5. Bölüm

[5.BÖLÜM]:KAVGA

Hiranur Uzun
lady_bird

Herkese tekrardan merhaba.

 

Beni özlediniz mi?

 

"Ben sizi özledim canlarım.."

 

Özlemimizi daha sonra gideririz diye düşünerek, sizleri o çok beklediğiniz bölüme uğurluyorum.

 

Keyifli okumalar.

 

ÇOKÇA ÖPÜCÜK ♡♡♡

 

İnsan ya acılarını unutmasını ya da mezarını kazmasını bilmelidir."

 

- Balzac

 

 

"Kavga"

 

Hemen üzerime bir şeyler geçirip aşağı indim.

 

Annem ve babama yürüyüşe çıktığımı söyleyip evden ayrıldım. Gülce'nin bana attığı adrese gitmek için bir taksiye bindim.

 

Aklımda Gülce vardı.

Acaba neden öyle yapıyordu?

Canı sıkkındı belliki.

Düşünceler aklımı kemiriyordu resmen. Yanına gitsem, iyi olduğunu görsem çok daha iyi olacaktı. Ama o yanına gitmemi istemiyordu.

 

Adrese vardığımda ücreti ödeyip taksiden indim. Tek katlı büyük, bahçeli bir ev karşıladı beni.

Bahçesine adım attığımda ışıkların yandığını gördüm.

 

Zili çaldığımda içeriden Kerem ve Özgür'ün sesi duyuldu. Kapıyı açma kavgası yapıyorlardı.

 

Deliydi bunlar..

 

Özgür sitemle kapıyı açtığında beni görünce önce duraksadı sonra gülümseyip bana sarıldı.

 

"Boğuluyorum Özgür." O kadar sıkı sarılıyordu ki boğulmak üzereydim.

 

"Tamam yaa kısa sürdü." Geri çekildiğinde birlikte içeri girdik. Ev çok düzenli ve temizdi. Bir tebriği hak ediyorlardı.

 

Kerem beni görünce ayağa kalktı.

 

"Lavin senin burada ne işin var, nasıl buldun burayı?"

 

"Hoşbuldum Kerem." Dedim gülümseyerek.

 

"Hoşgeldin. Kusura bakma, bir anda karşımda görünce." Dedi mahçup bir şekilde. Sorun yok dercesine kafamı salladım.

 

Birlikte salonda oturuyorduk. Anlayamadığım bir sessizlik hakimdi ortama. Neler olduğunu çözememiştim. Ama bir tuhaflık olduğu çok belliydi.

 

Daren'in elinde kaskıyla içeri girmesiyle bütün gözler ona döndü. Anlamaz bir şekilde bana baktı, sonrada Kerem'e kaş göz yapıp koridora girdi.

 

Kerem hemen arkasından gitti. Özgürse sadece duvara bakıyordu.

 

"İyimisin?" Dedim. Yüzünü bana çevirmeden konuşmaya başladı

 

"Bilmem. İyiyim galiba."

 

"Bana anlatabilirsin." Güven vermek adına sıcak bir gülümsemeyle baktım yüzüne. Bana döndü dudaklarını araladı ama konuşmadan tekrar duvara doğru baktı.

 

"Gülce hastaymış." Dediğimde Özgür hemen ayağa kalktı.

 

"Hastamıymış?"

 

"Evet de haberin yokmuydu?"

 

"Hayır telefonlarımı açmıyor ki."

 

"Nasıl yani neden ?"

 

Özgür bana cevap vermeden hemen Keremlerin olduğu odaya koştu. Bende arkasından gittim. Kapıyı sertçe açınca Kerem ve Daren hemen bize baktı.

 

"Ne oluyor savaş mı var?"

Daren sinirli bir şekilde Özgür'e bakarken ben araya girdim.

 

"Gülce bana hasta olduğunu söyledi. Sizin haberiniz yokmuş galiba. Özgürde telaş yaptı işte."

 

"Ben Gülce'yi görmeye gideceğim." Özgür odadan çıkacakken Daren kalkıp kolundan tuttu.

 

"Saçmalama Özgür. O pislik yine rezillik çıkartır. Olan bize olur."

 

"Asıl sen saçmalama ya kötü bir şey olduysa."

 

Çok telaşlıydı bunun sebebini pek anlayamamıştım.

 

"Bir dakika Gülce'yi görmeye neden gidemiyoruz kim rezillik çıkarıyor."

 

Kerem oturduğu yerden bana bakıp konuştu.

 

"Gülce'nin üvey babası bizi eve almıyor. Ne zaman oraya gitsek polisi arayıp şikayetçi oluyor. Bir ara nezarete düşmüşlüğümüz bile var."

 

"Peki ama neden, niye böyle bir şey yapıyor."

 

"Gülce'nin annesi 2 yıl önce öldü. Üvey babası da Gülce'yi üzerine geçirdi. Yani Gülce 18 yaşını doldurana kadar o pislikle yaşamak zorunda. Anlayacağın belalı biri."

 

Keremin açıklaması üzerine Özgür odadan bir hışımla çıktı. Daren arkasından koşarak gitti ben ve Kerem de onları takip edip evden çıktık.

 

Motoruna binip hızla yanımızdan ayrılan Özgür'ün arkasında kala kalmıştık.

 

"Salak bu çocuk ya!" Daren sitemle bağırdı ve hemen motoruna bindi.

 

"Gidelim başına bela açmadan." Daren Kerem'e işaret ettiğinde hemen o da motoruna bindi. Ben ne yapacağımı bilmez bir şekilde öylece duruyordum.

 

"Hadi Lavin." Kerem'in bana seslenmesiyle kendime gelip hemen arkasına geçtim.

 

Neler oluyor şuan?

 

Gülce'nin başı beladamıydı yani?

 

Ya kötü bir şey varsa?

 

....♡....

 

Gülce'nin evinin önünde durmuş öylece karşıya bakıyorduk. Özgür biz geldiğimizde neredeyse kapıya tekme tokat girişecekti ki biz tuttuk.

 

Aklıma gelen fikirle hemen Daren'e döndüm.

 

"Beni tanımıyor." Bana anlamsız bir şekilde baktı.

 

"Demek istediğim sonuçta beni hiç görmedi. Gülceden notları almaya geldiğimi söyleyerek içeri girebilirim."

 

Daren biraz düşündü. Kerem ve Özgür de bana bakıyordu.

 

"Lavin yapabilir bunu. Düşünmeye gerek yok. Hadi Lavin Gülce iyimi değil mi öğren ve gel." Özgür beni kapıya doğru iteledi. Derin bir nefes alıp kapıya doğru yürüdüm.

 

Arkamı dönüp bana bakan üçlüye baktım. Sorun yok dercesine gülümsedim ve kapıyı çaldım.

Bir kaç kez vurduktan sonra kapı aralandı.

 

Gülce kafasını yarım bir şekilde dışarı uzattığında beni görünce hemen kapıyı ardından kapatıp bana döndü.

 

"Lavin senin burada ne işin var?" Yüzündeki yaralara baktım öylece.

 

O pislik dövmüşmüydü?

 

"Gülce yüzün." Dediğimde hemen kolumdan tutup beni kapıdan uzaklaştırmaya çalıştı.

 

"Git buradan hemen. Hadi."

 

"Gülce dur bir dakika biz buraya seni merak ettiğimiz için geldik."

 

"Siz?" Dediğinde kafamı çevirip Darenleri işaret ettim. Özgür Gülce'yi görmüş olacakki, yerinde duramıyordu. Kerem ve Daren kolundan tutmuş sakinleştirmeye çalışıyordu.

 

"Lavin yalvarırım onları al ve buradan git ben iyiyim. Beni merak etmeyin. Bir kaç güne okulda olurum zaten. Özgürlere söyle panik yapmasınlar. Her şey yolunda." Beni tatmin etmek için yüzüne acı bir gülümseme yerleştirdi. Elini tuttum, güven vermek ister gibi.

 

"Gülce bana güvenebilirsin. Neler oluyor anlat bana hadi." Gülce tam konuşacakken evin kapısı açıldı. Dışarı orta yaşlarda bir adam çıktı. Beni görünce kaşlarını çatıp bize doğru yürüdü.

 

"Gülce kim bu." Gülceye bakıp sert bir şekilde konuştuğunda araya girdim.

 

"Ben Gülce'nin okuldan arkadaşıyım. Bazı notlar vardı da onları almaya geldim."

 

"Şey evet." Sesi titriyordu konuşurken. Adamın suratına tükürmek istedim o an.

 

"Tamam şimdi gönder." Diyip bana döndü. Pis pis baktı.

 

Sakinim sakinim...

 

"Notları daha almadım ama ben." Dedim inatlaşır gibi.

 

"Banane bundan. Defol evimden." Kolumu tutup beni ittiğinde düşecektim ki birinin beni kolumdan yakalamasıyla son anda kurtuldum. Daren kolumu bırakıp adama baktı sinirli bir şekilde. Ellerini yumruk yapmış öylece duruyordu.

 

Şimdi ortalık karışacaktı işte.

 

"Lan sizin burada ne işiniz var!" Adam sesini yükseltip Özgür'ün üzerine yürüdüğünde. Kerem Özgür'ün önüne geçip adama kafayı koydu.

 

Şiddet bunlara yasak değil özellikle karşılarında böyle bir orusbu çocuğu varsa.

 

"Durun yapmayın." Kavga çıktığında Özgür ve Kerem adamı dövmeye başladı. Gülce onları ayırmaya çalışıyordu ben ve Daren de öylece onlara bakıyorduk. Kafamı eve doğru çevirdiğimde içeriden iki tane iri yarı adam çıktı.

 

Sıçtık..

 

Adamlar koşup bize doğru geldiğinde, Daren önlerine geçip durdu.

 

Adam yumruğunu kaldırdığında Daren elini tutup kafayı adama geçirdi. Diğer adam Keremlere doğru geldiğinde. Yerde yatan Gülce'nin babasını bırakıp bu sefer diğer adamı dövmeye başladılar. Gülce'nin yanına gidip elini tuttum.

 

"Korkma birazdan buradan gideceğiz."

 

"Benim yüzümden onlar." Gülce ağlamaya başladığında. Sıkıca sarıldım ona.

 

"Bakma onlara sakinleş." Gülce'yi alıp kaldırıma oturttum. O sırada telefonuma gelen aramayla irkildim. Cebimden çıkardığım telefona baktığımda ekranda babamın aradığını gördüm. Şimdi ne diyecektim. Meraktan ölmüşlerdir kesin. Aramayı reddedip telefonu cebime attım.

 

Darenlerin yanına gideceğim sırada telefonum tekrar çaldı. Bu sefer de hemen açtım telefonu.

 

"Baba yoldayım evde olurum birazdan."

 

"Ben baban değilim küçük civciv."

 

Arayan babam değildi.

 

Boraydı.

 

"Bora ben seni sonra arayayım mı?"

 

"Lavin sen evde değilsen neredesin?"

 

Gülce'nin babası ayaklanıp cebinden çakı çıkardı. Özgür'e doğru yaklaştığında avazım çıktığı kadar bağırdım.

 

"ÖZGÜR DİKKAT ET!"

 

"Lavin sen neredesin. Neler oluyor?"

 

Kusura bakma Bora şuan senle ilgilenemem.

 

Telefonu yüzüne kapatıp. Özgür'ün yanına koştum.

 

"Lavin uzaklaş!" Şuan Kerem ve Daren de diğer adamlarla ilgileniyordu. Kimse bize yardım edemezdi galiba.

 

"Özgür dikkat et lütfen." Beni arkasına aldı. Önümde durdu ve adama baktı.

 

"Bırak o elindekini."

 

"Siz kimsiniz oğlum. Gebertirim lan hepinizi!" Adam bağırmaya başladığında yerimden sıçradım.

 

Bıçağı Özgür'e doğru sallandığında. İkimizde geri geri adımladık.

 

"Kime bulaştığınızın farkında mısınız siz?" Pis pis gülmeye başladı.

 

Bir insan bu kadar mı iğrenç olur ya.

 

Bir kez daha bıçağını hava da salladığında Özgür'ün kolunu sıyırdı.

 

"Ne yaptığını sanıyorsun sen piç."

 

Özgür'ün kolu kanamaya başladığında iyice sinirlenmiştim adama sert bir tokat geçirdiğimde

O an ben bile cesaretime hayran kaldım.

 

AMAN NE CESARET BİRAZDAN ADAM SENİ DOĞRAYACAK LAVİN!!

 

Kolumu tutup sıkmaya başladı bıçağı boynuma doğru tuttu.

 

"Gebermek mi istiyorsun sen!"

 

"Bırak lan kızı!" Özgür'ün sesi duyulduğunda gözümden bir yaş düştü. Bütün gözler bize döndü. Darenler kan ter içinde bize bakıyordu.

 

"Bak tamam bırak kızı konuşalım." Daren elini havaya kaldırıp anlaşma yapar gibi konuştu.

 

"Ne konuşacağım lan ben sizle!"

Bıçağı boynuma biraz daha bastırdı.

 

Gülce titreye titreye önümüzde durdu.

 

"Baba." Bu kelimeyi bu orospu çocuğuna söylemek o kadar ağır geliyorduki ona. Sesi içine doğru gitmişti.

 

"Yalvarırım bırak onları gitsinler."

 

"Senin bokların bunlar zaten. Geberteceğim seni bu sefer! Emin ol buna." Bu sefer Gülce'ye bağırdı. Yerinde sıçradı Gülce.

 

Annem ve babam ölmüştür meraktan. Ya bana şimdi burada bir şey olursa onlar kahrolur.

 

Ağlamaya başladım. Annemin babamın isyanı geçti önümden bir anlığına.

 

"Yalvarırım bırak beni."

 

O an kurtuluşun sesi duyulmuştu.

 

Polis sirenleri.

 

Sokağa giren arabalardan polisler indiğinde, Gülce'nin babasına silah doğrulttular.

 

"BIRAK O ELİNDEKİNİ HEMEN!" Sert bir şekilde bağıran polise baktım.

Kurtulamayacağını anlayıp bıçağı bıraktı sonrası bende yoktu zaten o ara bayılmışım.

 

Bu kadar olaydan sonra ölmediğime şükür ediyorum zaten.

 

.....♡.....

 

Olay gecesininden iki gün sonra

 

Alarmın çalmasıyla gözlerimi açtım.

Hemen duşa girip günlük rutinimi tamamladım.

 

Dolabımın önünde durup ne giyeceğim diye bakındım.

 

Üzerime geçirdiğim sweatshirtümü eteğimin içine katıp düzelttim. Saçlarımı da taradıktan sonra tepeden bir at kuyruğu yaptım. Dudaklarımı ve yüzümü de nemlendirip çantamı aldım. Aşağı indim.

 

"Günaydın." Geçip masaya oturduğumda. Annem ve babam bana cevap vermeden sadece baktılar.

 

"Bir şey mi oldu?" Diye sorduğumda annem gülümsedi.

 

"Bugün bizi öpmedin de bir şey mi oldu acaba dedik."

 

Gülümseyerek kalktım ve ikisini de öptüm.

 

"Nasıl unuturum çok aptalım." Gülerek yerime geçtiğimde babam bana kaşlarını çattı.

 

"Benim miniğim aptal değil olamaz. Bir daha duymayayım."

 

"Doğru zekamı Babamdan almıştım ben dimi." Gülmeye başladığımda bu sefer annem surat astı.

 

"Ben zeki değilmiyim de gidip babandan alıyorsun?"

 

Bu sefer kahkaha atmıştık babamla

 

"Anne hayır yaa ben prensesim bu da senin bana bahş ettiğin güzellik sayesinde oldu. Hem senden de akıl alsaydım. Kesin profesör olurdum. O yüzden şimdilik bu kadarlık zeka yeter."

 

Hepimiz gülmeye başladığımız sırada kapı çaldı.

 

"Ben bakarım." Kapıya doğru ilerledim. Açtığımda karşımda Borayı gördüm. Gülümseyerek bana baktı.

 

"Selam küçük civciv."

 

"Selam Bora da bana küçük civciv demeyi bırakırmısın?"

 

"Peki küçük civciv."

 

"Ya havle vela." Dediğimde gülmemek için dudaklarını bir birine bastırdı

 

Komik mi?

 

"Sende bizim evden çıkmaz oldun. Ne iş?"

 

Diyip göz kırptığımda kollarını bir birine bağlayıp bana baktı.

 

"Ee senin haberin yok mu?"

 

"Neyden pardon?" Dediğimde sırıtarak bana baktı ve yüzüme yaklaştı.

 

"Karşı komşun olduğumdan." Fısıldadıgında işaret parmağımı göğsüne koyup geriye ittim.

 

"Sen bir orda durda. Sonra açıkla bana."

 

"Karşı apartmanda artık ben varım küçük civciv."

Konuşacağım sırada tekrar araya girdi

 

"Aa biliyorum çok sevindin. Ama bana bunu belli etmene gerek yok farkındayım." Göz kırptı.

 

Gözlerini oyma fikri çık aklımdan.

 

.....♡.....

 

Okula vardığımda direk sınıfa çıktım. Gülceler oturmuş sohbet ediyordu. Gülümseyerek yanlarına gittim.

 

"Günaydın." Hepsi bana döndü. Baştan aşağı süzdüler beni. Sonra Özgür'ün ıslık sesi duyuldu.

 

"Abi ben bu kızın tarzına ölmüşüm." Dediği şeyle gülmeye başladım.

 

"Teşekkür ederim."

 

Sırama oturup Gülce'ye baktım. Yüzünü fondöten ile kapatmıştı. Bana gülümseyerek baktığında bende gülümseyip göz kırptım.

 

Olay gecesinden sonra Gülce'nin babası tutuklanmıştı. Hepimiz tek tek ifade vermiştik. Ne kadar içeride yatar tam bir bilgimiz yoktu. Zaten bu yüzden de Gülce baya huzursuzdu.

 

Tek başına kalmaması için Darenlerle kalmaya başlamıştı.

 

Ne kadar yakın olurlarsa olsun sonuçta o bir kızdı ve ben rahatsız olacağını düşündüğüm için ona bir teklifte bulundum.

 

"Bugün bizde kalmaya ne dersin. Pijama partim için arkadaş arıyorum da." Birlikte gülmeye başladık.

 

"Rahatsızlık vermek istemem ailene."

 

"İnan sen gelirsen onlar da mutlu olur. Hadi kırma beni." Biraz düşündü Kerem ve Özgür Gülceden gelecek cevabı bekliyordu.

 

"Peki." Dedi sadece sonra gülümsedi. Belliki bu durum hoşuna gitmişti.

 

.....♡.....

 

Teneffüs olduğunda ben ve Gülce kantine indik. O sırada herkes panonun önüne toplanmıştı.

 

"Neye bakıyor bunlar" Dedim gözlerimi oluşan topluluktan ayırmadan.

 

"Bilmiyorum ki." Gülce de benimle birlikte aynı yöne baktı.

 

Herkes gülüşüyordu. Meraktan çatlamıştım artık. Ayağa kalktım. Gülceye döndüm.

 

"Gel bakalım." O da ayağa kalkıp benle geldi. Kalabalık yavaş yavaş dağıldığında panoya asmış oldukları postere diktim gözlerimi

 

Balo mu?

 

"Balo varmış. Heyecanların sebebi belli oldu." Dedi Gülce.

 

"Bu hafta sonu." Dedim kısık bir sesle.

 

"Gidermiyiz?" Gülce'nin sorusuyla kafamı salladım hevesle.

 

"Bence hepimize iyi gelebilir."

Gülümseyerek bana baktı.

 

"Bence de. Hadi Özgürlere söyleyelim."

 

"Tamam. Okul çıkışı alışveriş merkezine uğruyoruz o zaman."

 

"Bilmem olabilir." Gülceyle birlikte sınıfa geçtik.

 

Özgürlere anlattığımızda cayan tek kişi Daren olmuştu. Zaten o sorun çıkarmasa olmazdı.

 

"Bir kere de bir şeye tamam desen ölür müsün?" Dedim sinirlenerek.

 

"Ölürüm. Ayrıca sanane ben gelmek istemiyorsam."

 

"Hepimiz de çok iyi biliyoruz ki sen gelmezsen Özgür,Kerem ve Gülce de gelmek istemeyecek. Yani sen umrumda değilsin. Ama senin kararların benim arkadaşlarımın etkliyorsa o zaman-" Dediğimde Daren yüzüme doğru yaklaştı.

 

"Sen baya sahiplendin bu grubu sanki?" Sırıttığında öylece kalmıştım.

 

"Kimsin ki sen, kaç hafta oldu senle tanışalı?"

 

"Ben" Dediğimde devam etmeme izin vermedi.

 

"Sen bu gruba ait değilsin Lavin o yüzden bence biraz mesafeni koru."

 

Hayır şuan ağlayamazdım.

 

"Abi ne diyorsun ya? Lavinde tabiki bizden biri düzgün konuş." Özgür araya girdiğinde çantamı alıp sınıftan çıktım.

 

Zaten son dersti bende kalmak istemedim. Eve gittim.

 

.....♡.....

 

Kapının önüne geldiğimde karşı evin önünde nakliye aracı vardı.

 

Bora bugün okula gelmemişti. Ciddi ciddi buraya taşınıyordu yaa!

 

Sinirle bahçe kapısını açıp. Anahtarımla kapıyı açtım.

 

"Ben geldim." Cevap gelmemişti.

Salon ve mutfağa baktım. Sanırım evde değillerdi. Yukarı çıkıp duşa girdim.

 

Hızlıca yıkanıp çıktım. Üzerime bir şeyler giyinip saçlarımı kuruttum.

 

 

 

Kulaklıklarımı ve kitabımı alıp bahçeye indim.

 

Bahçe salıncağına oturup müziği sona verdim. Ve kitabımı okumaya başladım.

 

.....♡.....

 

Önümde beliren gölgeyle kafamı kaldırdım. Annem gelmişti. Kulakliklarimi çıkarıp yanıma bıraktım. Gülümseyerek anneme baktım.

 

"Hoşgeldin kızım. Babanla birlikte Bora'nın yanındaydık yardımcı oluyorduk. Bora da senin geldiğini söyleyince yanına geldim."

 

"O cidden buraya mı taşınıyor, nerden çıktı bu?"

 

"Bilmiyorum ki Bora ayrı eve çıkmak istemiş bizim mahalleyi de sakin bulduğu için burada ev tutmuş. Ama görsen evini çok güzel oldu."

 

Göz devirdim.

 

"Anne bana ondan bahsetmesene."

 

"Peki peki. Hadi gel kek yapalım. Hemde çikolatalı olsun." Bir çocuk gibi ellerimi çırptım.

 

"Hemde çikolatalı." Annem kafasını sallandığında hemen eve girdim. Gülerek arkamdan geldi.

 

Keki yapıp fırına vermiştik. Şimdi de birlikte TV izliyorduk.

 

"Babam ne zaman işe gidiyor?" Diye bir soru yönelttiĝimde evin için içinde babamın sesi yankılandı.

 

"Birileri benden sıkıldı galiba." Gülmeye başladım.

 

"Yaa hayır ondan dememiştim." Babam annem ve beni öpüp yanımıza oturdu.

 

"Aslında sana söylemedik ama ben emekli olacağım galiba." Dediğinde gözlerim açıldı. Babama döndüm. Aslında bu güzel olabilirdi yani artık birlikte daha fazla vakit geçirebilirdik.

 

"Cidden mi?" Babam kafasını olumlu bir şekilde salladığında gülümsedim.

 

"Artık hep beraberiz o zaman."

 

.....♡.....

 

Akşam yemeği için masayı hazırlarken kapı çaldı.

 

"Kızım kapıya bakarmısın?"

 

"Bakayım hemen." Kapıya açtığımda her zamanki gibi karşımda Bora vardı.

 

"Buyur?" Diyip göz devirdiğimde. Annem arkamda durdu.

 

"Kızım kapı öyle mi açılıyor?" Bana kısa bir bakış atıp Boraya döndü.

 

"Hoşgeldin canım."

 

"Sen mi çağırdın anne?" Diye bir soru sordum.

 

"Evet kızım çocuk çok yoruldu. Bizle yesin istedim. Hadi misafirimizi içeri al, bende yemekleri alıp geliyorum."

 

Annem mutfağa doğru geçtiğinde. Ayakkabılıktan terlik alıp önüne fırlattım.

 

"Kafama atsaydın. Hiç eğilmek zorunda kalmazdın."

 

"Ay pardon artık bir dahakine."

 

Göz devirdiğimde terliklerini giyip bana doğru yaklaştı. Kulağıma doğru eğildi.

 

"Her gelene kapıyı bu kılıkla açarsan Katil olurum ama."

Dediğinde öylece kalakaldım. Sırıtarak içeri doğru geçti. Biraz öyle durduktan sonra nihayet kendime gelip masaya geçtim.

 

Bora bana bakıp bakıp sırıtıyordu.

 

Ayağına masanın altında bir tekme attığımda acı bir inleme çıktı ağzından.

 

"Oğlum iyimisin?" Babam telaşla Boraya baktığında gülmemek için zor duruyordum.

 

"Evet evet iyiyim. Dilimi ısırdımda bir anda öyle bir tepki verdim. Kusura bakmayın."

 

Bana sert bir bakış attığında ben olayın komikliğinden ciddi kalamıyordum.

 

Ben sana sonra ödeticem bakışını aldırmadan ağzıma köfte attığımda. Oh canıma değsin bakışlarım Bora'nın gülümsemesine sebep olmuştu.

 

Şimdi yalan yok güzel gülüyordu.

 

.....♡.....

 

Salonda oturmuş çay içiyorduk. Ben iki dakikalığına odama çıktığımda. Saatlerdir bakmadığım telefonumu fark ettim. Elime aldığımda yüzlerce arama ve mesaj vardı. Telefonum bir kez daha çalmaya basladıĝında ekranda, Gülce'nin aradığını gördüm.

 

Aramayı sessize alıp telefonumu cebime koydum ve aşağı indim. Geçip koltuğa oturduğumda Bora'nın bakışlarını üzerimde hissettim. Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik. Ben televizyona bakıyormuş gibi yaptım.

 

Dönsene önüne çocuğum.

 

"Ben artık gideyim." Bora ayaklandığında, babamda kalktı.

 

"Otursaydın biraz daha."

 

"Teşekkür ederim her şey için. Ama ben artık gideyim geç oldu. Hem zaten." Lafını bana bakarak tamamladı.

 

"Artık komşuyuz." Gülümsediği sırada gözlerimi devirdim.

 

"Baba bence biz Borayı tutmayalım artık gitsin."

 

"Kızım." Annemin bakışları bana döndüğünde ne dercesine baktım.

 

"Lavin haklı gideyim." Kapıya doğru yürüdüğünde babam bana işaret yaptı. Oflayarak arkasından gittim.

 

"Hadi görüşürüz iyi akşamlar."

 

Misafirperver olduğum doğrudur.

 

Kapıyı kapatacağım sırada elini kapıya koydu.

 

"Yani beni görmek için bu kadar hevesli olduğunu belirtmene gerek yoktu."

 

"Pardon?"

 

"Bana her dediğim şey için pardon demeyi bırakırmısın?"

 

"Pardon?" Dedim harfleri uzatarak

ve kapıyı suratına kapattım.

 

Gülme sesi kulaklarımı doldurunca istemsizce sırıttım.

 

...

 

 

 

Herkese merhabaaaaaaaaa!!

 

 

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın güzellerimmm.

 

 

Oy ve yorum yapmayı da ihmal etmeyelim tabi :))

 

 

Bu bölümde en beğendiğiniz sahne hangisiydi?

 

 

Hangi karakteri daha çok seviyorsunuz?

 

 

Hepsinin cevaplarını bekliyorum öpüldünüz ♡♡♡

 

 

Muahhh ^^

 

 

Aşağıya ig hesabımı bırakıyorum okurlarımla tanışmak istiyorum çekinmeden yazabilirsiniz.

 

 

@ladybird.watty

 

 

Bölüm : 12.09.2024 23:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...