
Gözlerin, gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım,
beni sevmiyordun bilirdim,
bir sevdiğin vardı duyardım...
Atilla İlhan
"En güzel uyku"
"Kucağıma binmeye bu kadar meraklı olduğunu bilseydim, seni bu kadar uğraştırmazdım."
Ne!
Girdigim şok ile sadece boş boş Daren'e baktım. Sırıtmaya başladığında duyduğumuz sesle Daren kafasını çevirip arkasına baktı.
"Abi hayır!" Özgür homurdanarak ayaklarını yere vurduğunda Gülce Özgür'ün koluna yumruk attı.
"Tam zamanında gelmişsin geri zekalı." Gülce sitemle Özgür'e baktığında, Daren'i itip ayağa kalktım.
"Yanlış anladınız-" lafımı bitirmeden Özgür yanıma geldi.
"Çok özür dilerim. Bakın şimdi biz gideceğiz, hiç gelmemişiz gibi davranın tamam mı?"Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Ne saçmalıyorsun biz sadece-"
"Abi öpüşebilirsiniz biz gidiyoruz."
Özgür konuşmama izin vermeden, Gülce'nin yanına gitti ve kol kola girip gözden kayboldular.
Elimle alnıma vurduğum sırada Daren gülmeye başladı.
"Komik değil senin yüzünden yanlış anladılar." Dediğimde Daren gülmeye devam etti.
"Haklı." Dediğinde anlamaz bir şekilde yüzüne baktım.
"Neyde haklı?" Dediğimde sırıttı.
"Gelmeseyedi belki de-" elimle ağzını kapatıp kaşlarımı çattım.
"Daren sussana ne saçmalıyorsun. Kafan mı güzel ya?" Sitemle bağırdığım sırada Daren elimi çekti.
"Evet."
"Belli belli. Hiç iyi değilsin." Utanç içinde hızlıca çadırıma yürüdüm.
"Bileğin ağrımıyor mu, kucağımda götürme mi ister misin?" Kafamı Daren'e çevirdiğimde pis pis sırıtıyordu.
O bile etkiliyor da neyse.
...
Öğretmenler bizi bir alana toplayıp duyuruda bulunacaklarını söyledi.
"Çocuklar malesef hesapta olmayan bazı sorunlar çıktı. Hava şartları kampta kalmamıza izin verecek gibi değil. O yüzden üzülerek söylüyorum ki kamp burada sonlanmıştır. Toparlanıp yola çıkacağız." Herkes oflaya oflaya dağıldığı sırada ben bu duruma sevinmiştim. Zaten böceklerin korkusundan yatamıyordum. Bu iyi oldu.
Darenlerle birlikte çadırlarımızı toparladık. Valizlerimizi ve bütün eşyalarımızı servise yerleştirdik. Herkes tek tek yolculuk için yerlerine geçtiğinde ben anneme haber vermek için alandan biraz uzaklaştım.
Yazarın anlatımıyla.
"Daren sen burada otur." Özgür Dareni orta kısımlardaki koltuğa ittiginde Daren kaşlarını çattı.
"Özgür yavaş olsana. Bende insanım ya hani."
"Aaa duydunuz mu Daren de insanmış." Kerem ve Gülce gülerek en arka koltuklara ilerledi. Özgürse Daren'in olduğu koltuğun önünde durmuş nöbet tutuyordu.
"Oğlum yerine geçsene." Daren homurdanarak Özgür'e baktı. Fakat Özgür hiç oralı bile olmadı.
Bir kaç dakika daha bekledikten sonra sonunda Lavin gelmişti.
"Lavin." Özgür Lavin'in elinden tutup Daren'in yanına oturttu.
"Ne yapıyorsun Özgür?" Lavin anlamaz bakışlarını attığında Özgür gülümsedi.
"Hiç yer kalmadı. Sende mecburen burada oturacaksın."
"Ama ben-"
"İyi yolculuklar." Özgür Lavin'in konuşmasına izin vermeden arkaya Gülcelerin yanına geçti.
...
Otobüsün içine göz gezdirdim. Sadece bir koltuk boştu. O da en arka en köşedeydi. Ben orada geberirdim.
"Lavin istersen ben ayakta durayım." Daren'in kurduğu cümleyle kafamı çevirdim.
"Şey yok. Ben öyle yer var mı diye şey ettim."
"Ne ettin?" Dediğinde düşünmeye başladım. En sonunda benden cevap alamayınca önüne dönüp telefonuna baktı.
Yapacak bir şey yoktu burada kalmak zorundayım.
Umarım kalpten gitmem.
Sanki çocuk kalp bıraktıda.
Yolculuğun ilerleyen dakikalarında kulaklıklarımı taktım.
Yine bir gripin şarkısı açıp dinlemeye başladım.
Beni boş yere yorma
Derdim deniz efkarım derya
Kelimeler yandı yanıyor hala
Sende hiç ben kalmadıysa
Ömrümü al da git ama
Melodileri kafamdan dönerken gözlerimi kapattım.
Bir kaç dakika sonra omzumda hissettiğim ağırlıkla gözlerimi açtım.
Daren omzuma yaslanmıştı.
Kafamı eğip yüzüne baktığımda uyuduğunu gördüm. Şuan rahatsız olmasın diye nefes bile almaya bilirdim. Ne yapmam gerekiyor ki?
Derin derin nefes al Lavin. Sadece omzunda uyuyacak.
Bir şey yok, bir şey yok.
Karnımda ki kasılmalar bir türlü durmuyordu. Kusacağım sanırım.
Saçmalama Daren'in üzerine mi?
İç sesimle cebellleşiyordum resmen. Biraz olsun rahatlamaya çalıştım. Daren'in nefes alışverişi o kadar düzenliydiki, anlatamam.
Hele o kokusu. Hele o kokusu.
Bir süre sonra bende esnemeye başladığımda. Gözlerimi kapattım.
Yazarın anlatımıyla.
"Abi ben Daren'i ilk defa bu kadar uyurken gördüm. Biri beni çimdiklesin." Gülce Özgür'ün kolunu sıktığında, Özgür bağıracaktı ki Kerem eliyle ağzını kapattı.
"Oğlum sussana uyanacaklar şimdi."
Otobüs bütün öğrencileri evlerine dağıtmıştı. Özgür ve Kerem şoförden rica edip onları en son bırakmalarını istemişti. Yol kısa sürünce Gülce şoförün yanına gitti.
"Abi sen sür böyle turla istediğin kadar." Adam anlamaz bir şekilde Gülceye baktığında Özgür araya girdi.
"Ücret neyse öderiz abi. Sen sür istediğin yeri turla." Adam kafasını sallayıp yoluna devam etti.
"Daren'i ilk defa uyurken görmüşüm bu anı kaçırmam." Özgür telefonunu çıkarıp üst üste Lavin ve Daren'i çekti.
Aradan saatler geçti, gecenin dördüydü ama ne Lavin ne de Daren uyandı.
"Abi kusacağım artık. Bir yerde duralım turlamaktan midem bulanıyor." Özgür sitemle konuşup elini karnına koyduğunda, Gülce de Özgür'e hak vermişti.
"Tamam bir tesiste duralım." Keremin fikriyle şoför otobüsü ilk tesiste durdurdu.
Keremler ihtiyaçlarını karşılamak için indiler. Daren ve Lavin de uyumaya devam etti.
...
Belimde hissettiğim el ile gözlerimi açtığımda Daren'in dört bir yandan beni sardığını görmüştüm. O kadar sıkı sarılmıştıki nefes alamıyordum.
Uyandırmamaya çalışarak ellerini çekmek için kıpırdandım. Bu yüzden de Daren uyanmıştı.
"Ne oluyor." Dağınık saçları ve uyku mahmuru gözleri ile bana bakıyordu.
Bu kadar çekici olma be çocuk.
Açıklama yapacağım sırada Daren bana sarıldığını görüp hemen ellerini çekti.
"Ben özür dilerim dokunmak istemedim bilerek olmadı." Bana açıklama yapmaya çalıştığı sırada o naifliğine kalbimi bırakmıştım.
"Daren sorun yok uyuyordun o yüzden oldu." Dediğimde Daren ayağa kalktı.
"Ben iznin olmadan sana dokunmak istemezdim gerçekten." Dediğinde sorun yok dercesine kafamı salladım.
"Gercekten önemli değil. Bilmeden oldu zaten." Kafasını sallayıp saçlarını düzeltti. Etrafına bakındığı sırada bende pencereden dışarı baktım.
Darenle konuşurken nerde olduğumuz bile umrumda olmamıştı.
Hakikaten biz neredeyiz?
"Neredeyiz biz?" Daren'in sorusuyla yüzüne döndüm.
"Bilmiyorum ki?" Dediğimde Özgürlerin sesi duyuldu.
"Abi şükürler olsun uyanmışsınız. Sonsuza dek burada kalacağız sandım."
"Neredeyiz biz?" Daren Kerem'e bakıp konuştu.
"Seni ilk defa uyurken görünce anı kaçırmak istemedik sabahtan beri otobüs turluyor. En sonunda midemiz bulanmaya başladı bizde bu tesiste mola verdik." Kerem'in anlattıkları ile şaşkınlıkla gözlerimi açtım.
"Ne boş tur mu attırdınız?" Sorduğum soruyla üçü de aynı anda kafasını sallayıp sırıttı. Ben ve Daren aynı anda bir birimize baktığımızda o da çok şaşkındı.
"Ben kaç saattir uyuyorum." Daren gözlerini benden ayırıp Özgürlere soru sorduğunda Gülce araya girdi.
"Hmm düşüneyim. Şöyle söyleyeyim matematiğim hesaplamaya yetmez. Kısacası baya uyudunuz."
"Ben mi uyudum?" Daren tekrar bir soru daha yönelttiğinde bu sefer de Özgür araya girdi.
"Evet sen uyudun. Bizde çok şaşırdık. Kabus falan gördün mü hiç?" Özgür'ün sorusuyla Ben Daren'e Daren de bana baktı.
Ne kabusu?
"Özgür bunları sonra konuşalım istersen." Konuyu kapatmak ister gibi yaptığında ben meraktan çatlamak üzereydim.
Daren uyuyunca kabus mu görüyordu, o yüzden mi uyumuyordu?
...
Sabaha karşı eve gelmiştim. Annemler uyuduğu için hızlıca odama çıkıp sıcak bir duş aldım ve üzerime pijamalarımı giyip kendimi yatağa attım.
Uykum yoktu, yeterince uyumuştum zaten.
Balkona çıkıp salıncağıma oturdum. O sırada Bora'nın evinin ışıkları yandı. Dikkatlice bakındığım sırada Bora balkona çıktı ve sigara yaktı.
İlk defa onu sigara içerken görmüştüm.
Beni fark edip yüzüme baktı ve gülümsedi. Bende hafif bir şekilde gülümseyerek selam verdim. Yaşadığımız olaydan sonra ona bir kin beslemiyordum. Zaten o da bana eskisi gibi davranmıyordu.
Gülümseyerek önüme döndüğüm sırada onun bakışlarını hala üzerimde hissediyordum. Kafamı tekrar kaldırıp yüzüne baktığımda bana baka baka sigarasını içti.
Ellerimi içme içme der gibi salladığımda, sigarayı gösterip bu mu dercesine baktı. Kafamı salladığımda hemen sigarayı attı.
Gülümseyerek ayağa kalktım ve el sallayarak içeri geçtim.
...
Sabah dershaneye gitmek için uyanmıştım. Daha doğrusu gece uyuyamamıştım sabaha kadar oturdum ve kitap okuyup soru çözdüm.
Kısa bir rutinin ardından hemen giyeceğim kıyafetleri aldım dolaptan.
Askılı mini elbisemi ve üzerine oversize deri ceketimi aldım. Beyaz çoraplarımı da bilek üzerine çekip sırt çantamı ve telefonumu aldım.
Hızlıca aşağı inip siyah bilek botlarımı giydim.
Evden çıkacağım sırada annemi sesini duyup arkamı döndüm.
Gülümseyerek sıkıca bana sarıldığında bende sardım bedenini.
"Oyy çok özlemişim kızımı."
"Anne daha bir gün oldu." Dediğimde surat astı.
"Hiç de bile ben 1 yıl gibi hissettim."
Küçük bir kahkaha attığımda annemde gülmeye başladı.
Bu kadın benim her şeyim.
"Babam uyanmadı mı?"
"Sabaha kadar maç izlerse uyanmaz tabi." Dediğinde gülümsedim.
"Emekli oldu ya keyfini çıkarıyor." Dediğimde annem kafasını salladı.
Annemin bol sarılmalı yolcu edişinden sonra evden çıktım. Bahçenin kapısını kapatıp gideceğim sırada Bora'nın gülümseyerek yanıma yürüdüğünü gördüm.
"Günaydın." Dediğinde bende gülümsemesine karşılık verdim.
"Günaydın Bora. Nasılsın?"
"Daha iyiyim."
"İyi ol."
"Teşekkür ederim. Açığa geçmişsin, nereye gidiyorsun şuan?" Dediğinde kafamı salladım.
"Evet açığa geçtim. Şuanda da dershaneye gidiyorum." Dediğimde kaşlarını çattı.
"Tek başına mısın?"
"Ha yok Daren'ler de var hep birlikte yazıldık." Dediğimde bakışlarını kısa bir süre yola çevirip sabır çektiğinde anlam verememiş gibi yüzüne baktım.
Ama tartışmaya girmek istemediğim için bir şey söylemedim.
"Ben artık gideyim geç oldu." Dediğimde arabasını gösterdi.
"Seni bırakayım istersen."
"Yok zahmet etme sen çok uzak değil zaten."
"Olmaz hadi gel." Diyip arabasına doğru yürüdü. Ne kadar ısrar etsem de onun istediği olmuştu.
Dershanenin önüne geldiğimizde teşekkür edip arabadan indim.
İçeri doğru yürüdüğüm sırada kapıda Daren'i gördüm. Arabanın içindeki Bora'yla birbirlerine öldürücü bakışlar atıyorlardı. Yanına gidip gülümsediğim sırada bana baktı ve sonra tekrar Bora'ya döndü. Arkamı dönüp Bora'ya gitmesi için el salladığım sırada Bora gülümseyerek arabasıyla uzaklaştı.
Daren bana bakıp taklidimi yapar gibi elini salladı.
"Yolcu ettiğine göre derse gir artık."
Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.
"Sen niye bu kadar rahatsız oluyorsun ki bundan?" Dediğimde bakışlarını kaçırdı.
"Rahatsız olduğum yok sevmiyorum çocuğu." Diyerek kaçamak bir cevap verdi.
"Sende kimseyi sevmiyorsun." Dedim homurdanarak.
"Ee ben ne yapayım Bora bitiyor Emir başlıyor Emir bitiyor Bora başlıyor. Bende de bir sınır var." Hızlı hızlı konuşup bana cevap verdiğinde şok içinde yüzüne baktım. O da dediklerinin farkına sonradan varmış gibi duraksadı.
"Sakın gülme geç içeri." Dediğinde gülmemek için dudaklarımı bir birine bastırdım.
Besbelli kıskanıyordu işte.
"Lavin bak gülme dedim." Elime ağzımı kapatıp hızlıca içeri koştum.
"Lavin!" Arkamdan bağırdığı sırada gülüşüm merdivenlerde yankılandı.
"Gülme dedim!" Daren koşarak arkamdan geldiği sırada ben kahkaha atıyordum.
Herkes bize bakarken ben sınıfa koştum. Sıraların arasında geçip dolaştığımda Özgür'ler şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Oğlum ne oluyor köpek mi kovaladı. Nefes almıyor kız." Özgür homurdanmaya başladığı sırada Daren nefes nefese sınıfa girdi. Beni arayan gözleri en sonunda odağını bulup yanıma geldi. Ben sıraların arasında konuştururken Daren beni yakalamaya çalışıyordu.
"Bu köpekten de beter Lavin. Azmış bu kaç." Özgür'ün dediği şeyle ikimize de inme indi aynı anda gözlerimizi açarak birbirimize baktık.
Utançtan kıpkırmızı olmuştum.
"Oğlum ne saçmalıyorsun sen." Daren Özgür'e sesini yükselttiğinde üçüde gülmeye başladı.
"Ne bilim durun diye dedim. Yoksa o ağaç arkasında saklanıp "cee" yapan çiftler olacaktınız. Benimde midem bunu kaldırmazdı." Gülce ve Kerem Özgür'e hak verip kafalarını salladı.
"Bence de siz didişirken daha çok çekicisiniz." Gülce fikrini söylediğinde gözlerimi devirdim.
"Saçma sapan konuşma." Daren sinirlenip yerine oturduğunda bende sırama geçtim.
...
Teneffüste Keremler kafeteryaya inmişti ben sınav yaklaştığı için artık teneffüse bile çıkmıyordum. Önümdeki sorular bana bende onlara bakıyordum.
Sınıfta otururken üzerime düşen gölgeyle kafamı kaldırdım.
"Soru kusacaksın artık." Emir'in dediği şeyle güldüm.
"Aynen kusmak üzereyim zaten."
"Benim kafam almıyor ya matematiği." Emir öyle diyince yaptığım sorulardan örnekler gösterdim.
"Aslında yaparsın ya. Notların da güzel zaten." Dediğimde Emir yanıma oturdu.
"Bana anlatırsan yapabilirim belki." Diyince gülümsedim. Kafamı sallayıp konuları en baştan anlatmaya başladım.
"Bu kısmı anladıysan soru çözelim daha çok aklında kalır." Dediğimde Emir sadece kafasını salladı.
Soruları açıp, çözmesini istedim. Anlamıştı konuyu, baya da hepsini tek tek yapmıştı.
"Bence tamam." Dediğimde Emir güldü ve ellerini kafasına koydu.
"Beynim halay çekiyor şuanda. Aşırı enerjik. Hemen sınava girelim." Dediğinde bende gülmeye başladım.
"Oo muhabbetiniz bol olsun diyeceğim de baya bol zaten." Kafamı kaldırdığımda karşımda Daren'i gördüm. Gülmeyi bırakıp yüzüne baktığımda o Emir'e bakıyordu.
"Ben sana özel ders verirdim aslında hiç Lavin'e sormana gerek kalmazdı." Dediğinde Emir bana bakıp gülümsedi.
"Lavin o kadar güzel konuşup anlatıyorki bütün odağım onda oluyor. Bu yüzden de çabuk anlayabiliyorum." Emir'in kurduğu cümleyle Daren kafasını yana çevirip sakinleşmek ister gibi gözlerini açıp kapattı.
"Demek odağın Lavin de?" Dediğinde Emir kafasını salladı.
"Ben senin odağını-" Devamını getirmesine izin vermeden araya girdim.
"Emir diğer konuları ben sana telefon üzerinden anlatırım olur mu? Biraz mola vermek istiyorum da." Dediğimde Emir gülümseyerek yanımdan ayrıldı. Daren kötü bakışlarıyla Emir'i takip ederken, kolunu tutup sarstım.
"Bakma söyle yanlış anlayacak çocuk." Dediğimde Daren bana bakıp alaycı bir kahakaha attı.
"Onu öldürmek istediğimi anlar mı dersin?" Dediği şeyle göz devirdim.
Bu alışkanlığım da yeniydi. Nereden çıktı inanın bilmiyorum.
"Ne ama öyle." Dediğinde gülümseyerek yüzüne baktım.
"Sen şuna kıskanıyorum desene." Dediğimde Daren bakışlarını kaçırıp alayla güldü.
"Seni mi? Ben mi? Kıskanmak mı? Saçmalık cidden." Dediğinde ayağa kalkıp önünde durdum. Kafasını eğip bana baktığında bir kez daha boyunun baya uzun olduğunu fark ettim.
Kesinlikle ben kısa değilim o uzun.
"Evet beni. Sen. Kıskanıyorsun." Diyerek onu taklit ederek konuştum.
"Dediğim gibi saçmalık."
"O yüzden mi sabah öyle söyledin?" Dediğimde kaşlarını çattı.
"Ne dediğimi bile hatırlamıyorum."
"Beni kovalamana sebep olan konuşmanı hatırlamıyormusun." Dediğimde sırıttı.
"Şu deli dana gibi dönüp durduğun koşuşturmaca mı?" Kaşlarımı çattım kollarımı birbirine bağladım.
"Komik mi nefes nefese kaldım senin yüzünden." Dediğimde sırıtışı büyüdü. Yüzüme doğru eğilip gözlerime baktı.
"Emin ol nefes nefes bırakacağım tek konu bu koşuşturma değil."
(Ağğğğğğ)
Bölüm Sonu...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 10.62k Okunma |
1.12k Oy |
0 Takip |
48 Bölümlü Kitap |