
12. Bölüm: Tek Erkek.🌠
Şuan salonumuzda oturan adam benim babamdı,aylar önceki yabancım, haftalar önceki yıkılışım, günler önceki hıçkırığımdı.
Onu kovmak varken neden evimize almıştım ki? Belki de kapıdayken kovmalıydım şuan karşımda oturuyor olmamalıydı. Değişmiş miydi sâhi? Sakal bırakmıştı, ben onu hep beyaz teniyle görmeye alışkındım. Kendi gibi alışkanlığımda değişmişti.
Odayı inceleyen gözleri beni bulduğunda gülümsemek istedim, ama o masum değildi. Eskiden olsa koşa koşa atlardım boynuna. Kocaman sarılır, yüzüne bir sürü öpücük sıralardım ama eskidendi. Şimdi tek yaptığım yabancıymış gibi onu izlemekti.
" Alıştınız mı?"
Dediğinde konuşmadan önce hâlâ ona bakıyordum. Sanırım alışmıştık, ama babasızlığa tam alıştığım söylenemezdi. Ama bunu ona söylemeyecektim. Benden hâlâ bir cevap beklediği aklıma geldiğinde konuştum.
" Alıştık, mutluyuz burada."
Sesim pürüzlü çıkmıştı. Sanki vücudum onun yanında iken mutlu olamıyordu. Bunun bir diğer örneği ağrıdan çatlayan başımdı.
Güldü ve kafasını salladı " Sevindim." bakışı masaya döndü. Annem ve benim resmimize. Hafif bir gülümseme peydah oldu yüzünde.
Annem geldi aklıma,buraya geldiğinde ne yapacaktım? Tepkisi nasıl olacaktı? Çok mu sinirlenirdi? Derin bir nefes alıp parmaklarımı şakaklarımda gezdirdim.
Ayağa kalkıp masadaki resmi aldı ne yaptığına baktığımda yüzünde bir mimik oynamadan resmimize bakıyordu. Nasıl başarıyordu bunu? Yüzünden ne hissettiğini anlayamıyordum. Çok iyi bir gizleyiciydi.
Çerçevenin arkasını açtı ve resmi çıkarttı katlanmış kısmı açtığında yüzünde ruhsuz bir sırıtma geçti. " Unutulmam kısa sürmüş." dedi kendince. Duruşumu düzeltip konuştum.
" Sürekli seni düşündüğümüzü mü sandın?" bana baktı " Bizi düşünmeyen birini düşünmek saçma olurdu." dedim.
" Yanılıyorsun, her ân aklımdaydınız."
Ayağa kalkıp elindeki resmi aldım buraya taşındığımız gün katlamıştım bu resmi, onun olduğu tarafı katlayarak yok etmeye çalışmıştım kendimce.
Resmi katlanıldığı yerden yırttığımda avcumda buruşturdum. Bu yaptıklarımı onun gözlerinin içine bakarak yapmıştım. Yırtmamak aptallıktı zaten. Elimdeki parçayı yere attım. Gülümsedi, eli saçlarıma gideceği zaman bir adım geriledim. Elini aşağı indirdi yavaşça.
" Zeynep'im." dedi fısıldar gibi. Gözleri doldu, yeşil gözlerine okyanus suları çarpıyordu sanki. Kafasını önüne eğdi ve derin bir nefes aldı.
" Sen benim her şeyimsin."
Bu sözüne güldüm, mimiklerim zıttı. Gözlerim doluydu dudaklarımda gülümseme vardı.
" Yaptıkların bana öyle hissettirmiyor." dedim kafasını kaldırıp bana baktı, yanağında ki göz yaşını gördüğüm de ben de tutamamıştım kendimi.
" Ne olursun..bir kere...izin ver sarılayım." dedi nefes nefese. Ne zaman ağlasa, sinirlense nefes nefese kalırdı.
Kafamı salladım iki kere, ellerimi tuttu avuçları soğuktu " Lütfen, yalvarırım."
Hiç bir şey demeden kafamı önüme eğdim, takım elbisesiyle sarılmış kolları belimi doladı annemin aldığı parfüm kokmuyordu. Değişmişti her şey gibi.
Burnu boynumdayken derin bir nefes alarak hıçkırdı acı çeker gibi. Kendimi öyle sıkıyordum ki tek bir şey çıkmıyordu ağzımdan.
" İyi bir baba olamadığım için affet beni." dediğinde başımın ağrısı artmıştı iyice. Evin kapısı kapatıldı annem bağırdı neşeyle.
" Zeynep, sen seversin diye mantar aldım."
Dediğinde hemen ayrıldım onun kollarından. Annem gülerek içeri girdi gözü hemen ona döndüğünde kaşları çatıldı yüzü düştü yavaş yavaş.
" Ne işin var burada?"
Diyen annem, benim ıslanmış yüzüme bakıp derin bir nefes aldı. Yanıma geldi ve elini koluma çıkardı destek verircesine.
" Kızımı görmeye geldim Yüsra." dediğinde annem sinirle güldü. Bu gülüşün arkasında gizlediği göz yaşlarının olduğunu biliyordum.
" Öyle mi? Gördün kızını gidebilirsin." diyerek kapıyı gösterdi. Babam annemden ayırmıyordu gözlerini " Böyle davranma, Zeynep senin olduğu kadar benim de kızım." dedi.
" Bunun şimdi aklına gelmesi biraz geç değil mi Arslan?" diyen annemin dalga geçer gibi bir konuşma yapmasını fark etmiştim.
" Ben onun yanındayım her zaman, bunca ay olamadım ama bundan sonra yanındayım." Bana baktı " Söz veriyorum." dediğinde yutkundum.
" Görüşürüz kızım," Saçıma bir öpücük bıraktı ve anneme baktı " Görüşürüz."
Kapının kapanma sesi geldiğinde annem koltuğa oturdu. Yavaşça oturdum yanına.
" Burda olsaydım,asla almazdım o kahrolasıcayı." diyerek konuştu daha çok kendine kızarken. Bana baktı " Özlemiş misin babanı?" dediğinde gözlerim kocaman olmuştu.
" Neden böyle düşünüyorsun anne? En az senin kadar sinirliyim ona." dediğimde bana sarıldı ve ağladı. Hiç durmadı, gözleri şişene kadar ağlamıştı halsizleşince koltukta uyudu. Odama geçerek kapının yanına çöktüm. Ağzımı ceketimle kapatarak ağladım.
Nefessiz kalışlarım ile döktüğüm göz yaşları belirli aralıklarla kuruyan yüzümü ıslatıyordu.
Zil çaldığında güçsüzce açtım karşımda sırıtan Yusuf benim kızaran yaşlı gözlerimi gördüğünde ciddileşti.
" Zeynep? Neden ağlıyorsun?" dediğinde kafamı önüme eğdim.
" Ben seni sinir ettiğim için mi ağlıyorsun? Özür dilerim üzmek değildi niyetim yemin ederim." diyerek bana bakıyordu gülümsedim ve elimi salladım.
" Senin suçun değil." Burnumu çektim ve gözlerine baktım " Seni üzen şey nedir o zaman?" dedi ve çatık kaşlarla yanağımdan akan göz yaşına baktı.
Sustuğumda işaret parmağını yanağımdaki yaşlara değdirdi baş parmağı da işaret parmağına katıldığında birliktelikle bütün yaşları sildiler.
" Seni üzen biri için ağlama." dedi sessizce, kafamı salladım " Ağlarsan," gözlerime baktı " Eğer ağlarsan çocuklara yine sevdim seni mamuduma ilahisini söylettiririm." dediğinde güldüm. Oda güldüğünde, hem gülüyor hemde ağlıyordum.
" Teşekkür ederim." dedim hıçkırıklarımın arasından.
Anlamamışça bir tavır sergiledi. " Ne için?"
" Yanımda duran, tek erkek olduğun için." Önce şaşırdı sonra gülümsedi, kafasını cama çevirerek güldüğünde tebessüm ettim.
Şuan daha iyi hissediyordum. Yine Yusuf sayesinde kendimi iyi hissediyordum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 25.23k Okunma |
1.66k Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |