
Kara dediği gibi beni mutfağa getirmiş kapıyı kapatıp beni tezgah ve kendi arasına almıştı nefeslerimiz birbirine değiyor du.adım adım geriye gittiğimde her seferinde mesafeyi kapatmak için oda yaklaşıyor du.nefes bile almak istemiyordum.hırıltılı ve sert nefesini en derinden duyuyordum.sinirliydi hemde çok sinirliydi.ama ben birşey yapmadım sonuçta bana kızarsa onu mahvederim.
Nefes vererek gözlerime baktı ve ilk sözlerini söyledi..."Ah DİLDA ah şu güzel bedenine şu güzel yüzüne çok yazık ediyorsun,hani diyorum bir kere olsun benim sözümü dinlesen ,bir kere olsun benim sinirlerimi bozmasan daha iyi olmaz mı??".. hiçbir şey söylemedim sadece gözlerine kenetlenmiştim.ellerini kollarım da gezdirdi bedenim ürpermişti , titriyordum ama belli etmek istemiyorum onun gözünün önünde güçsüz durumuna düşmek istemiyorum.ellerini bileğimin üstünde durdurdu.ne yapacağına anlam verememiştim.birden bileğimin tam orta yerine elini feci şekilde bastırdı canım çok yanmıştı acıdan dişlerimi sıkarken dişlerimin kırılacağını zannediyordum.en sonunda bende nefesimi kontrol ederek konuşmaya başladım.
"Birincisi ben bebek değilim ne yapıp yapmayacağıma ben karar veririm, ikincisi tutsağın değilim beni bir odaya hapis edemezsin , üçüncüsü Kara bey beni burda zorla sen tutuyorsun bırakırsan şimdi giderim hatta kaçarım "... bunları söylerken en ufak bir pişmanlık duymuyorum, nefretimi onun karşısında hiç tereddüt etmeden kusmuştum.bileğimde ki eli daha çok bastırdığında canımın acısı da artıyordu . kulağıma doğru eğildi ve tok bir sesle konuştu..."bazen dediklerin bana çok komik geliyor Gökçe unutma ki bir anlaşma imzalandı eğerki bu anlaşmaya sadık kalmaz isen ben değil sen zararlı çıkarsın , ayrıca burdan kaçınca benden kurtulacağını düşünüyor san çok yanılıyorsun ben seni hangi cehennemdeysen gelip bulurum,son olarak bebek değilim dedin evet bebeksin tutsağın değilim dedin tutsağımsın hareketlerine çok dikkat et birdahakine böyle kibar olmam..."o an kolumu daha fazla sıkmıştı bu pek önemli değil di fakat dudağını bir anlığına kulağımın alt kısmına sürüp nefes verdiğini hissettim bu benim tek kırmızı çizgim di.ellerinin içindeki bileğimi sertçe çekip onu tüm gücümle ittim.sinirden deliye dönmüş şekilde tüm dediklerimi düşünemeden bağırdım..."hele bir daha bir daha bana dokun bir daha o tenin tenime değsin bu sefer sonucu ne olursa olsun seni öldürürüm Allah'ın cezası pislik manyak soyu tükenmiş yaratık insan demeye bin şahit ister şerefsiz şimdi içeriye gidiyorum tek bir yanlış hareketini görmiyim " hızla kapıya doğru ilerlerken kolumdan tuttuğunu gördüm tekrardan eski konuma getirmişti gerçekten artık yeterdi..."asıl tek bir hatanı görürsem seni ben mahvedeceğim Gökçe o dediklerinin hiçbirini kale almıyorum SEVGİLİM bir daha bana karşı çıkan o hakaretli kelimeleri duyarsam işte o zaman dünyanın kaç bucak olduğunu görürsün " kolumu sertçe itip üstünü düzeltti boğazını temizleyip , kapıyı sertçe çarptı...koluma baktığımda morardığını görmüştüm minik bir küfür mırıldandım.."şerefsiz p*ç kurusu"...dolan gözlerimi sildim üstümü düzeltip kapıyı açtım ve masaya doğru ilerledim.Kara geldiğimi görünce yüzüne sahte bir gülümseme takındı bende aynı şekilde karşılık verdim.misafirlerinin yanında bir palavra yapacağı çok belliydi kendin yazıp kendin oynuyorsun derler ya bu adam tam tersiydi kendisi yazıyor du ve istediği kişiye oynatıyor du..."Hoşgeldin sevgilim nerde kaldın bak arkadaşım senle olan ilişkimizi daha uzun konuşmak istiyor"...dedikleri o kadar sahteydiki bunu anlamamak için aptal olmak gerekir di sanırım Arkadaşı da aptalın tekiydi..."Hoşbuldum mutfakta küçük bir işim vardı o yüzden gelemedim."" Yavaşça sandalyemi çekip oturdum, tabağıma biraz yemek alıp yemeğe başladım.
Tabi Karanın arkadaşının sorduğu soru ile yemek boğazımda kaldı..."eee Kara bu güzel hanfendi ile ne zaman evleneceksiniz".. dediği an boğazımda kalan yemeğin etkisiyle öksürdüm sürahi ye biraz su doldurup tekte kafama diktim... "Yanlış birşey mi sordum??" Diye şaşkınca baktı Karanın arkadaşı minik bir gülümseme ile cevap verdim..."Ah hayır estağfurullah biz daha erken olduğunu düşünüyoruz bu nedenle evlilik hakkında pek konuşmadık..." Kara arkadaşına bakarak ..."Yok bence gayet yeri ve zamanı en kısa zamanda evleneceğiz değil mi sevgilim?"...sevgilim kelimesini bastırarak söylemesi beni daha çok delirtiyor du..."Sen nasıl uygun görürsen SEVGİLİM"..bu sefer bende bastırarak söylemiştim..
Şükürler olsun ki sonunda yemeklerini bitirip kalktılar.Allah'ım ne yaşadım ya saçma sapan bu olay beni yeterince yıprattı.hizmetli abla geldii ve hemen sofrayı topladı yardım etmek isterdim fakat çok yorgundum.diğer şahsı merak ediyorsanız odasına çıktı ve kafasını laptopa gömdü hep yaptığı gibi yani.televizyon izlemek can sıkıntımı giderebilir di.ama ondan izinsiz de açamam ki sonra iki saat azar yiyeceğim,gerek yok ben doydum biraz daha yersem kusacağım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 32.24k Okunma |
3.25k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |