4. Bölüm

[4. BÖLÜM]:TUHAF OLAYLAR

Hiranur Uzun
lady_bird

Yeni bölüm geldi güzellerimmm ♡♡♡

Oy ve yorum atmayı unutmayın öpüldünüz..

 

Sen bana bakma ben senin baktığın yerde olurum. ...

 

Özdemir Asaf

 

 

"Tuhaf olaylar"

 

Okul için hazırlanmaya başladım. Formamı giymek istemediğim için üzerime günlük kıyafetlerimden geçirdim.

 

Aşağı indiğimde mutfaktan sesler geldiğini duydum.

 

Annem işe neden gitmemişti?

 

Mutfak kapısından içeri kafamı uzattım.

 

"Anne günaydın." Dedim gülümseyerek. Sesimi duyunca korkmuş olacakki elini kalbine götürdü.

 

"Ay korkuttun beni." Ellerini yıkayıp üzerindeki önlüğü çıkardı bana doğru yürüdü. Sıkıca sarıldıktan sonra sevgi dozumuzu almıştık.

 

"Bugün işe neden gitmedin hastamısın?" Dedim tedirgin bir şekilde.

 

"Hayır canım. Dün işe birini aldım. Görsen ve tanısan çok seversin. Bugün dükkanı açacak."

 

"Sen kimseye güvenmezdin ne oldu da fikrin değişti bakalım."

 

"Çok sıcak kanlıydı kadın. Hemen ısını verdim. Hem bana da arkadaş olur. Gün boyu sıkılıyorum."

 

"İyi yapmışsın sultanım." Yanağından öptüm

 

"Ben kaçıyorum o zaman geç kalmayayım."

 

Hemen arkasını dönüp tezgahta duran börekleri peçeteye sardı.

 

"Aç gitme ye bunları." Gülümseyerek elinden aldım.

 

"Tamamdır ellerine sağlık annem." Yanağından öpüp evden çıktım. Ayakkabılarımı giyip bahçe kapısını açtığımda karşılaştığım manzara ile şok geçirdim.

 

"Selam Lavin." Gülce'nin boynuma sarılması ile bende ona sarıldım.

 

"Ne işiniz var burda." Dedim şaşkınlıkla

 

"Bu kız bizi istemiyor dönüyoruz." Özgür arkasını dönüp motoruna doğru yürürken koşup kolunu tuttum.

 

"Saçmalama yaa şaşkınlıkla dedim ben onu." Sıkıca sarıldım Özgür'e o gece aklıma gelince gözlerim dolmuştu. Özgür kollarını bana sarıp gülümseyerek yüzüme baktığında ağladığımı fark edince geri çekilip bana baktı.

 

"Hadi ama yapmasana neden ağlıyorsun ayoll"

 

Sesini incelterek konuştuğunda gülüp göz yaşlarımı sildim.

 

"İyisin ya sevinçten ağladım."

 

Kafamı çevirdiğimde Kerem her zamanki gibi hiç buralı olmuyordu. Mesajlardaki samimiyeti neden yoktu bilmiyorum. Biz insanlar aslında hep öyleyiz kendimizi rahat hissettiğimiz için her şeyi yazarız ama iş yüz yüze konuşmaya gelince susarız.

 

"Geç kalıyoruz." Arkamda duyduğum sesle döndüm. Daren motoruna yaslanmış öylece bize bakıyordu.

Yüzüme bile bakmayıp kaskını taktı. Üçününde motoru vardı. Gülce Özgür'ün arkasına oturup kaskını taktı. Ben sırtımdan çantamı indirip elimdeki börekleri bırakacağım sırada Özgür elimden alıp kokladı.

 

"Oha aşırı iyi kokuyor." Peçeteyi hızla açtığında karşılaştığı manzara hoşuna gitmiş olacak ki gözlerini kapatıp gülümsedi.

 

"Ev böreği hemde peynirli." Güldüğüm sırada bana döndü.

 

"Yiyebilirmiyim?"

 

"Tabiki de." Kerem de gelip Özgür'ün elindeki börekten bir parça aldı.

 

"Abi yavaş yaa bizde insanız yani." Diye sitem eden Özgür'e baktığımda kahkaha attım. Gülce de elini öne uzatıp bir parça istedi.

 

"Yeter ama bana kalmadı."

 

"Özgür istersen annemden biraz daha isteyebilirim."

 

"Vallahi olur." Ağzındaki lokmayı yutmadan konuşurken öksürmeye başladı.

 

"Öküz müsün yavaş ye." Kerem sitemle Özgür'ün sırtına vurdu.

 

"Daren senin en sevdiğin şey bu gelsene." Diye Daren'e seslenen Kerem'e baktım önce sonra da arkamı döndüm. Daren hiç oralı olmadı.

 

"Yemezsen yeme ben yerim." Özgür son parçayı da yiyip motoruna geçti.

 

"Okulda görüşürüz o zaman." Çantamı sırtıma atıp. Gideceğim sırada Kerem kolumu tuttu.

 

"Biz buraya seni almaya geldik atla hadi." Kaskı bana uzattığında elinden aldım. Üzerinde Lavin yazıyordu. Ağzım kulaklarıma varmıştı resmen.

 

"Oha!" Dedim heyecanla.

 

"Bu benim mi?" Kerem kafasını sallayınca bir çocuk gibi yerimde zıpladım.

 

"Teşekkür ederim."

 

~

 

Koridorlarda sabahtan beri matematik hocasını arıyordum. Çözemediğim bir soru vardı ve aşırı şekilde kafama takılmıştı. En sonunda öğretmenler odasında da bulamayınca yarınki derste sorarım diye sınıfa doğru yürüdüm.

 

Kitabı karıştırırken çarptığım koca cüsseyle geri geri gittim.

 

"Önüne baksan-" karşımda Bora vardı. Tek kelime bile etmeden yanından geçmek istedim. Kolumu tuttu.

 

"Lavin." Adımı ilk defa duymuştum ondan. Kısa bir an durup kolumu çektim.

 

"Ne var Bora, bu sefer ne hakaret edeceksin?" Dediğimde yüzünde hiç mimik oynamadı. Sadece baktı bana.

 

"Konuşsana."

 

"Babam sizi yemeğe davet etti."

 

"Pardon?"

 

~

 

Bora'nın babasıyla babam yakın arkadaştı ama zaten babam çalıştığı için görüşmüyorlardır diye düşünmüştüm. Meğer öyle değilmiş. Babam ne zaman bizi görmeye gelse Bora'nın babasıylada görüşüyormuş.

Ben bunu yeni yeni annemden duyuyordum.

 

"Anne ben o çocukla aynı ortamda durmak istemiyorum."

 

"Kızım peki ama neden?" Anneme hiç bir zaman Bora'nın bana yaptıklarından bahs etmiyordum. Çünkü olayı büyütebilirdi.

 

"Anne ısınamıyorum çocuğa olamaz mı?" Kendim bile bu cümlenin saçmalığına güldüm. Bora ailemin yanında o kadar iyiydi ki annem buna nasıl inanırdı bilmiyorum.

 

"Kızım Allah aşkına ne kötülüğünü gördün."

 

"Ama ben-" dememe kalmadan annem lafımı kesti.

 

"Bak canım baban için önemli bu akşam yemeği. Bari bizim için orada bulun." Dediğinde bir şey diyemedim. Oflayarak kalkıp odama gittim.

 

Sıcak bir duşun ardından giyinip. Saçlarıma fön çektim. Hafif bir makyaj yapıp, babamın doğum günümde aldığı ay kolyesini taktım.

 

Aşağı indiğimde babamın gelmiş olduğunu gördüm. Gidip sıkıca sarıldım.

 

"Babacım hoşgeldin. Çok özledim seni."

 

"Bende seni özledim miniğim." Geri çekilip beni süzdü ve gülümsedi.

 

"Çok güzel olmuş benim güzel kızım."

 

"Her zaman ki gibi" annem arkadan bize gülümseyerek bakıyordu. Kurduğu cümleyle yanına gidip sıkıca sarıldım.

 

"Ee annemden almışım güzelliğimi." Birlikte gülüştüğümüz sırada kapı çaldı.

 

"Ben bakarım " Diyerek hızla kapıya koştum. Açtığımda karşımda. Özgür ve Gülce duruyordu. Arkalarında Kerem ve Daren vardı.

 

"Geleceğimizi biliyormuydun sen bu ne güzellik." Dedi Özgür ağzı açık bir şekilde.

 

"Hoşgeldinizde geleceğinizi bilmiyordum."

 

"Cidden çok iyi olmuşsun kız." Gülce hafif koluma vurup güldüğü sırada bana bakan Daren ve Kerem'e döndüm. İkisi de bana bakmış kalmıştı. Kereme elimi sallayarak selam verdiğimde gülümseyip kafasını salladı.

 

"Annenler evde mi seni kaçırmaya geldik biz."

 

İçeri doğru bakıp tekrar Özgür'e döndüm.

 

"Çok isterdim ama bugün bir yere davetliyiz. Ve mecburen gitmek zorundayım. İstemiyorum aslında ama dediğim gibi mecburum."

 

"Neden ki nereye gidiyorsunuz?" Diye bir soru sordu Gülce

 

"Bora'nın evindeki davete."

 

"Ne!" Dedi ikisi aynı anda.

 

"Kızım senin orada ne işin var?" Gülce sesini hafif yükselttiğinde babam bana seslendi.

 

"Kızım kim geldi?" Diyerek kapıya doğru geldiğinde. Gülümseyerek Gülcelere baktı. Arkada Daren'i görmüş olacakki hemen el salladı.

Daren gülümseyerek kafasını salladı.

 

"Baba arkadaşlarım Özgür, Gülce, Kerem ve " Dediğimde babam araya girdi.

 

"Daren oğlum neden dışarıdasınız içeri gelsenize." Dediğinde şok içinde babama bakıyordum.

 

"Hayır gerçekten hiç gerek yok. Sizin gitmeniz gereken bir yer varmış zaten biz sizi tutmayalım." Diye seslenen Daren'e döndüm.

 

"Peki ama bir dahakine mutlaka gel. Sohbet ederiz." Bir babama bir Darene derken kafam allak bullak olmuştu. Babam kolay kolay kimseyi sevmezdi bu ne samimiyetti çözememiştim.

 

"Baba ayıp oluyor arkadaşlarıma." Dediğimde babam sonunda önünde duran Gülce ve Özgürü fark etmişti. Özgür babama elini uzattığında babam Özgür'e dik dik baktı. Dediğim gibi kimseyi tanımadan yakın davranmaz. Bu da öyle bir şey di.

 

"Ben Özgür." Diyerek babama gülümsedi. Babam elini sıkıp. Hafif bir şekilde dudagini kıvırdı.

 

"Memnun oldum evlat. Bende Erdem." Özgür kafasını sallayıp elini çekti.

 

"Bende Gülce." Gülce gülümseyerek babama baktığında. Babamda gülümsemişti. Kesinlikle bu kız mutluluk hormonu salgılıyordu.

 

En son babam Kerem'e doğru baktığında Kerem bir anda hazır olda babamın önüne dikildi. Saygıyla kafasını eğip kaldırdığında gülmemek için zor tuttum kendimi.

 

"Merhaba efendim bende Kerem."

 

"Memnun oldum çocuklar. Güzel bir arkadaş gurubunun olması beni mutlu etti Lavin." Dedi bana gülümseyerek.

 

"Ben yolcu edeyim Gülceleri sizde hazırlanıp çıkın. "

 

Babam gideceği sırada hemen durdurdum.

 

"Baba birde annem benim ceketimi getirsin olur mu? Dışarısı serinmiş."

Babam onaylayıp içeri girdi. Bende kapıyı kapatıp Özgürlerle sokağa çıktım.

 

🌺

 

Boraların kapısına geldiğimizde derin bir nefes aldım. Bir kaç saat dayanmak zorundaydım. Yapacak bir şey yoktu.

 

Kapıyı evin çalışanı açıp bizi salona doğru götürdü. Bora'nın babası ve annesi buradaydı ama Bora yoktu. Ay lütfen bir işi çıkmış olsun gelmesin.

 

Bora'nın annesi ve babasıyla selamlaşıp oturacağım sırada içeri giren kişiyle gözlerimi sakin olmak ister gibi kapatıp açtım.

 

Lanet olası neden evdeydi?

 

Çünkü onun evi...

 

"Hoşgeldiniz." Babam ve anneme selam verip bana döndü elini uzattı.

Mecburen tutmak zorunda kaldım bırakacağım sırada beni hafif bir şekilde kendine yaklaştırdı. Kulağıma doğru eğildi.

 

"Kusura bakma gelmeyeceğim sanıp sevinmiştin. Ama maalesef tüm gece benimlesin." Geri çekildiğide nefretle yüzüne baktım. Bana gülümseyerek koltuğa oturdu.

 

Kısa bir sohbet ardından yemek masasına geçtik. Önümde duran boş servise kaşıkla daireler çizerken tabağa bırakılan sarmalar ile kafamı kaldırdım. Bora bana bakıp o pis gülümsemesini takındı.

 

"Sarma seversin sen. İçinde acıda var sana özel yaptırdım. " Dediğinde önce annemlere baktım. Sohbete dalmışlardı. Tekrar Boraya dönüp kısık bir sesle konuştum.

 

"Sanane benim ne yediğimden? Sen kendi yemeğini yesene."

 

"Sen yemeyince boğazımdan geçmiyor."

 

"Komikmisin sen?"

 

"İstersen komik de olabilirim."

 

Sinirle önüme döndüm. Tabağımdaki sarmalar çok güzel görünsede Bora'nın inadına tek bir lokma almadım.

 

"İzninizle." Çalan telefonumla masadan kalktım. Bahçeye çıktım.

 

Arama görüntülüydü

 

"Lavinnn bak Daren yine Özgür'ü çatıdan atacak." Kerem gülerek bunları bana anlatırken Gülce ortak aramada olanları izliyordu.

 

"Delirdiniz mi?" Dedim telaşla bildiğin atmak üzereydi çocuğu.

 

"Ee hak etti ama. Gitmiş Daren'in motorunu çizmiş."

 

"Neden?" Dediğimde Kerem telefonu kendine yaklaştırıp sessizce konuşmaya başladı.

 

"Dc oynuyorduk. Asla yapamazsın dedim gaza getirdim. Çizdi." Gülce kahkahalarla gülerken ben hiç eğlenmemiştim nedir bu çocuğun çektiği ya

 

"Kerem Özgür'ü git kurtar yoksa bir daha senle konuşmam." Diyerek uyarıda bulunduğumda Kerem oflayark çatıya doğru gitti.

 

En sonunda Daren'i ikna edip Özgür'ü kurtardığında bu sefer Kerem'in başı beladaydı Özgür kesin dövecekti.

 

Telefonu Daren'in eline tutuşturup kaçtı Kerem. Daren ekrana bakmıyordu. Özgürlere bagırmakla meşguldü. Telefon yüzünü alttan çektiği için o sıra çene kaslarını fark ettim.

 

Hakkını yemeyelim çok yakışıklıydı.

 

Telefona öylece bakarken Daren bir anda Gülce ve bana baktı.

 

"Kapatıyorum Kerem seni sonra arar." Diyip aramayı kapatacağı sırada telefonum elimden çekilip alındı.

 

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Diyerek hafif bağırdığım sırada Bora telefonumu çimlere doğru fırlattı.

 

"Kafan mı güzel senin ne sanıyorsun kendini?" Diyip kolundan ittim.

 

"O kimde sen onla konuşuyorsun!"Diyip bağırdı bana. korkudan irkildiğimde geri adımladım.

 

"Sanane ya asıl sen kimsin?'

 

"O çocukla bir daha konuşmayacaksın o grupla bir daha yan yana gelmeyeceksin duydun mu beni!" Hiç bir şey anlamıyordum Bora neden karışıyordu buna.

 

"Pardonda sen kimsin? Ben söyleyeyim. Hiç."

 

Dediğimde bana öylece baktı.

 

"Hiç öyle mi? "

 

"Evet öyle. Zoruna mı gitti yoksa?"

 

"Benle konuşurken laflarına dikkat et Lavin yoksa sonu hiç iyi bitmez!"

 

"O kıza bağırdığın ağzını sikerim senin!"

 

Yükselen sesle ikimizde yerde duran telefonuma baktık. Hemen alıp ekrana baktım. Daren aramayı kapatmamıştı Gülce, Özgür ,Kerem hepsi bizi dinlemişti. Bağıran da Darendi.

 

Neye şaşıracağımı bilmiyordum gerçekten.

 

Önemli olan Daren'in senin için Boraya bağırması tabiki.

 

Bora telefonumu alacakken hemen aramayı sonlandırdım. Yoksa büyük kavga çıkacaktı.

 

"O bana küfür mü etti az önce?" Sinir küpü olmuştu resmen ben bile onda korkuyordum şuan. Dinlememezlikten gelip hızla yanından geçip içeri girdim.

 

Telaşlı bir şekilde salona girdiğim için annem bana ne oldu dercesine bir bakış attı. Hemen yanına oturdum. Elini tutup gülümsedim.

 

🌺

 

O gece tam bir işkenceydi. Bora çatık kaşlarıyla sadece bana bakmıştı. En sonunda eve döndüğümuzde rahat bir nefes almıştım.

 

Şimdi ise okul için hazırlanıyorum. Bakalım okulda beni ne bekliyor.

 

YETER MEZUN OLMAK İSTİYORUM!

 

Giyinip aşağı indim. Annemler kahvaltı ediyordu. İkisini de öpüp masaya geçtim.

 

"Günaydınlar küçük hanım."

 

"Sizede günaydın."

 

Hızlıca bir şeyler yedim.

 

"Bugün seni ben bırakayım mı?" Babamın sorusuyla hevesle gülümsedim.

 

~

 

"Hadi baba annemi sonra öpersin geç kalıyoruz!"

 

İçeri seslenmemle babam kafasını mutfaktan kapıya uzattı.

 

"Sus kız geliyorum işte." Gülmeye başladığım sırada babam sinirli bir şekilde yanıma geldi bende hemen dışarı kaçtım.

 

Gülerek arabaya doğru giderken çarptığım cüsseyle az kalsın yere yapışıyordum ki belimden tutuldum çok şükür. Kafamı kaldırdığımda Borayı gördüm hemen geri çekildim.

 

"Ne işin var senin burada."

 

"Sana da günaydın." Diyip sırıttığında ağzına bir tane çakasım gelmedi değil hani.

 

"Günaydın Bora oldu mu? Şimdi burada be işin var onu söyle."

 

"Seni almaya geldim."

 

"Pardon?" Babam o sırada yanımıza geldi. Borayla el sıkıştılar.

 

"Merhaba efendim nasılsınız?" Bora yine efendi rolü oynuyordu ve bu ona tiksindirici bir bakış atmama sebep oldu.

 

"Merhaba oğlum. İyiyim sen?"

 

"İyiyim bende. Beni babam gönderdide. Sizi eve bekliyormuş konuşmanız gereken şeyler olduğunu söyledi."

 

"Tamamen unutmuşum ben onu. Hemen arayıp haber vereyim." Babam içeri geçeceği sırada arkasından seslendim.

 

"Baba okul?"

 

"Kızım Bora seni bıraksın olur mu? Çok özür dilerim acil işlerim var."

 

Bana öpücük atıp içeri girdiğinde ofladım. Bora'nın yanından geçip gideceğim sırada kolumu tuttu.

 

"Baban benimle gelmeni istedi."

 

"Gerek yok ben yürümek istiyorum."

 

"Birincisi dersin başlamasına çok az kaldı. İkincisi zorluk çıkarırsan babana şikayet etmeye giderim. Zaten o zaman isteyerek binmiş olursun."

 

Göz devirdim. Bora arabanın kapısını açıp oturmamı bekledi. Mecburen geçip oturdum. Kapıyı sertçe kapatıp önüme döndüm.

 

Yol boyunca ikimizdende ses çıkmadı. Sadece dışarıya bakıyordum.

 

"Güzel olmuşsun." Bora'nın sesiyle ona döndüm. Ne demişti o?

 

"Güzel olmuşsun."

 

Öküzlük etmek istemedim. En azından bir kereliğine de olsa insanmış gibi davranabilirdim.

Önüme döndüm.

 

"Teşekkür ederim." Bana baktığını hissetsemde. Hiç yüzüne bakmadım.

 

Okula vardığımızda bahçedekiler bize bakıyordu. Tabiki de kedi köpek gibi birbirini yiyen iki insan aynı arabadan inince bir tuhaf oluyordu.

 

Hiç kimseye bakmadan okula girdim. Bora arkamdan geliyordu. Sınıfa girip sırama oturduğumda Gülcelerin hala gelmediğini fark ettim. Normalde benden önce gelirlerdi. Bugün gelmemeleri tuhaftı açıkçası.

 

~

 

Dersler akıp giderken sıkıntıdan patlamak üzereydim. Neredeydi bunlar?

 

Okul çıkışında tekrar Gülce'yi aradim belki yüzlerce mesaj ve arama yapmıştım ama cevap yoktu.

 

Okuldan çıktığım sırada önümde Bora'nın arabası durdu. Camı indirip bana baktı.

 

"Eve bırakmamı istermisin?"

 

"Hayır gerek yok." Kulaklıklarımı takıp. Arabanın yanından geçip gittim.

 

Eve gidene kadar onları düşünmüştüm. Tekrar tekrar aramıştım. Adreslerini bilsem şimdiye gitmiştim ama bilmiyordum. Ne yapacaktım ben?

 

~

 

Odamda oturup kitap okurken telefonuma gelen aramayla doğruldum. Hemen açtım.

 

"Gülce neredesizin ya aklım çıktı."

Karşı taraftan ses gelmemişti.

 

"Gülce iyimisin sen cevap versene."

 

Telaş yapmaya başlamıştım iyice neler oluyordu?

 

"İyiyim Lavin. Merak etme diye aradım. Biraz nezle olmuşum o yüzden gelemedim okula."

 

"Geçmiş olsun güzelim. Çok üzüldüm siz gelmeyince."

 

"Bir kaç gün gelemeyebilirim merak etme olur mu?"

 

"Ben seni görmeye geleyim bari. İçim rahat etmez böyle."

 

"Hayır hayır! Sen gelme gerek yok." Sesinde anlayamadığım bir şey vardı.

 

"Peki sen öyle istiyorsan öyle olsun."

 

"Benim kapatmam lazım sonra konuşuruz."

 

"Dur bir dakika Keremler nerede?"

 

"Onlarda mı gelmedi?"

 

"Evet yoklardı."

 

"Lavin benim gerçekten kapatmam lazım. Keremlerden haberim yok ben sana ev adreslerini mesaj atarım olur mu?"

 

"Peki tamam canım." Telefon kapandığında ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

 

Gülce'nin nesi vardı?

 

Keremler neredeydi?

 

 

 

Bölüm Sonu güzellerimmm beni özlediniz mi?

 

 

Ben sizi çok özledim.

 

 

Bölümü nasıl buldunuz?

 

 

Düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın.

 

 

En sevdiğiniz sahne hangisiydi?

 

 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

 

 

Öpüldünüz..♡♡♡♡

 

 

Bölüm : 12.09.2024 23:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...