
İyi okumalar ...♡
~Ölüm daima yakındır...~
Alkışlar eşliğinde sahneye çıkmaya başladım. Üzerimdeki siyah sırt dekolteli ve yırtmaçlı uzun elbiseyle asaletin takendisiydim. Terlemiş olan avuç içlerimi elbisenin üzerine sürdüm çaktırmadan. Merdivenlerden ilerlerken aklımda ki konuşmayı tekrarladım. Merdivenlerin sonuna geldiğinde kürsünün arkasına geçip mikrofonu düzelttim. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.
"Öncelikle davetini kabul edip geldiğiniz için teşekkür ederim. Biliyorsunuz ki babam Prf. Dç. Dr. Kaan Dilda bu hastane için çok fazla emek verdi ve bizde bunu devam ettirmek için çabalayacağız sizlerin desteğiyle 30 yıllık olan bu hastanemizi daha da iyi yerlere getireceğiz. Destekleriniz için teşekkürler ve iyi eğlenceler dilerim." Ve tekrar alkış sesi. Herkese tek tek baktım kiminin yüzünde gerçek ve içten bir gülümseme vardı kimiyse benden nefret ediyor gibi bakıyordu ama sahte gülümsemesini de yüzünden düşürmezdiler. Merdivenlerden inip hızla masama yöneldim.
"Harikaydın kızım."
"Teşekkür ederim Efendim." Erhan Bey gülümsedi.
"Eflin yeni ortak kim?" Arkadaşım Deren merakla sormuştu.
"Bende kendisini tanımıyorum bu gün gelmesi gerekirdi." Bu gün hastaneye Yeni bir ortak gelecekti hastaneyi daha da büyütmek gibi bir planımız vardı her dalda daha da gelişmeye çalışıyorduk. Ama yeni ortağı bende tanımıyordum ağabeyim bulmuştu.
"Ayyy merak ettim." Deren'in sesi heyecanlı çıkıyordu.
"Neyini merak ediyorsun Deren?" Merak edilecek bir şey yoktu oda bizim gibi normal bir insandı sonuçta.
"Kızım adam çok ünlü bir iş adamı baya da zengin ve yurt dışından yeni gelmiş."
"Hani bilmiyordum kim olduğunu?"
"Kim olduğunu bilmiyorum söylentiler bu. Çok zenginmiş ve bir okadar da yakışıklı."
"Ee yani?" Bu kadar abartmaya hiç de gerek yoktu. Deren fazla abartıyordu her zamanki gibi.
"Of anlasana kızım zengin yakışıklı adam merak ettim alla alla."
Deren'e göz devirip önüme döndüm. Salondaki insanlara baktım hepsi çok şık giyinmiş zengin insanlardı. Çoğu bağış için buradaydı bir okadarı da sadece yiyip içmeye gelmişti.
"Eflin." Ağabeyimin sesini duyar duymaz ona döndüm.
"Ağabey." Yanında kehribar gözlü kahve saçlı keskin yüz hatlarına sahip ağabeyimden bir kaç santim uzun - 1.85, 90 vardır- adam tam karşımda duruyordu.
"Bu yeni ortağımız Dara Karyela."
"Öyle mi? Hoş geldiniz." Diyerek elimi uzattım. Adam sessizce elimi sıkıp kafasını eğdi memnun bir tavırla.
"Bizimle ortak olup destek verdiğiniz için çok mutluyuz," dedim gülümseyerek ama sadece gülümseyerek tepki verdi.
"Sizi hastanemizde çalışan önemli doktorlarla tanıştırmak isterim sizin için de uygunsa eğer?"
Sadece başını sallamakla yetindi Genç adam. Konuşmaması beni şaşırmıştı. Neden konuşmuyor diye kendi kendine sorgulamaya başladım.
Benim yan tarafında duran hastanenin ilk gününden beri babamın yanında ona destek olan en başarılı doktoru işaret ettim. "Bu hastanemizin emektarı ilk günden beri hastanemizde Kalp ve damar cerrahisi Uzmanı."
65 yaşlarında ki Erhan Bey gözlüğünü düzeltip elini uzattı kendini tanıtarak. "Erhan Çelik." başıyla tekrar onayladı. Bu sessizlik can sıkmaya başlamıştı ki hızla salona 23 yaşlarında takım elbiseli bir adam girdi ve tam Dara'nın yanında durdu.
"Özür dilerim efendim biraz geciktim." Dara beden diliyle "sorun yok" diyince taşlar yerine oturmuştu geldiği andan beri sessiz olmasının nedeni dilsiz olmasıydı. Masadakilerin bende dahil ağabeyim Karay hariç hepsi şok içindeydik, böyle bir şey beklemiyorduk. Dara tekrar beden diliyle konuşmaya başladı ve yanında ki adam da dediklerini onlara iletiyordu. Tabi ben anlıyordum çünkü beden dili biliyordum. Ben ve ağabeyim küçükken çoğu şeyi öğrenmiştik annem sayesinde. Yıllarca bunca şeyi öğrenmenin saçma olduğunu düşünmüştüm piyano, keman dersleri 3 farklı dil ve beden dili bir çok farklı spor dalalrında da vardık ağabeyimle küçükken pek oyun oyanamya vaktimiz olmazdı annemin istediği gibi bir çocuk olmaktı hep isteğimiz o hastaydı ve biz onun için mükemmel evlatlar olmak için hep çabaladık ve oldukta. Ama o bunu göremedi.
"Memnun oldum" dedi Dara'nın yanında ki adam. Bu sefer kız arkadaşımı gösterdim "Bu da ameliyathane hemşiremiz" 27 yaşındaki sarı uzun saçlarıyla çok tatlı olan hemşiremiz elini uzattı.
"Belinay Ata."
Deren hemen atlayıp "Bende adli tıp doktoru Deren Kara." Diyince Dara onu da selamladı samimi bir gülüşle. Deren biraz daha adamın elini sokarsa yakında onu çekip yiyebilecekmiş gibi bakıyordu. Adam nazikçe elini geri çekti.
"Sizi diğer doktorlarala da tanıştırayım,"dedim elimi ileri doğru uzatarak. Gözleriyle onaylayıp beni takip etti yanında ki adam da bizi takip etmeye başlamıştı ki dönüp. "Size gerek yok Beyefendi gerektiği zaman çeviri ben yaparım diğerlerine. Dara Bey içinde uygunsa eğer," dedim. Çünkü biz konuşurken sürekli etrafımızda dolaşmasını istemiyordum. Dara bu durumdan hoşlanmıştı ki dudağının bir tarafı yukarı kıvrıldı. Adam Dara'nın yüzüne baktı.
"Sen gidebilirsin bu gece Eflin Hanım bana eşlik edecek."
"Peki Efendim." Diyerek yanımızdan uzaklaştı.
Yürümeye devam ettik. "Zor olmuyor mu?" Genç adam bu sorum karşısında afalladı. Olduğu yerde durup bana baktı. "Yani konuşmadan o kadar insanı yönetip büyük bir şirket sahibi olmak zor değil mi?" Sorumu bitirince ne kadar saçma bir soru sorduğumun farkına vardım onu eksikliğini belirtmem çok saçmaydı ama arada tutuyordu patavatsızlığım. Neyse ki Dara gülümsedi ve beden diliyle konuşmaya başladı.
"Elbette zor ama imkansız değil gördüğün gibi hem ben konuştuğumda sesimi duyuran biri var, yani bir az önceki genç. O benim sesim. Şirkette çoğu kişi beden dili biliyor, bilmeyenlere öğreniyor anlaşılmak zor olmuyor yani."
"Anladım ve itiraf etmek gerekirse bu baya etkileyiciydi böyle büyük bir başarı elde etmek zor ama dediğiniz gibi imkansız değil. Şimdi devam edelim mi?"
"Elbette" Dara elini öne doğru uzattı yürümem için. Daha fazla konuşmadım ve teker teker masaları gezdik kimi beden dili biliyordu ve sohbeti uzatıyordu kimi benim dedikleri neyse ona göre karşılık veriyordu. Tüm masaları gezdikten sonra boş bir masaya geçtik. Dara ellerini hareket ettirmeye başlayınca bütün dikkatimi ona yönelttim.
"Teşekkür ederim."
"Aslında teşekkürlük bir şey yapmadım."
"Sesim oldunuz bu benim için çok değerli, sağ olun."
"Rica ederim."
"Çoğu kişiyi tanıdım ama en önemli kişi kaldı."
"Unuttuğum biri mi oldu?" Aklımda kimi unuttum diye hesaplama yaparken tekrar ellerinin harekete geçtiğini görünce ona döndü bakışlarım.
"Kendinizi unuttunuz." Dedi gülümseyerek. Dudağını köşesinde minik gamzeleri vardı pek belli değildi ama ona yakışıyordu hele ki dudağının aşağısında . Keskin yüz hatları kahve ve kızıla yakın gözleri dolgun dudakları aman tanrım gerçekten çok yakışıklıydı. Bende gülümsedim Bu sefer kendimi tanıttım. "Ben Eflin Dilda adli tıp doktoruyum annem yıllar önce vefat etti babamsa geçen yıl vefat etti hastaneyi bizlere bıraktı bizde onun izinden yürüyoruz. Birazda siz tanıtır mısınız kendinizi?" Diye sordum. Yeni ortağımız hakkında bir bilgim yoktu araştırma işini ağabeyime bırakmıştım.
"Ben Dara Karyela 32 yaşındayım küçükken ailemi kaybettim. Beni sahiplenen aile ile İtalya'ya gittim orada büyüdüm sonra 16 yaşındayken üvey annemi ve babamı kaybettim. Şirketle falan uğraştım yıllarca arada Türkiye'ye gelip gidiyordum ve bir gün tamamen gelme kararı aldım sizinle ortak olduk ve burdayım."
"Anladım. Aileniz için üzüldüm başınız sağolsun."
"Teşekkürler Hanımefendi." Yanımıza Dara'yı tanıyan bir kaç kişi geldi. Konusmaları derinleşince ordan uzaklaştım. Gözlerim etrafı inceliyordu. Güzel dekore edilmiş, renkli ışıklarla süslenmiş, pahalı olduğunu çok belli ediyordu burası. Gözlerim tanıdık birini aradı ama ne ağabeyimi ne de diğerlerini görebildim etrafta.
Aradan 10 dakika falan geçince herkes konuşma alanına toplanmıştı. Gözlerim sürekli birilerini arıyordu. Önümüzde 3 masa ileride arkadaşım Deren'in kahkasını duyup o tarafa baktım. Deren, Belinay ile beraber bir şeyler konuşuyor kahkaha ile gülüyorlardı etraf fazla sessiz olduğu için sesleri çok net bir şekilde duyuluyordu. Belinay herkesin onlara baktığını fark etmiş olacak ki Dere'nin kulağına bir şeyler söyleyip önüne döndü Deren gözlerini etrafa çevirdiğinde utanarak önüne döndü. Herkes susmuş konuşma yapılması için bekliyordu. Kızların yanına gittim.
"Ağabeyim nerede kızlar?"
"Bilmiyorum Eflin en son arabada birşey unuttuğunu söyleyip gitti hâlâ da dönmedi."
"Konuşma yapması gerekiyordu Belinay nereye gitti şimdi bu?" Sıkıntıyla nefesimi verdim. Ağabeyim asansörden indi hızlı adımlarla yanımıza geldi.
"Çok geç kalmadım umarım?"
"Tam zamanında geldin ağabey konuşma yapman gerekiyor açılışı ben yaptım kapanış sende."
Yanağımdan makas alıp "O iş bende güzellik." Diyip sahneye çıktı.
"Ses 1, 2 deneme " diye gülen ağabeyim Karay'ın sesini salonda yankılandı. "Evet, sevgili konuklarımız hepiniz hoş geldiniz. İzninizle size yeni ortağımız Dara Karyela'yı tanıtmak istiyorum. Buraya gelebilir misiniz Dara Bey?" Dedi ağabeyim. Büyük bir alkış eşliğinde Dara sahneye çıktı. Beden diliyle konuşmaya başladı.
" Öncelikle bana eşlik edip sizlerle tanışmama yardımcı olan Eflin Hanım'a ve bizimle ortak olan Karay Bey'e teşekkür ederim. Hepinizle tanışmak büyük bir zevkti. Hastane bu güne kadar çok parlak günler yaşadı ve eminim ki bu günden sonra daha da parlak günler yaşayacak. " diye yanında onun sesi olan genç adam dediklerini sesli bir şekilde dile getirdi. Konuşması bitince ellerini indirip yerini ağabeyime bıraktı.
Ağabeyim tekrar konuşmayı devraldı. " Bu gün hem açılış hemde bağış günü biliyorsunuz hastanemizde organ bekleyen yüzlerce hasta var onlar için yeni bir umut bu organ bağışı yeni bir hayat ve gelcek demek desteklerinizi eksik tutmayacağınızdan eminim. İyi eğlenceler herkese güzel vakit geçirmeniz dileğiyle." Yine alkış. Beraber sahneden indiler. Dara'nın gözleri üzerimdeydi. Neden böyle farklı bakıyordu?
"Harikaydınız beyler ee içiyor muyuz?" Diyen Ağabeyim Deren'in elindeki kadehlerden birini aldı.
"Tabii ki"
Dara yanımızdan geçen garsonun tepkisinden iki kadeh alıp birini bana uzattı, nazikçe aldım.
"Kimin şerefine kaldırıyoruz o zaman?"
"Hastanenin 30. Yılının şerefi ve organ bağışçılarına." Dedim herkes hastanenin şerefine ve bağışçılara kaldırdı kadehini bu gece. Ağabeyim tek dikişte içdi. Gözleri etrafa bakıp duruyordu. Ona baktığımı anlamış olacak ki bana bakıp gülümsedi. Kaşlarımı çattım bu herşey yolunda mı? Demekti bizim aramızda. Gözlerini sıkıca yumudu açıp gülümsedi. Bu evet demekdi ama pek öyle gözükümüyordu.
Bana bakan bir çift göz hissettim. Yanımda ki Dara'ya döndüm. Elini kadehi masaya bırakıp konuşmaya başladı. "Müsait bir vaktinizde bana bir şehir turu yaptırır mısınız Eflin Hanım Türkiye'yi gezmeyeli uzun zaman olmuştu?" Masadakilerin gözleri üzerimideydi, ağabeyim kaşlarını çatmış bize bakıyordu.
"Tabii ki." Dedim hem onu tanımak için daha iyi bir fırsat bulamazdım bu adama güvenmek için onu daha fazla tanımamız gerekiyordu.
"Ne dedi?" Deren yine meraklı olduğunu belli etmişti. Ağabeyim benden önce davranıp cevap verdi.
"Müsait olduğu bir zamanda Eflin'den onu şehri gezdirmesini rica etti."
Dara başıyla onayladı. Bana bakıp gülümsedi karşılık verdim gülümsemesine. Deren hemen konuyu başka tarafa çekmişti. Konudan konuya atlamakta onun üstüne yoktu.
"4 gün önce ne oldu biliyor musunuz?" Herkes Deren'e döndü. "Bir vaka geldi hastaneye cinayet vakası katil adamın boynunu tamamen koparmıştı ve kal-" Deren"in hemen sözünü böldüm. "Deren sence bunları anlatmak için burası uygun bir yermi evet belki hepimiz doktoruz ve böyle şeylerle karşılaşabiliyoruz ama Dara Bey doktor değil bu onun hoşuna gitmeyebilir."
"Sizin için sorun olur mu Dara Bey?" Dara, Deren'in sorusunu olmaz dercesine kafasını sallayarak cevapladı. "Bak rahatsız olmazmış. Nerde kalmıştım?" Deren'e gözlerimi devirip önümde ki şarabı yudumladım. "En son adamın boynunu kesmişti dedin." Belinay, Deren'e kaldığı yeri hatırlatmıştı. Ben hariç herkesin oldukça dikkatini çekmişti bu konu. Belkide cesetle bizzat ilgilenen kişi ben olduğum için pek ilgimi çekmiyordu.
"Hatırladım, sonra adamın kalbini Usta bir şekilde yerinden çıkarmıştı. Ama öyle normal bir çıkarma değil uzman doktorların yaptığı şeyleri yapmıştı kalbi başka bir kalbe nakledebilecek şekilde çıkarmıştı. Adamın gözleri kapanmıyordu sanki bir şey izliyor gibiydi ilk defa bir cesetten bu kadar korkmuştum. Polislerin söylediğine göre cinayeti işleyen bir doktor olabilirdi. Çünkü kalbi bu kadar usta bir şekilde çıkarabilmek bir doktorun yapılacağı bir işti. Cesetlerinin 5-6 kilometre uzağında da kaza olmuştu. Kazada ölen iki kişi de tıp öğrencileriydi. Cinayeti kesin onlar işledi ve telaşa girip kaza yaptılar. "
"Abartma Deren cesedin üzerinde parmak izi bulamadık. Polisler, cinayet silahına dair bir iz bulamadı. Özgür'ün söylediğine göre o gün kaza yapan o iki kişi, 10 kilometre uzaklıktaki bir bağ evinde arkadaşlarıyla eğlenmeye gitmişler ve arkadaşlarının yaptığı bir şakaya kızarak iki arkadaş arabaya binip bağ evinden ayrılmışlar. O sırada arabayı süren Karan sinirliymiş ve bu yüzden de kaza yapmış olabilirler. Hem zaten Özgür ifadeleri aldı, cinayetin işlendiği saat ile kazanın olduğu saatler birbirine yakın, cinayet kazadan yaklaşık 1 saat sonra işlendiği otopsi raporlarında yer alıyor. Güvenlik kameralarına da baktılar. İşe yarayacak pek bir görüntü yoktu. Ölenlerin arkadaşları ifade verdi onlar cinayetten aklandılar. Anlayacağın hâlâ toplum içinde gezen bir katil var."
"Bir günde üç ölü ve birbirlerine yakın yerlerde inanılmaz."
"Günde 5, 10 ölü geliyor Deren buna mı şaşırdın."
"Onlar cinayet olmuyor ama."
"Bunlardan da sadece bir tanesi cinayet."
"Kusura bakmayın Eflin Hanım bizim sizin gibi polis arkadaşımız yok benim bilgilerime göre söylediğim şeyler bunlardı sen Özgür komiser ile arkadaşsın ve bütün bilgiye sahipsin. Ben sadece tahmin yürüttüm." Deren, Özgür ile olan yakınlığımı bir türlü çekmiyordu.
"Bende sadece yanlış bilgilerini düzelttim Deren." Memnunsuz bir tavırla yan dönüp şarabını içmeye devam etti. Ne kadar da abarttı!
Asansörden inen Özgür'ü gördüm." İyi insan lafın üzerine gelirmiş." Diyerek onlara Özgür'ü işaret ettim. Deren'in gözlerinin içi parlamıştı. Özgür'den hoşlanıyor olamaz değil mi? Kafamda ki soru işaretlerini sora düşünmeye bıraktım. Etrafa bakan Özgür'e doğru gittim. "Birini mi arıyorsunuz komiser Bey?" Gözleri hemen bana döndü.
"Evet bir hırsızı arıyorum Doktor Hanım."
"Hırsız mı var burda?" Bunun için mi gelmişti yani hırsız mı vardı burada?
"Evet izninizle sizi tutuklayacağım doktor Hanım." Olayı ciddiye almıştım ama o benimle dalga geçiyormuş. Rahat bir nefes verdim. "Suçum nedir Komiser."
"Kabimi çaldınız Doktor Hanım hemen teslim edin yoksa benimle karakola gelmek zorundasınız." Büyük bir kahkaha patlattım. "İlahi Özgür ya bunu beklemiyordum."
"Bende bu kadar güzel bir Bayan beklemiyordum."
"Aşk olsun çirkin miyim ben?"
"Estağfurullah efendim çirkin demek ne haddimize sizin kadar güzeli yok ama bu gece ayrı bir güzelsiniz."
Özgür'ün ceketinin yakasını düzeltirken "Teşekkür ederim komiser Bey sizde çok şıksınız." Dedim. Gerçekten yakışıklıydı mavi gözleri ve sarı saçlarıyla harika görünüyordu Dara'dan sonra kızların gözleri onun üzerinde olacağı kesindi.
"Ağabeyimlerin yanına gidelim mi?"
"Olur." Özgür'le aynı yerime geçtim bir tarafımda Dara diğer tarafımda Özgür vardı.
"Hoş geldin Özgür." Ağabeyimle el sıkıştı.
"Hoş bulduk Karay nasılsın?"
"İyiyim teşekkür ederim, sen nasılsın?"
"İyi işte uğraşıyoruz elin manyaklarıyla." Özgür sözünü bitirir bitirmez siren sesleri gelmeye başladı.
Koşup pencerelerden aşağıya baktım polis arabaları gelmişti. Özgür de yanıma gelip baktı. "N'oluyor Özgür?"
"Bilmiyorum." Telefonu çaldı. "Efendim?" Karşı taraf konuştu Özgür gözlerime baktı. " Tamam. "
"N'oluyor Özgür bu kargaşa ne?"
"Bodrum katında bir ceset bulunmuş."
♥︎-----------♡----------♥︎----------♡------------♥︎
BÖLÜM SONU
Birini daha öldürdük skxjjdkxjd. Ama bunla sınırlı kalmayacak tabi hihihi. Evet canlarım bölüm sonu geldi
Oy ve yorum yaparak destek olursanız çok sevinirim bir dahaki bölümde görüşmek dileğiyle hoşçakalın ♡♡♡
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |