24. Bölüm

24. BÖLÜM: O KIZ

Laura
lauraninnyiildizi

24. Bölüm: O Kız.

Kavgayı fark eden koç, hemen çocukların arasına girip onları ayırdı. Koç olmasaydı neler olacağını tahmin bile etmek istemeyen Zeynep gözlerini ikili arasında dolaştırıyordu. Hâlâ sinirli ve öfkeden hızlı nefes alıyorlardı. Koçun tuttuğu elini sertçe çeken Eray, çıkışa doğru yürüdü ve arkasında gözleri dolu dolu onun gitmesini izleyen Zeynep'i bıraktı.

Zeynep dolu gözlerini Yusuf'a çevirdi ve dişlerini sıkarak " Her şeyi kavga ile çözmeye çalışmandan nefret ediyorum!" deyip bileğini çekti ve çıkışa doğru koştu. Afallayan Yusuf, koçun omzuna teselli amaçlı koyduğu eline bakıp Zeynep'in gitmesine sertçe yutkundu.

Eray'ın çoktan bir arabaya binip gitmesini gören Zeynep nefes nefese kalmıştı. Onunla konuşmalıydı,ama eğer gitmek istiyorsa konuşma pekte olumlu yanıt vermezdi. Omuzları düşük bir hâlde arkasına döndü ve evlerine doğru adımlamaya başladı.

🍀

O saçma olayın üzerinden tam üç gün geçmişti. Dershane de Eray'la konuşmayı başaran Zeynep kendini rahat hissetmişti. Tek arkadaşı oydu ve onu kaybetmek istemiyordu. Eve geldiğinde kendini yatağa attı ve gözlerini kapattı. Sonra aklına Yusuf'un sırıtması gelmişti. Sinirlenip gözlerini açtı ve tavana baktı. Tavanda bile onu görmüştü. " Yok artık!" diye mırıldanan Zeynep gözlerini ovuşturdu.

" Unutamazsın huysuzcuğum," diye zihninde yankılanan Yusuf'un sesiyle donup kalmıştı. Gerçekten paranoyak olmaya başlamıştı. Kendinden korkan Zeynep hemen telefonunu eline alıp kafasını dağıtmaya başladı.

Telefonla uğraşırken vaktin nasıl geçtiğini anlamayan Zeynep'in göz kapakları kapanmamak için direniyordu. Annesi tasarımlarla ilgileneceğinden eve biraz geç gelecekti. Kızı için çabalayan Yüsra hanım bu işte çok mutluydu.

Gözleri sonunda kapandığında uykunun tatlı soğuğu üzerine çökmeye başlamıştı. Bacaklarını karnına çekip yatakta iyice küçülen Zeynep kendisini bekleyen rüyalara atlamak için sabırsızlanıyordu.

🍀

Sabah uyandığında üzerinde kalın bir battaniye olduğunu fark eden Zeynep kendini ayıcık gibi hissetmişti. Gözleri hâlâ uyku için yalvarırken mutfaktan gelen çatal bıçak sesleri onu zor bela yataktan kaldırmıştı.

Çıkarmadığı çoraplarını pijamasının üzerine kadar çekip saçma bir görüntü yarattı. Ama öyle olmasını seviyordu,böylelikle bacakları da üşümüyordu.

Mutfakta olan annesinin yanına gidip koluna sırnaştı. Yüsra hanım kedi gibi kolunu sırmalayan kızına gülümsedi. " Günaydın minik kedi," diyen annesine kıkırdayan Zeynep masaya geçip çayları doldurdu. Annesi de masaya oturduğunda birlikte güzel bir kahvaltı etmişlerdi.

" Senden küçük bir şey isteyeceğim," diyen Yüsra hanıma bakan Zeynep isteğinin ne olduğunu sormadan kabul etmişti.

🍀

" Anne, daha ne kadar böyle kalacağım?" diye soran Zeynep yorgunluktan bayılacaktı. Yüsra hanım elindeki toplu iğneyi kızının üzerindeki paletli elbisenin bel bölgesinden geçirdi. Kızının tenine değmesin diye kırk takla atan Yüsra hanım Zeynep'in yorulduğunu biliyordu fakat dakika başı yakınacağını hayal etmemişti.

" Kızım, söz veriyorum bu son elbise." dediğinde Zeynep yorgun gözlerini tavana dikti. Annesi iki büklüm olduğunda Zeynep kaşlarını çatmıştı. " Ben tuvalete gidiyorum," dediğinde Zeynep telaşla onu durdurdu.

" Anne gidemezsin, ben ne olacağım yahu?" dedi ağlamaklı bir sesle. Annesi bacaklarını birbirine bastırıp tuvaletini tutmaya çalışıyordu " Zeynep, buraya mı yapayım anneciğim? Hemen geleceğim söz." diyip tuvalete koştu. Zeynep ayağını yere vurup karşısındaki aynayı fark etti. Küçük adımlarla oraya doğru yürüdü. Kırmızı paletli elbise vücuduna tam oturmuştu.

Askılı abiye elbisenin altında olan yırtmaç kısmı elbisenin can alıcı noktalarından biriydi. Sırtında olan açıklık kürek kemiklerini gereğinden fazla güzel gösteriyordu. " Annem işi biliyor he," diye konuşan Zeynep aynadaki görüntüsünü beğenmenin mutluluğu ile sanki kırmızı halı da yürür gibi yürümeye başladı.

Tam o sırada çalan kapı ile yerinde duran Zeynep annesine baktı ama o hâlâ tuvaletteydi. Üzerindeki abiye ile kapıyı açmayı istememişti fakat açmak zorundaydı. Zil birkez daha çaldığında yavaş adımlarla kapıya doğru adımladı ve kulpu kendine çekti.

Bakışları yerde olan Yusuf, yere kadar uzanan kırmızı kumaşı gördüğünde yavaş yavaş devamını takip etmeye başladı ve sonunda gözleri Zeynep'le buluştu. Zeynep'in yüzü elbisenin rengi ile aynı olduğu zaman Yusuf'un hayran bakışları karşısında ne yapacağını bilemediğinden kapıyı kapatmıştı.

Yusuf'un acı dolu inlemesi ile yaptığının pek doğru olmadığını fark eden Zeynep tam kapanmayan kapıyı açtı.

Burnunu tutan Yusuf'un elleri kan olmuştu. Bu görüntüyü gören Zeynep'in elleri titremeye başladı. " Yusuf, dur bakayım." diyerek burnundaki elini çekmeye çalışan Zeynep kendini dövmeyi aklının bir köşesine not etti.

" Burnumun ne suçu vardı huysuzcuğum?" diyen Yusuf hâlâ ona huysuzcuğum demeye devam etmişti. Canı acısa bile.

🍀

Salondaki kanepede karşılıklı oturan Yusuf ve Zeynep gözlerini birbirlerine dikmemek için çaba veriyordu. Zeynep elindeki pamuğu Yusuf'un burnuna bastırdığında Yusuf tıslamıştı.

" Acıdı demi?" diyen Zeynep'in sesi mahçuptu. Nasıl böyle bir şeyi yapabilmişti anlamıyordu.

" Öpersen geçer belki," sonra yaptığının doğru olduğunu fark etti ve elindeki pamuğu sertçe bastırdı. Gözlerini sımsıkı kapatan Yusuf "...yanağı kast etmiştim," diye mırıldadığında Zeynep'in yaptığı imayı anlamış olmalıydı ki sesini çıkarmadan onu bekledi.

Son olarak yara bandını da kesik bölgeye yapıştırdıklarında pansuman bitmişti.Yüsra hanım mutfakta aradığı buzu sonunda bulduğunda onu beze sarıp salona geldi.

" Al oğlum, burnuna tut acısını alır." dedi ve elindeki buzu Yusuf'a uzattı. Yusuf gülümseyerek buzu aldı " Teşekkür ederim Yüsra teyze," dediğinde Zeynep gözlerini devirdi.

" Ne demek oğlum, kusurumuza bakma." dedi ve omzunu sıvazladı. " Ne kusuru Yüsra teyze Zeynep de bilmeyerek yaptı demi abisi?" dediğinde Zeynep umursamaz ifade ile başını salladı.

" Aynen öyle abisi," dediğinde Yusuf sırıttı ve Yüsra hanıma baktığında yüzünü acı ile buruşturdu oyuncu olması bazı durumlarda işine geliyordu.

" Ben artık gideyim," diye ayaklanan Yusuf'un ardından Zeynep ve Yüsra hanım da kalkmıştı. İkisi Yusuf'u uğurladığında Zeynep tam kapıyı kapatacaktı ki Yusuf'un onu beklediğini gördü. Yüsra hanım içeriye gittiğinde Zeynep kapıdan Yusuf'un bakışlarına dik dik bakarak karşılık verdi.

" Niye gitmiyorsun?" diye sorduğunda Yusuf ona baktı ve sesini temizledi " Özür dilerim," dediğinde Zeynep kaşlarını çattı.

" Bir daha kavga yok," diye ekledi Yusuf. Zeynep kollarını birbirine bağladı ve ona üstten üstten bakmaya başladı.

" Dizlerimin önüne eğilirsen özrünü kabul ederim," dediğinde Yusuf alayla sırıtıp cevap verdi " Kırmızı kar yağacak diyorlar biliyor musun?"

Zeynep Yusuf'un cevabına gözlerini devirip kapıyı kapattı ve sırıtarak odasına girdi.

🍀

Zeynep balkonda çamaşır sererken Yusuf'un aniden çığırması ile korkudan yerinde zıpladı. Yusuf onun bu hâline kahkahalar ile gülerken Zeynep elindeki mavi pijama üstünü ona fırlattı.

Yusuf pijamayı kapıp elinde salladığında Zeynep dişlerinin arasından konuştu " Onu bana ver,"

" Aşağı gel al huysuzcuğum," diyen Yusuf'a içinden beddua edip aşağı indi. Yusuf'un karşısında dikildi,elindeki pijamaya uzandığında Yusuf pijamayı sağa çekti.

Zeynep ne kadar çabalasa da pijamayı alamamıştı. " Sen benimle oyun mu oynuyorsun?" diye çemkirdi.

" Sana ihtiyacım var," dedi Yusuf Zeynep'in çatılan kaşlarına bakış atıp devam etti "...yardımcı olursun değil mi huysuzcuğum?" dediğinde Zeynep anlamamışça bakıp gözlerini kırpıştırdı.

🍀

Zeynep ve Yusuf güzel bir kafeye geldiler. Hayvanların bulunduğu bir kafeye gelmeleri Zeynep'i biraz yumuşatmıştı.

" Buraya hep gelirim," diyen Yusuf'a sırıtarak baktı. " Hemcinslerin olduğu için gelmen normal," deyip karşıda otlanan eşekleri gösteren Zeynep Yusuf'un yüz hâline bakıp kıkırdadı.

" Dedi şuan burada oturan Zeynep," deyip sırıtan Yusuf onu sinir etmeyi başarmıştı.

" Bırakıp giderim görürsün," diye tehdit eden Zeynep, dik dik Yusuf'a baktı.

" Zeynep, benim bu mahallede sahip olduğum en iyi arkadaşım sensin biliyorsun değil mi?" bu soru karşısında yutkunan Zeynep Yusuf'un ciddi yüzüne baktı.

" Biliyorum, sende öylesin." dedi ve gözlerini kaçırmamak için dua etti.

" Bana sadece sen yardım edebilirsin," diyen Yusuf'un bu sözleri ile kaşlarını çatan Zeynep ne diyeceğini çok merak etmişti.

" Ben seviyorum," diyerek cümleye başlayan Yusuf ellerine baktı. Zeynep'in gözleri Yusuf'un hareketlerini kaçırmadan izlerken devam etmesini istiyordu.

" Onu gördüğüm ilk andan beri," deyip durdu ve kendi kendine güldü " ...hani derler ya ilk görüşte diye işte tamda öyle oldu Zeynep," dedi. Zeynep sadece kafasını salladı ve Yusuf'un söylediklerini dinlemeye odaklandı.

" Gülmesi, kahkahası, gülümsemesi öyle içime işlemiş ki onları hayal etmeden duramıyorum," diyip yutkundu.

" Ağlamasına dayanamıyorum,onu üzecek insanların yanında görmekten nefret ediyorum. " dediğinde yumruğunu sıkan elini fark etmişti Zeynep.

" Ben her zaman onun yanında olmak istiyorum Zeynep, ama ne yapacağımı bilmiyorum." Dedi. Zeynep çatallaşan sesini temizleyip dudaklarını araladı.

" Bunları ona söylemelisin," deyip kafasını önüne eğdi. O kızın Şeyma olduğu ne kadar da belliydi.

" Öyle yapıyorum," Yusuf bunu söylediğinde beklenti ile karşısındaki kıza baktı. Zeynep anlamamışça " Nasıl yani?" diye sorduğunda Yusuf ellerini kızın soğuk parmaklarına çevreledi. Zeynep şaşırarak ona bakmıştı.

" O kız sensin Zeynep," dediğinde Zeynep her harfin beyninin içinde yankı yaptığını düşündü. " Ben seni seviyorum." diye devam eden Yusuf'un ışıldayan gözleri ne kadar mutlu olduğunun kanıtıydı.

" Ama sen Şeyma...onu seviyordun...ben" diye saçma bir cümle kuran Zeynep şokun etkisindeydi.

" Hepsi birer oyundu, Şeyma benim süt kardeşim." dediğinde Zeynep kaçıncı şokunu yaşadığını bilmiyordu.

" Huysuzcuğum, bunu söylemeyi o kadar çok bekledim ki şimdi tekrar söylüyorum." dedi ve kuru dudaklarını birbirine bastırdı " ...seni seviyorum."

Zeynep'in kalbi daha önce hiç atmadığı kadar hızlı atmıştı. Karnında uçan kelebekler benzetmesinin bir gün kendinde de olacağını hiç düşünmemişti. Yusuf'un onu seveceğini de..

Bölüm : 12.07.2025 14:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...