8. Bölüm

7.YONCA TİMİ

Sudem Kantekin
latibule

5 yıl önce Şırnak-İdil..

                                 🩶

"Baba yaa hiçbirinden çıkmıyor buu.." Küçük Yonca,yeni çıkan oyuncaklı danonelerden koleksiyon yapmak istiyordu fakat bütün koleksiyonları tamamlanırken prenses koleksiyonu tamamlanmıyordu.Ya bir prensesten iki tane ya da bir şatodan üç tane çıkıyordu.Doğal olarak buna da sinir kapıyordu bütün çocukların varken onun niye olmasındı ki? Ancak içi rahattı arkasında dağ gibi babası Mehmet duruyordu ve ne kadar danone isterse istesin babası hemen alıp getiriyordu kızına.Mehmet ise Yonca bunları söylerken elektrikli süpürgeden onu duyamadığı için kapatıp kızının yanına hemencecik geçti;

-Oy benim yavruma yine mi Sindirella çıkmamış hı?

-Hı hı, kaç tane aydık yine de çıkmıyoy pabacım..

Yonca kelimeleri ezik büzük söylerken Mehmet güldü;

-Olsun ben hemen gidip kızıma birkaç tane daha alayım olur mu?

Minik Yonca durur mu? Başladı elektrikli süpürgenin borusuyla oynamaya.Ne zaman istediği bir şey olsa ben sanki direk dans ustası gibi sarılır bu boruya dan ederdi.Mehmet kızının bu halini çok seviyordu çünkü ne zaman Yonca mutlu olsa Mehmet gülerdi,ne zaman Yonca üzgün olur Mehmet danone alırdı... Böyle de bir baba-kızdı onlar.Mehmet ayaklandı;

-Peki o zamannn ben hemen gidip alayım bal lokmama danonelerini.

-Evet pabacım evet all!! Çok al tamam mı ama yokça koliksiyom eksik olur!

-Evet kızım eksik olur..

Yonca yine boruyla dans ederken Mehmet üstüne ceketini giyip tam çıkacaktı ki Yonca'nın sorusuyla durdu;

-Babacım annem burada olsaydı onunla beyaber mi gideydiniz?

Mehmet tökezledi, Yonca'nın şuan gelip yanağından öpmesi falan gerekiyordu neden böyle olmuştu? Mehmet için eski eşi kırmızı çizgiydi. Niye mi? Çünkü Mehmet Hakkari'den Şırnak'a Yonca ile dönerken eve girdiklerinde onları bir not karşılamıştı, karısı Gülbahar onları terk etmişti.Not da ise artık onları beklemek istemediğini ve bir asker eşi olmayı kendine yediremediğini söylemişti.Çünkü Mehmet bir askerdi,bir teğmen...Fakat eşi bu denli bir kocaya sahip olmayı istemiyordu nedeni mi? İnanın Mehmet bile bilmiyor.. Bunları düşünürken Mehmet çok uzun süre durduğunu düşünüp kendine geldi;

-Öyle olurdu galiba.

-Ben peki gelecek de koca mı bırakırsam o da senin gibi mi olacak babacım? He?

Mehmet'in az da olsa gözleri doldu, sinir ve üzgünlük onun hayat felsefesi olduğu için pek de alışkandı;

-Nasıl yani kızım?

-Hani sen annem bizi bırakınca hep evi süpüydün sonra yemek yaptın benimle evyilik oynadın ya ben kocamı bırakırsam da o da öyle mi oluy? Babaannem hep diyoy ya baban sana hem anne hem baba oldu benim kocama da öyle mi deyler paba?

Bu hiç olmaması gereken bir yerde ve anda olmuştu.Mehmet hayatını askerliğine, rütbesine ve kızına adamış bir adamdı.Fakat kızı hiç de öyle değildi,her şeyi çok hatırlıyordu ama her şeyi...

-Öyle olurdu kızım öyle olurdu.

-Temam o zaman ben onu hiç terk etmeyeyim dimi?

-Evet kızım hiç terk etme.

Mehmet kızının yanağına öpücük kondurup hemen dışarı çıktı ve ağlıyordu.Evet evet bildiğimiz ağlıyordu hem de hıçkıra hıçkıra.O hayatını düzene sokmuş her şeyi geride bırakmışken, geleceğine koyduğu şeyler onu geçmişe itiyordu, özellikle de Yonca,minik kızı... Mehmet göz yaşlarını sildi ve markete hızlıca girip danone yerlerine gidip on,on beş tane aldı kasaya gitti, parasını verdi falan tam dışarı çıkacakken bir patlama oldu ama nasıl bir patlama.Ortalık toz toprak her tarafta koşan insanlar bir anda...Patlama yerine baktı Mehmet... Keşke bakamasaydı o taraf...Evinin olduğu yerdi ve evde gerçek evi vardı yani Yonca... Aklına Yonca gelince hemen adını bağırıp eve koştu hızlı hızlı ne kadar koşabiliyorsa amaa..Bu hız onun için özellikle Yonca için yeterli değildi...Eve girdi kapı Allah'tan sağlamadı açtı,açmaz olaydı,Yonca...Minik kız Yonca...Yerde...K-kan mı o etrafındakiler?

-YONCAA KIZIM!!BABAN GELDİ KIZIM AÇ GÖZLERİNİ YONCAA!!!MİNİK KUŞUM AÇ HADİ GÖZLERİNİ NOLUR BIRAKMA BENİ YONCA'MM!

Nafile...Yonca.. Şehit olmuştu..Yonca babasından önce şehit olmuştu..Mehmet ağladı ağladı komşular geldi toplamaya çalıştılar olmadı, bayıldı, ayıldı yine aynıydı..Her şey yine aynıydı Yonca yine aklının bir köşesinde kanlar içinde yerde yatıyordu..

Mehmet yatakta göz yaşları ile yatarken abisi Naim içeri girdi;

-Mehmet'im,bu ne oğlum?

Mehmet doğruldu,abisinin elinde tuttuğu danonelere baktı;

-O-onları ben Yonca'ma almıştım abi.Yonca'nın onlar!

-Aç bakalım bir tanesini.

Mehmet abisinin neden bunu istediğini biliyordu, istediği prenses çıkardı belki, Mehmet danoneyi açtı ve birden ne görsün kızının çok istediği Sindirella.. Mehmet bunu aldı gitti kızının mezarına bıraktı,o kumral saçları ela gözleri ile yatarken üstünde onu anlatan sarı saçlı bir prenses vardı...

Günümüz Hakkari..

Yonca Timi:

Kıdemli Üsteğmen Cemal Saklı

Üsteğmen Samet Badem

Üsteğmen Ezgi Kurt

Teğmen Demir Badem

Teğmen Mehmet Beşirli

Astsubay Kıdemli Üstçavuş Hakkı Bulut

"Ulan ne timiz ha" Yonca Timi komutanı Cemal timin adının ve üyelerinin yazılı olduğu kağıda gururlu gururlu bakıyordu,o bir komutan olarak pek timini sever sayardı."Doğrudur komutanım Yonca Timi'yiz biz."Üsteğmen Samet girdi kantine oturdu hemen komutanının karşısına arkasından da diğer kişiler Ezgi,Demir,Mehmet ve Hakkı.

-Oğlum bu ne herkes kantine girdi olay mı var?

Cemal komutan meraklı gözlerle sordu soruyu,

-Yok komutanım Ezgi Hanım bir şeyler almış da marketten onları yemek için geldik,dedi Hakkı.

-Komutanım siz Faruk komutana da böyle bakacak mısınız? Mehmet gülerek baktı Ezgi'ye.

-Ooo ayıp ediyorsun Mehmet,Faruk'un yeri ayrı sizin yeriniz ayrı haydi yiyelim şunları az para vermedim ha.

Ezgi ve Faruk.İki haftalık nişanlılar üç yıl önce timler ayrılmadan önce aynı timde tanıdılar birbirlerini.O günden beri pek sıcaklardı,pek de iyi anlaşırlardı.Aynı yıl Faruk kantinin ortasında çıkma teklifi etti Ezgi'ye sevgili oldular,askeriye de onları kıskananlar fazladır ama kim Ezgi'ye laf ederse Faruk,kim Faruk'a laf ederse Ezgi patlayacağı için "Ezgi ve Faruk'u kıskananların kıskançlığı içinde patlar"derler.

-Lan Hakkı görgüsüz müsün? Ne diye tüm cipsleri bitirdin. Mehmet Hakkı'nın elindeki cipsi çekti elinden.

-Yaw komutanım açım zaten bırakın da yiyim yaa.

Hakkı ağzındaki cipsler ile zar zor konuşuyordu,

-Karışmayın lan benim çaylağıma!Ye oğlum ye Ezgi de zaten koca parası ile alıyor ye! Cemal Hakkı'nın ensesini seve seve konuştu, çaylağına pek sevgi doluydu.

Sonra herkes kahkahalar ile gülerek birbirlerine vurdular.İşte adın da hüzün ama içinde pek gülünç olan o tim,Yonca Timi.Ve size bir kural olsun,ne bu askeriye de ne de bu koca dünyada Yonca Timi ağlamaz,Yonca Timi üzülmez...

Yonca'nın Sindirellası,

Ezgi ve Faruk'un sevgisiyle kalın..

                                 🩶

                

 

 

 

 

​​​​​​

​​

 

 

 

Bölüm : 29.12.2024 18:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...