
Gözlerimi açtığımda artık herhangi bir yere bağlı değildim. Gördüğüm tek şey gri dört duvar ve ahşap bir kapı. Hala bir çok yerim yara bere içindeydi yavaşça ayağa kalktım o pislik muhtemelen beni buraya kapatmıştı. Bilekliği bulursam Drake' e ulaşabilirdim ama bilekliğim bile yoktu. Neden bunları yaşamak zorundaydım ki? Sonrada burdan kurtulmak için Drake' den yardım beklemek, bu duruma beni o ve iğrenç kardeşi düşürmüştü. Hepsinden herşeyden herkesden nefret ediyordum. Onlar yüzünden elimi tam üç kez kana bulamıştım. Gerçekten artık gitmek istiyordum, artık mutlu olmak istiyorum. Evet sorumluluklardan kaçmak zordu ama zorunluluklardan kaçmak... İmkansız gibiydi. Başımın dönmesi durduktan sonra kapıya yaklaştım zaten küçük olan oda resmen üstüme üstüme geliyordu. Gücümü toplayıp kapıya olabildiğince sert bir tekme attım. Fakat kapı zaten kilitli değildi. Vurmamla ileri doğru savrulan kapıyı duvara vurmadan önce tutmayı başardım. Şuan sadece sıcak bir duş alıp çok derin bir uykuya yatmak ve herşeyin kötü bir rüya hatta kâbus olduğuna kendimi inandırmak istiyordum. Burnumdan akan kurumuş kanı elimin tersiyle sildim. Hiçbir etkisi olduğunu düşünmesemde. Soğuk koridorda yürürken koruma içgüdüsüyle kollarımı kendi etrafıma sardım. Sessizce ilerlemeye devam ettim. Üstünde küçük bir cam olan kapıya geldiğimde parmak uçlarıma çıkıp kapıya baktım yerde Boris öylece yatıyordu. Daisy ortalarda gözükmemesine rağmen endişeye kapılıp hızlıca binadan bir çıkış aradım, bulduğum merdivenlerden inerken az daha düşüyordum, dengemi son anda toparlayarak bir kapı aradım. Ordan oraya öylece koşturuyodum. Sakinleşip etrafa durup dikkatlice bakarken bir ses duydum. Adım sesleri. Bana ait olmayan ve yavaş yavaş benim olduğum yere yaklaşan adım sesleri. Hemen gördüğüm ilk kolonun arkasına geçip kendi elimi ağzıma kapattım. Son olanlardan sonra gerçekten çok korkuyordum. Gözlerim dolmaya başladı hıçkırmamak için elimi daha sert bastırdım. Duvarla bir olmuştum, ne kıpırdıyor ne bişey duyuyordum. Mümkün olsaydı şuan kalp atışlarımı bile durdurabilirdim. Gözlerimi kapattım kimsenin beni bulmamasını diledim. Gözyaşlarımı daha fazla tutmadım normal zamanlarda nerdeyse hiç ağlayan bir insan değildim ama şuan yaşadığım durumlar hiçde normal değildi. Durduğum yerde iki büklüm olmuştum. Gözlerim kapalıydı tâ ki omzuma dokunan bir ele kadar. İnsan bazen yaşadığı şeylere dayanamıyor, kaderim bu muydu? Bana diretilen zorunluluklar karşısında öğrenene kadar ağlamak mı?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.38k Okunma |
933 Oy |
0 Takip |
69 Bölümlü Kitap |