65. Bölüm

Bir Yıldızın Sonu

:)
liva_lara

 

 

Kız ellerini yıkamak için tuvalete girdiğinde arkasından girdim bir yandan ellerini yıkıyor bir yandan aynadan bana bakıyordu. "Senin sorunun ne? " Birden gelen soru karşısında afalladım . "Anlamadım? " "Yani gayet normal bir kızsın, ne bir prenses, ne de soylusun. Ama burda prenseslik taslayıp katillerle insan öldürüyorsun." Ne diyeceğimi bilemedim. Ama bu raddeden sonra inkar edemezdim. "Bunları nerden biliyorsun? " Kız bana döndü ve ellerini bağlayarak duvara yaslandı. "Amatör ama bunun için seni suçlayamıycam. Öldürülen prensesle bir çok anlaşmamız vardı bunun yüzünden onu bir kaç kez görmüştüm. Onu gören çok nadir insanlar arasındayım. Ama bende senden farklı bir yol izlemezdim. Şimdi, kim için çalışıyorsun? " Tam ağzımı açmış cevaplıyacaktım ki içeri Emily girdi. Hızlı adımlar ve güler yüzle konuşmaya başladı "Topluluk içinde olmak çok yorucu çok terledim "dedi ve Sindy'le aramıza girdi. Bu planlı hareketi şu anlık işe yarasa da yeterli olduğunu düşünmüyordum tabi ki. Sindy yüzünü buruşturdu belliki hayalleri suya düşmüştü. Ama ben her zamanki gibi yanılmıştım. Sindy yüzünü yine munzır ifade kapladı ve cebinden çıkan ayna gibi parlak bıçağı ikimizde fark etmek için geç kalmıştık. "Emily!" Emily yüzünü kuruladığı havludan kurtulmak için hızlı davransa da Sindy daha hızlıydı. Önce bir ses, sonra fazlaca kan. Bıçak tamda Emily'nin karnına saplandı. Ben benden beklenmeyecek bir sesle çığlık atınca. Dönemesemdi kapıya birilerinin geldiğini anlamak için görmeme gerek yoktu. Sindy bana saldırmadı onun yerine direkt kapıya koştu. "Emily!?" Bağırarak kızın yanına çöktüm. Garipti ama hastalığım konuşmamış ve bayılmamıştım. Hastaneye gitmeden kızın yaşaması imkansız gibiydi. Az da olsa tıp bilgim vardı ve bu kadar kanın iç organlarının parçalanması dışında bir açıklaması olmadığını anlıyordum. Ellerimi kanın aktığı yere bastırdım. Durduramasamda yavaşlatmaya çalışmıştım. Kız konuşamıyordu, bayılmasada bilinci yerinde değildi. Kanlı parmaklarıma baktım. Bu bir yıldızın sonuydu. Kollarımı kızın boynuna sarıp konuştum. "Özür dilerim." Kız tek kolunu kaldırıp bana sarıldı. "Sorun değil." Özür dilemesi gereken kişi ben değildim ama iblisler özür dilemezdi. O bir şeytandı. Belki kurtulmaz gerekende tam olarak bir şeytanın kendisiydi.

 

Bölüm : 21.10.2025 09:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...