Ezenler ve ezilenler

"Sonunda uyandın" dedi Boris. Uzun zamandır baygın olmalıydım, gözlerim etrafı daha tam netlememiş olsada Boris'in o lanet sırıtışını görmeme engel değildi. Karşıma bir sandalye çekmiş bacakları açık arkasına yaslanmış kolları göğsüne bağlı bir şekilde oturuyordu. Açıkçası kardeşi gibi yakışıklıydı. Ne saçmalıyorum ben?! Sandalyeye bağlanmış ağzıma bantlı bir şekilde oturuyordum karşısında öylece. Bilincim tam olarak yerine geldiğinde. Bana doğru eğildi "Lara, Lara" Dedi uzatarak "Hadi seninle bir oyun oynayalım" Dedi ve ayağa kalktı "Daisy?" Boris'in seslenmesiyle içeri tahminen benden biraz daha büyük bir kız içeri girdi kat kesimli kısa turkuaz rengi saçlarıyla adeta bir animeyi anımsatıyordu. Hoplaya zıplaya içeri giren kız elinde bir cihazla geldi.Cihazla biraz uğraştıktan sonra karşımdaki sandalyeye bağdaş kurdu. Kafamda dolaşan Boris arkamdan konuşmaya başladı. "Şimdi senle bir oyun oynıycaz Lara ve eğer oyunumuzu başarıyla bitirirsem canını yakmıyacağım. Oyunun iki kuralı var birincisi yalan söylediğini sezersem kaybedersin ikincisi itaat etmezsen yine kaybedersin" Boris'in yüzüne adeta yuva yapmış olan o munzır ifadeden nefret ediyorum koluma baktım tabiki bileklik yoktu. Bu oyunlardan nefret ediyordum. Boris' den nefret ediyordum. Drake den nefret ediyordum. Hayatımdan nefret ediyorum! Bunları düşünürken Boris ben farketmeden önüme geçmiş ve bandı ağzımdan çekmişti. "Aaaaaahh! Dudaklarımı söktün hayvan! " Ve Boris koluma bir kesik attı, acıyla kolumu çektim "Ve bağırmak yasak" Cümleyi uzatarak adeta yaramaz bir çocuk gibi söyledi. Boris başla dermişçesine gözleriyle işaret etti. Daisy vakit kaybetmeden ne olduğunu bilmediğim makinayı çalıştırdı ve telefonundan bir kayıt açtı. Boris arkamda durmuş ellerini omuzlarıma koymuş sanki çok rahatmışım gibi beni daha çok geriyordu. Daisy sorgulamaya başladı. "Evet, Lara Lucina, Drake Fire ile neden ortaklık ediyorsun? " "Bunu bana siz zorladınız" Makinenin küçük ekranı yeşile döndü. Tabii ya bu sorgulamalar da kullanılan bir yalan dedektörüydü. Başımın üstünde duran Boris "Güzell" demesine rağmen omuzlarıma biraz daha baskı yaptı. Adam resmen beni elleriyle eziyordu. Acıdan inlememek için dilimi ısırdım ve tek birşey söyledim. "Pişman olacaksın" Boris güldü "Pek sanmam güzellik" "Hiç adam öldürdün mü? " Diye bozuntuya vermeden devam etti kız. Net bir şekilde "Hayır" dediğim gibi makinadan tiz bir ses çıkarak kırmızı bir ekran geldi. Boris tek elini omzundan çekerek hançerini eline aldı, sanki hep hatırlamamı ister gibi alnımın ortasına derince yatay bir kesik attı. Göz yaşlarım gözlerimden akmak üzereydi. "Drake'in asıl amacı ne? " "Bilmiyorum" "Bilmeliydin! " Boris bağırarak bu sefer yanağıma doğru bir kesik attı. Buna artık dayanamıyordum hıçkırarak ağlamaya başladım alnımdan süzülen kanlar akan göz yaşlarımla bir oldu. " Drake bizi öldürmeyi mi planlıyor? " Hıçkırarak ağlıyordum cevap veremedim. "Cevap ver! " Diyerek bağıran Boris yanağıma olabildiğince sert bir tokat attı burnumdan aktığını hissettiğim kanlar ve gittikçe kararan gözlerim son hatırladığım şeyler oldu.