30. Bölüm

Nikâh

Asel Nisa
ladyasel

(Medyadaki şarkı dans şarkısı, dans ederlerken açın🌸)

 

Bölüme geçelim💖

 

***

 

(Afitap'ın ağzından)

 

Derin derin nefes aldım, o kadar heyecanlıydım ki ellerim titriyordu. Üzerimdeki zarif gelinlikten gözümü alamıyordum.Kuafördeki işimiz bitmişti, yüzümde güzel bir makyaj vardı.Zeynep bizi çok sevdiği ve makyajını beğendiği bir kuaföre getirmişti.Kamer sabah erkenden bizi kuaföre bıraktıktan sonra damat tıraşı olmaya gitmişti, eminim ki çok yakışıklı olacaktı.

 

Zeynep'in üzerindeyse kırmızı bir elbise vardı, beyaz tenine öyle güzel yakışmıştı ki, Çağan'ın bir kez daha aşık olacağına emindim.Timdekiler de Kamer ile birlikte hazırlanıyordu.Şu ansa ben tamamen hazırlanmış bir şekilde Kamer'in gelmesini bekliyordum.

 

Zeynep,"Afitap, gözlerimi alamıyorum senden MaşaAllah."dediğinde, gözleri dolmuştu hatta şimdi durdurmasam ağlayacaktı.

 

"Zeynep dur ağlama!Makyajın bozulacak şimdi.Hemen geri gönder bakayım."dediğimde, güldü.

 

Kafasını yukarı kaldırıp, gözyaşlarının kuruması için ellerini gözlerine doğru salladı.

 

"Of tamam ya rahat rahat ağlamama da izin vermiyorsun."dediğinde, gidip sarıldım.

 

"Zeynom hep gülelim ikimiz de, hem Çağan görmeden bozulsun mu makyajın?"dediğimde, panikle ellerini salladı.

 

"Ay yok yok bozulmasın!"dediğinde, güldüm.

 

Normalde makyaj yapmazdı, pürüssüz yüzü zaten güzeldi.Yeşil gözleri fazlasıyla ilgi çekiciydi, küçükken bana ışıl ışıl bakan o gözler hâlâ aynı güzellikte ve masumlukta bakıyordu.Biraz daha küçüklüğümüzü düşünürsem ağlayacaktım, o yüzden aklıma gelen duygusal anıları kovdum.

 

İki tarafın da ailesi İstanbulda olduğu için düğünü İstanbulda yapıyorduk. Kamer ile ben seçtiğimiz bazı müziklerde birlikte oynayacaktık.Onun dışında salondan başka bir salona açılan kısımda erkekler oynayacaktı. Kameramanlar dahi kadın olarak ayarlanmıştı.Herkes rahat olsun ve rahatça eğlenebilelim istiyordum. Kamer ve ben zaten birlikte oynayacağımız müzikleri belirtmiştik.Onun dışında Kamer de erkekler tarafında eğlenecekti.

 

Zeynep heyecanla bağırdı, "Ay geldiler geldiler!Afitap çabuk arkanı dön."dediğinde, gelinliğimin eteklerini toplayarak arkama döndüm.

 

Aynadan gördüğüm yansımada Çağan'ın koşa koşa Zeynep'e sarılmaya geldiğini gördüm.Kamer'den önce girmiş olmasına da ayrı güldüm. Kamer'in Çağan'a sessizce serzenişleri kulağıma ilişince gülmeden edemedim.

 

"Oğlum sen niye benden önce giriyorsun ayı?!"daha sonra, ufak bir öksürükle kalınlaşan sesini düzeltti.

 

Birkaç saniye sonra omzumda hissettiğim elle yavaşça arkamı döndüm.Ellerimi tuttu ve beni baştan aşağı inceledi.Bakışları gözlerimde durduğunda sırıttım.Ben sırıtıyordum fakat onun gözleri dolmuştu.Eliyle biriken damlaları sildi.

 

Mete ile Umeyr kendi arasında fısıldıyordu,"Komutanımın gözlerinin dolduğu bir anı ilk defa görüyorum."

 

Kollarını açıp bana sarıldığında ben de hiç beklemeden kollarımı beline sardım.Kafam göğsüne yaslıyken konuştu.

 

"Günüm gündüzüm çok yakışmış sana beyaz."dedi ve ellerimi tuttu.Dudaklarını alnıma değdirdiğinde gözlerim kapandı.Geri çekildiğinde gülümseyerek gözlerine baktım.

 

"Senin bu güzelliğin, beni bir gün öldürecek."

 

"Deme öyle ölüm falan Allah korusun."dediğimde, güldü.

 

Elimi uzatıp, göz pınarlarına biriken ama akmayan yaşı ellerimle sildim

 

"Su gibisin afitap, bir içimlik su olmuşsun.Zamanı durdurabilsek ve ben sadece seni izlesem."dedikten sonra kaşlarını çattı ve düşünür gibi yaptı.

 

"Ya da olmaz zaman durmasın, seni bir ömür boyu izlemem için nikâhâ yetişmemiz lazım."

 

Ellerimi yüzüne koyup, açık kahve gözlerine baktım.Damat tıraşıyla fazla yakışıklı olmuştu, keskin yüz hatları daha da belli oluyordu.Ellerimi damatlığın yakalarında gezdirdim.

Joleli saçlarıyla gözümü alıyordu, en içten gülücüğümle gözlerine baktı.

 

"Jilet gibi olmuşsun."dediğimde, sırıtarak yüzüme baktı.

 

Devam ettim

"Peki senin bu yakışıklılığını ne yapacağız?Bu karizman beni ilk günden büyüledi."dedim, yakalarını düzeltirken.

 

Arkasını dönüp sırıtarak bize bakan time kaşlarını çatarak,

"Oğlum bi rahat bıraksanıza bizi, bi ayrılın kıçımın dibinden."dediğinde, Kurtuluş imalı bir şekilde sırıtan timi dışarı çıkartırken Kamer bana doğru döndü.Elimden tuttuğu gibi beni kimsenin olmadığı, sadece büyük bir aynanın olduğu duvarın arkasına çekti.

 

"Gül bakayım sevgilim."dediğinde, otuz iki diş sırıttım.

 

Eğildi ve yanağımın tam ortasındaki gamzeme dudaklarını bastırdı.Bir süre olduğu yerde kaldı ve derince bir nefes aldı daha sonra geri çekildi.

 

"Oh be bi ayrılmıyorlar dibimden ki öpeyim o güzel gamzeyi."

 

"Öpseydin ne olacaktı sanki?"dediğimde, kaşlarını çattı.

 

"Yok güzelim ondan değil.Bizim fırıldak Çağan benim bu aşık hallerimle dalga geçiyor, sinirlendiriyor beni."dediğinde, hiç beklemediği bir anda omuzlarına tutunarak yanağını öptüm ve alel acele gelinliğimin eteklerinden tutarak kaçtım.

 

Arkamı dönüp çocuk gibi dil çıkarttığımda, öptüğüm yanağını tutarak söylendi.

 

"Güzelim sen böyle şeyler yapınca benim aklım başımdan gidiyor.Sağlıklı düşünemiyorum."

 

İsyanına küçük bir kahkaha attım çünkü şaka yapmıyordu, bu gerçek bir isyandı.

 

El ele tutuşarak çıktığımızda timdekiler bizi kapıda karşılamıştı.Gelin arabamız siyah büyük bir jipti ve aşırı cool gözüküyordu.Zeynep Çağan'ın kolundan çıkıp eteklerim sıkışmasın diye aceleyle bana yardım etti ve daha sonra Çağan'a benimle geleceğini söyledi.En yakın arkadaşım olarak bugün yanımda olmalıydı.Ömerse evdeki hazırlıklara yardım erttiği için kuaföre geç gitmişti o yüzden Kamerden sonra Kuaför işlerini halletmişti.Muhtemelen henüz eve varmamıştı.

 

Kaç gündür öyle neşesizdi ki annemler dahi fark etmişti bu halini.Yüsra'nın gözlerinin önünden arabayla hızla geçişini anlattığında çok üzülmüştüm ama Yüsra'nın kaçabilmesine sevinmiştim.Umarım en kısa zamanda toparlanabilirdi.Bugün düğün günüm olduğu için söz vermişti mutsuz olmayacağına fakat içinde yangınların sönmediğine emindim.

 

Ben düşüncelere dalmışken eve gelmiştik.Zeynep ve ben eve çıkarken Kamer ise karşı apartmana kendi ailesini almaya gitmişti.Bu halimize güldüm, normalde damat gelini eve bıraktıktan sonra ailesini almaya arabayla gider ama bizimki çaprazımızdaki apartmana gidiyordu.

 

Gelinliğin eteklerini tutmama yardım eden Zeynep'e minnetle baktım. Asansöre binip bizim kata çıkmıştık. Kapıyı tıklatarak yüzümdeki heyecanlı gülümsemeyle bekledim.Kapı minicik aralandı ve arasından bir göz bakıyordu.Kim olduğunu tahmin etmek zor değildi, ömerdi bu.

 

"Kapı açılmıyor!"diyip, elini uzattı.

 

"Ömer onu bana değil Kamer'e yapacaksın."dedim, gülerek.

 

"Beni ilgilendirmiyor hanımefendi, beni ilgilendirmiyor!Bu evden çıkan öyle kolay giremez.Paranı ver geç!"dediğinde, ya sabır çektim.

 

"Cüzdanımı verebilir misin Zeynep?"dedim, bıkkın bir ses tonuyla.

 

Ömer'in azla yetinmeyen bir ayı olduğunu bildiğim için beş yüz TL çıkarttım ve uzattım.

 

"Beş yüz mü?Yedi yüz olsaydı bare."

 

"Sen o beş yüzü verdiğime dua et."dedim, baygın baygın bakarken.

 

Geri çekildi ve eliyle kapıyı ardına kadar açtı içeri girdiğimde tokalaşmak için uzattığı elini tuttum.

 

"Allah bereket versin muhterem, buyur geç."dediğinde, güldüm ve içeri ilerledi.

 

Yüzü cama dönük olan babam sesimi duyunca heyecanla bana döndü. Annem çoktan güzel gözlerini doldurmuştu bile.

 

"Anneee ama hemen böyle yaparsan beni de ağlatırsın."dediğimde, akan yaşlarını sildi.

 

Hemen gidip anneme sarıldım, gözlerim dolmuştu ama ağlamamalıydım.Geri çekildiğimde elimle göz yaşlarını sildim.

 

"Mutluluktan ağlıyorum güzel kızım."dediğinde, gülümsedim.

 

Artık tamamen başka şehirde yaşayacak olmam onu ister istemez üzüyordu.

 

Babam dolu gözleriyle gülümsedi.

"Çok güzel olmuşsun gözümün nuru."dediğinde, gözlerim daha da doldu.

 

Ellerimi tutup, konuşmaya devam ederken gözlerinden yaşlar aktı.

 

"Bakma böyle ağladığıma. Elhamdülillah emanetimi kalbi çok iyi, merhametli birine gönderiyorum. Bunun için çok mutluyum.İçimin sindiği birini sevdiğin için Allah'a şükür ediyorum."dediğinde, gözümden iki damla yaş aktı.

 

Elleriyle gözümden akan damlaları sildi.Hemen kendini toparladı ve alel acele konuştu, "Ay ağlatmayalım kızımı bak makyajı akacak şimdi hatunum. Kim sürdüyse bu pis boyaları kızıma, zaten kendisi çok güzel."dediğinde, annem güldü.Hatunum lafını duyar duymaz anneme dönüp kaşlarımı iki kere oynatarak ima yaptım.

 

Annem gözlerini büyüterek sessizce konuştu,

"Kız sus, rahat dur insanlara ayıp olacak."dediğinde, banane dercesine omuz silktim.

 

Bir süre sonra kapı çalmıştı, muhtemelem gelen Kamerdi.

 

Ömer kapıya gidip, "Kapı açılmıyor muhterem!"dediğinde, hepimiz güldük.Şu üzgün haliyle bile herkesi güldürebiliyordu.1

 

Kamer,"buyur mübarek."deyip, bin lirayı Ömer'e uzattığında şaşkınlıkla baktım.

 

Ömer'in sırık boyundan dolayı arkada kalan Zeynep, Kamer'i görebilmek için parmak uçlarına yükselse de göremiyordu.

 

"Yaa abi!Bana da para ver!"diye sitem ettiğinde güldüm.

 

Kamer,"Kızım sen ne alaka, sen erkek tarafısın."dediğinde, Zeynep kaşlarını çattı.

 

"Hayır bir kere ben hem gelin hem damat tarafıyım.En yakın arkadaşımla evleniyorsun!"dediğinde, hemen Zeynep'e destek çıktım.

 

"Zeynep kız tarafı bir kere!"dedim, imalı bir sesle.

 

"Karım öyle diyorsa, öyledir."dediğinde, bir kez daha akrabalarla birlikte gülmüştük.R nasıl yapılır ya da hanımcılık nedir Kamerden öğrenin.

 

İçeri geldiğinde duvağım örtük bir şekilde onu bekliyordum.Önce annemin ve babamın elini öptü, ben de onun annesinin ve babasının elini öptüm.Tam önümde durduğunda, heyecanla atan kalbime engel olamadım.Zaten bu engel olamayışlarımızdan dolayı şu an evleniyorduk ya.Birbirimizi görünce sınır tanımadan atan kalplerimiz bizi buralara getirmişti.Duvağımı açıp alnımdan öptüğünde gülümsedim.

 

Geri çekildiğinde babama dönerek. "Aklın kalmasın baba kızına çok iyi bakacağım."dedi, babama bakarken.

 

"Ondan eminim evlat.Gönül rahatlığıyla emanetine sahip çıkacağına inanıyorum ama ben yine de bir kız babası olarak konuşmamı yapayım."

 

"Estağfirullah baba buyur."

 

"Bak oğlum, benim kızım güçlüdür fakat bazen güçlü gözükse de içten içe çok üzgündür.Yansıtmamaya çalışır ama sen onunla böyle zamanlarında ilgilen çünkü ben hep ilgilendim.Allah yolunuzu açık, yuvanızı hayırlı eylesin. Ben seni çocukluğundan beri severim hatta kızımın da seni çocukken çok sevdiğini bilirim.Birbirinizi hep çok sevin ve Allah rızasını daima gözetin."dediğinde, gülümseyerek babama baktım.

 

Sırada kuşak bağlama vardı.Ömer elindeki kırmızı kuşakla yanıma geldiğinde gülümseyerek ona döndüm. Takım elbiseyle o kadar yakışıklı ve olgun görünüyordu ki inanamadım. Yüsra'nın nikahına gittiği gün de öyle gözüküyordu.3

 

Duallarla birlikte, kuşağı belimde iki kez dolandırıp üçüncüde bağladı ve gözlerime baktığında dolu dolu gözlerini gördüm.Kollarını açarak bana sarıldığında gözümden yaşlar döküldü.

 

"Ablam benim, küçük annem.Hep mutlu ol!Seni çok seviyorum."

 

"Ben de seni çok seviyorum."dedim, titreyen sesimle.

 

Her ne kadar küçükken çamaşır makinasına atmış olsam bile seni seviyorum canım kardeşim.1

 

Geri çekildiğimde Zeynep de dahil herkes ağlıyordu.Zeynep yanıma gelip, evin havasını değiştirdi.

 

"Tamam ağlamayın artık kızın makyajı akacak sonra!"dedi ve elimden tuttu.

 

"Afitap makyajın akmamış ama fondötenle yaşların aktığı yeri kapatsak iyi olacak."

 

Zeynep'e makyaj konusunda güvendiğim için arkasından yürümeye devam ettim.Göz makyajım akmadığı için makyaj malzemelerine övgüler yağdırıyordu.İkimizin de makyajını düzelttiğinde tekrar salona ilerledik. Kamer gülümseyerek elimden tuttuğunda salavatlarla evden çıktık.

 

***

 

Abdestliydik ve abdestimizi büyük bir dirençle tuttuğumuz için akşam namazımızı kıldık.Birazdan salona giriş yapacaktık.Tutuştuğumuz ellerimize baktım, mutluluğumuz gözlerimizde ışık olmuş parlıyordu.

 

Genişçe gülümseyerek,"Hadi gündüzüm, gidelim.Bugün bizim günümüz."dedi ve göz kırptı.

 

İç sesim,"dur Afitap dur bir göz kırpmaya da heyecanlanma."dediğinde, umursamadım.

 

"Gidelim sevgilim."dedim, gözlerimi kırpıştırırken.Bu hareketi annemden görmüştüm, arada babama yapıyordu.

 

Bu halime gülerken elimi sıkıca tuttu ve salonun girişine ilerledik fakat kulağımıza ilişen ses bizi durdurdu. Hoparlörden Ömer'in sesi geliyordu.

 

"Öncelikle sayın misafirlerimiz düğünümüze hoş geldiniz.Birazdan çiftimiz dans edecek lütfen küçük, mikrop veletlerinizi pistten alınız! Birtanesini bile pistte görürsem davulun tokmağını kafalarına geçiririm.Saygılar efendim."dediğinde, bir kahkaha tufanı koptu.2

 

Gülmemizi durdurup çalan müzikle salonun ortasına ilerledik.Kendimizi seçtiğimiz müziğin akışına bıraktık. Bir elim omzunda, bir elim elindeydi. Gözlerime tebessümle bakan bu adamla hayatımı birleştirmek bu hayatta verdiğim en iyi karar olmuştu.

 

"Gözleri kömür, gömleği nakış.Katlime yaman bi' ferman her bakış."

 

Bu şarkıyı ikimiz fazlasıyla isteyerek seçmiştik.

 

"Çok oyalama, bu ömrüme yetiş.Yurduna kavuş, di gel."

 

İkimiz de şarkıyı fısıldarken, bu anı hiç unutmamak adına bakışlarını zihnime kazıdım.

 

Gözlerime derin derin bakarken, "Daima güzelim, bakışların daima başımın tacı olsun.Gözlerimden hiç eksilmeyesin."dediğinde, gülen gözlerimle bakmaya devam ettim.

 

"Sar beni biraz, derdime dokun.Gönlüm hep ayaz, yolları yokuş."

 

İki elimi de boynuna yerleştirdiğimde, o da ince belimi tuttu.

 

"Gelse bi' bahar, geçse de bu kış fikrime alış, di gel."

 

"Attığımız her adım, aldığımız nefes, yürüdüğümüz yol bir olsun sevgilim."dedim, tebessümle bakarken.

 

"Kandıramadım kendimi benim canım.Sensiz olamam ki, gurbet bak her yanım."

 

Kandırmaya çalışmıştık kendimizi en başta, sevmiyoruz sanmıştık ama öylesine delice sevmiştik ki... iyi ki de sevmiştik.

 

-Bölüm Sonuuuu-

(Fotoğraflar temsilidir, kendi kafanızda oluşanla da hayal edebilirsiniz♡)

Sonundaaa çocuklarımı evlendirdim. Aşırı duygulu bir anneyim şu an!1

Şarkıya vuruldum ve dedim ki bu Kamer ve Afitap'ın dans şarkısı olmalı.

Ömer yaralı bebek ama aynı zamanda da komik bxjxbxkznxnjxns

Piste çocuklarınızı bırakmayın hxjxnxjsn

 

 

Bölüm : 26.11.2024 00:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...