BÖLÜM 22- KARDEŞ GİBİYİZ

Büge İmren’den

Başım zonklayarak uyanmamla her şeyin yavaş yavaş kafama dank etmesi bir oldu. Yatağımda doğruldum. Perdelerin yarısı açıktı, içeriye giren günışığı odayı aydınlatıyordu. Oflayarak ellerimi saçlarımdan geçirdim. Ancak oflamamla yan tarafımdan bir homurdanma duymam bir oldu. Hızla kafamı çevirdim.

Oktay… Buğday tenine vuran, çillerini daha da belli eden güneş ışığından rahatsız olmuştu belli ki.

Birkaç saniye bu anın gerçekliğini kavrayamadı zihnim. Bu anın güzelliğini, bu anın içime verdiği huzuru bir daha hissedemeyecekmişim gibi baktım yüzüne.

Ama gözüme başka bir şey çarptı… Dudaklarındaki silinmeye yüz tutmuş bordo ruj…

Ellerimi kendi dudaklarıma götürüp başparmağımla, hafif bir baskıyla alt dudağımı sildim. Parmağıma baktığımdaysa anlamıştım her şeyi.

Ben dün gece Oktay’ı öpmüştüm…

Buna neden şaşırıyorsam?

O kadar alkolün etkisiyle tabi ki yapacağım şeyler belli olmazdı. Ama Oktay’ı öpmek kadar ileri gidecek bir şey yapacağımı da düşünmemiştim.

Ruj hafif silinmiş olsa da dudaklarındaki yeri oldukça belliydi. Fazla yayılmamıştı bu da öpüşmemizin fazla uzun sürmediği anlamına geliyordu.

İçimde beliren heyecan ve hüzün duygusu birbirine karıştı. Evet, ablamın yakın arkadaşını öpmüştüm hatırlamıyordum bile. Belki beni küçük kız kardeşi olarak gördüğünü söyleyip terslemişti ya da bir sevgilisi vardı ve bana bu yüzden karşılık vermemişti. Kafamın içinde dönüp duran bu düşüncelerle birlikte yatağımdan kalktım. Oktay’a doğru ilerledim. Üzerine giydiği polo yaka tişört oldukça heybetli duran vücudunu biçimli bir şekilde sarıyordu. Keten pantolonuyla oldukça şık duruyordu. Sahi bir adam nasıl bu kadar sabit ve düzgün uyuyabilirdi.

Yüzüne düşen sarı tutamlar onu kaşındırıyor gibiydi. Yavaş bir şekilde parmak uçlarımla saçını geriye ittirdim. Tam geri çekiliyordum ki Oktay’ın büyük elleri sıkıca bileğimi kavradı. Ben daha ne olduğunu anlamadan sırtımı kanepeye yaslanmış Oktay’ı ise üzerimde buldum. Şaşkınlıkla gözlerimi araladım. Kolları başımın iki tarafına konumlanmıştı. Karşımda ki iki çift mavi göz ise bana hem çok güzel hem de panikle bakıyordu.

‘‘ Büge?’’ Yeni uykudan uyandığı için mahmur olan sesi kendimden geçmeme sebep olurken sonunda dilimin bağı çözüldü ve konuştum.

‘‘ Oktay?’’

‘‘ Kızım sen sorunlu musun? Niye sinsice yanıma yaklaşıyorsun? Aklım çıktı. Bir de uyuyorum yani, korkacağımı hiç mi akıl edemedin!’’

O artarda beni azarlarken gözlerimi belerterek açtım.

‘‘ Bir sakin olur musun? Özür dilerim, niyetim seni korkutmak değildi. Sadece saçların seni rahatsız ediyordu. Ben de yardım etmek istemiştim. Ama düşünemedim senin gibi bir davarın bana böyle tepki vereceğini!’’

Gözleri kısıldı. ‘‘Ne?’’

Sözlerimden anlamayacağı belliydi o yüzden bende icraata geçtim. Eğildiği için tekrar yerlerinden çıkmış saçlarına uzandı parmaklarım. Oktay’ın nefesinin derinleştiğini hissettim. Kalp atışının ise hızlandığını…

Saçlarını ellerimle geriye tarayarak düzelttim. Tam geri çekilecekken gözlerim dudağındaki ruj izine takıldı. İstemsizce oraya dokundu parmaklarım. Dokunup dokunmadığımı bile fark edemedim. Oktay ise her hareketimi sessizce izliyordu.

İlk önce yutkundu. ‘‘ Dün gece olanları… hatırlıyor musun?’’

‘‘ Hatırlamam mı daha iyi, hatırlamamam mı?’’

Kafasını ki yana salladı. ‘‘ Oyun oynamıyoruz Büge.’’

‘‘ Yoksa hiçbir şey yokmuş gibi davranmamı mı tercih edersin?’’
‘‘ Büge ba-’’

‘‘ Oktay, dün gece ben seni öptüm. Ve evet, hatırlıyorum, her şeyi, saniyesi saniyesine. Alkol içmemiş olsaydım da seni öperdim. Belki dün gece değil, belki bu gece de değil ama illa bir gece seni öpecektim. İçimde yaşadığım şey saklayacağım veya saklamak istediğim bir şey değil Oktay. Seni seviyorum, hep sevdim ama beni görmezden gelen taraf hep sen oldun. Ben ağabeyimin ağzına bile sakız oldum ama senden çıt çıkmadı. Bu iz…’’ Ellerimi dudağındaki ruj izine götürdüm. ‘‘ Küçük gibi görünebilir ama aslında tahmin bile edemeyeceğin kadar büyük.’’

Bir anda bu kadar fazla şeyimi ortaya dökmeyi bende beklemiyordum. Ama sözcüklerimden bir tanesi bile yalan değildi. Ayrıca bugün olmasa da yarın olacaktı bu konuşma. Yarın olmasa da öbür gün… İlla bir gün seçmem gerekiyorsa şuan da en doğru zamanı seçmiş bulunmaktaydım.

Oktay’ın yüzüne baktım. Karmaşıktı…

‘‘ Bir şey demeyecek misin?’’

O ise sadece üzerimden kalktı. Bende koltukta doğruldum.

Ayağa kalkıp elleriyle yüzüne sıvazladı. Histerik bir şekilde güldüm.

‘‘ Sormam hata, her zaman ki gibi hiçbir şey demeyeceksin tabii ki.’’

‘‘ Büge bak. Biz beraber büyüdük ve ben, ben senin ağabe-’’

Sinirime daha fazla hâkim olamayarak ayağa kalktım.

‘‘ Sakın Oktay! Sakın bana ‘ Ben senin ağabeyinim, seni kız kardeşim olarak görüyorum.’ kolpaları sıkma bana. Her gittiğim mekâna gelmesini biliyorsun ama. Bana bulaşanlarla kavga etmeyi, oradan çıkıp evime sağ salim varana kadar takip etmeyi biliyorsun. Kimle yakın arkadaş olduğumu, takıldığım kişileri, özellikle erkek olanları siciline kadar araştırmayı bal gibi biliyorsun!’’

Oktay bu kadar çok şeyi fark ettiğimi düşünmemişti belli ki.

‘‘ Sadece seni korumaya çalışıyorum.’’

Göz devirdim. Ses tonumu daha da yükselterek konuşmaya başladım.

‘‘ Ya senin koruma dediğin şey bildiğin kıskançlık be! Ne zırvalıyorsun hala? Desene Büge ben seni kıskanıyorum diye.’’

‘‘ Bak biz senle ka-’’

‘‘ Çok pardon biz kardeş gibiyiz değil mi Oktay? Öyle olmasa bile sen erkeklik gururuna sığdıramazsın öyle aşk meşk işlerini değil mi? Yediremezsin guruna sen!’’

Oktay ise bana sadece kırgınlıkla bakıyordu. Gözlerimde birikmeye başlayan yaşları hissedebiliyordum.

‘‘Eğer dediğin gibiyse Oktay, biz sadece ağabey kardeş ilişkisi içerisindeysek, bu saçma sapan takip olaylarına bir son ver.’’ Odamın kapısına ilerledim. Yaşlar artık yüzümden süzülüyordu. ‘‘ Hatta mümkünse uzun bir süre konuşmayalım. Baya uzun bir süre.’’

Elimle dışarı çıkmasını işaret ettim.

‘‘ Dün gece beni getirdiğin için teşekkürler. Şimdi odamdan çıkarsan sevinirim…’’ boğazım acıyarak ekledim. ‘‘ Oktay ağabey.’’

İşte bunu beklemiyordu. Ama o diyeceğini demişti. Benim için yeterliydi.

Ağlamaktan bulanıklaşmış gözlerimse onun önümden geçip gittiğini çok net bir şekilde seçti.