35. Bölüm

Sancı ve Korku

Asel Nisa
ladyasel

Tuna'nın bülbülleri adlı guruptan 1 yeni mesaj:

 

Baran:Tuna'ya yemek götüren var mı bu akşam?

 

Tuna:Baran lütfen sen bir daha getirme, dün getirdiğin yemeğin yarısını yolda yemişsin zaten oğlum!

 

Baran:Kanka vallahi yol baya uzundu.

 

Baran:Biraz da midem kıyılınca iki-üç kaşık alayım dedim.

 

Ömer:İki, üç kaşık yani yarım tencere.

 

Tuna:Oğlum o değil de, yarım tencere yemeği otobüste nasıl yiyebildin?

 

Ömer:Hiç utanmadın mı?2

 

Baran:Kanka çok açtım, utanmak aklıma gelmedi.

 

Ömer:Gerizekalı chdhxhfhxjhd

 

Baran:zaten yanımda oturan küçük velet yemeğime sulandı.

 

Tuna:Yemeğine!

 

Baran:Evet?

 

Tuna:Benim yemeğimdi o!

 

Baran:Annesi de yan koltukta uyuyordu, gözler gidip duruyordu.

 

Baran:Bu velet de fırsat bilip elini yemeğime uzattı.

 

Baran:Ben de çocuğa şey dedim, "Çek lan elini, vururum alnına gaşuğu."

 

Baran:Meğerse annesinin sadece gözleri kapalıymış, bizi duyuyormuş!1

 

Baran:Ondan sonra kayış koptu zaten.

 

Baran:Bi' açtı gözlerini gratis çalışanıyla kavga eden abla gibi.2

 

Ömer:Siccin 7, sıçış sahnesi ön fragmanı.

 

Tuna:Aga bana sıçış demeyin.

 

Tuna:Uzun bir süre sıçmakla ilgili bir şey duymak istemiyorum.

 

Tuna:Götüm acıyor hâlâ.

 

Tuna:Yara oldu Tuvalete gitmekten.

 

Ömer:Oğlum el bebek gül bebek baktık sana, bi' götünü pudralamadığımız kaldı.

 

Tuna:Sağ olasın kanka, onu ben yaptım.

 

Baran:O gün nasıl vardınız hastaneye?

 

Ömer:Kızları bıraktıktan sonra beni aradı.

 

Tuna:Mahallenin girişinde buluştuk, taksi çağırdık.

 

Ömer:Tuna taksiciye şey dedi, "Abi hızlı git yoksa taksine sıçarım."

 

Tuna:Adam da hakaret anlamında söyledim sandı.

 

Ömer:Adam fiili anlamdan bir sıçma yaşanacağını tahmin edemedi.

 

Tuna:Adam arabayı durdurup koltuğun yanındaki zopayla arka koltuğa dönmesin mi!

 

Ömer:Bu defa Tuna korkudan sıçacaktı.

 

Gülçiçek:ALXMMDKXNDKXJDJ

 

Tuna:Oooo ablam hoşgeldin.

 

Gülçiçek:Hoşbuldum.

 

Tuna:Öyle işte kankiler.

 

Ömer:Selman hoca dedi ki, "Bundan sonra sadece götüne güvenen acı yesin."

 

Tuna:Ulan rezil oldum, bütün stajyerler biliyor zehirlendiğimi.

 

Ömer:Selman hocayı tanıyordu gittiğimiz doktor, aralarında konuşmuşlar qwndnddhdhe

 

Ömer:Sağ olsun Tuna Narkozluyken adama, "Serumu götüme mi taktınız?Çok acıyor,"dediği için doktor da dalga geçmiş.1

 

Ömer:Salak meğerse tuvalete gitmekten basur olmuş, acıyan oymuş dhhdjxbdjd.1

 

Bahar:QKSMNSNDKXNDJNXDJBX

 

Tuna:Dalga geçme oğlum, hâlâ popomun üzerine oturamıyorum.

 

Bahar:Bugün Afitap abla hepimizi yemeğe davet etti, Tuna'ya yemek yapmamıza gerek yok.

 

Dün Bahar nöbette olduğu için Baran yemek götürmüştü.

 

Baran:Poposunun üstüne oturamıyor nasıl gelecek?

 

Tuna:Afitap ablam bana uzanacak bir yer ayarlar.

 

Artık ablamın tek kardeşi ben değildim, bizim gurup onun kardeşleri olmuştu.Eniştem görevdeyken ablamın bir ihtiyacı olursa hepsi birlikte yardıma gelirlerdi sağ olsunlar.Altın gibi dostlarım olmuştu.

 

Bahar:Ben taksiyle getiririm onu.

 

Baran:Tamam o zaman.

 

Baran:Gülçiçek sen geliyor musun?

 

Gülçiçek:Geliyorum.

 

Baran:Bekle ben alayım seni arabayla.

 

Gülçiçek:Alma.1

 

Baran:

Ömer:Bugün de Baran'a yakıyoruz.

 

Tuna:Ben yakamam.

 

Baran:Neden?

 

Tuna:Sigara tuvalete çıkarıyor beni.

 

Ömer:QLWMXJNFKFFNFKXNF

 

Baran:LWMSJDNXJNDJDNDJD

 

***

 

(Afitap'ın ağzından)

 

Gez, göz, arpacuk ve ateş!Ömer'in ensesine şaplayan terlikle, zafer gülümsememi sergiledim.Ensesini tutarak acıyla bağıran Ömer benden tarafa döndü.

 

"Abla ne yapıyorsun ya!"

 

"Bağırma bana, hamileyim ben!"

 

Üzgünüm oğlum, bu durumu kullanmak zorundayım!Ömer hâlâ terlik şokunu atlatamadığından ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu.Kamer elindeki kaşıkla içeri girip Ömer'i azarladı.

 

"Bağırma lan karıma!Eşek herif,"dedi ve daha sonra elini yemek dolu kaşığın altına tutarak Ömer'in şaşkınlıktan açık kalan ağzına tıkadı.Tadı alan Ömer'in çatık kaşları yavaşça gevşedi.

 

"Tuzu iyi mi tuzu?"dedi, Ömer'den bir tepki bekleyen Kamer.

 

Ömer tebrik edercesine Kamer'in elini sıktı, "Bence artık bu evde yemekleri eniştem yapsın."

 

"Konumuz bu değil şu an!Konuyu değiştirme!Otur şuraya."

 

"Abla!"dedi ve örgü ördüğümüz koltuğa geri oturdu.

 

Şu an tam zamanıydı bu repliği başlatmamın.Kereste Ömer'in de devam ettireceğini biliyorum.

 

"İşi buldun, şimdi kız bulacaksın!"

 

Gülerek,"Yaa abla sana burdan girişecem şimdi hee!"dediğinde, ben de gülmeme engel olamadım.

 

"Terbiyesizlik yapma!"derken, sert olmaya çalışsam da gülmemi engelleyemiyordum.

 

Bir yandan elimdeki patiği örmeye devam ettim.

 

"Terbiyesizlik değil, daha yeni buldum işi yaa!"

 

"Kızı da bul!"

 

"Yaağ bulacağım kızı!"diyerek, iki eliyle bacaklarına usanmışçasına vurdu.

 

"Kızı bulup bana getireceksin!" Bir yandan işaret parmağımı gözüne doğru sallıyordum.

 

"Yav getirecem lanet gelsin yav!"

 

Ondan daha çok bağırdım.

 

"Göstereceksin, göreceğim kızı!"

 

"Ya ne güzel örgü örerken burda nerden çıktı şimdi yaa!"dedi ve elindeki örgüyü sinirle kenara bıraktı

 

"Hemen bulacaksın, benden çok bağırma!"

 

Replikte nineyi taklik eden Recep İvedik gibi beni taklik etti.Vücudunu kurduğu cümlenin ritmine göre bir sağa bir sola salladı.

 

"Himmin bulacahsın."

 

Bu akşam Ömer ve tayfası bize akşam yemeğine gelecekti fakat Yüsra son olanlardan sonra yüzyüze gelmeye çekiniyordu.Bense Yüsra'yı ikna etmesi için Ömer'i darlıyordum.1

 

"Ara söyle, gelmezsen ablam çok darılırmış de."

 

"Of abla, off!"

 

Örgü şişlerinden birini yavaşça koluna batırdım.

 

"Tamam, arıyorum."

 

Telefonunu alıp balkona ilerledi.Yanımızda da konuşmuyor!Hayır yani yirmi beş yaşında adam olmuşsun, ergenliğinden hiç mi bir şey kaybetmedin çocuk?

 

Tebessümle yanıma gelen Kamer'e gülümsedim, kendini koltuğa bıraktığında ondan tarafa döndüm.

 

"Çok yoruldun,"dedim, hemen yamacına kıvrılırken.

 

Bana mutfağa girme yasağı koymuştu çünkü bugün börek ve tatlı yapmıştım.Tüm mutfağa girme girişimlerime rağmen beni mutfağa sokmamıştı.Sulu yemekleri o yapmıştı.

 

"Olsun,varsın tek yorgunluğumuz bu olsun gündüzüm,"dedi ve saçlarımı okşadı

 

"Bir sıkıntı yok değil mi Kamer?"

 

"Yok güzelim, sen kafanı böyle şeylere yorma."

 

"Yeni göreve ne zaman çıkıyordunuz?"

 

"İki gün sonra,"dediğinde, onaylarcasına kafa salladım.

 

O yokken doğum sancımın gelmesinden korkuyordu.Şu an olduğu gibi tembihleyip duruyordu.

 

"Afitap, telefonunu yanından ayırmıyorsun tamam mı?Her nerede olursan ol, ben görevdeysem Ömer'i arıyorsun.Ufak bir sancın olsa dahi-" devam ettirdim, artık ezberlemiştim.

 

"Ufak bir sancım olsa dahi Ömer'i arayacağım.Bu hafta asla ev işi yapmayacağım.Bir ihtiyacım olursa çocukları çağıracağım.Tuna, Baran ve Ömer her şeyi halleder!Doğum sancım varken üstümü giymeme Zeynep yardımcı olacak.Gülçiçek ve Bahar hastane için hazırlanan çantayı getirecek."

 

İki eliyle yanaklarımı kavradı ve alnıma uzun bir öpücük bıraktı.Daha sonra elini kocaman olan karnımın üzerine koydu, yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.Elini karnımda bir süre gezdirdikten sonra elinin içinde hissettiği tekmeyle güldü.

 

"Sen hele bi' dışarı çık!Attığın tekmelerin hesabını soracağım lan!Seninle bi' erkek erkeğe kapışalım Aybars efendi!"Kıkırdamama engel olamadım.Adına ortak karar vermiştik, Aybars Ali olacaktı.Soy adıyla da gayet uyumluydu, Aybars Ali Karayel.1

 

"Ama unutma, annen benim tarafımı tutacak."

 

Bu söylediği beni güldürmüştü.

 

"Doğmamış çocuğuma söylediğin şeye bak."

 

Gülerek karnıma eğildi ve söylendi,"Maalesef haklı çıktın koçum, annen şimdiden senin tarafını tutuyor."

 

Derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı, daha sonra da kalkmam için bana elini uzattı.Elini kavrayıp güçlükle ayağa kalktım ve sorgulamadan beni götürdüğü yere yürüdüm.Yatak odasına girdiğimizde gözüme çarpan ilk şey, yatağın üzerindeki poşetler olmuştu.Yine durmamış, kıyafet almıştı.Gülümseyerek poşetlere doğru ilerledim.Muhtemelen penguen gibi yürüyordum şu an!

 

Poşetlerin birinden minik bir kot pantolon çıkmıştı.Diğerindense beşiğe asılan ayıcıklı çıngıraklı bir oyuncak.En son poşetten de Fenerbahçe armalı bir erkek bebek tulumu çıkmıştı.Aynı zamanda yine Fenerbahçe yazılı bir eşofman takımı.1

 

"Yaaa Kameeer!Çok beğendim,"dedim, bir kez daha tavlandığımı belirterek.

 

Kamer de ben de hasta Fenerbahçeliydik.Çok mutlluydum zira Fenerbahçeli biriyle evlenmek için ettiğim dualar kabul olmuştu.Maç olduğu gün evimizde ayrı bir heyecan olurdu, özellikle de derbilerde.Hatta bir keresinde doktorum hamile olduğum için maç izlememi yasaklamıştı çünkü fazla stres ve heyecan yapıyordum fakat canım kocam Kamer buna da bir çözüm bulup stresimi azaltmanın her türlü yolunu bulmuştu.Maç esnasında sürekli dua ediyordum, dualarımın kabul oluşunu izlemek de ayrı bir keyif veriyordu tabii.2

 

"Eee güzelim marşta da söylendiği gibi: Türk'ün kalbi senle atar, yaşa Fenerbahçe."

 

Yüzümden okunan mutluluğumla beline sarıldım.

 

"Seni çok seviyorum Afitap."

 

"Ben de seni çok seviyorum Kamer Yüzbaşı."

 

Tam eğilip her zamanki gibi yanağımın ortasındaki gamzemden öpüyorken zil çalmıştı.Muhtemelen çocuklar gelmişti.

 

"Bi salmadı bizi veletler."diye söylenerek kapıya yürüdü.

 

"Çok ayıp Kamer!"

 

"Ayıpsa ayıp,"dedi ve kapıyı açmak için yatak odasından çıktı.

 

Üstümde bol bir elbise vardı zaten.Başörtümü de yapıp yatak odasından çıktım.Salona geçtiğimde herkesin gözü bana döndü.

 

"Hoşgeldiniz gençler!"

 

Hepbir ağızdan, "Hoşbulduk!"dediklerinde, uyumlarına gülümsedim.

 

Gözüm yüzü soluk olan Tuna'ya takıldı, geçenlerde zehirlenmişti.

"Geçmiş olsun Tuna,"dedim, ondan tarafa dönerek.

 

"Geçmiyor ablam geçmiyor,"dediğinde, diğerlerine anlamıyormuşçasına baktım.

 

"Neden?"diye, sorduğumda Bahar kulağıma eğildi.

 

"Tuvalete gitmekten basur olmuş,"dediğinde, gözlerim şaşkınlıkla açılırken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

 

Tuna,"şey bir de ben oturamıyorum da şuracığa uzansam?"dediğinde, Ömer'e döndüm.

 

"Ömer, Tunaya rahat bir yastık ve örtü getirebilir misin?"

 

"Tamamdır, getireyim broma."

 

Yüsra bir köşede dururken onu rahatlatmak adına yanına ilerleyip sarıldım.

 

"N'aber sarı civciv?"dediğimde bir an afallasa da daha sonra o da kollarını belime sardı.1

 

"Çok şükür Afitap abla, sen nasılsın?"dediğinde, gülümsedim.

 

"Seni gördüm daha iyi oldum."Onu görünce daha iyi olan bir tek ben değildim, Ömer de şu ara gayet iyiydi maşaAllah.

 

Ona bir şeyler söyleyen Baran'a fırça atan Gülçiçek gülümseyerek benden tarafa döndü, "Eee o zaman kraliçe anamız otursun, biz sofrayı kuralım zira Kamer abiden duyduğuma göre kendini çok yormuş,"dedi, cümlenin sonlarına doğru gözlerini kısarken.

 

Tuna,"Şekerim sen niye kendini yoruyorsun ayol, şuradaki köle Ömer'e yaptırsaydın,"dediğinde, herkes kahkaha atmıştı.

 

Ömer çatık kaşlarıyla,"Tuna seni oturamadığın kıçından tutup tavana çivilerim!"dediğinde, aralarındaki didişmeyi durduracak cümleyi kurdum.

 

"Ay tamam didişmeyin!Sofrayı kurun hadi bakalım."

 

Onlar sofrayı kurarken Tuna yaşadıklarını yesil çam dramıyla anlatıp, yakınıyordu.

 

"Dedim doktor bey doktor bey!Ölecek miyim?!Dedi yok korkma bi' hortum atınca tamamsın."

 

"Abicim aynı hikayeyi ellinci dinleyişimiz."Baran sitemle konuştuktan sonra sıkıntılı bir nefes verdi.

 

Tuna bana doğru fısıldadı,"Bunun da Gülçiçekle arası bozuk, sinirini bizden çıkarıyor."

 

Gülçiçek tabakları masaya koyarken,"Seni duyuyoruz Tuna!"dediğinde, Tuna gözleri kısılmaktan kapanırcasına sırıttı.

 

"Duyun diye söyledim zaten."

 

Ne oluyor?dercesine Gülçiçek'e kafamı salladığımda bana doğru sessizce konuştu.

 

"Sonra konuşuruz."

 

Tuna patavatsızca, "Ben de geleyim mi?"dediğinde, ikimiz de ona döndük ve aynı anda cevap verdik.

 

"Hayır!"

 

"Hayır!"

 

"Aman ben ne yaparsanız yapın!"diyerek, içeri giren Bahar'a gülümsedi.Deli çocuk!Hatta ikinci Ömerdi bu.

 

"Siz oturun, ben Tuna'ya yedireyim çünkü o dik oturamıyor."

 

Bahar elindeki tabakla gülümseyerek Tuna'ya doğru yürüdü.Herkes onlara imalı imalı bakıyordu, bunu fark eden Bahar utancında kırmızılaşmıştı.

 

Kamer'e dönerek, "Hep aşktan bunlar, hep aşktan!"dediğimde, kulağıma eğildi.

 

"Evet doğru, mesela ben de sana çok aşığım."

 

Sofranın ortasında sırıtmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.Kamer'e göz ucuyla baktığımda, kimseye fark ettirmeden göz kırptı.Evliliğimiz boyunca onun iltifatlarına karşı tepkim hep aynı olacaktı sanırım.Kalbim hızlı hızlı atacak, elim ayağım birbirine dolanacaktı.

 

Bismillah deyip yemeğe başladık.Canım kardeşim ablasına zahmet vermeyip, yemekleri servis etmişti bile.

 

Baran, "Eee gençler ne zaman tatile çıkacağız?"dediğinde, gülümsedim.

 

"Biz çıkamayacağız gençler, malum benimki gelmek üzere,"dedim, karnımı işaret ederek.Eğer yapabilseydik, Kamer yıllık iznini kullanacaktı.

 

Ömer"Ayarlayabilirsek ablam doğum yaptıktan sonra gidelim birkaç gün kalır döneriz."

 

Tuna,"Bana uyar!"dediğinde, Baran önce sırıttı sonra cevap verdi.

 

"Sen gelemezsin."

 

Tuna tek kaşı havaya kalkarken,"Neden?"dedi, şaşkınlıkla.

 

"Basuru olanları almıyoruz da ondan."

 

Gülçiçek içtiği suyu püskürtmemek için ağzını tuttu.

 

Tuna,"Basurluların bu kadar zorbalığa uğradığını bilmiyordum, bundan sonra basuru olanlara ayrı bir hassasiyetle yaklaşacağım,"dedi, yapmacık bir gülümsemeyle Baran'a bakarken.

 

Oturduğu koltuktan bize laf yetiştirebilme kabiliyetine de sahipti kendisi!Öyle de marifetli bir çocuktu.Boş adam değildi!

 

Yüsra gülerek Tuna'ya bir öneride bulundu.

"Etin içinde biraz acı var, bence Tuna yemesin"

 

Kamer,"Yok yok, onunkini ayrı yaptım, acı değil,"dediğinde, Tuna'nın içine su serpilmişti.

 

"Adam gibi adam bee!Medar-ı İftiharımız."

 

"Sağ olasın evlat."

 

Yemekler yedikten sonra sofra toplanmıştı, şimdiyse uno oynayacaktık.Kamer kartları önce karıştırıp sonra da dağıttı.

 

Ömer,"Başlıyorum"dedi ve ortaya mavi renkte yedi sayısında bir kart attı.1

 

Baranda aynı karttan attığında sıra bana gelmişti, ben de aynı rengin farklı sayısını attım.Sıra Kamerdeydi Mavi renginde iki tane artı dört kartı atıp Ömer'e sekiz kart kitledi.Ömer melül melül kartlara bakarken söylendi.

 

"Enişte, yaktın beni enişteee."

 

Kamer sekiz yeni kart çekip, yelpaze gibi Ömer'in suratına salladı.

 

"Madem yandın, al!Serinlersin,"diyerek, yüzüne doğru sallamaya devam etti.Ömer memnuniyetsizce kartları alıp oynamaya devam etti.

 

Tam Tuna'ya gelecekti ki Baran sırıtarak renk değiştirme kartını attı ve turuncu dedi çünkü Tunada olmadığını biliyordu.Baran, keyifle çayından bir yudum aldı.

 

Tuna,"Zıkkım iç Baran!"dediğinde, herkesten bi' kahkaha tufanı koptu.

 

"Niye beddua ediyorsun oğlum?"

 

Tuna instagramda videosu dolanan ablayı taklit ederek kendi kartlarının üzerine bir kart çekti. Parmağıyla Baran'ı gösterdi ve kafasını sallayarak konuştu,"Demek kiiiğ, demek kiğ şerefsiz insaaan...şerefsiz insaaan her şeyi yapabılır!"

 

Son kelimedeki "i" harfini yok etmesi gözümden yaş gelerek gülmeme sebep olmuştu.Kamer gözümden akan yaşı silip, yanağımı öptüğünde gülmenin etkisi yerini utanca bırakmıştı.Neden herkesin içinde öptün? dercesine bir bakış attığımda omuz silkip kartını attı fakat herkes oyunu unutmuş, imalı bakışlarla bize bakıyordu.

 

Gülçiçek imalı bakışlarını esirgemeden sırıtarak konuştu,"Vay be Afitap abla sen adama bulunduğu ortamı bile unutturursun!"dedi, göz kırparak.Utançla gülümsedim.

 

Baran ellerini kaldırarak,"Kamer abi de ince ruhlu adam!Hakkını yedirtmem,"dediğinde, Gülçiçek cebinde taşıdığı lafını tam zamanında yapıştırdı.

 

"Bence de hakkını yedirtme, hatta git Kamer abiden ders al zira senin gibi kerestelerin yontulmaya ihtiyacı var!"2

 

Bir süre sessizlik oluşmuştu, ortam gerginleşmişti.Bugün neşeli Gülçiçek yoktu, demek ki durum ciddiydi.Aslında Ömer'in anlattığına göre uzun süredir araları kötüydü.

 

Tuna Baran'ın kulağına eğildi fakat eğilmesi pek işe yaramamıştı,"Fena laf koydu!"dedi, homurtulu bir ses tonuyla.

 

Baransa sıkıla büküle,"Sorma!"dediğinde, Gülçiçek gülmemeye çalışıyordu.

 

Bir süre sonra oynamaya devam etmiştik fakat rakiplerim pek bi' yaman çıkmıştı.Oyunun sonunda ben kaybettiğimde, laf dinlemeyen hormonlarım mızmızlık çıkarmama sebep olmuştu.Dudaklarım ağlamak üzere büzülmüş, gözlerim dolma aşamasından taşma aşamasına geçmişti.Tabii bir de benimle birlikte, oyunu kazanacakken ikinci olma şokuna uğrayan Baran'ın arka fon şarkısı beni moda sokmuştu.

 

"Kendimize gelemedik gardaş bu nedir? Bu nedir?Bu nedir?Bu nedir?Bu nedir?Bu nedir?Tipi midir?Boran mıdır?Bu nedir?Talan mıdır?Soygun mudur?Bu nedir?"

 

Azer Bülbül söylemenin vakti miydi şimdi!Hem de tam kaybetmişken.Üstüne üstlük bu ağlama hissi peşimi bırakmazken.Göz yaşlarım akarken beni göre Gülçiçek ve Bahar'ın kaşları çatılmıştı.Neden ağladığımı anlayamamışlardı.Aslında ben de anlayamamıştım.Oturdukları yerden kalkıp telaşla yanıma geldiler.

 

Bahar,"Abla bir şey mi oldu?"derken, yeşil gözleri oldukça telaşlıydı.

 

Gülçiçek,"Bir yerin mi ağrıyor?"derken, bir yandan da vücudumu kontrol ediyordu.

 

Yüsra,"Kamer abi bi' gelebilir misin?"

 

"Yok hayır, arada bana böyle ağlamalar geliyor."

 

Oyunun kazananı Kamer içeri girdiğinde gözlerimiz kesişti elindekini bırakıp aceleyle yanıma çömdü.Elleriyle omuzlarımı tutarken,"Gündüzüm neden ağlıyorsun?Sancın mı var?"dedi, telaşla.

 

Dudaklarımı büzdüm, "Kaybettim ya, hazmedemedim galiba,"dedim, sinir bozucu ağlamam devam ederken.

 

Dürüstlüğüme güldü ve iki koluyla beni sardı.Karnımdan dolayı yetişemesemde kollarımı beline sarmaya çalıştım.Ağlamam şiddetlenirken kendime sinirlendim.

 

"Ay niye böyle oldu ya!"dedim, sinirle.

 

Tuna bile uzandığı yerden kalkıp yanıma gelmişti.Etrafıma çember yapıp beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı.Hepsi birden uno kartlarını yelpaze niyetine yüzüme sallıyordu.Ben de ellerimi kaldırıp yüzüme doğru salladım ferahlamak için.

 

"Afitap abla unutma ki istisnalar kaideyi bozmaz kraliçe her zaman kraliçedir."

 

Ağlamakla gülmek arasında gidip gelirken Tuna son söylediğiyle herkesi güldürmüştü.

 

"Şu halimle de beni güldürüyorsun ya!"dedim, akan yaşları silerken.

 

"Ne demek ablam, her zaman!"

 

"Hadi beni kaldırın buradan."

 

Kamer önce kendi kalkıp sonra da elini uzattı, ardından diğer koluyla da belimi destekledi.

 

"Tutun bana,"dediğinde, elini tutup ayağa kalktım fakat ayağa kalkmamla kasıklarıma keskin bir ağrı girdi.Kalkamadığımı fark eden Kamer telaşla belimden daha sıkı tuttu.

 

"Sancı vuruyor ama baya keskin bir sancı Kamer,"dedim, elini sıkı sıkıya tutarken.

 

"Ağhhh."1

 

Şiddetli vuran sancıyla ağzımdan bir inilti çıkmıştı.Kamer büyük bir soğukkanlılıkla beni kucakladı.

 

"Ömer kapıyı aç, arabayı hazırla!Kızlar doğum çantasını alın.Haydi hızlı olun."

 

Altımda hissettiğim ıslaklıkla suyumun geldiğini hissetim ve ardından tekrar sancı vurdu.

 

"Canım çok acıyor."

 

Asansörde sadece ikimiz vardık.Her bağırışımda acımı hissediyormuşçasına yüzü buruşuyor, endişeli bir hal alıyordu ama bir panik anına göre oldukça soğuk kanlıydı.

 

"Dayan güzelim, korkma!Derin derin nefes al, yanındayım."

 

Dediğini yapıp derin derin nefes almaya devam ettim.Bu can çekişen halime şahit olması gözlerinin dolmasına sebep olmuştu.Konu bendim ve şu an Kamerde akan sular durmuştu bile!1

 

"Her şey çok güzel olacak Allah'ın izniyle, hiç telaş yapma.Derin derin nefes al güzelim."

 

Asansörün kapısı açıldığında apartman kapısını sonuna kadar açmış olan Ömer'i gördüm.Herkesin gözündeki heyecanı görebiliyordum.Kamer beni dikkatlice arabanın arka koltuğuna yatırıp, sürücü koltuğuna geçti.Kafam Ömer'in dizindeydi, ayaklarımsa Yüsra'nın dizlerindeydi.Kamer bir yandan arabayı sürerken bir yandan doktorumla konuşuyordu. Sancı vurduğunda ağzımı tutamayıp tekrar bağırdım.Belimden kasıklarıma kadar vuran ağrı gözyaşlarımın akmasına sebep oluyordu.

 

Dizine yattığım Ömer göz yaşlarımı siliyordu fakat bir yandan kendisi de ağlıyordu.Bu defa O benim dizlerime değil, ben onun dizlerine yatmıştım.Anlık gelen sancılarım onları şoka uğratmıştı, ayağa kalkarken doğum sancımın geleceği akıllarına gelmemişti.Bu yüzden de telaşlılardı, başta kötü bir şey olduğunu bile düşünmüş olabilirlerdi.

 

Kamer,"Gündüzüm derin derin nefes al, sabret çok az kaldı,"dediğinde, gözlerim dolu gözleriyle kesişti.

 

Aynadan gözlerini görebiliyordum, kızarmıştı gözleri.Yolu görebilmek için gözlerini sildi.Söz konusu ben veya çocuğu olunca, o sert komutan pamuk gibi bir adama dönüşüyordu.En başta fazlasıyla soğukkanlıydı, hâlâ da öyleydi fakat her bağırışımda gözlerinin dolduğuna şahitlik ediyordum.

 

Karnıma vuran sancıyla ağzımdan bir inilti daha kaçtı fakat bu sefer ön koltuktaki Tuna'da bağırmıştı.

 

Ömer,"Oğlum sen niye bağırıyorsun?"dediğinde, yüzü acıdan buruşan Tuna bizden tarafa döndü.

 

"Kanka tümsekten geçerken araba zıplayınca popomun üstüne oturdum yanlışlıkla!"

 

"Hay senin basuruna!"

 

"Deme öyle oğlum, alınıyor!O artık benden bağımsız bir birey."

 

Şu halimize rağmen bizi güldürmeye devam eden Tuna!Allah senden de razı olsun!

 

Araba hastanenin önünde durduğunda, içimden bir besmele çektim.Kamer eceleyle inip arabanın kapısını açtı ve beni kucakladı.

 

"Ömer, sen arabayı park et koçum," dedi ve bir yandan dua mırıldanarak hastane kapısından içeri girdi.

 

Sancılarımın ve iniltilerimin arasında derin derin nefesler almaya çalışıyordum.Her yerimden ter akıyordu! İçeri girdiğimizde Kamer bağırarak sedye getirmelerini söyledi.Bir yandan da koşarak gelen doktorumla konuşuyordu.İlerleyen sedyeyle beraber ilerlerken elimi sıkı sıkıya tutuyordu.Bu tavrı güçlü olmamı sağlıyordu.O bir dağdı, bense onda dinlenmeye gelen bir yolcu.

 

"Buradayım sevgilim, korkma!"

 

İlkti ve ben ne kadar yansıtmamaya çalışsam da korkuyordum.Bu kadar âni olacağını bilmiyordum, doktorlar doğum gününü iki gün sonra diye tahmin ediyorlardı fakat oğlum minik bir sürpriz yapmaya karar vermişti.Minicik bir sürpriz!

 

Sedye doğumhane kapısının önüne gelmişti, bu yüzden durdurulmuştu.Doktorlar doğumhane kapısını kartla açtığı sırada Kamer alnıma bir öpücük kondurup kulağıma doğru fısıldadı.

 

"Seni seviyorum gündüzüm!"

 

"Ben de seni seviyorum Kamer!"

 

Doğuma hazırlanmak üzere hemşireler tarafından götürülürken gözüm ayrılan ellerimizdeydi. Doğumhaneden içeri girerken son kez el salladım.Tam o sırada koşarak gelen çocuklar kadrajıma girmişti.Herkes el sallıyordu fakat benim gözlerim dolu ve kızarık gözlerle bana el sallayan Kamerdeydi...6

 

 

 

-Bölüm Sonu-

 

Ay ay ayyy içim kıpır kıpır 💖

Tuna xhbdjxhd

Aybars Ali Karayel🥺💙

Bebeğimiz oluyooor🫶🏼✨️1

 

 

 

 

Bölüm : 17.12.2024 18:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...