Dik dik ona bakıyordum. Seren birşey düşünüyordu. Bir yanıt bir yalan yada başka bişey ben sadece gözlerine odaklanmış ona bakıyordum. Beni haksız çıkarıcak bir cevap bekliyordum ondan... Bağırmak istiyordum beni haksız çıkar diye... Ama imkansız gibiydi çünkü tahmin edebiliyorum. Alkan ile konuşmuş olma ihtimali şu dakikalarda ağır basmaya başlamıştı. Seren’e baktım. Sessizliği birinin bozmasını istedim o an...
“Seren cevap ver lütfen...”dedim sessizliği bozarak
Ama yine derin bir sessizlik masayı esir almıştı. Derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Sadece gözlerinin içine baktım. O ise sadece gözlerini kaçırdı... Alkanla bir ilişkisi vardı... Ben kendimce bunu doğrulamıştım yani...
“Seren cevap ver lütfen...”dedim tekrar
“Bunun cevabı yok bence”dedi Alp
Sabrım tükenmişti. Elimi masaya vurdum.
“Nasıl yok açıklaması nasıl yok?!”dedim
“Aşkım bi otur sakin ol-“dedi Seren2
“Sende sus bı aşkım aşkım de git beni Alkan’la aldat!”dedim
“Öyle beni terk edip hemen Alkan’ın yanında almış soluğu görmedim mi mesajları sanıyorsun?!”dedim
“Dinlemiyorum hiç birşey ben beni terk ettin diye üzüleyim senin yaptığına bak yazıklar olsun daha bişey demiyorum kendi yalanlarınla böyle devam et hayatına”dedim .
Daha sonra ayağa kalktım ve ceketimi aldım. Kendi içtiklerimin hesabını ödeyip kafeden çıktım. Bu kadar yalan yeterdi... Gayette yetmişti bu kadarı artık katlanamazdım... Sabrımın sınırı bu kadardı...
Motora atladım ve sahilin yolunu tuttum. Sabah saatleri olduğu için sessizdi etraf... Motoru çektim kenara oturdum bir banka... Temiz hava ve huzur... Belkide ihtiyacım ol şey yalnızlıktı... Ama bu saf bir yanlızlıktı... Alkanların yaptığı gibi yalanlar üstüne kurulmuş bir yanlızlık olmamalıydı... Etrafa baktım. Koşup eğlenen çocuklar... İçimi temsil ediyor gibiydi sanki... Yada kenarda düşen ağlayan o çocuk.... İçimi en iyi temsil eden o dedim.. sanki küçük bir çocukmuşum en sevdiğim oyuncağı elimden almışlar gibi hissetmiştim o an... Ama gerçekliğe bakınca bir oyuncak kelimesinden fazlasıydı. Herşeyim olan bir şey fark etmeden elimden kaymıştı... Üzgün müydüm... Fazlasıyla ama en çok kırgındım ben ... Söylediği yalanlara... Gözümü boyamasına yada kendi saflığıma yanıyordum ben çünkü bu ihaneti beklemezdim ben asla beklemezdim...
Çağla ile buluşmuştuk. Duygularımdan bahsetmem gerekiyorsa ben ilk kez cidden mutluydum... Çünkü sevdiğim biriyle beraberdim... Gerçekten sevdiğim biriyle hemde...
Heyecanla kafede onu bekliyordum. Gözüm Yavuzlara kaydı. Yavuz elini masaya vurmuş kalkıp gitmişti. Uzaktanda olsa bu eğlence kaçmazdı. Onları izlemeye başladım. Yavuz beni aldattın diye bağırmaya başlayınca tabi ben keyiften dört köşe olmuştum. Çağla’da gelmişti. Onu hemen yanıma çektim. Durum hakkında kısaca bilgilendirdim ikimizde keyifle durumu izliyorduk.
“Bekle aşkım bak ne yapıyorum şimdi”dedim
Ayağa kalkıp. Yavuz’un çıkmasını bekledim. Yavuz çıktıktan sonra onun yerine oturdum. Hafiften bacak bacak üstüne attım. Bardağı hafifçe ittim.
“Ne yaptın sen?!”diye Seren bana çıkıştı
“Gerçekleri kanıtıyla attım sevgiline ne olucak ki yani bilmesin mi yazık değil mi çocuğa “dedim sırıtarak
“Neden yaptın böyle bişey bitip gitmiş olaya”dedi Seren
“Çocuk haklı gibi aldattın galiba çocuğu “dedim gülerek
“Sen benden bile hızlısın kız”dedim ve müsaade isteyip kalktım.
Keyifle Çağla’nın yanına gittim. Bizi bir gülme almıştı tabi o an sonra bunun üstüne bir keyif tatlısı ve keyif kahvesi aldık. Sonra nikah için konuştuk. Ee sonuçta artık bende evleniyordum. Sonunda evlenmeyi becerebilecektim... Onun için çok mutluydum gerçi... Bu sefer doğru kişiyi bulmuştum... O bana yeterdi... Doğru kişiyi bul tamam... Kız isteme merasimini çoktan halletmiştik. Sıra yüz bakmadaydı ve biz onuda halletmiştik... Kıyafetlerde hazırdı. Nikah gününü alıp nikahı kıymak kalmıştı. Burdan sonrası artık bizim için mutluluklar dilemekteydi... Çünkü bizden bu kadardı...
Duygularım bir o kadar karışık desem yeridir. Yavuz yokken bir boşluğa düşüp Alkan’ın peşinden koşturmuştum. Bu yalan değildi. Ama Yavuz’u aldatmak... Bu asla aklımdan geçmemişti. Defalarca Yavuz’u aradım kendimi açıklamak için ama nafile açmamıştı...
“Hakan şu Yavuz’u arasana”dedim
“Rahat bırak biraz çocuğu kafasını toparlayıp ortaya çıkar o zaten “dedi Hakan
“Onu aldattığıma inanmıyorsunuz değil mi?”dedim
“İnanmak istemiyoruz ama bilmiyoruz da”dedi Hakan
Aklım hızla çalışıyordu o an... Yavuz’a ulaşıp gerçekleri anlatmam gerekiyordu. Yada yanına gidebilirdim gerçi nerde olduğunu bilmiyordum bile...
“Neyse evlere dağılalım artık “dedi Abim
Bende kabul ettim. Evlere dağıldık. Ben akşama kadar Yavuz’u arasamda nafile artık telefon çalmıyordu bile... Engellemiş olabilir mi diye düşündüm... Pencereden dışarı baktım. Yağmur başlamıştı. Yinede montumu giyip Yavuz’un kapısına gittim. Kapıyı annesi açtı.
“Hem suçlu hem güçlüsün benim oğlum kurtulamayacak mı senden?!”dedi annesi
Ve kapıyı yüzüme kapattı. Elim boş bir şekilde eve döndüm. Abim bana baktı.
“Kendin ettin kendin buldun neyse git üstünü değiştir hasta olucaksın yoksa”dedi ve mutfağa gitti
Bende odama çıkıp üstümü değiştim. Yatağa yatıp tavana baktım. Sonra bir süre yağmur sesini dinledim. Telefonu cebimden çıkardım. Boş ekrana baktım. Sonra ona mesaj attım. Belki bir yanıt alırım umudu ile bir sürü mesaj attım ama tek tik iletilmiyordu. Abim kapıyı çalıp içeri girmişti. Bende telefonu kenara bıraktım. Oturma odasında kahve içtikten sonra odama geldim. Telefonu alıp ekrana baktım. Yavuz’dan bir bildirim vardı. Herşey için teşekkürler ama bizim hikayemiz buraya kadar yazıyordu. Şok olmuş biçimde yazıyı okuyordum. Bir süre öylece kaldım. Bu rüyaydı... Hayır daha çok kabus gibiydi.. Yavuz beni terk edemezdi olamazdı böyle bişey... Hızlıca harflere bastım. Tekrar engellenmeden önce gitmemesi için bir şey yapmalıydım... Sadece gitme yazabildim.. Ellerim titriyordu. Olamazdı gidemezdi bırakamazdı o beni... Bu hikaye burda bitemezdi.. Biz yarım kalamazdık.. Yatağa çöktüm. Gözyaşlarım yağmur kadar hızlı akıyordu yüzümden... Gitme diyebilmiştim sadece ve yanıt gecikmemişti. Öyle gerekiyor bu hikayeye bir son vermem gerekiyor demişti.. Artık ekran bulanıktı... Devamını okuyamıyordum bile bitmişti... Yavuz ilişkimize bir son vermişti.. Bir şans dedim yılların hatrına bir şans ver ben seni aldatmadım yazdım hızlıca ... Yanıt olarak senin açıklama hakkın o kafede susmayı ve beni kaybetmeyi tercih ettin olmuştu...Ben seni kaybetmek istemiyorum lütfen konuşalım... Dedim ama çoktan engellemisti. Koşarak evden çıktım.. Yavuzların evinin önüne gelmiştim. O ise valizle kapıda duruyordu. Göz göze geldik bir an hemen koştum yanına koluna yapıştım... Konuşmaya çalışsamda kelimeler boğazıma düğümlenmiş gibiydi... Tek bir söz çıktı ağzımdan..
“Gitme kal lütfen...”dedim...2
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
9.45k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |