33. Bölüm
Asel Nisa / Pide Kuyruğu / Yarı texting / Önemi Yok

Önemi Yok

Asel Nisa
ladyasel

0537 *** ** **:Ömer

 

0537 *** ** **:Ben Yüsra.

 

0537 *** ** **:Selman hoca ikinci kata çağırıyor.

 

0537 *** ** **:Bir de şey soracaktım...

 

0537 *** ** **:Öğle yemeğine çıkacak mısın?

 

Ömer:Tamam geliyorum.

 

Ömer:Evet çıkacağım.

 

0537 *** ** **:Müsaitsen konuşabilir miyiz öğlen?

 

Ömer:Ne hakkında?

 

0537 *** ** **:Biliyorsun işte.

 

0537 *** ** **:Benim anlatacaklarım bitmedi.

 

Ömer:Benim dinleyeceklerim bitti.

 

0537 *** ** **:Bi' dinlesen beni.

 

Ömer:Artık bir önemi yok bunların.

 

0537 *** ** **:Neden bu kadar bencilsin?

 

Ömer:Bencil olan ben miyim?

 

0537 *** ** **:Tek acı çeken senmişsin gibi davranıyorsun.

 

Ömer:Kaçıp giderken acı çektin mi?Çok merak ediyorum.

 

0537 *** ** **:İkimiz için yaptım bunu!

 

0537 *** ** **:Keyfimden terk etmedim, yaşadığım ülkeyi.

 

0537 *** ** **:Eğer o genç yaşında evlenseydik.

 

0537 *** ** **:Şu an elinde bir mesleğin olmayacaktı.

 

***

 

Öğle arasına çıkmıştık ve ölü gibi yorgundum.Sadece bizimkilerin olduğu stajer odasına ilerledim. Yemeye gitmek bile işkence gibi gelmişti.Halbuki herkesin bildiği üzere hayvan gibi yemek yerdim.

 

Odanın kapısından girip kendimi tekli koltuğa attım fakat dinlenmek ne mümkün?Tuna Bahara her zamanki serenatlarından birini yapıyordu.

 

"Senin en güzel yerin, kahverengi gözleriiiin.Gözlerin yaaar gözlerin-"

 

Baran,"Tuna!Sıçtın kulağımıza Tuna!"dediğinde gözlerim kapalıyken gülmemek için tuttum kendimi.

 

Serdar bilmem kaçıncı rüyasının arasında bile Tuna'yı duymuş olacak ki konuşmadan edemedi.

 

"Oğlum yaz ayı geldi sivriler başladı. Uyutmuyor namussuz sinek!"

 

"Keşke sivri olsaydı kardeşim, sivri gelince daha fazla uyku uyuyorum."

Baran'ın serzenişleri karşısında tekrardan horlayarak uykuya dalan Serdar'a hayretle baktım.

 

Bahar bir şeyin farkına varmışçasına Tuna'ya öylece boş boş baktı.Tuna 'ne oldu?'dercesine başını salladığında Bahar düpdüz bi' yüz ifadesiyle konuştu.

 

"Tuna benim gözlerim yeşil."dediğinde herkes kahkahayı bastı.

 

"Hee öyleydi değil mi yaa?"deyip elini ensesine attı.

 

"Bahar'ım aramızda iki rengin lafı mı olur?Neticede ikisini de Allah yaratmış."dedi ve eliyle Baran'ı gösterdi.

 

"Bak Baran'ın gözleri de mavi."dediğinde Bahar çileden çıktı ve ayıcıklı yastığı Tuna'ya fırlattı.Yastığı havada yakalayan Tuna susmak bilmiyordu.

 

"Sen zaten benim göz rengimi bilme Baran'ınkini bil!Hatta ben aradan çekileyim, rahatsız ettim sizi."dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım.

 

"Bahar gözünü seveyim bir an önce nikâh masasına oturt şunu, beni de kendini de kurtar."deyip daracık alanda kıçını dönüp uyumaya hazırlanacaktı ki Tuna yine susmadı.

 

"Bro sana çok önemli bir şey söyleyeceğim"

 

Baran kafasını çevirdiğinde Tuna sırıttı.

"Elin buz gibi, götün karpuz gibi."dediğinde içtiğim kahveyi püskürttüm ve gülerken boğazıma kaçtı.Öksürürken yardım eli uzatan Bahardı.

 

Bir bardak su koyup uzattı.

"Şaşırmana gerek yok, bak ben gayet sakinim!Neden?Çünkü benim bu hayatta henüz evlenmeden bi kumam oldu zaten."dedi iğneleyici ifadeyle.

 

Kapı açıldığında içeriye giren Yüsraydı. Yüzüne bakmadan diğerlerine bakmaya devam ettim.

 

"Soğuk soğuk karpuz getirdim size yeriz diye."dediğinde Gülçiçek gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

 

"Bir şey mi oldu?Neye gülüyorsunuz?"

 

Gülçiçek,"Bence bu soruyu Tuna'ya sor bal kız."dediğinde Bahar sinirle Tuna'ya baktı.Evet, ona bal kız diyorlardı.

 

"Hatta sen o karpuzu direkt Tuna'ya ver!"

 

"Çok sever o karpuzu, özellikle de Baran'ınkini!"dediğinde kahkahamı durduramadım.Gülmekten kısılan gözlerimi açtığımda Yüsra ufak bi tebessümle bana bakıyordu. Gülümsemem solduğunda o da kendine gelip aceleyle elindeki tabağı ortadaki masaya bıraktı.

 

Sandalyeye oturup karpuz dilimine çatalını batıran ilk kişi Tunaydı.

 

"Kanka bence seni kıskanıyorlar."dediğinde Bahar gözlerini devirdi.

 

Gülçiçek,"işleri bize kitleyip nalları dikleyen adamı neden kıskanalım?Değil mi Bahar?"dediğinde Baran yattığı yerden oturur pozisyona geldi.

 

"Öyle mi Gülçiçek hanım?Demek nalları dikleyip yatıyorum"dedi Baran tek kaşı kalkarken.

 

"Öyle Baran bey, öyle!Üstelik iki dakika uyuyacaksın diye kendi işlerini bana kitliyorsun.Sayenizde öğlen yemeğinde bile dinlenemiyorum."dediğinde Serdar seviyeli!tartışma seslerine uyanmıştı bile.

 

Şu ana kadar atışmaları şaka tadında olsa da geçen günlerde ikisinin arasında çıkan tartışma yüzünden araları limoniydi.Bana kalırsa ne kadar inkar etseler bile flört gibi bir şeylerdi. Aralarında bir çekim olduğu gayet belliydi.Baran'a ne kadar söylesekte bu durumu inkar edip duruyordu. Gülçiçekse büyük bir çabayla kendisine Baran hakkında gelen sorulardan kaçıyordu.Ondan hoşlandığını inkar etmek istemediği belliydi.

 

"Gülçiçek hanım akşamları sana ders anlattığımı unuttun galiba?"

 

"İlk defa yardım istedim senden, bir şey rica ettim.Deli gibi ders çalıştığımı biliyorsun ve ilk defa tartıştık diye inadına hemen yaptığına bi' karşılık bekledin.Senin de cezalandırma şeklin bu sanırım."diyip kapıya ilerledi.Tam çıkacakken Baran konuştu.

 

"Gülçiçek ben karşılık falan beklemedim.Sana bir buçuk saat ders anlatmayı yük olarak görmedim ve ikimiz de bana olan sinirinin başka bir sebebi olduğunu biliyoruz."nefes aldı ve devam etti.

 

"Sırf başka meseleler üzerine tartıştık diye, meseleyle alakası olmayan şeyler üzerinden hırsını benden çıkarma!"dediğinde kafasını bize tam döndürmeyen Gülçiçek'in gözlerinin dolduğu oldukça belliydi.

 

Aralarında her ne olduysa Gülçiçek şu sıralar çok sessizdi halbuki bu gurubun neşesi Gülçiçek ve Tunaydı. Gülçiçek şu sıralar çok nadir konuşsa da, konuştuğu anda sinirini anlayabiliyorduk.

 

"Aranızda ne oldu bilmiyorum ama fazla üstüne gitmemeye çalış."

 

Ağzındaki karpuzu bitirip başını kaldırdı.

 

"Bana karşı hisleri var."dedi ve bir süre düşündü.

 

"Benim de içten içe anlamlandıramadığım hislerim var ona karşı fakat bunun adına hoşlantı diyebilir miyim?Emin değilim ve emin olmadığım bir şey yüzünden ona ümit vermek istemiyorum."dediğinde başımı onaylarcasına salladım.

 

Bu defa konuşan Yüsraydı.

"Bahar'la birlikte aranızdaki şey hakkında soru sorduğumuzda inkar etmiştin, o ise suspus oturmuştu sorulara karşı.Muhtemelen o anki inkarcı tavrın onu kırdı."dedi ve önce sandelyesini geri itip dirseklerini dizlerine koyacak şekilde eğildi .

 

"Bak Baran birkaç kez ona karşı olan hareketlerine denk geldim.Bence ona karşı olan tavrın hoşlantı gibi yorumlanabilir.Ona nasıl baktığını gördüm."

 

Gözlerini kısıp Baran'a bakarken, içinden geçen duyguları anlamaya çalıştığını sezdim.

 

"Ümitlenmesin diye kendimi dizginliyorum."

 

Derin bir nefes aldım

"Kardeşim senin dizginlemeye çalıştığın şey kendi tavırların değil, sevgin.Sen sevgini dizginlemeye çalışıyorsun.Elbette hareketlerini dizginlemen gerek ama senin bu yaptığın sevgini dizginlemek.Sen sevmekten kaçıyorsun."dediğimde başını onaylarcasına salladı.

 

"Sanırım öyle, gidip bi' Gülçiçek'e baksam iyi olacak."dedi ve ayaklanıp kapıya doğru yürüdü.Tam çıkacakken Tuna konuştu.

 

"Bro."dedi ve Baran'ın bakmasını bekledi.

 

"Efendim kardeşim."dediğinde, Tuna sırıttı ve konuştu.

 

"Götünü yiyim."dedi ve çatalındaki karpuzdan kocaman bi' ısırık aldı.

 

Beklenmedik bi'anda gelen espiriyle herkes bi' kahkaha patlattı.Hatta bu defa Bahar da gülmüştü.

 

Baran baygın gözlerle bir süre Tunaya baktı.

"Sen mümkünse benim götümden ayrıl bi' kardeşim."dedi ve dışarı çıktı.

 

Tuna çatalına bir karpuz daha alıp Bahar'a uzattı.

 

"Buyur hayatım, soğuk soğuk ye.Serinlersin!"dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

 

Bahar gülerek karpuzu ısırdı ve ağzındaki lokma bitince bize döndü.

 

"Eee gençler sizin gönlünüzde yok mu birileri?"dediğinde Yüsra'nın gözleri etrafta dolandı.Yüzündeki geniş gülümseme solduğunda ilk konuşan bendim.

 

"Yok, henüz yok."dedim içimdeki yangına rağmen.

 

Yüsra'ya göz ucuyla baktığımda önce yutkundu sonra gözleri az da olsa doldu fakat belli oluyordu.Önce küçük bi' öksürük çıktı ağzından sonra tekrar yutkundu.

 

"Bende de...biri yok."dediğinde Bahar'ın kaşları çatıldı.

 

"Yüsra iyi misin?"dediğinde Yüsra oturduğu yerden kalktı.

 

Hızlıca kafasını onaylarcasına salladı. Sesine yansıyan ağlamaklı halini gidermek için tekrardan boğazını temizledi.

 

"Ihım, ıhım!"dedi ve derin bi' nefes alıp tekrar konuştu.

 

"Ben gitsem iyi olacak, arkadaşım gelecekti, unuttum bi' an.Giriş kata inmem gerekiyor."dedi ve apar topar çıktı.

 

Bahar,"Yanlış bir şey mi sordum?"dedi tereddütlü haliyle.

 

"Bence gayet normal bir soruydu."dedim ve ayaklandım.

 

Nereye gideceğimi sorduklarında hava almaya çıkacağımı söyledim.Terasa çıkacaktım.Asansörden inip oldukça yüksek olan yere çıktığımda gelen seslerle yalnız olmadığımı anladım. Bir ses geliyordu, hıçkırıklı bir ağlama sesi.Kime ait olduğunu anladığımda göğsüme bir ağırlık çöktü.

 

Sese doğru ilerlediğimde yere çömelmiş bi' şekilde ağlayan Yüsra'yı gördüm.Oturduğu yerde dizlerini kendine çekmiş kollarıyla da bacaklarını kavramıştı.Başını kolları arasına gömmüş, boğuk hıçkırıkları arasında ağlıyordu.Aslında buraya çıkacağını biliyordum.Birkaç defa onu burada ağlarken görmüştüm.Buraya kaçmayı seviyordu.Tam başını kaldıracakken ayakkabılarımdan kim olduğumu anlayınca kafasını tekrar kolları arasına gömdü.Beyaz önlüğümün cebindeki mendili çıkarıp eline dokundurdum.

 

Başını kaldırıp peçeteyi aldı ve burnunu sildi fakat göz yaşları ardı ardına akmaya devam ediyordu.

 

"Yüsra artık ağlama, ağlamanın bi' faydası yok."dedim yorgun bir sesle.

 

Ellerinden destek alarak ayağa kalktı. Ağlamaktan kırmızılaşan Mavi gözlerinde, hüzün öylesine yer edinmişti ki daha fazla bakamadım. Birkaç saniyelik bakışlarıyla bile yüreğindeki yüklü acıyı bana işlemişti.Sarı saçları rüzgarla birlikte uçuşurken hararetli kalkışının ardından konuştu.

 

"Demek yok, demek henüz birini sevmedin öyle mi Ömer?"dedi göz yaşları akmaya devam ederken.

 

Gözlerim doldu.

"Ne deseydim?"derken ağzımdan sözcükler zorla çıkıyordu.

 

"Ne mi deseydin Ömer?"dedi ve kahkaha attı, sinirden güldüğü belliydi.

 

Çekinmeden bağırdı.

"Gittin diyorsun!Ben her gece sevdim seni, her gündüz sevdim!"dedi ve hıçkırıkları arasında nefes aldı.

 

"Ben yere göğe sığamadım, nefes alamadım!"

 

Bağırdığı için nefes nefese kalıyordu.

 

"KAÇ KERE DÖNMEK İSTEDİM HABERİN VAR MI SENİN?"

 

Bağırırken sinir krizi geçirdiği belliydi. Elleri titriyordu, canını böylesine yakan ben olduğum için pişmanlık içimde git gide yayılıyordu.Sinir krizi halindeydi ve onu kendine getirmem gerekiyordu.

 

Yanına gidip titreyen kollarını tuttum ve hafifçe sarstım.

 

"Yüsra kendine gel!"Bağırdığımda gözlerime baktı.Vücudu hâlâ titriyordu.

 

İkimizin duyabileceği şekilde fısıldadı,"Bi' kez olsun beni dinleseydin."dediğinde sözünü kestim-

 

"Haklısın."dedim ve yutkundum.

 

Boğazımdaki yumruyla konuşmaya devam ettim,"Dinlemeliydim, haksızlık ettim."dediğimde yorgun ve ağlamaklı gözlerle baktı.

 

"Biliyor musun Ömer bence boşver.Sen zaten beni çoktan içinden söküp atmışsın.Hiç bir şey öğrenme sen!Beni gerçekten sevseydin zaten dinlemek için bu kadar beklemezdin."dedi ve kolundaki iki elimi de indirip içeri girmek için kapıya ilerledi.

 

"YÜSRA!"Bağırdığımda durdu fakat yüzünü bana dönmedi.

 

"Seni hiç içimden söküp atmaya çalışmadım, cefan da sefan da başım gözüm üstüne."

 

"Eminim öyledir Ömer."dedi ve içeri girdi.

 

Fazla tepki vermiştim ve eminim ki bunun pişmanlığını uzun süre yaşayacaktım.

 

***

 

(Afitap'ın ağzından)

 

Aynadaki görüntüme baktım.Yüzüm zayıf olsa da karnım oldukça büyümüştü fakat yüzümde bir beyazlık vardı ya da aydınlık mı demeliydim?Sanki bir nur vardı yüzümde. Gülümsedim.Anne olmayı çok sevmiştim ben ve aynı zamanda baba olmayı çok seven birileri vardı. Kamer!Canım sevgilim.Oğlumuzun eşyalarını büyük bir hevesle alıyordu. Karnıma dokunduğu anda tepki veriyordu oğlum babasına.Tekmelerini durduramıyorduk.Tabi Kamer sırf bu yüzden anne karnındaki çocuğumuza kızıyordu.

 

Uyuyorken Kamer'in sesine uyanmıştım, karargahtan çıkmıştı en son.Kesin kapıyı açan Ömerdi.Sırf Kamer'in dediklerini duymak için gözlerimi açmadım.Hâlâ uyuyorum sanıyordu.Eli karnımdaydı.

 

"Kocaman oldun oğlum, çok sabırsızım bekleyemiyorum zaman hemen geçse de gelsen diyorum ama biliyor musun?Annenin şu hallerinin güzelliğini görseydin çıkmak istemezdin.Derdin ki'Baba ben burda biraz daha durayım sen annemi izlemeye devam et.'Öyle güzel bir annen var, su gibi bi' annen var oğlum." gülme sesi geldiğinde, hiç bozmadan uyumaya numarası yapmaya devam ettim.

 

"Bir de görsen minicik tatlı bir şey.Sen doğduktan sonra annenin bu hamile hallerini özleyeceğim.Karnının bu büyük halleriyle gözüme öyle güzel geliyor ki keşke bi' görebilseydin.Dur ama baban senin için birkaç fotoğraf çekecek.Şu an üzerinde ördekli bir pijama var, çok seviyor bu pijamasını.Giyince şirin hissediyormuş öyle diyor, bak benim gündüzüm nasıl da iyi biliyor kendini.Eminim sen de annenin en çok saçlarını seveceksin.Bir kere saçlarına dokununca anladım ki hayat dediğimiz şeyi ben sadece annenle yaşayabilirmişim."

 

Artık kendimi tutamayıp kıkırdadım ve gözlerimi açtım.Saçları ıslaktı, duş aldığı belliydi.Elimi uzattım kaldırması için, karnımdan dolayı zorlanıyordum. Beni kaldırdığında sırıtarak eğildim ve yanağına bir öpücük bıraktım.Şu sıralar sık sık göreve gidiyordu.

 

Sırıtmaya devam ederken konuştum.

"Hepsini duyduuum."dedim cilveli bir kız çocuğu gibi.

 

"Uyandığını anladım zaten gündüzüm."dedi ve göz kırptı.

 

"Nasıl ya nasıl anladın?"dedim şaşkınlıkla gülerken.

 

"Zor olmadı sevgilim, karşında bir asker var.Ayrıca göz kapakların titriyordu."dedi ve elimi tuttu.

 

"Sana minik bi' süprizim var, gel bakalım."dedi ve beni ayağa kaldırdı.

 

Koridorda ilerlerken oğlumuz için yapacağımız odanın kapısını açtı.İçeri girdiğimizde gördüklerimle kaşlarım havalandı.Bu benim çok beğendiğim ama Kamer'e söylemediğim beşikti. Fiyatına bakmadan uygulamadaki favorilerim kısmına eklemiştim fakat fiyatını görünce vazgeçmiştim. Favoriler kısmından çıkarmayı unutunca Kamer görmüş olmalıydı.

 

"Yaaa almışsın beşiği."dedim sesimdeki tatlı tonla.

 

Hatta beşiği kurmuştu bile...

 

"Aldım, aldım da sana kızacaktık söylemediğin için fakat bu güzelliğe kızmam imkansız."dediğinde sırıttım.

 

"Çok fazla pahalıydı, bu kadar pahalısını almak gereksiz diye düşündüm ama almışsın bile."

 

"Gündüzüm biliyorsun aileme harcayacağım paranın hesabını hiç bir zaman yapmam."dediğinde gülümseyerek onayladım.Arkamdan kollarını uzatıp sarıldı ve ellerini karnıma koydu.Çenesini omzuma yasladığında gülümsedim ve karnımın üzerindeki ellerinin üzerine iki elimi de koydum.Gülümserken gözlerim doldu. Kapı tarafından patlayan flaşla şaşkın bir ifadeyle kapıya doğru döndük.Ömer elinde telefonla sırıtıyordu.

 

"Çok güzel gözüküyordunuz, çekmek istedim."

 

"O zaman bir selfie yap bakalım."dediğimde ön kamerayı çevirip toplu fotoğrafımızı çekti.

 

Çektiğimiz fotoğraflarda kocaman çıkan karnıma baktım.

 

Ömer'in gözleri üstümde gezdiğinde kaşlarını çattı.Üstümdeki ördekli pijamayı yeni fark etmiş olacak ki şaşkınlıkla konuştu.

 

"Abla lütfen bana şaka yaptığını söyle!"dediğinde gözlerim etrafta gezindi.

 

"Yoo yapmıyorum."dedim biraz alıngan bi' sesle konuşmuştum.

 

"Ne şakası?"

 

Kamer'in Ömer'e bakan gözleri bu defa bana döndüğünde gözlerim tekrar sağa sola kaçtı ve dudaklarım suçlu bir çocuk gibi öne büzüldü.

 

"Bügün ablam portakallı pekin ördeği aşerdi, ben sipariş ettirmeyince de isyan bayrağını çekmiş."deyip kaşlarıyla ördekli pijamamı işaret ederken kahkaha attı.

 

Kamer bir süre bana ve Ömer'e baktı.

 

"Ve sen de sırf bu yüzden benim karımla dalga mı geçtin?"dediğinde sırıtarak Ömer'e baktım.

 

Kamer Ömer'in kulağından tuttu.

"Ulan eşek herif sen tatlı aşerince ablan yapmıyor mu?"

 

"Hiç değilse ben tatlıyı daha önce yemişim ki canım çekmiş.Acaba ablam hayatında hiç portakallı pekin ördeği yemiş mi?"dediğinde gözlerimi kısarak ona baktım.

 

Ulan kerata ben sana yapacağımı biliyorum!

 

"Gerçi o da doğru"diyen Kamer bir süre boş boş duvara baktı ve tekrar konuştu.

 

"Ne gülüyorsun ulan karım görmüş canı çekmiş!Ne gülüyorsun ayı gibi."dediğinde kıkırdadım.Konu bensem kimse Kamer'le tartışmamalıydı.

 

Bana dönüp sinsi bir gülüşle konuştu.

"Hayatım bence sen buna bir daha tatlı yapma, hepsini ben yiyim."dediğinde güldüm.Anlaşıldı beyefendinin derdi.

 

Karnımdaki bebeğime seslenircesine konuştum.

 

"Oğlum henüz elimizde bir portakallı pekin ördeği yok ama sen bu hakkını doğduktan sonra dayının paralarının içine ederek kullan, oldu mu çocuğum?"dedim ve cevap bekliyormuş gibi yaptım.

 

"Tamam diyor."dedim kaşlarımı oynatarak ve onlara aldırmadan mutfağa ilerledim.

 

Tam o sırada kapı çalmıştı.Kapı deliğinden baktığımda gelenin Gülseren teyze olduğunu gördüm ve kapıyı açtım.

 

"Guzuuum sana sarma getirdim.Yiyiverirsin limonlayıp, şifa olsun oğluma"dedi karnımı işaret edip.

 

"Sağ olasın Gülseren teyzesi, ellerinden öper."dedim ve teşekkür ettim.

 

Kapıyı kapatıp elimdeki tabakla arkamı döndüğümde iki sırıtan adam bana bakıyordu.Gülümseyerek sarmalarımla salona ilerledim.Koltuğa oturduğumda Ömer soluma, Kamer de sağıma oturmuştu.

 

"Bakar mısın yakışıklı?"diyen Ömer'e aldırmadan ağzıma bir tane dolma attım.

 

"Yok bakamam!"diyerek instagram repliğini sürdürdüm.

 

"Bakar mısın bana?"diyen , Kamer'e sırıtarak baktım ve konuştum.

 

"Sana bakmasaydım evli olmazdık zaten yakışıklı."

 

Ben onun yakışıklılığına bakarken, o çoktan bir tane dolmayı ağzına atmıştı.Gözlerimi kıstım, oyuna getirilmiştim.

 

"Oyuna geldim ben, küstüm gidiyorum."dedim ve tabağımla birlikte mutfağa gitmek için ayaklandım.

 

Kamer göz kırpıp, oynak şarkıya giriş yaptı.

 

"Benimle oynama, söyledim sana!"

 

Eğilip yanağıma bir öpücük bıraktığında gülümseyip, yanağını sıktım.Evet!Asker adamın yanağını bir çocuk gibi sıkmıştım.Benim sevme sitilim buydu.

 

Ömer'in sesine aldırmadan mutfağa ilerledim.Ardımdan bağırdı.Bağırsındı, oğlum ve ben afiyetle yemeğe gidiyorduk.

 

"Abla acaba beni de mutfağa çağırmış olabilir misin sarma yemeye.Öyle bir ihtimal olabilir mi acaba?!"

 

-Bölüm Sonu-

(Yüsra'nın terastaki hali ama bu kızın sarı saçlı halini düşünün)

Bittiiii!

Baya uzundu

Tuna ve Bahar😍

Baran ve Gülçiçek?🥲

Canım Ömer ve Yüsra bir türlü konuşamadılar...

Oğluşumuzun adı ne olsun?Önerileri alalım canlarım✨️💫

 

Bölüm : 08.12.2024 22:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...