
Merhaba, hoş geldin.
Nasılsın? İyi misin?
Umarım iyisindir.
Satırlarımın sana iyi gelmesi dileğiyle..
Hastane koridorlarında yankılanan kalabalık sesler vardı. Dışarıda tam bir karmaşa cümbüşü gerçekleşiyordu.
Arkadaşı Emre'ye pansuman yapan Leyla, omzunun üzerinden odanın kapısına baktı sesler her saniye daha çok artıyordu. Yaralı adamın inlemesiyle önüne dönüp işine devam etti.
" Acıttım mı? " Leyla mahçup gibi gülümsedi.
" Yok.. " yüzünü buruşturdu adam " Zeliş nasıl? İyi mi? "
Doktor yarayı gazlı bezle sararken cevapladı " Daha iyi, ağrıları var. "
Emre kafa salladı ve düşünceli bir şekilde tavanı izledi.
" Ucuz kurtuldun, "
" Zeliş kurtulmazsa öldürürler Leyla. Ben kendi canımın derdinde değilim. "
" Ulaş, halletti sen merak etme. "
Emre biraz olsa rahatladı " Nasıl? Nerede şimdi? "
Tam o sırada kapıya sert yumruklar geldi.
" Doktor! "
" Doktor aç şu kapıyı ver şu şerefsizi elimize! "
" Seni yaşatmayacağız lan! "
" Namusumuza leke sürmüştür! "
Ulaş, seslerin olduğu yere doğru ilerledi. Kapıyı yumruklayan insanların yaptığı kalabalığı görmesiyle bağırdı gür sesiyle.
" Açılın! "
Cebindeki telsizi eline alıp anons geçti " Arda, buraya iki dakika içinde bir ekip gönder! "
" Anlaşıldı komutanım. "
Taşkınlık çıkaranlar kendi aralarında fısıldaşıp teğmene öfkeyle bakıyorlardı.
" Bak komutan, bizim senle bir işimiz yoktur! Bizim işimiz bu içerdekiyledir. Onu bize verirsiniz yoksa.. "
Ulaş alayla sırıttı " Yoksa.. Yoksa ne yaparsın? Anlat hele çok merak ettim şimdi. "
Adam sinirle soluyup diklendi " Bak komutan! " işaret parmağı havalanmıştı. Ulaş, onu ciddiye almaz gibi süzüp havadaki kolunu kendine doğru bükerek adamın kulağına eğildi. Acıyla bağırması hastanenin girişinden duyuluyordu.
" Senin bu kolunu tek hamlemle kırıp vücudunun farklı bölgelerinden yerine oturtturmamı istemiyorsan sus! "
Ekipler gelince Ulaş, adamı onların olduğu tarafa itekledi. " Alın bunu, burada bulunan herkes şu dakikadan itibaren göz altına alınmıştır! Hepsinin ifadelerini masamda istiyorum asker! "
" Anlaşıldı komutanım! "
" Komutan yanlış yaparsın! " geriden gelen yaşlı ve kel adam yanındaki iki adamıyla koridorun başında bekledi.
" Doğruyu yanlışı sizden mi öğrenecektim?! " Ulaş kaşlarını çattı.
" Ben bu aşiretin ağasıyım. Bunlarda bizim aşirettendir. Çocukları götürmene izin vermiyem! " öfkeli adam elindeki tesbihi havaya kaldırdı baş gösterir gibi.
Ulaş, sinirle nefes aldı " Senin izin vermemen benim kararımdan üstün müdür?! Ben bu devletin askeriyim. Şimdi emrediyorum! Götürün! Hepsi tek tek sorgulanacak! "
Erler, adamları götürürken aşiret ağası komutana yürüdü yavaş yavaş. Gözünün altından onu süzerken bekledi.
Ulaş, dik duruşunu bozmadan karşısındaki adamı izledi. Göz temasını kaçırmıyordu. Kimseden korkusu yoktu teğmenin.
" Senin dediğin olsun komutan. Sonuçlarına katlanacaksın o hâlde. " sona doğru sırıttı.
" Senin tek hamlen sinek ısırığı kadar! Ben olduğum sürece burada senin gibi ağa bozuntularına yer verilmeyecek. Senin borun burada ötmez anlayacağın! "
Ağanın yanındaki adam teğmene doğru adım attığında durduruldu.
Ulaş bu hamleyle o adama doğru kitlenip bakışlarını kaçırmadan ona baktı. Ruhuna bakar gibi izledi onu.
" Boş tehditlerinizi de bu korkuluklarınızı da alıp hastaneden uzaklaşın! İnsanların tedavi olduğu yerde yeterince rahatsızlık verdiniz zaten. "
Ağa bir şey söylemeden yavaş yavaş yürüdü. Ulaş, gidenleri ifadesiz bir suratla izliyordu.
Hasta odasının kilit sesi gelince kafasını o tarafa çevirdi. Leyla tedirgin bir bakışla dışarıya kafasını uzattı. Ulaş'la göz göze geldiğinde ona doğru yürüdü ve sarıldı sıkıca.
" Canım.. " Ulaş, sevgilisinin kafasından öptü.
Leyla korkarak sordu " Seni mi tehdit ettiler? "
Ulaş umursamaz gibi omuz silkti " Bi halt edemezler. Gövde gösterisi sadece. Sıkıyorsa denesinler. "
Leyla, teğmenle gözgöze gelerek cevap verdi " Dikkat et kendine. "
Sevgilisinin yanağını okşayarak onu sakinleştirmeyi denedi teğmen " Korkma. Korkması gereken onlar. "
Doktor azda olsa gülümsedi ve içeriyi işaret etti " Emre'nin tedavisi bitti. Ama evine gidemez adamlar peşinde biliyorsun. "
Ulaş onayladı " Bizim eve götüreceğim onu. Kendini toparlayana kadar orada kalması daha güvenli olacaktır. "
" Zeliş'i de Gökçe'ye emanet ettim. Az önce haber etti bilinci yerindeymiş. "
" Hızla toparlanacaktır ikisi de. "
Leyla nefesini dışarı üfledi " İnşallah.. Peki sonra ne olacak? "
" Kaçmaları adına yardımcı olacağım. "
" Yakalanırlarsa. "
Ulaş, kaşlarını çattı " Sorunsuz bir şekilde şehre gidecekler elimden geleni yapacağım bundan emin olabilirsin. "
Leyla tebessüm etti ve adamın elini tuttu. Ulaş kafasını birleşen ellerine çevirdi ve çatılı kaşları hemen düzeldi. Yüzünde gülümseme belirdi.
Sevdiği kadının parmaklarını dudaklarına götürdü ve yavaş bir öpücük bıraktı. Leyla, anında kızarırken nefesini içinde tuttu.
" Gülüşün tüm yorgunluğuma bedel. "
Leyla sustu ve adamın nefesini parmaklarında hissetti. Teğmen, dudaklarındaki parmakları göğsüne indirdiğinde Leyla'nın yerde olan bakışları kendilerinkiyle buluştu.
" Burasının atımı seni gördüğü zaman bozuluyor. Tedavin nedir doktor hanım? "
Leyla kıkırdadı heyecanla. Ulaş bunu gördüğü zaman sırıtıp onu izlemeye başladı hayran gibi.
" Bir öpücük onu sakinleştirir. Tedavim bu. "
Ulaş ellerini bekler gibi iki yana açtı " Uygulansın o hâlde. "
Leyla etrafı kontrol ettikten sonra teğmenin yanağına yükselip dudaklarını bastırdı. Ulaş, memnuniyet ile gülümserken doktor hemen geri çekildi.
" Düzeldi mi? " Leyla biraz cilve yaparak onu süzdü.
Ulaş göz kırpıp genişçe sırıttı " Düzeldi.. "
Leyla, Ulaş'ın yakasından kendine çekerek fısıldadı " Sadece benim öpücüğümle kendine gelir. Öbür türlü aritmiye döner. " Ulaş'ın kendisine olan yandan bakışına şirince sırıtıp ekledi " Doktorunuz olduğum için hatırlatayım dedim. "
Ulaş kendisini kıskanan kızı hayran hayran izleyip susmayı tercih etti.
💫
Zeliş, sıcak çorbayı yavaş yavaş içerken, Gökçe ona papatya çayı hazırlıyordu.
Evi zil sesi doldurunca hasta kız korkarak elindeki tabağı masaya bıraktı. Gökçe mutfak bezine elini silerek salona geldi. Ürkekçe kendine bakan kızı görünce onu rahatlatmak adına gülümsedi " Sakin ol. Askeriyedendir. Burada bize hiçbir şey olmaz. Korkma tamam mı? "
Zeliş dolan gözleriyle kafa salladı.
" Ben bakıp geliyorum sen de çorbanı bitir. "
Gökçe gelenin kim olduğuna bakınca Arda olduğunu gördü. Hemen eşarbını düzeltti.
Kapıyı yavaşça açıp ifadesiz görünmeye çalışarak bekledi.
" İyi akşamlar, " Arda da ilgilenmiyormuş gibi yapıyordu ama heyecanlıydı.
" Sanada. "
" Bir sorun var mı diye geldim. "
Gökçe göz ucuyla adama baktı " Yok. Gayet güzel. " diye saçma bir cevap verdi.
Arda kafa salladı " Tamam ben buradayım. Bir şey olursa söylersin. "
Gökçe de kafa salladı ve karşıya yürüyen adamı arkasından izledi. Arda birkaç defa öksürünce içten içe üzüldü. Koridor soğuktu ve Arda gripti.
" Ihlamur var sıcak.. Eğer içersen... "
Arda omzunun üzerinden hemşireye baktı ilk başta anlamadığından etrafında biri var mı diye kontrol etti çünkü kendisine söylendiğini düşünmemişti.
" Ben mi? "
Gökçe sertçe yutkundu " Gel üşümüssündür biraz ısınırsın. "
Arda onaylamaz gibi ses çıkardı " Sizi rahatsız etmeyeyim şimdi.. "
Gökçe diretti " Gel işte. Hem Zeliş korkuyordu seni burda görünce sakinleşir. "
Arda tamam der gibi kafa salladı " Peki geleyim o hâlde Zeliş korkmasın diye yani.. " Arda heyecandan saçmaladığını anlayınca dudaklarını birbirine bastırıp sustu.
Koridorda yürümeden bekledi. Gökçe kapıyı kilitleyip ona doğru yürüdü ve anlamamış gibi ona baktı. " Niye girmiyorsun içeriye? "
Arda cebinden bir kek bir meyve suyu çıkardı " Kuran'a geçtim bugün. İmam amca bunları dağıtmamı istedi sevap oluyormuş. Sende al. "
Gökçe gülümsedi ve kendisine incitmeden bakan adamla gözgöze geldi. " Teşekkür ederim. Şeftalili meyve suyu."
Arda hemen ekledi " Senin en sevdiğin. " sonra hemen sustu ve önüne dönüp içeri girdi.
Gökçe'yi arkasında gülerken bıraktı.
Arda odada Zeliş'i görünce sevecen bir tavırla gülümsedi " Nasılsın abicim daha iyi misin? "
Zeliş oturduğu yerden kalkmaya çalışırken Arda onu durdurdu " Dur dur kalkma dinlen. Ben beş dakika oturup kalkacağım. "
Zeliş " Daha iyiyim sağol abi saatlerdir orada bekliyorsun Allâh razı olsun. " dedi.
Arda boş olan koltuğa oturdu " Görevimiz bu. "
" Abi şey.. Emre nasıl iyi mi? "
" İyi iyi turp gibi herif. Korkma hiç. " Arda gülerken Zeliş ona eşlik etti.
" İyi bakıyor mu sana? " Arda fısıldayarak sordu Gökçe duymasın diye.
Zeliş gülümseyerek kafa salladı " Çok şanslısın valla abi. Gökçe Abla harika birisi. "
Arda heyecanlandı ve elleriyle oynadı sonra aklına gelen fikirle uyanıkça sırıttı.
" Sana bir şey diyeceğim. "
Zeliş onayladı " Buyur abi. "
" Ben gittikten sonra Gökçe Ablana benden bahset. Şöyle evlenilecek adam böyle evlenilecek adam diyerek tamam mı? "
Zeliş gülüp " Sen merak etme abi. Ben hallederim o işi. "
Arda aldığı cevap karşısında sırıtıp cebinden çikolatalı keki çıkarıp kıza attı " O hâlde bu kek benden sana. Okunmuş kek besmele çek yerken. "
Zeliş kıkırdarken Gökçe elinde ıhlamurla içeri girdi. Arda'nın eline fincanı verdiği zaman ikilinin parmakları birbirine sürtünce Arda bakışlarını hemşireye çevirdi nazikçe. Gökçe de bu dokunuşla heyecanlandığından Arda'nın gözleriyle denk düştü. Fincan dengesizliğe mağruz kaldığından sıcak ıhlamur adamın eline dökülmüştü.
Arda acıyla yüzünü buruşturup ayağa kalktı ve elini sallamaya başladı " Of yandım.. "
Gökçe yaptığını fark edince bardağı masaya bırakıp telaşla doğruldu.
" Arda çok özür dilerim ben.. "
Arda acısını yok sayarken gülümsemeye çalışıyordu " Sorun değil gerçekten.. "
Gökçe çekmedeki yanık kremini alıp adama gösterdi " Bunu sürersek acısını alır hem de şu toplamaz. "
Arda memnuniyetsiz bakışlarını gizlemeye çalışırken elini uzattı.
Gökçe kremi yavaşça yanığın olduğu yere sürdü. Arda gözünün altından kendisiyle ilgilenen hemşireye baktı. İçindeki kelebekleri hissediyordu.
" Tamamdır. Birazdan ağrısı diner. Ben bunun sana vereyim sızladıkça sürersin. " kendisine hayran hayran bakan adama bakınca gözlerini devirdi hemşire.
" Sana diyorum.. " diye yeniledi kız.
" Sen benimle böyle ilgileneceksen ben hep kendime zarar verebilirim o zaman. Bir hafta bacağımı sakatlasam diğer gün kolumun üzerine düşsem.. "
Gökçe duydukları karşısında kollarını birbirine bağladı " Saçmalama Arda! Salak mısın? "
Arda kendine geldi " Ha.. Ha ben mi? "
Gökçe, adamın avcuna kremi verip kapattı. " Bunu sür iki saat arayla. "
Arda kafa salladı ve tebessüm etti. Gökçe onun bu haline bakıp gülerek mutfağa yürüdü.
" Aşık bana. Gördün değil mi heyecandan yaktı beni, " Zeliş'e fısıldıyordu.
Kız ona güldü. " İnşallah evlenirsiniz abi. "
Arda ellerini iki yanına açıp göğe baktı " İnşallah Rabbim. "
💫
Terör örgütü lideri, teröristlerini azarlarken cebindeki telefonunun titremesini duyunca elini oraya getirip yanındaki adamına kaşıyla işaret etti.
" Bunları adam edene kadar ekmek yoktur ha anladın? "
" Anladım komutanım, "
" Aferin, " telefonunda devam eden aramaya sinirlendi " Patladın mı be adam! Alo! "
" Bektaş, benim Bedri Ağa. "
Bektaş'ın kaşları havalandı " Oo Bedri Ağa, sen bizi arar mıydın ya.. "
" Zevzeklik etme komutan. Sana deyeceklerim vardır. "
Çenesini kaşıyarak yanıtladı " Neymiş bu önemli olan? "
" Yaylaköy'ün komutanı. Onu temizlemenizi isterim. Töreyi ve aşireti ayaklar altına almıştır o şerefsiz! "
Lider sertçe yutkundu. Planımın baş kahramanı olan piyonumu nasıl öldürebilirim diye geçirdi içinden. Ona göre teğmen planını gerçekleştirene kadar yaşamalıydı.
" Yav Bedri Ağa, çocuk oyuncağı mıdır bu öyle kolaymış gibi dersin be-"
" Bektaş! Örgüte yaptığımız yardımlara çöreklenirken öyle demiyordun. Bu askeri buradan aldın aldın almadın benden daha yardım bekleme ha! "
" Bedri Ağa! Alo! " telefondan ses gelmeyince öfkeyle yere fırlattı. " Ben ne edecem şimdi? "
" Bir şey mi oldu komutanım? "
Bektaş, omzunun üzerinden gelen adamını süzdü " Oldu desem ne yapacaksın ulan!? Bir boka yaradığınız mı var?! "
Terörist başını öne çıkarıp nefes aldı " Sizin emriniz en önemli buyruktur efendim. Söyleyin hemen yerine getireyim, "
Bektaş bu sözleri işitince öfkesi diner gibi oldu şüpheyle karşısındaki adama baktı bir süre " Yaylaköy'üne git. Orada Bedri denilen bir ağa vardır sorsan söylerler. Neymiş karın ağrısı iyice öğren. Sonra oyalanmadan kampa dön. "
Terörist kafa salladı " Hemen hallederim komutanım, "
Bektaş, belindeki bez kemerde beklettiği elini adamın omzuna yerleştirip kıstığı gözleriyle konuştu " İsmin nedir senin heval? "
" Şehmus komutanım, "
Lider memnun gibi güldü, bıyıkları burnuna doğru yükselmişti " Bundan sonra bir numaraları hevalimsin ha bilesin. "
Terörist gülüp gururlandı. Bu adamın gözüne girebilmek onun için en büyük başarıydı.
💫
Gökçe, Arda'yı uğurladıktan sonra Zeliş ile baş başa kaldı ve kızı yalnız bırakmamak adına salondaki koltuğa oturdu. Az önce yaşananları tekrar zihninden geçirirken derin bir iç çekti.
" Arda abi.. İyi bir insandır, " Zeliş konuya böyle girmeyi denedi.
Hemşire kafasını çevirince yavaşça gülümsedi " Öyledir evet, "
" Sende çok iyi birisin abla, birbiriniz için yaratılmışsınız çok yakışırsınız. "
Gökçe gülümsemesini devam ettirerek cevap verdi. Koltuğa dayadığı dizinin desteğiyle çenesini avcuna yaslayıp halıyı izledi.
İçinden düşüncelerini dinledi " Herkes aynı şeyi söylüyor. Bunu kabullenmeyen benim inadım mı yoksa kırgın yüreğim mi? "
" Arda Abi seni çok sever.. Bunu görmeyen yoktur bence. "
Gökçe tekrar kıza çevirdi bakışlarını. " Peki ya eskisi gibi olursak.. O sevgisi tekrar kaybolursa? Bahanelerine sığınırsa yeniden.. O zaman benim yıkılan ümitlerim, heyecanım ne olacak? "
" Sende onu seversin, sevdanızı daha fazla ayrı koymayın birbirinizden, "
Gökçe fısıldar gibi dudaklarını hareket ettirdi yavaşça " Her şeyi sevda çözemiyor maalesef.. "
" Bir denesen.. Belki her şey değişmiştir.. "
Gökçe ellerini dizlerine vurarak ayağa kalktı " Bu konuyu kapatalım olur mu? Çay içelim eğer istersen? "
Zeliş gülümsedi " Olur, "
Hemşire de tebessüm ederek mutfağa yürüdü. Tezgaha geldiğinde sırtını oraya yasladı ve dolan gözlerini tavana çıkardı. Dudakları ağlamasının etkisiyle büzülürken sessiz bir hıçkırık döküldü.
" Allah'ım sen bir yol göster, gönlüm çok yorgun düştü. Kırıldığım yerden tekrar kırılmaktan sana sığınırım. Eğer o benim için hayırlıysa yakınlaştır şayet hayırsızsa uzaklaştır Rabbim. " ellerini birleştirir hâlde kalbinin üzerinde tuttu hemşire, gözleri kapalıyken yavaşça araladı.
💫
Hava kararıyordu. Örgüt kampının girişine koşarak ilerleyen terörist birkaç saniye soluklanmayı denedi.
Liderin, kapısının önünde bekleyen gözcülere niye geldiğini açıkladı nefesini düzene sokmaya çalışırken.
" Komutana, Şehmus gelmiştir deyin, önemlidir. "
Gözcülerden bir tanesi içeriye girip onay aldıktan sonra bez perdeyi karşısındaki adama açtı. " Geç, lider seni bekler. "
Adam içeri girdi. Geniş uzun koltuğunda ayaklarını uzatan lider kaşıyla karşısındaki tabureyi işaret etti. " Anlat bakalım bu ağanın derdi neymiş, "
" Olayı özetlemem gerekirse ağa kendine yeni bir karı almak istemiş, "
Lider sinirle soluyarak elindeki tesbihi sıktı " Doyumsuz herif bu kaçıncı karısıdır!? Kudurmuş gibi ne ortalığı ayağa kaldırır böyle, "
" Aşiretine erkek çoc-"
Bektaş, eliyle durdurdu " Ondan çıkacak olanda kendi gibidir ne boka yarayacaksa, uçkur düşkünü pezevenk! "
Terörist Şehmus, anlatmayı bekler gibi sustu " Köylülerden almak istediği kız başkasını severmiş, hastaneden bir oğlanı. Bunu öğrendikten sonra kızı dövmüşler oğlanı da vurmuşlar. Teğmen kız ile oğlanı kendi kaldığı yerde saklarmış. Korumalarla korunurmuş evin etrafı. "
" Teğmene bak sen. Sanki kahraman ula! Her haltın altından çıkmasa ha bu dişimi kırarım! "
" Ağa da buna sinirlenince sizden yardım istemiş. Ben durumu ona anlattım. Sizden arama bekler, "
Lider kafa salladı " Tamam sen gidebilirsin. Aferin. Bu defa gözüme girdin. "
Şehmus heyecanla gülümsedi ve dışarıya çıktı.
Bekletmeden ağanın numarasını tuşladı.
" Alo, he evet. Bizim oğlanlardan yanına göndermişem benim telefon bozuldu da. O sana durumu anlatmıştır. "
" Anlattı anlattı, peki sen ne dersin benim halime? Planın var mıdır? "
" Teğmeni ortadan kaldıramam. En ufak bir baskınla kampı dağıtırlar zaten buraya yeni göçmüşüz. Yeni bir kamp kurmak kolay değildir. Diğer kampların altında ezik gibi durmakta bana yakışmaz. Amma onların gözünü iyi bir korkuturum. "
Karşısındaki ses homurdandı " Hastaneye baskın düzenlerim. " devamına ekledi " Kızdan yana da üzülme ben onu sana getirecem, "
İkilinin pis ve iğrenç kahkahaları gecenin karanlığında dağılırken masum kanlara yaşatacakları acılardan konuşarak keyiflendiler.
💫
Leyla, Ulaş ve Emre arabadaydı. Askeri lojmanın önüne gelmişlerdi.
" Seni birkaç gün burada misafir edeceğiz Emre. " Ulaş arkasına dönerek söylemişti bunu.
Emre yaslandığı koltuktan hafif doğrularak duruşunu düzeltti " Her şey için teşekkür ederim Ulaş. Bu iyiliğini hiçbir zaman unutmayacağım. Var ol. "
Leyla gülümseyerek Ulaş'ı izledi.
Kafa sallayan teğmen " Sen de olsan aynı şeyi yapardın." dedi.
Leyla emniyet kemerini çıkararak mırıldandı " Gerçekten zorlu bir gündü. " devamına ekledi " Dinlenmek bize iyi gelecek, "
Ulaş, doktora belli belirsiz gülümsedi ve arabadan indiler. Oturdukları kata geldikleri zaman Arda'nın hâlâ nöbette olduğunu gördü Ulaş. Uykulu bir hâli vardı.
Yanına ilerleyip samimi bir tebessümle onu karşıladı teğmen. Arda komutanını görünce duruşunu düzeltti.
" Hoşgeldiniz komutanım, "
" Hoşbuldum bir sorun oldu mu? "
Arda kafa salladı " Olmadı komutanım. "
Teğmen, karşısındaki adamı destekler gibi omzunu sıkıp nefes aldı " Tamamdır sen geç eve ben devraldım nöbeti. "
Arda cevap verecekti ki dairenin kapısı açıldı. Gökçe ve Zeliş koridordakilere bakıyordu. Yaralı kız, sevdiğini görünce hemen ona sarıldı sıkıca. Emre ellerini beline doladığında kız acıdan yüzünü buluşturdu çünkü vücudunun her bölgesinde morluklar ve ezikler mevcuttu.
" İyisin değil mi? " dolu gözlerini kırpıştırdı kız.
" İyiyim, daha iyi olunca gideceğiz buradan, " Emre kızın saçlarını severek söylüyordu bunları.
Leyla da Ulaş'ın göğsüne kafasını yaslayarak bu genç çiftin masum aşklarını izledi.
Arda gözünün altından çaktırmadan hemşireye bakarken içli bir nefes aldı " Tabakta sona kalan zeytin gibiyim şu an.. " diye kendi kendine mırıldanırken bunu az çok duyan teğmen belli etmeden sırıttı.
" Evet aşk sahnelerinizi bölmek istemem ama nöbete geç kalıyorum. İzninizle şöyle bir geçeyim. " Leyla arkadaşının bu haline gülerken Arda da ona eşlik etti.
" Değil mi canım? Olanı var olmayanı var. Olduğu halde olduramayanı var.. " sona doğru ima eder gibi şirince gülümsedi Arda.
Gökçe ayakkabılarını bağlarken ona bakıp göz devirdi " Bana mı gönderme yapıyorsun? "
Arda ellerini yok manasında salladı hızla " Asla. Olur mu hiç, "
Gökçe eğdiği belini doğrultup Arda'yla karşı karşıya geldi "İyi günler.. " deyip omzuna düşen şalını savurdu. Arda etkilenmiş hâliyle kalıp belli belirsiz sırıttı.
Leyla arkadaşının ardından bağırdı " Kolay gelsin, "
Gökçe'nin sesi alt merdivenlerden yankılandı " Sağol bacım, "
Ulaş Emre'ye dönerek " Hadi Emre seninde dinlenmen gerekiyor, " diyip evlerini işaret etti ardından Zeliş'e döndü " Sana da tekrardan geçmiş olsun, " dedi samimi bir tebessümle.
Zeliş de gülümseyerek " Her şey için çok teşekkür ederiz komutanım. " dedi.
Herkes evlerine dağılınca Ulaş nöbete başlamıştı. Her şeye ihtimal vardı. Teğmen olası bir olumsuzluğu önlemek adına nöbetteydi. İçi böyle daha rahattı.
💫
Hemşire nöbetinin yedinci saatindeydi. Her şey normal ilerliyordu. Elindeki hasta vital kayıt dosyalarıyla koridorda yürürken ateş sesine benzer bir ses duyduğundan adımlarını yavaşlatıp sesi kontrol etti. Dışarıdan silah sesi geliyordu.
Hemen koridor bitimine ilerlemeye başladı. Her yaklaşan adımında kalbinin atımını ağzında hissediyordu. Tüylerinin dikleştiğini hissetti " Allah'ım ne olur kötü bir şey olmasın, "
Duvarın dibinden kafasını uzatarak hastane girişine göz attı hemşire. Gördüğü şey karşısında gözleri kocaman açılmıştı. Yüzü siyah bezlerle kapatılmış teröristler hastanenin bahçesini ateşe vermişlerdi alevler hastaneye her geçen saniye daha çok yaklaşıyordu.
Gökçe'nin bakışları yerde yatan güvenlik görevlisine kayınca ellerini ağzına kapattı hemen, gözleri dolmuştu. Ses çıkarmadan güvenli bir alan bulup yardım çağırmalıydı. Bedeni titrerken bayılmamak için kendini dik tutmaya çalıştı. Tam yürümek için bir adım attığında çenesine değen soğuk namluyla neye uğradığını şaşırdı ve gözleri kocaman açıldı hemşirenin.
Karşısındaki maskeli adam ona öldürecek gibi bakarken korkudan elindeki dosyayı yere düşürdü Gökçe. Terörist düşen dosyaya bakıp hemşireye döndü tekrar.
" Doktor musun? " hemşire dolan gözlerini sımsıkı yumarak olumsuz anlamda kafasını salladı.
" Hemşire misin? " adamın sesi boğuk geliyordu.
" Evet.." diye mırıldandı kadın.
" İlaç deposuna götüreceksin beni. Eğer bir hata yaparsan beynini patlatırım, " silahın şakağından yanağına süzülüşünü hisseden kadın başının döndüğünü hissetti kulakları uğulduyordu.
💫
Ulaş oturduğu merdivende uyuşan ayaklarını kendine çekerek duruşunu düzeltti. Evlerinin kapıları açılınca bakışları oraya kaydı gelen Arda'ydı.
Ayakkabılarını giyen adam selam verdi komutanına.
" Hayırdır gece gece? "
" Sarı'ya yardıma komutanım. Dosyalara yardım edeyim dedim. "
Teğmen kaşlarını çattı " Sarı? "
Arda saçını kaşıyıp sırıttı " Hüseyin, ben ona sarı diyorum da. "
Ulaş da kafasını sağa çevirip güldü " Te Allah'ım ya. "
İkili gülmeye devam ederken Leyla'ların kapısı da hızla açıldı. Ulaş'ın gülüşü doktorun yaşla dolmuş yüzünü görmesiyle söndü. Arda karşısındaki adamın ciddileşen yüzünün etkisiyle kafasını arkaya çevirip kaşlarını çattı.
Leyla telefonu teğmene doğru uzatmaya çabaladı titreyen elleriyle bunu yapması çok zordu. Ulaş ayaklanıp iki adımda telefona ulaştı. Arda tepki vermeden olanları izliyordu.
Leyla hıçkırıklarının ardından konuştu " Hastaneye baskın yapmış teröristler.."
Ulaş sertçe yutkundu.
Arda kalbinde bir batma hissetti önce. Sonra gözleri doldu hemen. Dudakları tek bir kelime fısıldadı " Gökçe.. "
Hiç beklemeden dışarıya yürüyen adam hastaneye sevdiği kadını kurtarmaya gidiyordu.
" Arda! "
" Arda bekle! "
Arkasından bağıranları duymadan hızla koşmaya başladı. Sıktığı dişleri her koşma adımıyla birbirine daha çok baskı yaparken gözünden bir damla yaş döküldü.
" Allah'ım ona bir şey olmasın.. "
💫
Gökçe, yanındaki adamla birlikte ilaç deposunun olduğu yere ulaştığında terörist onu içeri itti önce.
" Antibiyotik ve ağrı kesicileri doldur. " terörist silahı doğrultup emir verdi.
Hemşire gözlerini kırpıştırarak yavaş bir nefes aldı. Yumruk yaptığı avcuna tırnakları baskı uygularken bakışlarını avcuna çevirdi. Hafif bir kanama gördü elinde. Teröristin yüzüne attığı bez çuvalla hemen kafasını kaldırdı. Kendisine öfkeyle bakan adamla gözgöze geldi.
" Sana derim! Çabuk buna doldur ilaçları. Dediğimi yapmazsan sıkarım kafana ha acımam ona göre! "
Gökçe içinden ya sabır geçirirken torbayı nefret eder gibi çırpıp ilaçları doldurmaya başladı. Her saniye kendisini bekleyen adama dik dik bakıyordu.
" İşini yap! Ne bakarsın yüzüme?! "
Gökçe kendini tutmadı bu defa " Annen, senin gibi bir alçak doğuracağını bilseydi seni asla doğurmazdı. "
Bunu duyduğu gibi silahına tutulan adam bir el ateş edince ilaç dolabının kapakları tuzla buz olmuştu. Gökçe ellerini kulaklarına kapatıp yere çömeldi.
İki adımda yanına gelen terörist, kızı boynundan tutup yukarı kaldırdı ve gözgöze geldiler.
" Lan hemşire! Beynini patlatırım senin burada! Duydun mu lan!? "
Gözleri yerinden fırlayacak gibi kocamandı. Gökçe tiksinerek kafa salladı. Sertçe yutkunup adamın ellerinden kurtulmak için bedenini öne çekti. Hâlâ terörist ile göz temasını kesmediğinden kendisine alaycıl bir şekilde sırıttığında kaşlarını çattı kız.
Silahını o bölgeye tutan terörist gülerken söylendi " Bu da benden sana bir hediye olsun hemşire. Baktıkça beni hatırlarsın ha! "
Gökçe anlamadığından bekledi sadece " Ne.. Ne saçmalıyorsun pislik herif?! "
Adam aynalı dolaba kızı itti yüzünü görmesi için " Al sana süpriz hemşire! " iğrenç kahkahası ile yüzünün hâlini gören Gökçe derin bir nefes alıp gözlerini kapattı.
Az önce kırılan dolabın cam parçalarından biri yanağını derince sıyırdığından çenesine kadar akan kanı ve kesiği gördü.
Terörist kahkahasını kesip onu itti yeniden " Hadi doldur şunları iki dakikan vardır! "
Gökçe omzunun üzerinden adama bakış atıp istediği tüm ilaçları doldurmaya devam etti.
💫
Hastaneyi tüm ekipler çevrelemişti. Teröristlerin üç tanesi etkisiz hâle getirilmişti fakat iki tanesi hastanenin içerisindeydi. Bahçede çıkan yangını itfaiye ekipleri kontrol altına aldığından işleri biraz daha kolaylaşmıştı.
Ulaş, albayın kendine söylediklerini dikkatle dinlerken Arda konuşulanları duyuyor gibi yapıyordu çünkü Gökçe içeride rehineydi.
" Bakın çocuklar, en ufak dikkatsizliğiniz bir cana mal olabilir bunun bilincinde olduğunuzu bilerek size tekrardan hatırlatırım. Komutanınızın liderliğiyle içeride ekip olarak hareket edip bunun dışında planlanmamış hareketlerden kaçının. Tek bir kahramanlık hikayesi duymayacağım anlaşıldı mı? Gerçek bir tim gibi içeriye girip o kanı bozukları etkisiz hâle getireceksiniz! Haydi aslanlarım! "
Albay, Arda'nın sırtına destekler gibi vurup babacan bir tavırla onu teselli etti " Kendine gel asker! İçerdeki insanların sizlere ihtiyacı var. "
Arda kafa sallayıp onayladı " Hepsini sağ sağlim buraya getireceğiz komutanım! "
Albay hafifçe tebessüm edip " Bundan hiç şüphem yok. " dedi.
Ulaş son kez kontrollerini yaparak yanındaki askerleri ile içeri girmeye hazırlandı. Hatasız olmaları gerekiyordu.
" Giriyoruz, ilerle! " gür çıkan sesiyle bağıran teğmen tüm askeri ekipmanlarıyla içeri yürüdü ardından gelenlerle.
Giriş kısmından sorunsuz geçtikleri an Ulaş, hızla görev dağılımını yaptı.
" Sağ arka dört, siz birinci kattan ilerleyeceksiniz! "
" Sol üç, siz zemin katı kontrol edin! "
" Arda ve Hüseyin siz benimle ilerleyin! "
" Anlaşıldı komutanım, "
💫
Teğmen kulaklığından gelen bildiriyi dinledi " Zemin katta bir terörist etkisiz hâle getirilmiştir!"
Ulaş hemen cevapladı " Anlaşıldı! Rehineleri koruyun tamam! "
Karşı cevap geldi " Rehineler güvende anlaşıldı tamam! "
Arda tüm poliklinikleri aramıştı Hüseyin ile fakat rehine hemşirelere dair bir iz bulamamıştı.
Telsizden Sarı konuştu bu defa " Acil girişinden bildiriyorum, rehine hemşireler güvendeler tamam! "
Teğmen memnun bir nefes alıp " Oraya geliyoruz beklemede kalın! " diyerek yönünü döndü.
Arda'nın dikkatini soldaki tek kapı çekince dönmekten vazgeçip yönünü oraya döndü ve hızlı adımlarla yürüdü. Kapıyı araladığı zaman içerinin boş olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradı.
💫
Gökçe, bitirdiği çuvalla birlikte birkaç adım öne yürüdü.
Terörist sırıtıp elindekini sertçe alınca az önce kanayan avcu acımıştı kadının.
" Aferin böyle ol işte. Sen de mutlu ol ben de. Değil mi? "
Dişleri arasından tersledi hemşire " Geber soysuz! "
Adam gülerken hemşireye bir adım attı sırtı açık kapıya dönüktü. Hemşire üzerine gelen adamla birlikte geri yürüdü.
" Yaklaşma bana! "
" Yaklaştım. Bak bir daha yaklaştım. Ne yaparsın!? " kahkahası midesini bulandırıyordu.
Dolan gözlerini gizledi Gökçe " Sana yaklaşma dedim! "
" Ama ben çok eğleniyorum hemşire. "
Sırtı duvara değince kendini sona gelmiş gibi hissetti hemşire.
" Uzak dur benden! "
" Olmaz, duramam! "
" Allah'ım sen yardım et.. " Gökçe ölümü bekler gibi gözlerini sımsıkı kapatıp dua fısıldamaya başlarken adamın alaycıl gülüşü onu daha çok sinirlendiriyordu.
Tetik sesini duyduğunda tüyleri diken diken oldu. Sonra kulak çınlatıcı o ses beyninde yankılandı.
" Ah.. " adamın inlemesiyle gözünü açan kadın yere düşmüş adamı görmesiyle kapıya baktı.
Yerde acı çeken teröriste öldürecek gibi bakan Arda'yı görmesiyle yanağından bir yaş aktı.
" Arda.. " diye fısıldadı dudakları.
Arda kızın gözleriyle denk düşünce kalbindeki korku şimdi büyük bir nefrete dönüştü. Ona bunu yaşatan kişiyi parçalara ayırmak isteyen öfkesini kontrol etmeye çabalıyordu.
Kadının kanlı yüzüne bakıp kaşlarını çattı
" Yüzün? "
" Önemli değil.. "
Arda yerdeki adamın suratına ayağındaki ağır postalla sert bir yumruk attı. Burun kemiğinin çıtırdama sesini duyan terörist acıyla bağırdı.
" Ah! "
Arda kendine hakim olamıyordu " Ah ya! Ben seni daha nasıl inletebilirim ha! Söylesene nasıl piç kurusu?! "
Adamın yüzü kanla çevrilmişken kesik kesik nefes alıyordu. Arda onu tek hamlede ayağa dikip dışarı itti. Dengesini sağlayamayadığından yere kapaklanıp inledi tekrar.
" Gökçe sen git buradan! Benim daha işim bitmedi! "
Gökçe de astsubay ile koridora çıktığında sesi titredi " Birlikte gidelim Arda. Lütfen! "
Arda kıza baktı, kendisini masumca izliyordu.
" Lütfen Arda.. "
💫
Ekipler son teröristi de yakaladığında bu korkunç facia son bulmuştu.
Gökçe battaniyeye sarılı bir şekilde ayakta Arda'nın gelmesini bekliyordu. Yanında Leyla vardı.
" Gökçe, önce yarana bakalım Arda gelir yanına sonra söylersin ne söyleyeceksen. "
Hemşire omuz silkti " Olmaz Leyla. Artık bir dakika bile bekleyemem. "
Leyla anlamamış gibi ona bakarken bir yandan gelenleri izliyordu.
Gökçe, Arda'nın kapıdan görünmesiyle hızla ona koştu.
Arda da bu koşuşa karşılık verip öne yürüdü.
Hemşire kollarını adamın boynuna sarıp gözlerini huzurla kapadı.
" Nefesim.. Kalbim.. Her şeyim.. "
Arda'nın sözlerini işitince ağlamaya başladı.
" Benim kalbim.. Seni görene kadar nefes alamadım.. " Arda ellerini kızın beline sardı sımsıkı.
Göz göze geldiklerinde hemşire yaşlı gözleriyle ona baktı " Ben seni bir daha görememekten korktum Arda.. "
Arda bunu duyunca gözleri parladı ve masumca gülümsedi " Gökçe.. "
" Efendim.. "
" Bana sarıldın ya.. "
" Ee? "
" Mecbur evleneceğiz. Artık namusumu bir nikah temizler, " Arda gülmeye başladığında hemşire de ona eşlik etti.
" Salak.. "
✨✨✨✨
Bölüm bitti. 🥱 İlk defa huzurlu bir son bana da süpriz oldu 😌
Bölümü beğendiniz mi?
En sevdiğiniz çift?
En sevdiğiniz karakter?
En sevmediğiniz karakter?
Bölüm hakkında eleştirsel fikirleri buraya beklerim. 🫂
İki hafta sonra görüşürüz dostlarım. 💕
Sağlıcakla❤
Sosyal Medya Hesapları
İnstagram: lauraninnyiildizi
Tiktok: nurr.www
Youtube: nur.w.w
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 19.5k Okunma |
1.14k Oy |
0 Takip |
24 Bölümlü Kitap |