

BÖLÜM 5
GÜNAHKÂRIN SONU
PLAYLİST
"Cem Adrian-Zincir"
"15 Aralık 2020 Sabah"
SAAT, 07:00
KARS/ MERKEZ
"Yalnızca sevgi ve ölüm her şeyi değiştirebilir."
Korhan Karaca'nın anlatımıyla.
Yer: Gizli Yer Altı Mahzenleri
Üç gün oldu.
Ölümlerden ölüm beğenilen kahrolası üç gün oldu ama ben hiçbir şey bulamadım.
Akrep ve yelkovanın her hareketi kalbimin ezilip büzülmesine neden oluyor. Her nefesim onun son nefesiymiş gibi alıyordum. Ben daha doğrusu biz ufku sislerden görülemeyen bir denizin ortasında savunmasızca can çekişiyorduk. Aramızdaki tek fark ben her an ölecekmişim gibi bir korkuyla yerimde çakılı değildim.
Ne boktan bir şeydi bu böyle!
Bu zamana kadar olması gerekeni yaptım. Yap dediler yaptım, öldür dediler öldürdüm ama onların hepsini bedellerini ödetmek için yapmıştım. Günahkârların canını yakıp almıştım. Şimdi ise benim günahlarımın bedelini masum biri ödüyordu, can çekişe çekişe, yavaşça..
Sırf benimle evli diye onun hayatını akrep gibi sokup zehrini bedeninde gezdirtmişti biri ya da birileri. Bana yapmaları gerekirken hem de...
Bir seçim yapmam gerekiyordu. Masum birini mi kurtarmalıyım yoksa abimin yerine göz koyan onu zehirleyip öldürme planlarını kuran ama başarıp başaramadığını bilmediğim babamı mı?
Bu sorunu cevabı için karşımda yüzü çuvalla kapatılmış, elleri bağlı oturana kaydı.
Babam Ragıp Karaca.
Sesimi çıkarmadan girdim mahzene sadece ikimiz vardık. Ne konuşulacaksa sadece ikimiz duyacaktık.
"Siz benim kim olduğumu biliyor musun leş köpekler! Ragıp Karaca'yım, aşiret ağasıyım ben! Benim kılıma zarar gelsin yerin dibine gömerim sizi! Çıkarın beni buradan!"
Daha nice ve niceleri, öyle küfürler öyle sözler söylüyordu ki hiç şaşırtmadı beni, yine.
Babamı kaçırdım ben. Yaka paça buraya getirttim. Aklıma bile gelmezdi bunu yapmak. Ama yaptım. Bundan sonra ona nasıl davranacaktım bilemiyorum. Abimi öldürdü mü, Zişan'ı zehirledi mi onu öğrenmeliyim. Ama bunu babamdan öğrenmek ilk defa tuhaf hissettirmişti. Ona hiç böyle davranmamıştım. Saygısızlık etmemiştim.
Diğer aç köpeklere davrandığım muameleyi şimdi babama mı yapmam gerek?
Sınanıyorum galiba. Galiba da değil direkt sınanıyorum.
Madem böyle oldu o zaman ben kararımı verdim. Kötü adamı oynayacaktım. Karşımda babam dahi olsa diğer insan müsveddelerine nasıl davrandıysam ona da öyle davranacaktım.
Ben günahımın bedellerini babamla, karımla ve abimle ödeyeceksem işte o zaman benim kaybedecek hiçbir şeyim yok!
Öğreneceklerim, günahına ortak olacak ve benim nefesimi kestirip karımı yaşatacaktım.
Gerekirse o zehri ben içeceğim ama Zişan yaşayacaktı.
Bir hışımla kafasındaki çuvalı çıkardım. Kafasını sağ sola çevirip önüne düşen saç tutamlarını attı ve nefeslendi. Elimdeki bez parçasını bir köşeye atıp geri çekildim. Yüz yüze geldik.
Şaşırdı. Şok içinde kaldı. Herkesten her şeyi beklerken beni görmek hayal kırıklığı olsa gerek.
"Oğlum?"
"Yerin dibindeyiz. Gömeceksen tam sırası." Dedim düz, hiçbir duygu ya da insanlık barındırmayan sesimle.
"Beni neden buraya getirttin, ne oluyor Korhan?" sinirlendi. Kaşlarını çatarak sağ sola baktı.
"İşte şimdi özüne döndün baba. Sen bana hiç oğlum demedin ki."
"Neyse derdin bir yerde oturup konuşabilirdik böyle yaka paça getirmene lüzum yoktu. Hem deden biliyor mu bunları?"
"Aşiret ağası ben olduğumdan beri ona hiç hesap vermedim." Cümle başındaki kelimemi vurgulayarak oturduğu yerden kıskançlıkla kudurttum onu. Bir insan hiç mi değişmez.
Babam ağa olabilmek için dedemin gözüne girmek için her şeyi yapmıştı ama dedem onu hiç görmemişti. Hep görmezden gelip eziklemişti. Ağalık devretme zamanı geldiğinde babam bir umutta olsa ben olurum diyerekten kendine çok özel bir takım elbisesi diktirip giymişti. Ama istenilen olmadı, hiç hesapta yokken ben ve abim babam olacak diye sevinirken dedem abimi seçmişti.
İşte o gün bugündür babam hem dedemden hem de abimden nefret etmeye başladı. Nedense yıllar geçse bile dedem yaşıyordu ama abim ölmüştü.
"Neden buradayız o zaman, konu ne?"
"Konu sensin, konu abim, konu karım. Söylesene neden her ikisini zehirlemek istedin? Tamam, abim ağaydı köpek gibi kıskançlıktan kuduruyordun onu öldürmek için bir sebebin vardı ama Zişan, karımın ne suçu vardı baba?"
"Ben bir şey yapmadım! Abin kendi dikkatsizliğinden trafik kazasında öldü!"
"Yalan söyleme bana! Sen sadece olayın üstünü kapattın. Rüşvet verdin adını kullandın. Orada olan herkes cinayet olduğunu biliyor ve sen bunu sakladın!"
"Saklamadım!"
"O zaman neden o aracın frenleri kesikti, neden o olayda kimse ilgilenmesin diye dedem seni görsün diye tek başına neden ilgilendin!"
"Ailem için yaptım. Herkes acısını yaşayıp hiçbir şeyle ilgilenmezken acımı bir kenara bırakıp her şeye ben koşturdum. Birinin bunu yapması gerekiyordu bende yaptım."
"Ben de gelmek istedim seninle baba, ben de senin yanında olmak istedim. Acımız büyük herkes bir köşede sessizken sen tek başına kalma diye yanında olmak istedim. Ama sen ne yaptın beni uzaklaşırdın ve askere yolladın!"
"Vatani görevini yapmak için gönderdim aptal! Abin sürekli ertele deyip duruyordu sense ortalıkta boş teneke gibi geziyordun. Adam ol görevini yap diye yolladım!"
İkimizde hızımızı alamadan birbirimizi suçladık. Ama buna verecek bir cevabım yoktu. O yüzden konuşmayı kestim. Arkamı döndüm saçımı başımı yolarcasına sıktım. Nefes nefese kalmaktan yutkundum.
Şimdi kendini haklı sansa da son kozumu koyma vaktimdi.
"Madem senin bir suçun yok. Madem cinayet değil. O zaman söylesene neden abimi zehirlemek için Borsanaklıdan zehir istedin?"
"O pi*e gerçekten inanıyor musun?" deyip kendinden geçercesine kahkaha attı. "Ah benim salak oğlum ben abini öldürme planları kurmadım. Abin beni öldürmek istedi. Ama sen yine beni suçladın tıpkı deden gibi." Ardından sustu. Bakışları değişti.
"Abin beni suçlu göstermek için her şeyi yapsa da ben onun kılına zarar vermedim. Kendi kendine beni öldürme planları kurdu. Kendi frenini kendi kesti."
"O zaman neden sadece sen ilgilendin. Kabullen artık, sen bir katilsin. Oğlunu acımasızca öldüren pislik bir katilsin!"" Pes etti. Gözlerini kapattı. Derin bir nefes verdi.
"Tamam, sen haklısın abini ben öldürdüm ama sandığın gibi değil."
Duymak istediğim buydu ama bunu duymak beni yaraladı. Canımı yaktı. Ağlamak istedim, tuttum. Yutkundum.
"Nasıl öldürdün?" dedim soğukkanlılıkla.
"Zehirleyerek. Abinin zehirlerini çaldım. Ve senin verdiğin her yemeğin içine azar azar zehir koydum."
Ne demek bu. Benim verdiğim mi? Hırsla üstüne atladım.
"Ne diyorsun lan! Ne demek verdiğim yemeklerde, benim verdiklerimle hem de!" dediğinde geri sıçradım. Nefes atışlarım hızlandı.
"Biliyordu. Her şeyi biliyordu o yüzden benim verdiğim çaylar olsun ya da hizmetlinin ona özel getirdiği içeceklerde yiyeceklerde olsun içmezdi. Ben de seni kullandım. Senden ne istediysem yaptın Korhan. Sorgulamadan aldın, götürdün. O da sana güvendi içti. Zehir'in son damlalarında onu bir yere gönderdim. Frenleri kestirdim. Herkes onu zehirden değil arabadan bildi."
"Demek ondan dolayı olayla bir tek sen ilgilendin." Dediğimde kafasını salladı. Ona koşarak tam göğüs kafesinin ortasına ayağımla tekme attım. Sandalyesi düşmesiyle o a düşüp acı içinde inledi. Üstüne çıktım. Boğazını sıktım.
Duyduklarımdan sonra tutamadım kendimi defalarca kez yüzünü yumrukladım. Bağırdım, çağırdım. Bütün hıncımı ondan çıkardım.
Babamın acımasız planlarına istemsizce ortak oldum. Saftım, küçüktüm. Olanları çok umursamadım. Beni bir piyon gibi kullandı. Abimi ben öldürdüm.
22 yaşında ilk cinayetimi abimi öldürerek işledim.
Bir baba oğlunu öldürmek için diğer oğlunu kullanır mıydı?
Ellerim, gömleğim, yüzüm her yer kan içinde olunca durdum. Gücüm tükendi. Son gücümle sinirden sıktığım dişlerimi sıkıp geri çekildim. Arkamı dönüp kendime gelmeye çalıştım.
Arkamda çıkan kan tükürme seslerine karşılık saçlarımı çektim.
"Neden, nasıl kıydın bize, nasıl kıydın abime o senin oğlun ya oğlun! Hiç mi için titremedi. Bir ağalık uğruna nasıl aileni harcarsın! Baba değilsin sen hatta sen insan bile değilsin! Pislik, kanı bozuk it!"
"O kan sende de var. Ben ne isem sende o'sun bundan sonra. Bu günaha ortaksın." Yüzü gözü kan içinde olsa bile gülmeye devam ediyordu. Yerimde duramıyorum. Ne yaparsam yapayım içim soğumuyor. Boğazım bağırmaktan ağrısa bile gün hesaplaşma vaktiydi. Sırılsıklam terim, onun kanı kurumadan tekrar üstüne çullandım.
"Babam olacak it sizde ne buldu da benden bulamadı çözebilmiş değilim. Sizde olan ben de olmayan ne var!" diye ağlamaya başladı.
"Karım, karıma sen zehirledin demi?"
"Hayır Korhan onu ben yapmadım. Hem sen varken o kızı ne yapayım." Derken bile ağlamayla karışık gülmüştü.
Beni de mi öldürmek istedin baba?
"P*ç" diyerek bir yumruk daha attım.
"Panzehir nerede?" yüzüne kükrercesine bağırdım. "Panzehir nerede!"
"Ben yapmadım!"
"Sen değilsen kim o zaman. Senden başka zehirleyecek kim var bizden konuşsana!"
"Ben yapmadım." Dedi ve başı yana yattı. Öldüresiye dövmüştüm onu. İçimdeki sıcaklık başımı döndürdü ya da kan kokusu ilk kez midemi bulandırmıştı.
Bir süre üzerinde ağladım. Dediklerine, yaşadıklarıma sindirmeye çalıştım. Ama yapamadım.
Abimin katili babamdı dolaylı olanda bendim.
Ne boktan bir aileyiz biz. Bir ağalık uğruna ne canlar verdik. Veriyoruz. Coğrafya kaderdir derlerdi ama bunu bu kadar benimsemezdim. Çünkü nerede olursak olalım biz bir aileydik. Birbirimizin kuyusunu kazmaz, öldürmezdik. Aile demek bu değil miydi?
Öyle bir aile değilmişiz.
"A-abi affet beni, affet beni."
Üstünden inmiştim. Bir köşede yatarak affetmesini istemiştim. Şimdi çıksa şu kapıdan onu yaşatmak için canımı verirdim.
Günahkârız biz ve günahkârlar asla affedilmezdi.
Ne bu dünyada ne de öteki tarafta.
Gözlerimden yaşlar süzülüyordu, içimdeki acıyı bastıramadım. Tepede parlayan ışığa bakamadım. Parmaklarım sinir krizinden titriyordu, boğazım yanıyordu. Sesim çıkamazken nefes almakta da zorlandım. Ağlamaktan başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Soğuk zemine içim titredi.
Abim kara topraktayken karımda böyle olacaktı.
Bir süre sonra ağlamayı bırakıp öylece kirli, rutubetli duvara baktım. Arkamdan adım sesleri duydum. Durdu.
"A-abi, bir şey olmuş." Cevap vermedim. Devam etti, "Hastaneden aradılar. Zişan hanımım.."
Beceremedim, onu kurtarmayı beceremedim.
Kestik!
Korhan, can parçam bu yükü omuzlarına yüklediğim için özür dilerim canım.
Bölümü nasıl buldunuz?
Zişan'dan haber yok daha öldü mü kaldı mı meçhul?
Yeni bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |