24. Bölüm

Bölüm 15

ALEYSYAAA
lesyamm

​​ SÜPRİZZZZZ

Herkese merhabalar 15.bölümle karşınızdayım.

Yarını beklemeyip hemen atayım dedim. 100 oy ve 100 mesaj için elleriniz dert görmesin.

Bu bölüm ve gelecek bölüm içinde aynı performansı bekliyorum.

sessiz okuyucularımında burdaki varlığını yorumlarıyla hissetmek istiyorum.

bölüm size emanet iyi okumalar.

●●●●●●15.bölüm ●●●●●●

Sıcak Nefesi nefesime karışırken

 

Alev gibi yanan dudaklarımı, dudaklarının üzerinde kıpırdatmaya başladım...

 

Kalbim ağzımda atarken tüm vücudum saç diplerime kadar karıncalanmaya başladı. Kulaklarımdaki uğultu gittikce artıyor dışardan gelen müzik sesini bile duymuyordum.

 

Aslan benim üst dudağımı öperken alt dudağını acemice öpmeye başladım.

Aslan öpüşünü aniden durdu. Dudaklarını dudaklarımdan çekip bekledi.

 

büyük bir pişmanlık dalgası yayılmaya başladı tüm vücudumda

Heyecandan titreyen bedenim yapmış olduğum hatanın nedeniyle donup kalmıştı öylece. Burdan hemen çıkmam gerekiyordu. Ben duygularıma yenik düşecek biri değildim.

Aptalsın Asya.... aptal!!! karşındaki adama nasıl kaptırırsın kendini. Anlık duygulara yenik düşecek kadar mı kontrolsüz birisin sen. Lisede seni öpmeye çalışan çocuğum suratına tokatı yapıştıran kızsın senn, kendine gel!!

 

Kapalı olan gözlerimi öfkeyle açtım. Öfkem dudaklarını çekmesine değil kendimeydi.

Gözlerimi açtığımda başımı yana çevirdim. Şuan ne yüzüne ne gözlerine bakmak istemiyordum.

Yüzümün yanması, yanaklarımın karıncalanmasına neden oluyordu.

Aslan karşımda birşey demeden öylece bekliyordu. Beni basit görüp dalgamı geçiyordu benimle. Omuzlarındaki ellerimi çekmeden onu ittirmeye başladım. Çekilsin ki biran önce çıksaydım şurdan.

 

Benim onu ittirmem bir işe yaramıyor olduğu yerden santim oynamıyordu. Sessiz kalışı iyice canımı sıkıyordu.. yüzüne bakıp ifadesini göremediğimden ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum..

 

Elini getirip çeneme koydu. Yavaşca tutup kendine doğru cevirdi. Ona bakmamak için omzunun üzerinden arkadaki bir noktaya odaklanıp bakmaya başladım.

Çenemi biraz daha havaya kaldırdı.

Yüzümü incelediğini hissediyordum, ama yinede gözlerimi çeviripde bakmadım.

Beni basit bir kız gibi mi düşünüyor diye düşünmekten alamıyordum kendimi.

Gözlerim nedensiz dolmaya başladı.

 

"Asya" dedi. İnatla ona bakmamaya devam ediyordum.

"Gözlerime bak"

 

Başımı olumsuz yönde iki yana salladım..

 

Gözlerimin dolduğunu görmesini istemiyordum.

 

Gözlerim onun için değil kendime olan kızgınlığım için doluyordu.

 

"ASYA GÖZLERİME BAK" sesi sabırsız ve emrediciydi.

"İstemiyorum, önümden çekilirsen çıkmak istiyorum" dedim ağlamaklı sesimle.

 

"Asya, lütfen.... bir kere bak"

 

Gözlerimi odaklanarak baktığım noktadan çekip gözlerine getirdim..

 

Gözlerindeki memnun ifadeyle birlikte dudağını iki yana kıvırdı...

Bu adam resmen benimle dalga geçiyordu.

 

Alnını alnıma yasladı. Nefesi yüzüne çarparken ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum..

Gözümdeki yaşlar daha fazla dayanamayıp yanağıma doğru süzülmeye başladı.

Cenemdeki elini yüzüme getirip yanağımdaki yaşları baş parmağıyla silmeye başladı...

 

Derin bir nefes çekti içine "Asya'mm" dedi. "Ölürüm sanaa"..

 

Amacı neydi şuan bilmiyorum ama, kalbim tekrardan deli gibi atmaya başladı.. öyle bir Asyam deyişi vardıki benliğimdeki tüm boşlukları doldurulmuştu sanki.

 

Ben sessizliğimi korurken o devam etti..

 

"Bana güven..." deyip tekrar derin bir nefes çekti içine "Herşeyi yoluna koyacağımm. Seni ne kadar çok istesemde berdeli bozmak istedim,ama amcam durmamakta kararlı. Berdeli bozmayacam ama sen ne zaman benimle evlenmek istersen o zamana kadar bekliyecem seni.." deyip durdu.

 

Elif hakkında konuşmuyor ne yapacağını söylemiyordu.

Göğsüme koca bir öküzün oturduğunu hissettim.

Madem biz berdele mecburduk, peki o kıza olan mecburluğu neydi. Anlamakta zorlandığım, Elif böyle bişeyi nasıl kabul edipde hâlâ yüzüğü parmağında takmaya devam ediyordu.. Daha fazla sessizliğe dayanamayıp.

 

"Ya o kız. Elif ne olacak. Beni beklerken ona nikah mı kıyacaksın" diye sordum düz ama sorgulayıcı sesimle.. yanağımdaki ellerini yüzümden çekti. Alnını alnımdan çekip bedenini dikleştirdi.

 

Düşünüyordu, neyi düşünüyordu bilmiyorum ama bu canımı sıkıyordu.

 

"Yemin ederim aramızda sevgiye dair hiç birşey yok Asya. Ben onu her zaman kardeşim olarak gördüm." Derin bir nefes aldı geri verdi "ama" deyip bekledi.

 

Devam etmesini istediğim için "ama ne" diyerek başımı hafiften iki yana salladım.

 

"Asya bak ben bu yaşıma kadar hiç bir kadına sana beslediğim duyguları beslemedim. O gün..."

 

"Asya nerde Gülfem!!"

 

Kapının ardından gelen sesle ani şekilde başımızı kapıya doğru çevirdik. Bu Zehra'nın sesiydi.

"Bilmiyorum ki Zehra abla en son tuvalete gidicem dedi. Koca kız bir yere kaybolacak değil ya, Gel biz tuvalete bakalım." Konuşa konuşa giderken Sesleri gittikce uzaklaşıyordu.

 

Başımı hızla döndürüp "Aslan çıkmamız lazım." Deyip arkamı dönüp çıkacağım esnada tekrar kolumu tuttup kendine cevirdi.

"Ben başladığım işi yarım bırakmayı sevemem " deyip dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Bir elini enseme götürürken diğer eliyle belimi kavradı.

O kadar derin ve aceleci öpüyorduki. Gözlerim kendiliğinden kapanmış öylece bekliyordum...

Üst dudağımı öpüp alt dudağıma geçerken dudaklarında erkeksi inlemeler çıkartıyordu.

 

Göğüsüm hızla kalkıp iniyor göğüslerim göğüsüne çarpıyor aldığım nefesler yetersiz geliyordu. Nefes almak için araladığım ağzımı fırsat bilip dilini içeri göndermesiyle dudaklarımdan ufak bir inilti çıkıverdi., ensemdeki elini dahada bastırdı.

Bacaklarımda derman gittikce azalıyordu. Belimdeki elini sıkıyor, kendine doğru belimi kavislendirerek çekiyordu.

Nefes almam gerekiyordu.

O da bunu anlamış olmalı ki dudaklarını dudaklarımdan çekti. Ben Nefes almaya çalışırken o boynumdaki saçlarımı geriye verip dudaklarını boynuma bastırdı. Derin bir nefes çekip dudakları tenime temas ederken "kokun beni delirtiyor" deyip tekrar öpmeye başladı.

Mırıltı gibi çıkan sesimle "Aslan" diye adı dökülüverdi dudaklarımdan.

Öpüşleri kulağım arkasına doğru çıkarken boynuma doğru geri iniyordu..

 

Ensemdeki elini boynumdan çekti. Artık duracağını düşünürken. Yırtmacımın ortaya çıkarttığı bacağımda elini hissetmemle gözlerim faltaşı gibi açıldı.

 

Durmalıydı.

 

Bacağımı okşayarak çıkan elinin üzerine titreyen elimi koyup elini tuttum.

Sık aldığım nefesten dolayı boğuk çıkan sesimle "Aslan dur! " dedim.

 

Aslan durması gerektiğini anlayarak boynumdan koklayarak son kez öpüp kafasını kaldırdı.

Bacağımın üzerindeki elini tutarak bacağımdan çekip elini bıraktım...

 

Belimdeki elini bırakmadan "iyi misin" diye sordu.

İyimiydim bilmiyorum ama şuan kendimi bayılacakmışım gibi hissediyordum..

 

Bir erkekle bu denli yakınlaşmak benim için çok fazlaydı.

Aslan gözlerimin içine bakarak "çok güzelsin."dedi "O kadar güzel ve ürkeksin ki tutamadım kendimi" deyip dudaklarını anlıma bastırdı.

 

Nefesim biraz da olsa düzene girmişti.

Aslan bir adım geriye giderek baştan aşağıya bedenimi süzüp tek kaşını havaya kaldırdı. Ne oldu der gibi bakışlarımı gözlerine getirdim.

"Bu elbiseyi giyerek düğündeki herkesin katili mi olmamı istiyorsun sen". Deyip acılan bacağımı elbisenin iki yanından tutup kapattı. Elimi tutup elbisenin üzerine koydu. "Bu bacak açılmayacak Asya" dedi..

Onunla bu konu hakkında çok güzel tartışırdım ama biran önce burdan çıkmamız gerekiyordu.

 

"Bu konuyu sonra tartışırız ama burdan Çıkmalıyız artık" dedim. Beni başıyla onaylayıp "çıkalım madem" deyip elimi tuttu..

 

Elimi hızla elinden çektim. Elimi çekmiş olmama kaşlarını çatıp bozularak baktı.

 

"Önce ben çıkayım sen sonra gel, birlikte çıkamayız" dedim. Dışardan birinin bizi birlikte bu yerrden çıkarken görmesini istemiyordum.

 

Aslan çatık olan kaşlarını iyice çattı.

"Ben yanındayken kimseden korkmana gerek yok" deyip tekrar elimi tuttu.

"Aslan korku meselesi değil bu.

Şuan burdan birlikte çıkmamız demek insanların akıllarında başka şeyler oluşturur."

Ellerini ceplerine koyup dudağını iki yana kıvırdı. Sanki yapmadık der gibi gözlerime baktı.

"Pislik yapma Aslan" deyip odanın kapısının kilidini çevirip kapıyı açtım. Her an kolumdan tekrar tutacakmış gibi hissedip arkamı dönüp baktım. Elleri cebinde arkamdan beni izliyordu "Korkma korkma, git hadi" deyip dudağını kenara kıvırıp göz kırptı..

Daha fazla oyalanmayıp kapıdan çıktım bir adım ilerlememle

"ASYAAAA" diye bağıran Zehra'nın sesiyle olduğum yerde kalakaldım.

Allah kahretmesin odadan çıkışımı görmüş olmalıydı.

Yavaşca arkamı dönüp ona baktım.

Zehra aceleci adımlarla yanıma geldi ardından da Gülfem. Gülfeme öldürücü bakışlarımı atıp Zehraya döndüm.

Zehra'ya yüzüme kâl gelmiş gibi bakıp. "Asya o oda da ne yapıyodun"... gözlerini dudaklarıma getirip "kızım bu halin ne rujunun bulaşmadığı yer kalmamış" diye aval aval bakmaya başladı.

Elimi ağzıma götürüp hemen dudaklarımı kapattım. Ben bu ayrıntıyı nasıl atladım. Bide milletin içine çıkıp bağırsaydım Aslanla öpüştüm diyeee.

. Zehra'ya ne cevap vereceğimi düşünürken odanın kapısının açılmasıyla Aslan içerden çıktı. Zehra'nın bakışları Aslanı bulurken boku yedik der gibi gözlerimi sıkıca yumup yavaşca açtım.

Ne vardı biraz geç çıksaydınn o odadan.

 

Zehra kolumdan tutup "gel gel rujunun kime bulaştığı belli oldu" diyerek çekiştirmeye başladı..

 

Gülfem abisine bakıp "Abii sende bi git istersen elini yüzünü yıka" demesiyle Aslanın yüzüne baktım. Gözlerim yerinden çıkacakmış gibi açıldı. Aslanın ağzı çenesi hep rujdu. Ben utançtan yerin dibine girerken Aslan alt dudağını ısırıp baş parmağıyla dudağını sildi.

 

Zehra'nın pis pis sırıtmalarıyla banyonun olduğu yere gelip kapıyı açıp içeri girdik.

Zehra kollarını göğüsünde birleştirip sorgulayıcı gözlerle beni süzüyordu.

Ona aldırış etmeyip lavobanın üstündeki aynadan kendime baktım. Rujum dudağım hariç her yerdeydi. Hemen ceşmeyi açıp ağzımı ve cenemi yıkamaya başladım.

Zehra "Boynunu da yıka boynunu" dedi imalı bakışları altında. Hemen boynumuda yıkayıp rulo peceteyle her yerimi sildim.

Zehra "Eeee Asyacım anlatacağım bişeyler yok mu" dedi.

Zehranın sorgulamasından kaçmak için.

"Sonra konuşalım Zehra olmaz mı" deyip elimdeki peceteyi çöp kovasına attım.

"Kızım neyi sonra, adamla yiyişmişsiniz resmen" deyip gülmeye başlayıp "Aslan ağaya da kırmızı ruj yakışmış ama" deyip kahkaha atmaya başladı.

Onun gülmesiyle birlikte kendimi tutamayıp bende gülmeye başladım. Aslanın hali gercekten çok komik görünüyordu.

 

Zehrayla kendimizi toparlayıp avluya çıktık. Ben yokken takı faslı bitmiş yemek faslına geçilmişti bile. Berfin küçük bir kuyumcu dükkanına dönmüş fazlalıkları çıkartıp Cavit abinin eline veriyordu.

Sultan hanımların olduğu masaya doğru bakmaya başladım. Gözlerim Aslanı aradı ama orda yoktu.

Zehra kolumdan tutup "yürü hadi, millet bize bakıyor" diyerek kendi masamıza doğru yürümeye başladık.

Babaannemin imalı bakışları altında o sormadan. "Lavobadaydım, bi kaç kızla sohbet ettik" dedim. Babaannem ağır ağır başını sallamakla yetindi.

Annem "Hadi kızım bir iki lokma ye" diye önüme kaşığı uzattı. Önümdeki çorbadan bir iki kaşık alıp içtim. Bu kadar açıktığımı fark etmemiştim. Diğer yemeklerden de yemeye başladım. Zehra kulağıma eğilerek "öpüşmek acıktırır insanı" demesiyle ağzımdaki lokmanın boğazıma kaçmasıyla öksürmeye başladım. Zehra helal helal diyerek sırtıma vururken Kutay da önündeki suyu uzattı. Sudan bir iki yudum alıp kendime geldim. Zehra pis pis gülmeye devam etti.

Kutay "iyi misin"diye sordu. Başımı aşağı yukarı sallayıp "İyiyim" dedim.

(Müziği açıp okumaya devam edin)

Yemeklerimizi yiyip masamızda otururken tekrar halay çalmaya başladı. İçimdeki halay çekme hevesiyle ayağa kalktım. Zehra'nın masaya bırakmış olduğu mendili elime alıp iki ucundan tutup babaannemin karşısına geçtim. Omuzlarımı sallayarak "babaanne kalk hadi bizde halay çekelim" dedim. Babaannem kaşlarını çatıp "otur oturduğun yerde Asya! ben ne dedim sana"

Babaannemin sözleri beni daha da gaza getirmeye başlamıştı. "Olur mu öyle şey Heja hatun bugün bizim düğünümüz, oturmaya mı geldik."

Bakışlarım hevesle bana bakan Cahiti buldu

Babaannemin kızgın suratına rağmen masadakiler gülerek bana bakıyordu.

 

Cahit'e kalk der gibi başımı salladım.

 

Elimdeki mendili sallaya sallaya pistin ortasına doğru yürüdüm.

 

Cavit abi ve Berfin bana bakarak gülmeye başladılar, onlara da gelin işareti yaparak, bir kolumu belimin arkasına koyup diğer elimi havaya kaldırıp mendilimi sallaya sallaya halay çekmeye başladım.

 

Bakışlarım ayakta birkaç kişiyle dikilen bir çift kömür karası gözle buluştu. Başını iki yana sallayıp ağzının içinden "yapma" dedi.

Şuan beni ne babaannem ne de Aslan Ağa durduramazdı.

Zehra oturduğumuz masadaki Kerim abiyi ve Kutayı kaldırıp yanıma doğru gelmeye başladılar. Cahitte oturduğu yerden kalkıp çekingen adımlarla yanımıza geldi.

Zehra elime girerken nişanlısı Ali gelip onun elini tuttu. Zeynep de eşiyle gelip halaya girerken, Cahit, Kerim abi, Kutay gelin damat derken,diğer masada ki gencelerinde katılmasıyla halay çekmeye başladık.

Elimdeki mendili sallayıp ahenkle omuzlarımı oynatıyordum.

Halay gittikce büyümüş çoşkuyla halay çekiyorduk. Orta da ki davulcu davula vurdukça ayaklarımızı yere vura vura ilerliyoduk..

Aslan Ellerini cebine koymuş bir açılan bacağıma bir bana bakıyordu. Bu adama baktıkca daha da çoşuyordum. Gözlerinin içine baka baka omuzlarımı sallıyor bacağımı yırtmacımdan çıkararak adımlarımı atıyordum.

 

Üstümüze atılan paranın haddi hesabı yoktu. Dolarlar eurolar havada ucuşuyordu..

 

Zehrayla ellerimizin ayrılmasıyla başka birinin elimi tutmasıyla başımı kaldırıp baktım.

Gözlerim şokla açılmış adımlarım yavaşlamaştı.

şaşkınlıkla açılan ağzımla

"Mustafa abii" dedim.

Mustafa abi gözlerime bakıp bişey demeden göz kırpıp önüne döndü. Birlikte el ele tutuşup halay gekmeye devam ettik.

Onun gelmesiyle herkesin yüzünde güller açmaya başladı. Zehra ve Zeynebin zılgıt sesleri kulaklarımızı doldururken daha da coşmaya başladık.

Pistin ortasında dönerek halay çekerken Cavit abi Berfin'in elinden tutarak onu ortaya çıkarttı. Onlar karşılıklı birbirlerine omuz kırarken babam piste gelip üzenlerine para saçmaya başladı. Ardından Nihat amcam ve Kalender amcam. .

Müziğe daha fazla dayanamayan Gülfem yerinden kalkıp kucağındaki İpek'i Halime halaya atarcasına kucağına bıraktı halaya girmek için yanımıza geldi. Zehrayla Zeynebin arasına girdi. Ardından Furkan gelip o da halayda yerini aldı.

Onları gören Leyla da kucağındaki oğlunu kocasının kucağına tutuşturup koştura koştura gelip Gülfemin eline girdi..

Hakan abi Leyla'ya hayretle bakarken Leyla cilveli bakışlar atıp omzunu oynatmaya başladı.

 

Ben onları hayretle izlerken mendilimi sallaya sallaya oynama devam ediyor, bir yandanda gözlerim Aslanı arıyordu.

 

Aslan olduğu yerde ellerini cebinden çıkarttı, annesinin olduğu masaya giderek üzerindeki ceketi çıkarıp annesine uzattıp bize doğru ağır adımlarla gelmeye başladı. Masadaki herkesin meraklı bakışları Aslanı buldu.

Yanımıza geldiğinde kaşlarını çatıp Mustafa abiye bakışlarını dikleştirdi. Ardından birbirine tutuşan ellerimize bakıp elini uzatıp beni kendine doğru çekti. Elimi tutup arkasını dönüp yürümeye başladı.

Beni halaydan çıkartıp götüreceğini düşündüğüm esnada pistin ortasına doğru götürüp karşıma geçti. Gülfem'in eline tutuşturduğu mendille ağır ağır halay çekmeye başladı. Dudaklarımı iki yana kıvırıp bende elimdeki pullu mendili havaya kaldırıp omuzlarımı oynatmaya başladım.

Leyla'nın "hay maşşalahh" nidaları arkasında zılgıtının ardı arkası kesilmiyordu...

Çalan müzik ritmini arttırmış halay hızlanmaya başlamıştı.

 

Furkan "ASLAN AĞAYA HALAY ÇEKTİREN BİZE NELER ETMEZZZZZZ" diye bağırıyor, bir yanda da çoşkuyla halay çekiyordu.

 

Adımlarımı Aslana doğru yaklaştırıp omuzlarımı sallıyor ardından da geri geri gidiyordum..

Arada saçlarımı savurup arkamı dönüyor ayağımdaki topuklularla yere vurup omuzlarımı öne arkaya doğru sallıyor, tekrar Aslana doğru dönüyordum...

Aslan gözlerini kısmış şevkle beni izliyor dudağını iki yana kıvırıyordu.

 

Bir adama halay çekmek anca bu kadar yakışırdı. Elinde salladığı mendil, ağır ağır oynattığı geniş omuzlarr.. üstündeki siyah gömlek...

onu izlerken kendimden geçiyordum

 

Ben Aslanı izlerken o elini arka cebine götürüp cüzdanını çıkarttı. İçinden çıkarttığı paraları Leyla'nın zılgıtları eşliğinde üzerime saçmaya başladı..

Dudağım iki yana kıvrılmış gözlerim Aslanın gözlerinden ayrılmıyordu. .

 

Onun para saçmaya başlamasıyla yanımıza gelen Hakan abide önce benim başıma sonra Aslanın başından euroları saçmaya başladı..

Adını sanını bilmediğim kişler gelip bir gelinle damata, birde bizim üzerimize paraları atıp gidiyorlardı..

 

Yeminle yerdeki paralar zengin olmak için yeterliydi..

 

Aslana arkamı dönüp mendili iki elime alıp Berfin'e doğru ilerlemeye başladım. Berfin'in karşısına geçip aynı anda omuzlarımızı eğip kaldırmaya başladık.

Berfinin mutluluğu gözlerinden okunuyordu.

Berfinle oynadıktan sonra tekrar adımlarımı Aslana döndürdüm. İyice yanına yaklaşıp iki elimde tuttuğum mendille karşısında oynamaya devam ettim. Yanımıza gelen davulcuya ritmik şekilde tek omzumu kaldırıp indirmeye başladım.

Aslan kulağımın dibine kadar yanaşıp "yetmez mi" dedi.

Bakışlarımı gözlerine getirip kulağına doğru eğilip "bana yetmez, sana yeterse gidebilirsin" deyip oynamaya devam ettim. Aslan indirdiği mendili tekrar havaya kaldırıp benimle birlikte oynamaya devam etti. Dudaklarımı iki yana kıvırıp gülmeye başladım.

Anlaşılan Aslan ağamız beni yanlız bırakmak istemiyordu.

 

●●●●●bölüm sonu●●●●●●

Buraya kadar geldiyseniz yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın.. Yeni bölüm geldiğinde haberdar olmak isteyenler küçükte olsa yorum yazsın bölüm attığımda beğenip haberdar edicem

Sizi seven yazarınız

 

Bölüm : 27.10.2024 22:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...