Ben onu öldürdüm." Dediğinde sadece dinlemekle kaldım. Suçumu üstlenmeye çalışıyordu. Kafamı iki yana salladım.

 

"Saçmalama onu ben öldürdüm."

 

Dediğimde. Kolumu tutup sokaktan çıkardı.

 

"Lavin git buradan." Arkasını dönüp sokağa tekrar gireceği sırada. Polis sirenleri duyuldu. Aynı anda bir birimizin yüzüne baktık.

 

Özgür gelen ambulansla gitmişti. Benim kafasına vurduğum adamda yapılan müdahaleyle kendine gelmişti. En çok sevindiğim buydu.

Olay yerine babam ve annem geldiğinde koşup bana sarıldılar.

 

Daren karşısında duran polise ifade veriyordu. Ona baktığımda bir bana bir yanımda duran annem ve babama baktı.

 

Bende ifademi vermiştim. Daren motoruna doğru yürüdüğü sırada. Annem arkasından seslendi.

 

"Oğlum bakarmısın."

 

DAREN YALÇIN ANLATIMIYLA

 

Arkamdan gelen sesle olduğum yere çakıldım.

 

Oğlum demişti bana.

 

Oğlum.

 

Arkamı döndüğümde. Lavin'in annesi bana doğru yürüdü. Gülümseyerek bana baktı.

 

"Canım kaşın kanıyor. Bizimle gelmek istermisin sana pansuman yapayım."

 

Kadın sıcacık gülümsemesiyle konuşurken, gözümün önünden görüntüler geçmeye başlamıştı.

 

Annemin gülümsemesini ben hiç görmemiştim..

 

"Ben teşekkür ederim. Ama hiç gerek yok önemli bir şey değil zaten." Diyip kaşımı sildim. Hemen elimi tutup çekti.

 

"Mikrop kapar yapma oğlum. Bak bu benim sana minnettarlığımın göstergesi. Sen benim biricik kızımı kurtardın. Sen gelmeseydin kim bilir ne olurdu." Diyerek hüzünle Lavin'e döndü. O da bize bakmıştı ne olduğunu anlamaya çalışmak için. Tekrar bana bakıp konuşmaya başladı.

 

"Hadi kırma beni. Gel gidelim. Hem benim de içim rahat kalır. Olur mu?"

Karşımda duran kadını geri çevirmek istemedim. Kafa salladım.

 

"Ben arkadaşlarıma haber vereyim. Hastaneye giden arkadaşıma yetişsinler. " gülümseyerek kafasını salladı ve Lavinlerin yanına gitti bende hemen keremlere haber verdim.

 

LAVİN'İN ANLATIMIYLA

 

Annem yanımıza doğru yürüdüğünde, Daren'e baktım telefonla konuşuyordu.

 

"Anne ne dedin Daren'e " Dedim.

 

"Evimize gelmesini istedim. Yazık çocuğun yüzünü dağıtmışlar. Bari pansumanını yapayım da içim rahat etsin."

 

"İyi yapmışsın hanım." Diyerek araya giren babama baktım. Elini annemin omzuna koyup bize doğru yanaştırdı. İkimize de sıkıca sarıldı.

 

"Siz benim hazinemsiniz." Gözlerimi Daren'e çevirdiğimde yüzünde çok tuhaf bir ifade vardı. Annem ve babama bakıyordu.

 

🌺

 

Eve geldiğimizde annem Daren'in yüzüne pansuman yaptı. Bende herkese çay doldurup salona getirdim. Daren'e bardağı uzattığımda bana baktı kısa bir süre sonra bakışlarını çekti.

 

"Afiyet olsun." Dedim düz bir sesle. Kafasını sallayıp çayından bir yudum aldı.

 

Annem Daren'e döndüğünde anladım ki soru yağmuru başlayacaktı.

 

"Canım ailen burada mı?" Diye sorduğunda Daren sadece yere bakıyordu. Kısa bir an düşünüp cevap verdi

 

"Ailem yok." Gülümseyerek anneme baktı. Annem pişman olmuş gibi yüzüne bakarken. Babamla kısa bir an bakıştılar.

 

"Ben özür dilerim oğlum. Patavatsızlık edip acına tuz basmış gibi oldum." Dediğinde gerçekten pişmanlık duyduğunu anladım.

 

"Önemi yok. Onlar bende bir acı bile değil." Gülümseyerek yere baktı. Kalbime giren acıyla derin ama zor bir nefes aldım.

 

"Onlar bende acı bile değil."

 

Bu cümle o kadar ağırdı ki.

 

Bir çocuğun bel kemiği ailesidir. Ailesi yoksa o çocuk hiç bir zaman dik yürüyemez. Ne kadar güçlüyüm ben dese de tam değildir. Bir yanları hep eksiktir, yarımdır..

 

Daren'in deri ceketini askıdan alıp uzattım.

 

"Özgür'ün durumundan beni haberdar edin olur mu?" Dedim yüzüne bakarak. O benim aksime benden başka her yere bakıyordu ceketini alıp kafa sallamakla yetindi.

Annem içerden gelip Daren'e sarıldı. Şok olmuş gibi kollarını yana şarkıtmıştı. Gözlerini kapattı sadece. Sanki yıllardır böyle bir şefkat arıyormuş gibi.

 

"Yine gel olur mu oğlum. Hatta bir dahakine arkadaşlarını da getir. Böyle güzel olan insanlar çok az. Hepinizle tanışmak isterim." Diyip gülümsedi. Daren de anneme gülümseyip kafasını salladı.

 

"Teşekkürler her şey için. İyi akşamlar." Diyerek evden çıktı. Motoruna bindi. Kaskını takmadan önce kısa bir an bana baktı. Sonrada gitti.

 

🌺

 

Bugün haftasonu olduğu için. Geç kalkmıştım. Yataktan kalkıp banyoya girdim günlük rutinimi hallettim. Sonra yatağıma oturup telefonumu elime aldım. Gelen bildirimlere baktım. İnstagramdan gelen istekleri inceledim.

 

Kerem ve Gülce bana istek atmıştı. Kabul edip geri takibe aldım. Telefonu kapatıp yatağımı düzelttim. Üzerime siyah taytımı ve beyaz sweatshirtümü geçirdim saçlarımı tarayıp sırtıma bıraktım. Beyaz çoraplarımı da giyip aşağı indim. Babam gitmişti zaten. Bende annemin cafesine gidip kahvaltı yapmak istedim. Ayakkabılarımı giyip çıktım.

Cafeye girip. Kasaya doğru yürüdüm. Annem beni görünce gelip sarıldı.

 

"Benim güzel kızım gelmiş, hoşgelmiş."

 

"Hoşbuldum annecim. Babam erkenden gitti ve beni görmedi öyle mi?"

 

"Odana geldik ama sana kıyamadı. Öpüp gitti. Uyandığında beni arasın dedi." Gülümsedim.

 

"Kızına da kıyamazmış." Birlikte güldük. Sonra bir masaya oturduk.

Annem kalkıp kahvaltı etmem için bir şeyler hazırlamaya gitti.

 

Babamı arayacağım sırada önüme düşen bildirime tıkladım.

 

Kerem yazmıştı.

 

Kerem: Günaydın Lavin.

 

Lavin: Günaydın.

 

Lavin: sizden haber bekliyorum dünden beri. Özgür nasıl?

 

Kerem: kusura bakma yazamadık. Özgür iyi şuanda.

 

Kerem: o kadar iyiki Gülce ile dedikodu yapıyorlar. Birazdan hastane yatağından aşağı düşecek.

 

Dediğinde küçük bir kahkaha attım.

 

Lavin: İyi olsunda.

 

Kerem: vallahi dediğim gibi çok iyi.

 

Lavin: ne zaman taburcu olur?

 

Kerem: Daren işlemleri yapmaya gitti. Çıkmış oluruz birazdan.

 

Lavin: Anladım.

 

Lavin:geçmiş olsunlarımı ilet lütfen.

 

Kerem: tabi tabi iletirim.

 

Kerem: teşekkür ediyor. İkisinin de selamı var.

 

Lavin: Sende selam söyle.

 

Kerem: sonra görüşürüz o zaman dikkat et kendine.

 

Lavin: sende kendine dikkat et.

 

Mesajımı beğenip çıktı. Babamı aradım bende.

 

Telefonu kapatıp kahvaltı etmeye devam ettim.

 

"Babam durgundu sanki biraz." Anneme baktım.

 

"Bana da öyle geldi." Eminimki zaten annem benden önce fark etmişti.

 

"Ama sen merak etme önemli bir şey yoktur işle alakalıdır. Hadi kahvaltını yap." Gülümseyerek yanımdan kalktı. Kasadaki müşteriyle ilgilendi.

 

🌺

 

Kafede anneme yardım ettim. Akşama doğru dükkanı kapatıp, eve geçtik. Hızlıca duş alıp pijamalarımı giydim.

 

Saçlarımı tarayıp yatağıma geçtim. Telefonumu elime alıp biraz instagramda gezindim.

 

Bir yeni mesaj

 

Gülce yazmıştı.

 

Gülce: Aşkım nasılsın, uyudun mu?

 

Lavin: Hayır daha uyumadım tatlım.

 

Gülce: İyi bari çok sıkılmıştım sana yazayım dedim.

 

Lavin: İyi yapmışsın bende sıkılmıştım zaten. Eee nasıldı günün?

 

Gülce: bildiğin gibi Özgür'ü taburcu ettikten sonra ben eve geldim Darenlerde evlerine gitti.

 

Lavin: Onlar birlikte kalıyordu dimi?

 

Gülce: Evet birlikteler.

 

Lavin: Özgür'ün ailesi biliyormu dayak yediğini?

 

Gülce: Hayır. Bilseler Özgür'ü gelip götürürler.

 

Lavin: Nereye?

 

Gülce: onlar Fransa'da kalıyor. Özgür bizden ayrılmak istemedigi için burda kaldı. Ailesi arada ziyaret etmeye geliyor. Zaten burda kalmasını istemiyorlar bu olayı duysalar onlara bahane çıkar anlayacağın.

 

Lavin: Hmm tamam.

 

Bir yeni bildirim: Kerem 4+1 adlı gruba sizi ekledi.

 

Grup:4+1

 

Kerem: Selam gençlik. Yeni üyemize hoşgeldin diyelim.

 

Özgür:Hoşgeldin Lavin

 

Lavin: Hoşbuldum Özgür. Nasılsın?

 

Özgür: Turp gibiyim. Sayende

 

Lavin: ben naptım ki?

 

Özgür: nasıl naptım? Senden önce kim bilir kaç kişi o sokağın önünden geçti. Ama bir Allah'ın kulu yardım etmedi sen gözünü bile kırpmadan kafa tuttun o siktiklerime.

 

Kerem: yavaş Özgür küfür etmesene

 

Lavin: sorun yok Kerem.

 

Lavin: Özgür'e yanıt verdiniz;

Bir şey yapmadım. Zaten Daren gelmeseydi ikimizde yem olmuştuk.

 

Daren Yalçın gruptan ayrıldı.

 

Özgür : buda övülmeye gelmiyor

 

Özgür Yıldırım Daren Yalçın'ı gruba ekledi.

 

Daren Yalçın gruptan ayrıldı.

 

Özgür: o inatsa ben daha da inadım.

 

Özgür Yıldırım Daren Yalçın'ı gruba ekledi

 

Daren Yalçın gruptan ayrıldı.

 

Özgür Yıldırım Daren Yalçın'ı gruba ekledi

 

Daren Yalçın gruptan ayrıldı.

 

Özgür Yıldırım Daren Yalçın'ı gruba ekledi

 

Böyle böyle yaklaşık yarım saat boyunca. İnat ettiler. En sonunda galip gelen Özgür olmuştu. Ben Daren pes etti sanmıştım

 

Özgür:telefonunu çaldım!

 

Kerem:Evin içinde mal gibi koşup duruyorlar şuanda

 

Gülce: orda olmak vardı dimi Lavin.

 

Lavin: orda olsamda sadece izlerdim galiba

 

Kerem: sanırım Daren Özgür'e büyük işkence edecek.

 

Lavin: durun be daha yeni çıktı hastaneden

 

Kerem: inan şuan nasıl koştuğunu görsen sen onun yerine hasta olursun. Çünkü o baya iyi.

 

Gülce: Klasik Özgür Yıldırım hahahaha

 

Lavin: :)

 

Özgür: Kerem kurtarsana beni!

 

Kerem: Neredesiniz olm sokağa mı çıktınız?

 

Özgür: çatıya kaçtım Daren bahçede beni arıyor. Sakinleştir yoksa beni çatıya gömer.

 

Kerem: uğraşamam yatacağım

 

Özgür: olm sıçarım ağzına. Ben seni geçen kurtardım ya sen niye kurtarmıyorsun ?

 

Kerem: geçmiş zamandan bahs etmeyi sevmem Özgür. İyi geceler. Keşke yanına battaniye alsaydın uyurken üşüme.

 

Kerem: doğrusu bence o kadar bile zamanın yok sen direk kelime i şehadet getir.

 

Özgür: amına koyim senin.

 

Kerem: dur sen imansızsın kelime i şehadet bilmezsin ben öğretim sana.

 

Özgür: ben bir ineyim şuradan senin onu okumaya bile zamanın olmayacak orospu!

 

Gülceyle sesli arama yapıp kahkahalara boğulmuştuk. Konuşamıyorduk bile gülmekten.

 

Kapımın açılmasıyla gülmeyi bıraktım. Annem gelmişti

 

"Kızım iyimisin?" Kadın haklı olarak delirdiğimi sanıyordu.

 

"İyiyim anne çok iyiyim. Gülceyle konuşuyorduk." Dediğimde annem derin bir nefes verdi.

 

"Selam söyle." Diyip odadan çıktı.

 

Telefonu kulağıma götürdüm.

 

"Annem selam söylüyor."

 

"Aleykümselam."

 

Gruba girdim tekrar.

 

Özgür:amına koyayım çatıya çıktı. Şimdi sıçtım ben. Hakkınızı helal edin.

 

Kerem: dostlar saolsun dimi kızlar?

 

Gülce: Evet evett!!

 

Lavin: ya günah çocuğa.

 

Özgür: Lavin hariç herkese hakkım zehir zıkkım olsun.

 

Kerem: aaa ayıp.

 

Gülce: kalbim kırıldı

 

Özgür: benim birazdan kemiklerim kırılacak onu napacazzzzz

 

Kerem: arkadaşlar sanırım Özgür çatıdan aşağı uçtu.

 

Lavin:Nee!

 

Gülce: oğlum şaka maka öldü galiba. Kerem git bak şuna helal etmedi hakkını onun yüzünden cehenneme gidemem.

 

Kerem: sakin olun her şey normal. Daren sadece aşağı atmış.

 

Lavin: öküz diye boşuna demiyorum.

 

Daren Yalçın yazıyor...

 

Daren: deneyimlemek istemiyorsan çeneni kapat!

 

Daren Yalçın gruptan ayrıldı.

 

Bana laf atıp çıktı şaka gibi ya.

 

Lavin Sönmez Daren Yalçın'ı gruba ekledi.

 

Lavin: öyle laf atıp çıkmak oluyor mu Öküz efendi!!

 

Daren: Allah'm sabır ya. Delirmek üzereyim.

 

Lavin: zaten deli değil miydin? Yoksa kendini normal mi sanıyordun sen?

 

Daren: Kızım bak uğraşma benimle. Sen gidip sütünü içip uyu. Boyundan büyük sözler edip durma.

 

Lavin: ne demek istiyorsun sen.

 

Daren: açık konuştum aslında ama illa duymak istiyorsan seni kırmam ben "kısasın süt iç, uza sonra gel" demek istedim.

 

Lavin:Ben kısa değilim sen uzunsun

 

Gülce: abi yeter başım şişti didişmeyin.

 

Kerem: Bence de bir sakin olun artık.

 

Özgür: yaralandım insan sorar.

 

Gülce: Özgür tatlım bir an hakkını helal etmeden ölürsün diye ödüm bokuma karıştı. Şimdi helal edip rahat rahat ölebilirsin ;)

 

Özgür: Yuh cidden yazıklar olsun sizin gibi arkadaşlara puuu size

 

Daren: sadece boş yapmak için açmışsınız gurubu.

 

Daren Yalçın gruptan ayrıldı.

 

Lavin: İyi geceler ben yatıyorum.

 

Gülce: bende yatıyorum iyi geceler.

 

Kerem: bende kaçar

 

Özgür: Ben ne olcam sıkılırım benn!

 

Kerem: Özgür mesajlarını sesli okumak zorundamısın uyuyamıyorum senin yüzünden.

 

Özgür: o güzel kıçını kaldırıp odama gelseydin yaa piç!!

 

Kerem: adı üstünde güzel kıçım. O yüzden kalkamaz yerinden.

 

Özgür: sizden adam olmaz.

 

Telefonumu kapatıp komodine bıraktım. Uyumadan gördüğüm tek bildirim.

 

Özgür Yıldırım Daren Yalçın'ı gruba ekledi

 

Olmuştu.

 

Özgür gerçekten deliydi.

Bölüm Sonu.

 

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi benle paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın sizleri

 

Bölüm : 06.09.2024 17:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...