
"N'oluyor burda?" Üzerimize doğru gelmeye başladı ve tam önümüzde durdu. Tylor hala yumruk yaptığım elimi tutuyordu ve nerdeyse burun buruna duruyorduk. Benden biraz uzaklaşıp Drake'in karşısına dikildi ve kollarını göğsünün hizasında bağladı. "Bu sizi hiç ilgilendirmez Bay Fire neden burnunuzu sokacak başka bir iş bulmuyorsunuz? Çünkü şuan sevgilimle geçirdiğim vakti elimden alıyorsunuz! " Şok olmuştum ne diyeceğimi bilemedim ama onun sevgilisi falan olamazdım. Drake kaşları çatık yüzünü Tylor' dan ayırıp bana çevirdi, başımı olumsuz anlamda iki tarafa salladım. Drake burnundan soludu ama kesinlikle beni tekrar şoka sokucak birşey yaptı ve dedi "Peki" dedi ve arkasını dönüp gitti. NE?! Tamam benden nefret ediyor olabilirdi -ki ben ondan çok daha fazla nefret ediyordum- ama beni bu adamla mı bırakacaktı? Tylor kıravatını çekiştirip "Nerde kalmıştık?" dedi. Kapıya baktım ve koştum. Kızlar tuvaletine girip kendimi kabine kilitledim. Birkaç dakika sonra hiçbir ses gelmeyince çıktım ve yatmak için vagona gittim. Fazlasıyla yorulmuş ve korkmuştum. Biran beni gerçekten öpecek diye ödüm kopmuştu. Üstümü değiştirdim ve yatağa uzandım ve uyuya kaldım.
🌟
Rüyam berbat ötesiydi hatta bir kabustu, sekiz yaşından beri kabus görünce titreyerek uyanırdım. Yine aynısı olmuştu, uyandığımda hâlâ titriyordum. Biraz sakinleşdikten sonra kalktım. Saat dokuzu beş geçiyordu. Geç kalmıştım. Çünkü bu aptal prensesler her gün sabah sekizde kalkıp prenslere kahvaltı adı altında depodan sandviç çıkartıyorlardı. Ayağa kalktım ve hızlı adımlarla tuvalete gidip dişlerimi fırçaladım. Vagon içinde kızlar için iki adet tuvalet bulunuyordu biri odamızda diğeri ise toplu oturduğumuz alanın yanındaydı. Emily de orada ölmüştü zaten. Dolaba gidip siyah saten bir elbise seçtim. Afra canımı okuyacaktı, canı cehenneme. Elbise dizlerimde bitiyordu bu yüzden çorap giyme ihtiyacı hissetmedim ve topuklularımı giyip hızlıca odadan çıktım. Dün Space' in zoruyla saçlarımı gece örmüştüm. O yüzden saçlarımda hafif bir su dalgası vardı. Bu aralar küçük kız bana sevimli görünmeye başlamıştı. Vagonun kapısına geldiğimde kapının açık olduğunu fark ettim ve kapıdan yavaş adımlarla gülümseyerek içeri girdim. Afra iğneleyici bakışlarıyla ve sahte gülümsemesiyle konuştu "Lara, depodan sandviçini alabilirsin." Buda birnevi bir hesap sormaydı. "Teşekkürler ama kendimi aç hissetmiyorum" Açlıktan midem karnıma yapışsada geç kaldığım için saray kuralları gereği yemek yemem saygısızlık ve aç gözlülük olarak görünürdü. "O zaman prens Drake'in yanına otura bilirsin" Bir bu eksikti değil mi?! "Teşekkürler" Dedim ve ayaklarıma zar zor söz geçirip en kenara Drake'in yanına oturdum. Bakma Lara, dişini sıkma Lara, Drake'in suratına yumruğunu geçirmeyi hayal etme Lara. Ama gerçekten şuan ona bunu yapsaydım ne komik olurdu. Kendimi sıkmama rağmen buna gülümsemiştim ve Drake'in bu kadar yakınımda olduğunu o an fark etmiştim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.39k Okunma |
933 Oy |
0 Takip |
69 Bölümlü Kitap |