Dikkat (bölüm)

Kollarını yavaşça etrafımdan çekti artık gülüyordum "Gidelim mi artık? " Sesindeki hafif sitem haksızda olsa eğlenmeme sebep oldu. "Başka şansım var mı? " Diyerek duduk büktüm. Güldü "Düş önüme" Dedi ve bir taksiye bindik. Korsan taksi çokça para aldıktan sonra yoluna devam etti metronun girişindeydik. "Banada silah vermeyi düşünüyor musun? " Cebindeki iki hançerdeki birini sırıtarak bana verdi "Ölme" "Günahlarım sana yazılsın." Ve metronun dar girişinden içeri girdim burası fazlasıyla karanlıktı. İçeri girdik Drake herkes kendi derdinde olduğu için yokluğumu fark etmiyceklerini söylemişti. Öylede olmuştu elbisemi değiştirip -tabikide yine lacivert- ortak oturma alanına gittim. "İyi uyudun mu?" Emily bana soruyordu gözlerimi ovuşturarak başımı evet anlamında salladım. Kenardaki bir koltuğa oturup etrafı gözetleme yeni başladım. Clara ve İce beraber oturuyordu. Sindy buz mavisi gözleriyle etrafı süzüyor ve bir cehennem tanrıçası edasıyla gülümsüyordu. Bu kızda beni rahatsız eden bişeyler vardı. O sırada sese doğru döndüm. "Alina' yı gördünüz mü? Onu iki gündür görmüyorum." Drake' e baktım genelde hep böyle işler hep onun başının altından çıkardı ve bir ölümle sonuçlanırdı. Ama bu sefer Drake'in de bu olaydan haberi yoktu, kaşlarını çatmış ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Bana baktı ve bende genelde onun yaptığı dişlerim görülecek kadar şeytani bir şekilde güldüm. Bunu Drake den başka kimse görmemişti. Ama katil bir tuzağa düşmüştü çünkü yavaş yavaş elleriyle bir canavar yarattığının farkına varıyordu. Drake'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı. İşte benim ilk gerçek kurbanımın kutlaması.

Yarım saat sonra

(Aşağıda devamı var)

Herkes kalktıktan sonra bende Emily'le birlikte uyumak için kalktım. Baya da uykum gelmişti, üzerimi değiştirmek için dolaplara giderken bir ses duydum. Belirli tıkırtılar, zeminde dolaşan fareler gibi ama biraz daha yüksek sesleydi. Yavaş ve ses çıkartmamaya dikkat ederek sese doğru gittim. Benim gittiğim yönün aksine ses araç gereç malzeme dolaplarının olduğu yerden geliyordu. Kapıyı açtım tiz bir sesle cızırdada. Bu sesin zararıma tuzak olduğuna emindim ama olsun. İçeri girdim bu bölme çok büyük değildi iki adım atsam bitecekti. Kapı arkamdan sertçe kapandığında hançere uzandım ama orda değildi. Arkamı döndüm. Drake. "Bir kerede düzgün çağırsan olmaz mı çünkü öylede gelebiliyorumda, hatırlatırım" Gülümsedi elinde hançeri havada çeviriyordu. "Bir dahakine hançeri kaptırmamaya ve ses çıkarmamaya dikkat et ve her sese atlamamaya" "Dikkat" Dedi hançeri bana fırlatırken. "Tuzağa düşme" Dedi ve göz kırptı. "Aman ne komik! " Dedim ve kapının kulpuna uzandım ama kilitliydi. "Seninle konuşacaklarımız var Lara Lucina" "Ne konuşucakmışız Drake Fire" İsmini vurgulayarak söylemem mi yoksa kollarımı göğsüme bağlayıp duvara yaslanarak onu taklit etmem mi onu güldürmüştü bilmiyorum. Yanıma gelip yanaklarımı hafifçe sıkarak başımı yukarıya kalkmasını sağladı. Şimdi onla göz gözeydik, anlına düşmüş sarımtırak saçları gözleriyle dehşet bir uyum sağlıyordu. Yüzlerimizin arasına bir karış var yada yoktu.Gözlerim suratının her bir tarafını incelerken gözlerini buldu. Ateş gibi olan gözleri anlam veremiyormuşçasına bana bakıyordu yada kabullenemiyormuşcasına. "Lara" dedi bir ikilemdeydi "Ne yaptın sen? " "Ondan kurtuldum aynı senin Alvin' e yaptığın gibi" Dedim ama artık ne o ne ben gülüyordum. Yüzümü serbest bıraktı ve bir kaç adım geriye gidip durdu. "Onu tek başına mı öldürdün? " Başımı evet anlamında salladım. Hançerimi yine ben engel olamadan aldı ve kapıdan çıkıp gitti. Arkandan çıkarken bana dönmeden mırıldandı "Bana yarttığım katili birdaha öldürtme"