
Keşke şimdi zaman dursa ve bizde ömür boyu birbirimize böyle baksak. Sen yine gözlerimi takip etsen uzun uzun. Bakışların derin ve masum olsa. Bunları istemek hayal olurdu değil mi Yusuf?
Yüzün hiç değişmemiş biliyor musun? Hâlâ aynısın. Seni kaybetmeden önce yüzünde sakalların vardı. Hâlâ kesmemişsin onları nasıl yakışmış sana bir bilsen.
Sanki biraz kilo vermiş gibisin. Saçlarını yine eskisi gibi taramışsın. Sırıtışın yine aynı. Bana yine eskisi gibi bakıyorsun. Ya da ben kendimi avutuyorum.
Kokunu bilmiyorum Yusuf, kokun eskisi gibi mi onu bilmiyorum. Sana sarılamıyorum. Kollarını belimde hissedemiyorum. Nefesinin boynuma çarpmasını sanki unuttum.
Belki hatırlamak için anıları canlandırmak gerekir.
12 Ocak 2020
"Ya Yusuf öyle yapmayacaksın dur bekle,"
Kızın uyarısıyla elindeki bıçağı bırakan genç oğlan elini beline yerleştirip "Nasıl yapacağım huysuzcuğum? Söyler misin acaba?" dediğinde Zeynep sırıtıp bıçağı eline aldı.
"Küçük küçük keseceksin işte böyle," dediğinde Yusuf elini yanağına yaslamış sevdiği kızı izliyordu. Zeynep doğrama işlemini bitirdiğinde ona döndü.
"Ne? Niye öyle bakıyorsun?"
Yusuf gülümseyerek "E aşığım ne yapayım?" dedi. Zeynep utandığından kaçmak istercesine başka şeyle uğraşmaya başladı. Yusuf bunu bildiği için onu kendisine çekti ve kollarını beline sardı.
Zeynep şaşırsada gözlerini yumup Yusuf'un burnuna ulaşan kokusunu içine çekti. Öyle mayhoş etmişti ki onu. Ezberler gibi almıştı nefeslerini. Unutmaktan korksada onun kokusu yüreğindeki sağlam hatıralardandı.
3 Nisan 2026 (Şimdiki Zaman)
Genç kız gözlerini kaçırıp nefesini dışarı üfledi sağa doğru gittiğinde Yusuf önünü kesmiş sola doğru gittiğinde oda sola doğru kaykılmıştı.
"Ne istiyorsun?" diye çıkışan Zeynep sinirli gözükmeye çalıştı. Yusuf sırıtışını bozmadan "Soruma cevap vermeni bekliyorum," dediğinde Zeynep kaşlarını çattı.
"İsmimi nereden biliyorsun diye sormuştum?" sahte gülümsemesini ona sunup kollarını birbirine bağladı.
"İsmini filan bildiğim yok," deyip gözlerini kaçırdı. Yusuf yine sırıtmaya geçtiğinde Zeynep içinden bir kez daha sabır diledi.
"Az önce Yusuf dedin, duydum."
Zeynep şimdi şurada bayılıp kalacaktı. Çattığı kaşlarını yavaşça gevşetirken bir çözüm yolu bulmaya çalıştı. Bulmalıydı.
"Birine benzetmiş olamaz mıyım?"
Yusuf bu cevaba dudak büktü. Zeynep'in içinde hiç gitmeyen ona sarılma arzusu daha çok artıyordu. Başka bir açıklama meydana gelmeden gitmeliydi onun yanından. Hemde hemen.
"Olabilirsin tabi, neden olmasın?" Zeynep Yusuf'u çaktırmadan süzüp gözlerini kaçırdı. Bu sırada yanlarına gelen afacan vardı.
Yusuf'un kızı...
Zeynep böyle söylemişti içinden. Çocuğa dikkatle baktı. Benziyorlar mıydı gerçekten? Basbayağı benziyorlardı gözleri Yusuf'un gözleri gibiydi.
"Aaa, baba bana oyuncak veren abla bu işte!"
Zeynep'e dişlerini göstererek gülen çocuk babasının elini tuttu. Zeynep'in gözleri onların birleşmiş ellerine kayarken içinden sanki bir bağ kopmuştu. Yusuf'un karşısına çıktığı için kendini pişman hissetmişti.
"Beni hatırlarsa onlara olan sevgisi değişir mi?" diye geçirdi içinden.
"Öyle mi? Biz hediye için teşekkür ederiz. Kızım çok mutlu oldu," Zeynep dolan gözlerini Yusuf'tan çekip ufaklığa baktı. Kızım demişti.
"Böyle hayal etmemiştim Yusuf. Ben hiç böyle hayal etmemiştim. Başkasıyla evlendiğini düşünmemiştim. Kızının olduğunu düşünmemiştim. Ben yine bana aşık olan Yusuf'a hayal kurmuştum hep. Gecemi gündüzümü senin için sana olan sevgim için vermiştim. Şuan elimden gelen tek şey kurduğun mutluluğunu uzaktan bir yabancı gibi izlemek.
Yıllar önce sarıldığın kızın şimdi senin için bir yabancı olması yoruyor beni. Yıpratıyor. Öldürüyor. Eğer senin sevgin gerçek olsaydı Yusuf, beni unutmazdın. Ama senin sevgin yalanmış." Yusuf'un gözlerine bakarken bunları söylemişti yüreği. Gözleri anlatmıştı acısını. Sevgisini. İçinin yangınını.
"Teş..teşekküre gerek yok," deyip dolan gözlerini kırpıştırdı. Zeynep'in dolan gözlerini fark eden Yusuf durgunlaştı. Hafiften çattığı kaşlarıyla kızın yüzünde gezdirdi bakışlarını.
Sanki bir tanıklık vardı hafızasında. Ama çok ilerisinde ne kadar düşünse de gelmiyordu hafızasında biriktirdikleri.
"İyi misin?" Zeynep bu soruya alayla sırıttı.
"Bilmem iyi miyim Yusuf? Yokluğun tam altı yıl sonra giderildi, yanımdasın ama senin kalbin başkasına ait şimdi. Senin için kurduğum hayallerim paramparça oldu. Hepsi cam kırığı gibi kalbime batıyor. Yetmiyor kalbim bu yükü kaldırmıyor. Sensizlik zordu ama şimdi varlığın bana daha zor."
"Evet iyiyim," dedi kısık sesle.
Zeynep'in gözleri Yusuf'un arkasında duran bedende takıldı. Yusuf'a uzaktan bakıyor yanlarına gelmek için konuşmanın bitmesini bekliyordu belli ki. Sessizlik olduğunda yavaş adımlarla yanlarına geldi.
Zeynep iri iri açmış gözleriyle karşısındaki kadına bakıyordu. "Güzeldi değil mi?" Hemde nasıl. Bembeyaz yüzü yeşil gözleri vardı. Yusuf kafasını yana çevirdiğinde onu gördü. Karısını veya eşini.
Zeynep bu görüntüye tanıklık etmeyi kaldıramayacak gibi hissediyordu. Titreyen dizleri onun ayakta kalmasını zorlaştırıyordu.
"Gidelim mi?"
Kafasını sallayan Yusuf kızının elini tutan kadının önden gitmesine izin verdi. Zeynep'e son kez bakıp "İsminiz?" dediğinde
Zeynep dişlerinin arasından "Zeynep," dedi. Yusuf içten bir gülümsemeyle. "Hoşçakalın," dedi ve yanından ayrıldı. Zeynep onun adım adım uzaklaşmasını izlerken zorla tuttuğu göz yaşlarını daha fazla tutamadı.
Sicim sicim akan yaşlarına derin iç çekişleride eklenmişti. Yumruğunu sıkarak "Seni sevmeyi sevmiyorum Yusuf," dedi nefes nefese.
Sonra aldığı ekmeklerin parasını ödeyip hemen eve döndü.
🍀
Kitabın en heyecanlı yerinde çalan telefonuna üfleyen Zeynep kimin aradığına baktı. Arayan Nesrin hanımdı.
"Nesrin teyze?" Zeynep'in keyifli sesine karşılık Nesrin hanım oldukça heyecanlıydı.
"Yavrum, Yusuf bulunmuş doğru mu?" dediğinde Zeynep gözlerini kırpıştırdı. Nereden öğrenmişti ki? Sonra aklına bir isim gelmişti. Annesi..
"Bulundu ama-"
"Allah'ıma şükürler olsun ne adaklar adadım bir bilsen," diye konuştu titreyen sesiyle. Zeynep diyecek bir şey bulamadığından duvarı izledi.
"Eee ne yaptın? Benim yerime sarılsaydın bari," dedi neşeyle. Zeynep güçlükle yutkunup derin nefes aldı.
"Sarılamadım çünkü-" cümlesini Nesrin hanım yine kesmişti heyecanlı sesiyle.
"Çünkü ne?"
Zeynep telefonu kulağından uzaklaştırıp "Nasıl söyleyeceğim ben bunu ya?" diyerek yakındı.
Sonra telefonu kulağına yaklaştırıp "Çünkü Yusuf evlenmiş," dedi. Bunu demek kolay görünüyordu ama onun için oldukça zordu. Bu olayı bazı anlar unutsada hiç aklından çıkmıyordu. Ömrünün sonuna kadarda çıkmayacaktı.
"Ne?" Nesrin hanımın çığırışı Zeynep'in kulaklarını zonklatmıştı âdeta.
"Kızım ne demek evlenmiş?" Zeynep gözlerini tavana dikip yeni haberi söylemek için dudağını ısırdı.
"Yusuf'un çocuğu da var,"
Telefonun düşme sesi geldiğinde Zeynep kaşlarını çattı. "Nesrin teyze?" bir cevap alamamıştı.
"Nesrin teyze orada mısın?"
Muhtemelen bayılmıştı.
🍀
Elindeki kitabın sayfalarını gülümseyerek çevirirken aklına eski anıları geliyordu. O anılarda olmasa Zeynep yalnız kalırdı. Güzel bir kitapçıya uğrayıp almak istediği kitabı ararken onu görmüştü.
Yusuf'un kendisine hediye ettiği kitabı.
Dolan gözleriyle kitabın sayfalarını çevirip kapağını kapattı. Göğsüne sımsıkı bastırıp o geçmiş zamanı düşünmüştü yeniden,
20 Kasım 2019
"Bu bir kitap," dedi ve gözlerime baktı "... Eğer kendi dünyandan çok sıkılırsan bu dünayaya gelebilirsin." dediğinde kocaman gülümsedim.
"Çok güzel..çok teşekkür ederim." Paketi elime verdiğinde parmağı baş parmağımı tuttu. Sanırım kızarıyordum.
"Gelmeni dört gözle bekliyorum huysuzcuğum." Yutkundum.
"Bende seni görmeyi..." dediğimde gözleri ışıldadı. Hemen geri almaya çalıştım " ...ders çalışıyoruz ya iyi oluyor." dedim.
3 Nisan 2026
Zeynep'in hayali onun sesiyle bölünmüştü. Korkusundan dolayı üzerinde olduğu basamaktan geriye doğru düşecekti ki belini çevreleyen sıcak kollara tutundu.
Kapalı gözlerini ağır ağır açtı. Yusuf ile yakınlardı. Yoksa hayal mi diye sordu kendi kendine. Gözlerini tekrar kapayıp açtı. Hâlâ aralarında çok az bir mesafe vardı. Yusuf kızın şaşkın gözlerine öyle içten bakmıştı ki Zeynep sanki kendisini tutamasa ona olan aşkını haykıracaktı şuracıkta.
"Ben...ben" sanki dili konuşmasını engellemişti. Sen sus gözlerin anlatsın her şeyi der gibi susturmuştu kendisini.
Yusuf'un gözleri kızın gözlerinden ayrıldı yavaşça. Önce kaşlarından başladı onu izlemeye. Sonra kızarmış yanaklarına gelmişti. Ardından oraya bakmamak için kendini ne kadar zorlasa da kızın çatlamış kuru ve ince dudaklarına baktı. Sanki gözleri ateşe değmiş gibi hemen kaçırdı bakışlarını.
Zeynep bunlara ân ve ân şahit olurken nefesini tuttuğundan bayılabilirdi. Yusuf'un beline yaptığı baskıyı hatırladıkça daha çok kızarıyor kendi ellerinin onun boynunda olduğunu gördükçe kafasını yerin dibine sokmak istiyordu.
Yusuf ellerini belinden çekip katlanmış gömleğini düzeltti ve hiç bir şey olmamış gibi az önceki kitabı gösterdi. "Güzel kitaptır,"
Zeynep yüzüne gelen saçlarını arkaya atıp kafasını salladı "Biliyorum,"
"Okudun mu?" diyerek kendisine bakan genç adama çıkardı bakışlarını.
"Evet okudum. Hatta sen hediye etmiştin bu kitabı bana. Tabi sen hatırlamıyorsundur şimdi. Senin hafızandakiler karınla ilgilidir değil mi? Kesin öyledir. O aşerince nasıl çilek aradığın vardır hafızanda. Kızının sana baba dediği ân vardır. Ama benimle olan binbir çeşit hatıralar uçup gitmiştir. Ben hiç yokum kafanda değil mi? Sana nasıl aşkla baktığımı görmüyor musun? Özlemim nasıl fazla bilmiyorsun." onun gözlerine bakmıştı bunları içinden söylerken. Sonra Yusuf'un cevap beklediği aklına geldi.
"Evet, okudum." diye yanıtladı kısaca.
"Senin burada ne işin var?" Zeynep'in sorusu Yusuf'u güldürmüştü.
"Gülme şöyle. Bana eski anılarımızı hatırlatıyorsun. Hoş sen olmasan da ben onları her zaman hatırlıyorum. Onlarla yaşıyorum. Unutmamak için yazıyorum bazen. Gülüşünü gözlerime serme böyle. Kalbimin atımı nasıl değişiyor farkında değilsin,"
"Kitap almaya gelmiş olamaz mıyım?" hâlâ kendisine gülerek bakarken Zeynep'in içinden geçirdiklerini duyamaması onun için kayıptı belki de.
"Olamazsın, sürekli karşıma çıkıp duramazsın. Bana bunu yapmaya hakkın yok. Altı yılımı sensiz geçirdim sanki sen varmışsın gibi. Altı yıl sonra karşımdasın ama ben doğru düzgün sevinemedim bile. Önce çocuk sonra eşin. Bilerek yapıyorsun değil mi? Canımı acıtmak için,"
İçinden geçirdiği cümlerden dolayı kaşlarını çatmıştı. Sinirliydi ona. Hemde çok sinirliydi.
"Sana iyi alışverişler," deyip yanından geçip gitmişti hızlıca. Yusuf afallayarak arkasından baka kalmıştı. Hemen genç kızın arkasından ilerledi, önüne geçerek durdurmuştu onu.
"Bir dakika, ben seni üzecek bir şey mi yaptım?" Zeynep Yusuf'un her şeyden habersiz masum yüzüne baktı dolu gözleriyle.
"Sen beni üzmedin Yusuf. Sen beni kırdın. Parçaladın. Paramparça ettin. Şimdi de benimle eğlenir gibi karşımdasın. Söylesene bana böyle bakmaktaki amacın ne? Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun?"
Zeynep sessizce ona bakmasını bir kenara bırakıp derin nefes aldı. "Lütfen..." sanki bu cümleyi söylemek onun damarlarındaki kanı donduruyordu.
"....bir daha karşıma çıkma," Yusuf bu sözlerin ardından ne diyeceğini bilemediğinden ona bakmaya devam etti.
"Yıllarca yerde, gökte aradım seni deliler gibi. Adını haykırmadığım dağ taş kalmadı. Şimdi de seni görmek istemediğimi söylüyorum. Nasıl iyi bir yalancıyım bir bilsen, kalbim kal diye ağlarken dilim sana tam tersini söylüyor."
"Ben..ben seni rahatsız ettim özür dilerim," diyerek Zeynep'in yanından usulca ayrıldı. Boynu hafif bükük ilerlemeye başladı. Her adımında açmıştı aradaki mesafeyi. Zeynep göz yaşlarını serbest bırakıp çatlayan dudaklarını büzdü. Titreyen çenesine engel olmaksızın içine çektiği her nefes ona yetmiyordu.
"O çocuk için yapıyorum aptal," boğuk sesiyle söyledi onun ardından. "O çocuk için uzaklaştırıyorum seni kendimden,"
Aklına kendi babası geldiğinde ağzından bir hıçkırık kopmuştu. "Benim gibi olmasın diye,"
"Yuvanız yıkılmasın diye Yusuf,"
"Bir daha karşılaşmayalım olur mu?"
"Yalan söylüyorum işte bir kez daha. Yüzüne ne kadar hasretim. Karşılaşmamak ayrı üzüyor karşılaşmak apayrı. Ben sana olan sevgimi yağmurlara anlattım. Sonra ise kalbime gömdüm. Sende bana olan sevgini hatırlama. Kızının sana ihtiyacı var."
Zeynep omuzları düşük bir hâlde evine giderken aklında o vardı.
Hiç çıkmamıştı ki..
5. Final gelecektir bilginize ❤️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 25.23k Okunma |
1.66k Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |