
5. Hayat 1.Hatırat
Kasvetli bir hava vardı mezarlıkta, son zamanlarda çok fazla geliyordum buraya eski bir mezarlıktı uçurumdan denize bakıyordu. Ailemin yattığı bir mezarlık,ölümün soğunu
iliklerime kadar hissediyordum,bir taşın üzerinde ağlamaktan kan çanağı olan gözlerle kucağımda daha iki yaşındaki küçük kardeşimle oturuyordum öylece.
Ailemin mezarı başında oturmuş düşünüp ağlıyordum yalnızca, kucağımdaki bebeğe sarılıp ağlıyordum içli içli yakarıyordum Tanrıya "Neden ben neden biz neden ailem neden!" diye düşünüyordum acı tırmalıyordu yüreğimi.
Talihsiz bir olaydı talihsiz değildi tamamen benim suçumdu sinirlenip çıkmıştım evden ,evlendirmek istiyordular beni . Her şey o zaman olmuştu işte evdeki küçük bir mum devrilmiş,kimse fark etmemişti yangın büyümüş yok etmişti ailemi, o alevlerden ancak kardeşimi kurtarabilmiştim vücudumun hatta yüzümün çoğu yeri yanıktı ilk kez ozaman duymuştum ölüm çığlıklarını ilk kez orda ölmek istemiştim
Kardeşimin ağlamaya başlamasıyla irkildim,sakinleştirmeye çalıştım sakinleşmiyordu neden ağladığını idrak etmeye çalışıyordum bende ağlarken sanırım anlamıştı ne yapacağımı.
Omuzlarıma yüklenen yük ezdi beni "Tanrım lütfen alın benden bu yükleri dayanacak gücüm kalmadı geri gönder ne olur." Gözlerim o sırada eski iki mezara kaydı " Mr. Brkole" ismi içimi ürperti bu mezarlık efsanelerin mezarlığı olarak bilinirdi ençok bilinen kara ağaçlı mezarlardı fakat bu mezarlar o mezardan farklıydı değişik bir enerjisi vardı bir kadına ve bir erkeğe ait iki mezar vardı,kadının adı Adel Histastinia ydı adamda ise sadece Ms.Brokle yazıyordu ölüm ve doğum tarihlerine baktım aynı gün ölmüşlerdi fakat adam daha yaşlıydı.
Defalarca geldiğim bu mezarlıkta daha önce Dikkatimi çekmeyen bu iki mezar korkutmuş beni içimdeki ürperti geçmiyordu,ağlamaklı bir şekilde yine geri gelmeleri için dua ettim sonra ise kardeşimi alarak uçurumun kenarına yürüdüm,sarsak adımlarla. Ağlayarak denize baktım bir süre .
Bir mucize olsun istedim sonra sarsak adımlarla kardeşimi bir sepetle taşın üzerine bıraktım, elimdeki kağıdı tutarken uçurumun ucuna oturdum tüy kalemle yazdım mektubu.
~Dayanamadım ,özür dilerim anne baba korumakla yükümlüydüm onu ama dayanamıyorum bu acıya affedin bu bebeğe iyi bakın kim bulur bilmiyorum ama...ona ablasının onu terk ettiğini asla gelmeyecek olduğunu iğrenç kötü kalpli biri olduğunu söyleyin beni iyi hatırlatayın ona tekrar tekrar özür dilerim ama ben ölüme yenildim~
Ayağa kaltım son kez kardeşime bakıp kendimi ölümünkollarına bıraktım, düşme hissi bekledim lakin belime sarılan iki elin soğukluyla ürperdim ."Delirdin mi sen! Ölecek miydin yani öylece intihar edecektin demek beni çağırıp sevgilimden ayırıp!" Hiddetle ve öfkeyle konuşan adama baktım "Kimsin sen? Seni çağırmadım " kimdi bu şimdi elini ittim bebeği korumak için kucağıma aldım bakışları yumuşadı derinleşti sesi poker face ifadesi ne istediğini anlamamı engelliyordu."Sakin ol Küçük hanım ben... Mr. Brokle. " Sanırım deliriyor olamalydım ya da ölmüştüm.
O gün ilk kez orda gördüm, Uzun boylu yeşile kaçan çok koyu ela gözleri soğuk ve soluk teni gizemli ve eski giyinişli adamı,
Bilemedim sonrasında onunla neler olabileceğini belki de sonum olabileceğini.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |